@aygulmudurlu
|
☘️ İNSAN DÜŞERKEN TUTUNACAK DOST ELLER İSTER. ONU BEKLEYENSE SIRTINDAN İTEN DÜŞMAN ELLER OLUR. ☘️ Evinde geçirdiği ilk gece beklentilerinin aksine onda korku krizine neden olmuştu. Dün gece gördüğü rüya, akabinde evde duyduğu çıtırtılar, battaniyesinin altında uykusuz ve nefes darlığı çekerek geçirdiği birkaç saat. Öylesine zor uyumuştu ki, şimdi ağrı içinde olan vücuduyla yatağından çıkmak istemiyordu. Gece ne yaşamıştı öyle, korkuları neden onunla seyahat ediyordu? Hayat ona bir başlangıç şansı vermeyecek miydi? İstemsizce düğümlenen boğazını öksürerek açtı. Yorgunluğu ve tükenmişliği üzerinden atması için bu yataktan bir an önce çıkması gerekiyordu. Esneme hareketleri yaparak doğrulduğu yatağından çıkarak arınma seansı için soluğunu banyosunda almıştı. El ve yüzünü güzelce yıkamış, dişlerini de fırçalamıştı. Bu esnada terlemiş olan kıyafetlerinden kurtulup duşa girerek arınmasını tamamladı. Şimdi üzerinde bornozu başında sarılı havlusuyla alt katta olan mutfağına geçmişti. Her şey yerli yerinde olduğu için aradığını bulmakta zorlanmamıştı. Kahve makinası hep olduğu yerde ocağının hemen yanında duruyordu. Kahvesi için gereken malzemeleri de tam beklediği yerdeydi. Ancak gerekli karışımı hazırlayıp makinanın başla tuşuna bastıktan sonra mutfağını incelemeye başlamıştı. Mutfağı en az kırk metre kare kadar genişlikteydi. İçerisi oldukça şık döşenmişti. Yemek için oldukça gösterişli bir masa takımı da atlanmamıştı. Geri kalan her şey modernizmin acınası gösterişinden ibaretti. Perrin hiçbir zaman eşya ve ayrıntıya önem vermezdi. Onun için asıl olan hayatı pratik kılmaktı. Asıl modernlik ve şıklık pratiklikten ibaret olmalıydı. Kahve hazırlanırken üst kata geçip üzerine salaş uzun kollu bir sweat ve kot pantolon geçirip mutfağa dönmüştü. Bu sürede hazır olan kahvesinden oldukça büyük bir kupa alarak evin salonuna geçti. Evdeki asıl ilgi çekici yer burasıydı. Muhteşem kitaplarla dolu büyük bir kütüphane gözlerinin önünde duruyordu ve bu güzellikler tamamen ona aitti. Büyük bir heyecanla tek elinde tuttuğu kupasından kahvesini yudumlarken, diğer eliyle de kitaplığından kitaplar seçerek çalışma masasının üzerine indiriyordu. Bunları önce inceleyecek sonra da özenli bir sıralamayla okumaya başlayacaktı. Onu en çok heyecanlandıran kitapsa oldukça eski, cildi dökülmeye yüz tutmuş bir kitaptı. Bu kitabı gördüğünde diğer kitaplara olan ilgisi dağılmıştı. Önce bunu okuyacaktı. Ön kapağını incelediği kitabın yazarını görememişti. Kitabın iç kısımlarını da incelemişti. Bu yazarı olmayan bir kitap mıydı? Ne yazan ne basan ne editör hiçbir insan isminin yer almadığı bu kitabın neyse ki bir adı vardı. "Korumalar Tılsımı" Kitabın ilk bölümünü büyük bir heyecanla açıp okumaya başlamıştı. Bir yandan kahvesinden yudumluyor diğer yandan da elindeki kitaba iyice gömülüyordu. Dakikalar süren okumasının ardından karşılaştığı şu satırlarda istemsizce duraksadı. "ve kadın açar Tılsımnı kitabını. Keşfederse eğer sihirli tılsımın kilidini açmayı, gözleri önüne serilecektir gizlenmiş bir oda. Orada görecektir