@aygolzeynep_
|
1 Aydır onur ve ailesinin evinde kalıyordum.Güneşle beraber vakit geçiriyordum çoğunlukla onu okula bırakıp aldığım zamanlarda vardı.Dışarı çıkma sebebim ya güneş ya da Barut olurdu,köpeğimin adına Barut koymaya karar vermiştim.onu veterinere götürmüştüm her şeyini yapmıştım. Güneşin olmadığı zamanlar bazen onur ve ayçayla vakit geçiriyordum o da haftada bir kere izin günlerinde geri kalan zamanlarımda gamze ablayla beraber mutfaktaydık bana yenek yapmayı,tatlı yapmayı öğretiyordu ya da öğretmeye çalışıyordu pek becerebildiğim söylenmezdi.Ev işlerinden ellimden geldikçe yardım ediyordum. Aslında bugün Ankaraya anneannemin yanına gidecektim ama çok ısrarcı olunca ertelemek zorunda kalmıştım.1 Ay boyunca mutluydum kendimi sigaraya fazla kaptırmamıştım ya da kitaplara.Ayrıca geçen hafta çok mutlu bir haber almıştım yarın Doğukan la Melodi nişanlanıyordu onlar için çok mutluydum ama gitmemeyi düşünüyordum eğer gidersem Denizle karşılaşırdım ve babamla. Barutun mamasını mama kabına koyduktan sonra kahvaltıya oturdum.Sadece masada ben ve gamze abla vardık onur işteydi güneş okuldaydı bu yüzden ben ve gamze abla vardık masada. “kızım ya benim bugün biraz işim varda güneşi okuldan sen alırmısın okul çıkış saatinde”gülümsedim “alırım ya güneşi hem barut da dışarı çıkarırım”barut ismini duymasıyla kulaklarını dikleştirdi.Kapı zilini duyunca gamze abla ben daha ayağa kalkmadan kapıyı açmaya gitti bede sesizce kahvaltımı ettim. “kumral kızım bakarmısın abin olduğunu söyleyen iri bir adam geldi seni soruyor”kaşlarımı çattım ve gamze ablanın arkasındaki adama baktım “abimiş sözde, neden geldin”bora abi kaşlarını çattı “seninle konuşmalıyım”salonu işaret ettim salano geçip oturdum o da hemen arkamdan girip tam karşıma oturdu.”konuş ve git burdan”gözlerine baktım hiçbir duyugu yoktu. “ufaklık beni delirtme karşında arkadaşın yok bunu unutma”alaylı bir şekilde suratına baktım “hadi ya karşımda abimde yok ama sözde korumam olucak adam var”ellerini yumruk yaptı “bak kumral anlıyorum seni haklısında ama ben ne diyebilirim ki olmuş bir şeye babana söyleseydim ne değişecekti baban koşan ailesiyle birbirine girecekti sadece “bağırmak istedim çağırmak istedim ağlamak istedim ama yapamadım sadece sustum . Bora abi cebinden bir kağıt çıkardı.”Baban bir gün ölürse diye her gün sana yazı yazıyordu onu affetmeden ölürse diye belki affedersin diye yazıyordu onlardan birtanesi”kağıdı açıp okudum”Canım kızım seni çok seviyorum,sen benden nefret ediyorsun ama benim suçum değildi affet kızım sana iyi bir baba olamadım”yazıyordu tarihte aylar öncesini gösteriyordu babamın mafya olduğunu öğrendiğim zamanı gösteriyordu. Kağıdı bora abiye uzattım.”baban delirmiş durumda herkese kan kusturuyor geçen günde siirlenip denizin yanına gitti ona neler olduğunu sordu o da cevap vermeyince suratına yumruk attı baban denizin eski sevgilinin en son dudağı patlamıştı”hoşuna gitmiş olmalı ki sırıtıyordu ama ben mutlu olmamıştı o yumruğu benim atmam gerekiyordu. “neyse ben gideyim artık merak ettme benim dışımda kimse burada olduğunu bilmiyor”tam gideceği sırada bana tekrar döndü “o şerefsizi sevmiyorum ama bence ayrılma konusunda tekrar düşün “cümlesini dediği gibi evden gitti bende gamze