@aygolzeynep_
|
Yine o berbat günlerden birgündü üvey annem Zuhal cadısı yine bana kızıyordu"senin gibi aptal bir kızı kim alırki"dudaklarımı ısırdım ağlamamak için"birdaha Aslı biratanecik kızıma toat atarsan seni pişman ederim" Aslı benden 1 yaş küçük üvey kız kardeşimdi Zuhal sürekli onu severdi öz kızı olduğu için
Öfkeyle konuştum"benim kardeşim değil ve sende annem değilsin kızıl cadı"saçları kızıl olduğu için ona böyle söylemiştim ama bunu sinirlendirdi ve elini kaldırıp bana birtane tokat attı darbe yüzünden kafam sağ omzuma doğru düştü koşar adımlarla dışarı çıktı .Bora abi yani benim yılardır korumam olan Bora abim beni görmesiyle arabamı getirdi. Arabaya bineceken bir sorun olduğunu anlayıp durdurdu beni"Kumral neler oldu yanağındaki iz ne"buruk bir tebesüm gönderip hızlıca uzaklaştım evden en son annemle mutlu geçirdiğimiz yere ormana sürdüm
Ormana varınca gözyaşlarım akmaya başladı. Arabadan hızlıca inerek koşmaya başladım ta ki sert bir cisme çarpana dek kafamı kaldırınca bir çift yeşil gözlerle karşılaştım.
Ağzımı aralayıp tam özür dileyeceken silah sesleri duydum çığlık attım.adam hızlıca beni kendisine çekti ama ben kriz geçirmeye başlamıştım nefes alamıyordum. Elim boğazıma gitti adam terslik olduğunu anlayıp konuşmaya başladı "astım hastasımısın,ilacın nerede"cevap veremeyecek kadar kötüydüm sadece parmaklarımı kaldırıp arabamın olduğu yeri gösterebildim .Ardından ayaklarım yerden kesildi beni kucağına almıştı . koşarken bir yandan birisine bir şey söyledi " Aydın koru bizi"
silah sesleri azalmamıştı ama daha az geliyordu sesi arabamı görünce hızlıca arka kapıyı açıp beni koltuğa bıraktı ve ilacı çantamdan çıkardı hızlıca ağzğma alıp derin derin içime çektim .
kendimi daha iyi hisseetiğim zaman yeşil gözlü adama baktım siyah saçlı ,esmer tenliydi burnu küçüktü,hafif sakaları vardı.yakışıklı sayılırdı.
Aynada gözlerimiz birleşti benim kahverengi gözlerime baktı.üst dudağı yukarıya kıvrıldı" beni incelemen bitti mi küçük hanım" rezil olmuştum ama sanki hiç rezil olmamışım gibi konuştum "seni niye inceleyim ben "sırıtı"yakışıklı olduğum için "gözlerimi devirdim. Arkama yaslanıp camdan dışarıyı seyretmeye koyuldum. Aklıma gelen soruyla ona döndüm " senin ne işin vardı ormanda "aynadan gözlerimin içine baktı"asıl senin gibi küçük kızların ne işi var"omuz silktim "seni ilgilendirmez ayrıca ben niye küçük kız oluyorum"gözlerini devirdi"o zaman benim orada olmamda seni ilgilendirmez ayrica küçük olduğun için küçük kız oluyorsun"ters bir bakış atım yeşil gözlü adama "Ben 23 yaşındayım"güldü ama alayla "Bende 28 yaşındayım"aynadan ona baktım "aramızda 5 yaş ver diye mi küçük oldum"o da aynadan gözlerime tekrar baktı "evet"
yol boyunca bir daha konuşmadık ta ki beni sahilin oraya getirene kadar bir sahile bir de yeşil gözlü adama baktım. Yutkundum. "Neden buraya getirdin "omuz silkti ve arabadan indi. Kısa bir süre sonra ben de indim .
Arabadan inince bir kafeteryaya ilerlediğini gördüm .Çantamı alıp onu takip ettim ben arabadan uzaklaşırken arabayı kilitledi. Kafeteryaya girdik.Boş birmasaya yerleşti hemen karşısındaki yere oturdum. Yanımıza garson gelince sipariş verdi. iki tane kahve istemişti. Kahve sevmezdim hatta ağzıma belki sadece birkez sürmüşümdür.
Kahvelerimiz geldi bir yudum aldı.Bende sanki içiyormuşum gibi yaptım ama istemesemde kokusunu alınca yüzümü buruşturdum kahve kokusu bile beni rahatsız ederdi.
"küçük kız cevaplar bekliyorum"ani sorusuyla şaşırdım ama belli etmemeye çalıştım. Yalandan gülümseyerek konuşmaya başladım"ilk önce tanışalım ki bana küçük kız deme ben Kumral, Kumral Saygın"bir süre bana baktıktan sonra dudaklarını araladı"Deniz Kara"biryerde ismini duyduğuna emindim ama hatırlamıyordum.
Bakışlarıyla konuşmamı emretti"bir şartım var"tek kaşını çattı"neymiş Emre Saygının öz kızı"babamın ismini duyunca afaladım"sen... ama nasıl babamı nereden.... beni nasıl tanıdın"babam Türkiyenin en zengin iş adamlarındandı ama babam beni kameralardan uzak büyütüğü için kimsenin beni tanıma ihtimali yoktu.