gerçekliğin küçültülmüş halini ve ekleyecektir ona onda eksik olan bir nesneyi. Sonra da koruma bu tılsımla giyinecektir bedenini." Perrin okuduklarının etkisiyle ürpermişti. Elindeki bu kitap sanki onunla konuşuyordu. Okuduğu sözler rastgele yazılmış olamazdı. Tılsımın kilidini düşünmeye başlamıştı. Böyle bir kilit gerçekten olabilir miydi? Varsa onu nasıl bulurdu? Kafasından yüzlerce soru geçerken aklına evin eski sahibinin verdiği anahtarlık gelmişti. O anahtarlığın üzerinde atmayı düşündüğü saçma sapan şekillerde çok sayıda anahtar vardı. Eğer gizli bir anahtar varsa kesinlikle onların içindeydi. Kapının hemen üzerinde olan anahtarlığı almak için hızlıca yerinden kalmıştı. Büyük bir heyecanla ulaştığı kapıdaki anahtarlığı alarak üzerindeki anahtarları incelemeye başladı. Çalışma masasına geri döndüğünde kitabı yeniden incelemeye başlamıştı. Bahsedilen kilit kitabın üzerinde olabilir miydi? Kitabı incelemiş ama aradığını bulamamıştı. Daha sonra kütüphanede anahtar deliğine benzeyen bir şey aramaya başladı. Aradığı kilidi bir türlü bulamamıştı. Hatta merdivene çıkarak kütüphanenin en üst noktalarına kadar bakmıştı ama araması sonuçsuz kalmıştı. Her şeyi yerine koyacak ve arayışına son verecekti. Merdiveni katlayıp götürürken anahtarlık elinden kayıp düşmüştü. Kendi kendine söylenerek malzeme odasına gitmişti. Anahtarı bile elinde tutamayan biri bu gizli odayı nasıl bulacaktı? Büyük bir hayal kırıklığıyla döndüğü kütüphanesinde yere düşen anahtarlığı almak için eğildiğinde küçük bir parıltı gözüne ilişmişti. Kitaplığın altından gelen gizemli bir ışık vardı başkaca bir şey görülmüyordu. Aradığı yer burası olabilir miydi? Büyük bir heyecanla elindeki anahtarlardan sırayla seçerek ışıltı gelen noktaya doğru yerleştirmeye çalıştı. Anahtarları sokmaya çalıştığı ışıklı alan tamamen boşluktan ibaretti. Bir anahtar deliği hissedilmiyordu. Denemekten vazgeçmeyecekti. Kitapta bahsedilen tılsımın kilidi belki de gözle görülmeyen türdendi. Elinde tek bir anahtar kalmıştı. Bir tırnak boyu olan boynuza benzeyen bu anahtar onun içine hiç sinmemiş olsa da denemekten zarar gelmeyecekti. Işık saçan boşluğa yerleştirdiği bu garip anahtarı çevirmeye başladı. Tüm umutların tükendiği bir noktada duyduğu üç tık seni onu çılgına çevirmişti. Bulmuştu! Kitapta bahsedilen kilidi, anahtarı bulmuş ve gizemin kilidini açmıştı. Şimdi gözleri açılması gereken o gizli odayı arıyordu. Merak içindeki bekleyişi ayaklarının altında hissettiği sarsıntıyla son buldu. Geçirdiği korkunç gecenin ardından şimdi de deprem mi oluyordu? Korkuyla çalışma masasının altına sığınmıştı. Sarsıntı devam ettikçe evin zemininde garip bir hareketlilik oluyordu. Sarsıntılar şiddetini arttırırken en son duyduğu şey evin zemininden yükselen bir kırılma sesiydi. Bu kırılma ona sanki ölümün geldiğini söylüyordu. Az sonra ev yıkılacak ve o enkazın altında kalacaktı. Korkuyla kapatmıştı gözlerini ve Ayetel Kürsi okuyor ve Kelime-i Şehadet getiriyordu. En azından Müslüman olarak öleyim diye dualar ediyordu. O korku içinde titrerken sarsıntı hiçbir şey olmamış gibi