abladan izin alarak odaya çekildim ve ne kadar süre odada ağladığımı bilmeyecek kadar ağlamıştım sesizce… * Güneşin okul çıkış saati olduğu için Barutla beraber okulun önünde bekliyorduk barut tabi biraz kudurmuştu yerinde duramıyordu bir o yana bir bu yana gidip duruyordu “yeter barut gel şimdi zil çalacak zaten çocuklar seni görünce korkan olabilir”akılı olduğunu biliyordum. Hemen yanıma geldi tasmasını takınca bana kuyruğunu salayarak baktı “hayır ilerlemiyecez güneşi alana kadar otur o gelene kadar”kuyruğunu salamayı bırakmadı ama oturdu.zilin çalmasıyla öğrenciler okuldan fırladı onlar arasında mincik kalan güneşi gördüm koşarak yanıma geliyordu “kumrallll ablaaaa”bağırarak yanıma gelip sarıldı hemen bende karşılık verdim güneş bir tur barutunda başını okşadı ve ellimi tutu bende onun elini sıkıca tutup eve doğru yürümeye başladım.”ee bakayım fıstık anlat bakayım neler yaptın okulda” güneş surat astı ders işledik hep”onun tepkisine gülerek ilerlemeye devam ederken önümüzde bir araba durdu. Arabanın kapısı açıldı ve ayçayla onur indi “oo güneş hanım “ayça güneşe seslenmesiyle güneş ona sarıldı. “erken geldiniz”sorumla onur ve ayça bakışıp gülümsediler “erken bitirdik hadi arabaya atla seni bir yere götürücez”ayça zorla beni arabaya bindirdi ve gülerek onların götüreceği yeri merakla bekledim. * Bir kafeteryanın önünde durmuştuk neden buraya geldiğimizi iyice merak etmiştim.Arabadan indim barutun tasmasından hafif bir şekilde tasmayı çektim o da inmesi gerektiğini anlayıp indi. Diğer taraftan onur güneşi indirip yanımıza geldi. tam neden geldiğimizi sorcaktım ki çok tanıdık bir müzik sesi duyuldu yaşarın kumral şarkısı çalıyordu kafeteryadan gülümsüyerek yanımdaki ayçaya sarıldım “ya siz varya “elimden barutun tasmasını aldı ve beni hafifçe itti “içeri gir kumral hadi”gülerek içeri girdim. Şarkıya eşlik etmeye başladım “orda her kiminleysen belki sevgilinleysen söyle kumralım için sızlamaz mı ?”güneşle beraber dans ediyorduk o da benimle şarkıya eşlik ediyordu “bilmem hatırlarmısın gözlerim ne renkti söyle kumralım benim adım neydi”şarkıya eşlik etmeye devam ederken güneşin arkamdaki bir yere odaklanıp kaldığını gördüm neye baktığını merak etmiştim o kadar şaşkın bir şekilde arkamı dönünce bende çok şaşırdım. Şarkının sesi kısılmıştı ve karşımda dizlerinin üstüne çökmüş vaziyete bir çift yeşil gözlü adam vardı ellinde de bir kutu vardı kutunun içinde de bir yüzük “evet biliyorum haklısın aptalık ettim sana gerçekleri söylemedim ama nasıl söyleyebilirdim ki sana aşık oldum kumral seni gerçekten sevdim seviyorumda gitmenden korktum beni bırakıp gitmenden çok korktum.”Deniz bana bakışlarıyla ne kadar pişman olduğunu gösteriyordu ama ben onun sözleriyle gerçek Dünyadan bağım kopmuştu”sana söz veriyorum kumral yaptığım hiçbir şeyi geri veremem ama bundan sonra seni mutlu etmeye çalışırım söz seni bu kirli dünyadan koruyacağım belki kabul etmezsin kabul etmezsen anlarım zaten haklısın çünkü benim gibi tüm kirliliğe batmış bir adamla evlenmek isteyemeyebilirsin ama ben yinede soracağım Benimle evlenir misin Denizkumralı”Denizden gözlerimi alamıyordum ne yapmam gerektiğini bilmiyordum sadece kalbimin dediğini yapmaya karar verdim ve Denizin boynuna sarılıp dudaklarına