Deniz umursamazca cevap verdi"Bir ara baban kimlerle ortaklık yapıyor diye bak"bir kez daha afaladım babam yaklaşık 1 ay önce yeni birisiyle ortaklık kurduğunu söylemişti.
"küçük Saygın bana orada ne işin olduğunu anlatırmısın "kendimi hızlıca topladım"şartım sende bana orada neden olduğunu söylersen"kaşlarını usulca çattı."soruya soruyla sevdim ama senin anlatacaklarına bağlı konuşurum Saygın, yalan söyleme gibi bir hatta yapma anlarım"içimde ki dil çıkarma isteğini bastırmak zorunda kaldım. "Tamam anlatacağım her şeyi dürüstçe"
Derin bir nefes aldım çantamdan sigaramı çıkardım. Aslında sigara içmemem gerekti astım hastası olduğum için ama ilk düzeyde olduğu için pek sorun olmuyordu.Bir dal çıkarıp yaktım paketi ona doğru uzatım aynı şekilde oda bir dal çıkardı. Çakmağı ona uzatım
sigaramdan bir duman çektim. üfledim."o orman öz annemke son en güzel geçirdiğimiz yerdi üzülünce sürekli orya giderdim. Bugünde o güzel ormana ihtiyacım vardı oraya gittim sonrasını biliyorsun"bir kaç saniye bana baktıktan sonra konuştu"öz annen nasıl öldü Saygın"yutkundum.
"istersen anlatmak zorunda değilsin Saygın ben sadece araba kazasında ölmediğini biliyorum "kafamı iki yana saladım"hayır annem araba kazasında ölmedi"babama hiç nedenini sormadım ama babam araba kazasında ölmüş gibi göstermişti kim bilir belki cevapları öğrenmek istemediğim için sormamışımdır.
"Annem ben 10 yaşındayken öldü " sigaramı söndürdüm."O gün ben, babam ve annem ormana gittik annemle babamın tanıştığı yere saatlerce beraber benimle oyun oynadılar gün sonunda annemin hazırladığı patatesli börekleri yedik."gözlerim dolmuştu ama onun yanında ağlamıyacam."gece yarısı geçeli 5 dk olmuştu eve gitmek için arabaya binmiştik yolda giderken sahil görmüştüm tuturdum gidelim diye babamda beni kıramayıp arabayı sola çekip sahile indirdi ne kadar beraber yürüdük bilmiyordum elimde dalmaçyalı köpek peluşım vardı diğer elimde annemin eli vardı."biraz durdum derin nefesler, alıp verdim"Sonrası benim en büyük kabusum silah sesleri geldi annem kendi bedenini benim önüme attı. Babam hızlıca yanımızdan çatışmaya dahil oldu. Ayak sesleri duydum sonra iğrenç bir erkek sesi geldi kulaklarıma"Saygın bugün ölüm günün"o sesi duyduktan sonra elimden peluş köpeğim düştü .annem son kez bana gülümsedi"seni seviyorum kum-"cümlesini tamamlanmadan silah sesi duydum annemin zayıf bedeni yere düşerken benim son gördüğüm bir koyu yeşil göz sonrasını pek hatırlamıyorum annemin ölü bedenine bakıp ağladım o gün öldüğünü biliyordum ama ölümü ben küçük yaşta öğrenmemem gerekiyordu benim diğer çocuklar gibi büyümem gerekiyordu"gözümden bir damla yaş aktı hızlıca sildim.
Ne kadar konuşmadık bilmiyorum ta ki Denizin yanında ki sandalye çekilene kadar "Halettik Deniz"20 li yaşlarda bir erkek ti saçları kahverengi tonlarındaydı yapılı biriydi ne zayıf ne kiloluydu yakışıklı da dene bilirdi gözleri ela renkteydi.
Deniz yanındaki adama baktı "afferin işi becerebilmişsin Aydın"Aydın sırıtarak cevap verdi "beceremediğim iş var mı oğlum"Deniz gözlerini devirdi. Aydın beni yeni fark ettmiş olmalı ki ellini uzatı"ben Aydın "nedense içimde ona güvenen bir tarafım vardı istemsizce gülümsedim"ben Kumral Saygın"ellini sıktım .
Denize döndüm "Deniz sıra sende her şeyi anlat"
"ilk önce duyacaklarından kimseye bahsetmemen gerekiyor bana bu konuda söz ver"alaycı bir şekilde gülümsedim"emin olun ağzımdan sır çıkmaz Deniz Kara"üst dudağı yukarı kıvrıldı
"orada olmamın sebebi-"Aydın sözünü kesti"Deniz eminmisin şuan farkındaysan görevdesin"bakıştılar bir kaç saniye "hiç emin olmadığım kadar güveniyorum" Aydı derin bir nefes aldıp,verdi.
"Ben MAFYAYIM"
Duyduklarımla elimdeki bardak yere düştü kırılma sesi çok gürültülü bir şekilde kulağıma çarptı aynı duyduklarım karşısında benim de kırıldığım gibi
|
0% |