bir anda durmuştu. Korkuyla açtığı sözleri salonunda yıkıntı arıyordu. Gördükleriyse bundan daha fazlasıydı. Salonun tam ortasında açık bir kapak belirmişti. Masanın altından koşar adım çıkarak açılan kapağın önünde durdu. Kapak evin ahşap döşemesi ve biraz da demirden yapılmıştı. Dışarıdan bakıldığında fark edilmesi imkansızdı. Nasılda iyi ve sinsice gizlenmişti. Kapaktan gözlerini ayırıp aşağı baktığında betondan merdivenler onu selamlıyordu. Birkaç metre aşağıya inen bu merdivenlerin dibi zifiri karanlıktı. Açılacak bir ışık da göremiyordu. O nedenle malzeme odasına koşarak bir fener almıştı. Açtığı fenerle hiç düşünmeden merdivenlerden inmeye başladı. İndiği yer tamamen betondu ve içerisi rutubet kokuyordu. Odanın duvarlarında gezdirdiği feneriyle bir ışık kaynağı arıyordu. Sonunda bir elektrik düğmesi görmüş ve ışıkları açmıştı. Oda aydınlanınca gördükleriyse hayret vericiydi. Duvarlar oldukça eski ahşaptan yapılma raflarla doluydu. Odanın tam köşesindeyse oyuncak bir ev vardı. Koskoca odada başka hiçbir şey yoktu. Merakla oyuncak evin önüne gelmiş gördükleri karşısında dehşete kapılmıştı. Bu ev yaşadığı evinin küçük bir kopyasıydı. Merdivenleri, terası, araba garajı, kütüphanesi, salonu, açılan gizli odası ve diğer odaları. Perrin gördüklerinden ürkmüştü. Bu minyatür ev onun eviydi. İçine şu an ki eşyaları bile minyatür halleriyle eklenmişti. Kahve makinasının karşısında kahve alan minyatür Perrin'i görünce istemsizce çığlık attı. Şimdi Euzu Besmele çekiyor, Felak ve Nas surelerini okuyordu. Çok sonra bir şey dikkatini çekmişti. Minyatür evde gizli odaya açılan kapağın hemen önünden sökülmüş bir parça olmalıydı. Burada olup da düşmüş eksik olan parça her neyse onu bulduğunda kitabın dediği koruma tılsımı çözülecekti. Önce minyatür evi aramıştı. Yerinde olmayan fazla bir parça aradı gözleri. Evinde her şey olması gereken yerdeydi. Sonra odanın yerlerini ve raflarını aramaya başladı. Kapı girişine yakın rafta bulmuştu aradığı eksik parçayı. Elinde tuttuğu parça korkutmuştu onu. Bu parça minyatür bir adamdı. Şimdi onu evin içine yerleştirirse o da evine gelecek miydi? Dualarını arttırmıştı hem korkuyor hem de deli gibi merak ediyordu. Bu tılsımı çözmesi için eksik olan bu parçayı yerine koyması gerekiyordu. Sonunda yaptığı dualarla tüm çevresini ve kendini kalkan içine almıştı. Artık ne olacaksa olsun diyerek minyatür evde eksik olan parçayı yerine yerleştirdi. İşte tam da o an olanlar oldu. Yeni bir sarsıntı başlamış Perrin yere kapaklanmıştı. Tam doğrulup bulunduğu odadan kaçmak istediği zamansa birden elektrikler kesilmişti. Çığlıklar içinde sağa sola vurarak ulaştığı merdivenlerden dizleri yara bere içinde yukarıya ulaşmaya çalışırken elektrikler yeniden gelmişti. Korku içinde emekleyerek tırmandığı merdivenlerden son basamağa ulaştığında ona uzanan bir el görmesi bilincini kaybetmesine neden oldu. Son hissettiyse merdivenden geriye doğru düşen bedenini sıkıca kavrayan ve yukarı doğru çeken güçlü kolların varlığıydı. Ardından ruhunu huzur dolu karanlık bir boşluğa teslim etmişti. ☘️☘️☘️ |
0% |