dudaklarımı değdirdim. Aklıma güneşin burada olduğu gelince hemen ayrıldım çok kötü bir abla örneğiydim “evet deniz evlenirim seninle”denizin gözleri faltaşı gibi açıldı ve aydına döndü o sırada aydının da burada olduğunu yeni fark etmiştim “lan ne dedi kumral ben yanlış mı duydum” aynı şekilde aydında şok geçiriyordu denizi duyduğunu sanmıyordum bana bakıp kalmıştı bir kahkaha attım uzun bir süre sonra ilk kez kahkaha attmıştım “sizi salaklar ya ben sizinle ne yapacağım ya EVET EVET EVET”tekrar onayladım bu sefer deniz mutluluktan havalara uçtu denizin mafya olduğuna hiç inanasım gelmiyordu bu hallerinden sonra Deniz beni döndürdükendi etrafımda birkaç tur sonra sarıldı saçlarımı kokladı “seni çok özledim, bir bilsen ne kadar özlediğimi”gülümsedim sonra onur ve ayçaya döndüm “siz ikiniz varya çok fenasınız ne zaman böyle bir plan kurdunuz”ayça güldü”kurmadık ki aydın bey yanımıza geld, ve durumu anlatı biz tek seni buraya getirdik diğer her şey onların işiydi”ayçaya tekrar sarıldım. Güneş yanıma geldi “kumral abla şimdi sen bu abiyle mi evlenicen”başımla onaylayıp onu kucağıma aldım “evet niye beğenmedin mi “denize bir bakış attı sonra bana döndü “abi çok yakışıklı çok şanslısın “gülümsedim . Aydının kıskançlığı tutu ve yanımıza geldi “şimdi sen bu abiye yakışıklı diyonda ben yakışıklı değilmiyim”hepimizi kahkahaya boğdu güneş “değilsin”diyerek. Deniz belimden tutarak beni kendine iyice çekti ve tek eliyle güneşi benim kucağımdan alıp kendi kucağına aldı “demek beni yakışıklı buluyorsun ha “güneş başıyla onayladı “ama abim senden daha yakışıklı “kurduğu cümleyle bir kahkaha attım ve onura baktım haksızda sayılmazdı aslında. Deniz onura baktı sonra bana baktı “kumralım bu çocuk ne diyor ben anlamadım ben şu gördüğün adamdan da yakışıklı değilmiyim”kahkaha atmamak için dudağımı ısırdım”evet sen daha yakışıklısın ama onurda fena değ-“Denizin bakışlarıya sustum çok cidi bir şekide onura bakıyordu sanki onu öldürmek istermiş gibi “Deniz şaka yapıyorum!”Deniz bana döndü gülümseyerek”biliyorum bende sana şaka yapıyordum”kaşlarımı çattım”öyle mi bende buradan gidiyorum ne halin varsa gör”bir adım attığım gibi kolumdan tutu “yok bu sefer gitmek ben senden ayrı kalamam bir daha”güneşi kucağından indirip bana sarıldı. “Deniz şey lunaparka gidelim mi ?”Deniz kaşlarını çattı “çocukmuyum ben niye gideyim “tersçe ona baktım “sen çocuk değilsinde ben çocukmuyum deniz”deniz gülümsedi “evet benim için küçücük bir kız çocuğusun”ellerimi göğsümün altında birleştirdim “aramızda 5 yaş var hayvan herif “aydın kahkaha attı”tamam bizim kumral bu eminiz”ona tersçe bakışımla sustu.Denize dönüp kolundan tutum “lunaparka gidiyoruz ve ben hangisine binmek istersem ona bineceğiz “denizden gözlerimi çekiip aydına baktım “sende dahil ayı duydunmu “aydın bana şaşkın şaşkın baktı “ben ne alaka “bu sefer ağzımı yormama gerek kalmadı deniz haletti “müstakbel karım ne derse o anladın mı “bana müstakbel karım demesi çok hoşuma gitmişti hemen cilve yaptım “müstakbel karım demek ha sende benim minoş mu minoş müstakbel kocamsın”deniz bana mal görmüş gibi baktı”kızım sen iyi misin minoş ne demek “gülümsedim sadece * Karşımızdaki kocaman lunaparkla bakışıyordum küçüklüğümden beri çok sevmişimdir lunaparkı.Onur ve ayçayı ikna edip onlarında bizimle gelmesini sağlamıştım.Onlar dönme dolaba binmişlerdi güneşle beraber biz ise gondola binmiş kemerlerimizi bağlamasını bekliyorduk denizle beraber en arka kısımda oturuyorduk hemen önümüzde ise aydın ve tanımadığımız bir kadın vardı barutu ise çınara emanet etmiştik Yanımdaki denize gülümseyerek baktım “sevgilim anı olarak bir fotoğraf çekinelim mi “başıylaonayladı telefonumu hızlıca çantamdan çıkarıp ikimizi çektim deniz gülümsemiyordu gergin gergin başlamasını bekliyordu.”deniz sen korkuyormusun”cevap vermedi hörevli son olarak bizim kemerleride bağlayıp gondolu çalıştırdı başta yavaş olduğu için sıkıcıydı taki hızlanana kadar dönme dolap hızlanınca eğlencesine çığlık attım ama deniz korktuğumu sanıp bir eliyle belimi tutu “korkma ben varken bir şey olmaz”ama sanki daha çok kendisini sakinleştirmeye çalışıyor gibiydi Gondol hızlı bir şekilde yukarı çıkınca aydının çığlığını duydum hemen ardından küfürlerini “amınakoduğum sen ne diye benide yakıyon lan piç eğer ölürsem seni gebertirim piç daha yeni düzgün bir sevgili yapmıştım onunla hayaler kurmuştum “denize saydırdığı küfürleri deniz çok soğuk bir şekilde cevapladı “küfürleri götüne sokmamam için sus sevgilinede başlatma görürüsün sen “denizle ve aydının bu halerine kahkahayla karşılık verdim deniz korkuyordu ama belli ettmemeye çalışıyordu aydın ise belli ettmişti. Gondol durunca aydın kaçarcasına indi hemen ben denizin ellinden tutarak aşağı indim ve denizin bir şey demesini bekledim ama tek kelime ettmiyordu aydına döndüm “sence yaşıyor mu “aydın nefes nefese kalmıştı çığlık atmaktan denize baktı “şimdi öğreniriz”deyip denizin omzuna yumruk attı deniz küfrederek kendine geldi “lan piç ne vuruyon”aydın bana dönerek “yaşıyormuş ani bir şok geçirmiş sadece”kahkaha atarak denize dönüp dudaklarına bir buse kondurdum hemen kendine gelip sert bir şekilde benim dudağımı öptü “aşkım benim sen neden bizi alışveriş merkezine götürmek yerine lunaparka getirdin “gülümsedim hemen önümüzde olan ayçaya seslendim “ayçacım yarın doğukanın nişanı var kendime elbise alamdım hep beraber almaya gidelim hem sizde gelin yabancı değilsiniz”denizle aydın bakıştı deniz bana baktı “tüm gün anamı ağlatacan dimi “gülümseyerek başımla onayladım. * 2 saatir alışveriş merkezindeydik kendime ayçaya ve güneşe bir sürü kıyafet alıp denemiştik genelikle hepside denizin tasarımlarıydı.Deniz kasada kenndi tasarladığı elbiseleri satın alıyordu başka bir mağazaya sattığı için tasarımını para ödemek zorundaydı ben keyfimden memnundum ama deniz için aynı şeyi söyleyemezdim. Kasadaki işlemi bitince söylenerek yanıma geldi “kendi tasarladığım kıyafetleri bir gün satın alacağım asla aklıma gelmezdi “Denizin koluna girdim”aşkım şimdide kitapçıya gidelim aldığım kitaplar bitti”Deniz başıyls onaylayarak elbise poşetlerini tanımadığım bir korumasına verdi “bu 6 poşeti benim arabama,bu 8 poşetide onurun arabasına koyun”koruma başıyla onaylayarak giti. Güneş abisinin ellini bırakıp benim yanıma geldi benim sağ denizin sol ellini tutu ilk önce denize döndü “her şey için teşekkür ederim deniz abi”deniz gülümsedi güneşte sonra bana döndü “teşekkürler kumral abla”bende gülümseyerek önüme döndüm. Kitapçıya gelince 10 tane okumadığım klasik kitap aldım 7 tane romantik kitap aldım. Ve 3 tanede fantastik kitap alıp kasaya gittim deniz kasaya gidip ödeyeceği sıra aydının benimle dalga geçmesiyle ona döndüm “sananda filizof olucak”aydına gülümsedim sadece sonra denize döndüm “deniz sen ödeme kitapları aydın ödesin zaten çok yiyor senin paranı”deniz ellindeki kartla kalakaldı çünkü biliyordu aydının para ödemeyi sevmediğini kartı cüzdannına koydu ve aydına döndü “dydun müstakbel karımı öde ama kendi kartınla”aydının gözleri faltaşı gibi açıldı “ne diyorsun oğlum ben sırf elektirik faturası ödemiyim d,ye senin evinde kalan kişiyim”deniz bana baktı ve ona ödemezse olacakları düşündü “lan oğlum öde o zaman bana borçlarının hepsini”aydın homurdanarak kasaya gitti “ne kadar demiştiniz hanımefendi”kasadaki kadın gülümseyerek 5.265 tl”aydın bana ben almasam olmaz mı bakışı attı bende ona almaz bakışı attım mutsuz bir şekilde ödedi Kasadan ayrılmadan önce kadın bize “yine bekleriz”dedi ama aydın için bir hakereti aydın küfrederek önümüzden ilerlemeye başladı. Aşağı arabaların yanına gelince deniz bana baktı “evimize gidiyoruz kumral”kaşlarımı çattım “ama seninle gelirsem gamze ablaya ayıp olur olmaz”deniz daha bir şey demeden onur konuştu “yok bir şey olmaz siz gidin ya “denize döndüm sonra onura döndüm “şey her şey içi teşekkür ederim bak nişanada geliyorsunuz yarınki gamze ablamda geksin şimdi bir adam gelir tüm eşyalarımızı alır sizin evden”vedalaşarak arabaya bindim. * Eve gelmiştim evimize gelmiştim barut ıce ın eski kulebesine yerleşmişti ben ise ait olduğum yere denizin yanına. Eve gelir gelmez duşa girmiştim duştan çıkmıştım ama kıyafet almayı unutmuştum bornozumu kemerlerini sıkarak banyodan çıktım ama çıkar çıkmaz denizi beklemiyordum onunda üstü çıplaktı uyuyacağı için üstüne tişört geçirmek üzereydi ama benim çıkmamı beklemiyor gibiydi “bu şekilde durmaya devam edersen kendimi kontrol edemem”sırıttım cilveli bir şekilde yanına yaklaştım “sana kendini kontrol et diyen yok zaten”dişlerini sıktı “kumral zorlama istersen bu sefer duramam başladığım işi bırakamam”geçen seferi kast ediyordu onunla sevişeceğim zaman tecavüz edildiğim gün gelmişti aklıma yapamamıştım”başladığın işi bırakma “bir ellimle boynunu tutup kendime çekip dudaklarını öptüm bana karşı koymaya çalıştı ama yapamadı bana karşılık verdi.Dudaklarımızı ayırdım ama deniz izin vermedi dudaklarımızı tekrar birleştirdi .”beni şimdi durdurdun durdurdun yoksa durmam “üst dudağını ısırdım denizin cevabı almıştı durdurmayacaktım onu deniz beni öperken elleri bornozumun kemerini kavradığı gibi çözdü bornozumu hızlıca yere indirerek beni karşısında çırılçıplak bıraktı. Beni yatağa doğru hafifçe itekledi ve sırtım yatağın yumuşak zeminine çarptığı gibi üstüme çıktı öpüşü sertleşmişti yavaşça dudağımdan boynuma indi göğsüme kadar öptü ve sonra bana baktı bana bakmasıyla gülümsedim ona ve ellim denizin yeni giydiği eşofmana gitti aşağı çektim yavaşça deni küfür ederek hızlıca kalan kıyafetlerinden de kurtuldu ve bana baktı “evet hazırım deniz”denize gülümsedim.kasıklarımdaki sızıyla inledim ve ikimizinde inilteleri geceye karıştı… ********* SELAM umarım bölümü beğenmişsinizdir yorum ve oylarınızı bekliyorum |
0% |