@aygulmudurlu
|
☘️KARIŞMAK İSTİYORSAN DAHİL OLMAYI BİL. IRMAKLAR SAYISIZ DAMLANIN EKLENMESİYLE ÇAĞLAYIP OKYANUSLARA EKLENİR. ☘️ Kendisine uzanan cesur rolü takınan kadının eli karşısında gülümsemişti Muhsin. Bu gelişme başlangıç olarak iyi sayılırdı. O da ellerini uzatarak kadının elini iki avucunun içine almış hafif bir şekilde sıkarak, "Memnun oldum Perrin, ben Muhsin." demişti. Muhsin en az bir dakika bırakmamıştı Perrin'in elini. Bu davranışı zannınca güven vericiydi. Uzayan tokalaşma karşısında kadınsa huzursuzlanmış, elini yavaşça adamın iri avuçlarından kurtarmıştı. Tokalaşmanın ardından tekrar herkes koltuklarına oturmuş, Perrin garip tavırlar eşliğinde kahvesini yudumluyor Muhsin ise biraz gergin bir halde bacaklarını sağa sola doğru sallıyordu. Kahve bitene kadar bu sinir harbi devam etmişti. Muhsin ilk hamleyi kadının yapmasını bekliyordu. Kahvesini bitirince beklemenin anlamsızlığına daha fazla tahammül edemeyen Perrin gergin bir şekilde, "Evet şimdi ne yapıyoruz?" diye sormuştu. Beklediği tepkiyi alan adam sakin bir gülümseme ile "Önce görev kabul yapmamız gerekiyor değil mi?" dedi. Kurduğu tek cümlenin ardından susan adam karşısında sinirlenen kadın, "Her şeyi tek tek sormalı mıyım yoksa bir soru sorduğumda cevabı baştan sona verebilir misin?" dedi. Kadın haklıydı Muhsin çok yavaş davrandığını diyaloglarının sinir bozucu film sahnelerine benzediğini fark etti. Bundan Kendisi de hoşlanmazdı o nedenle konuya hızlıca girmeliydi. "Önce görev kabul yapmamız gerekiyor bunun için de “Korumalar Tılsımı" kitabı ile anahtarına ihtiyacımız var!" diyerek ayağa doğruldu. Aldığın net cevap karşısında memnun olan Perrin hızlıca ayağa doğrulmuş ve kütüphanedeki masaya doğru gitmişti anahtar ve kitap masanın üstündeydi. Kendini takip eden adam hemen yanında duruyor kadının gözlerinin içine bakıyordu. "Şimdi senden ricam hiçbir şeyden korkmaman ve her türlü garipliğe hazır olman bunu yapabilecek misin?" Duyduğu garip ve ürkütücü cümle karşısında düşünceye dalan kadın istemsiz bir korkuya kapılmıştı. Ama içinde bulunduğu hayat düşünülürse neden olmasındı ki hem karşısına mevcut hayatından daha korkunç ne çıkabilirdi, kaybedecek neyi kalmıştı ki? " Tabii ki evet! Sen benim için buradaysan benim güvenliğimden sorumluysan, ben de sana güvenmeliyim öyle değil mi?" demiş korumasının yapacaklarına odaklanmıştı. Kısa süre içinde yaşanan bu güven ortamı Muhsin'i ferahlatmış rahat bir nefes alarak yapacaklarına odaklanmıştı. Korumalar tılsımı ve anahtarını eline alan adam eski bir lisandan konuşmaya başladı. Ezberinden okuduğu cümleler kutsal bir metinden alıntıydı. Okudukları o kadar huzur vericiydi ki insan saatlerce dinleyebilirdi. Perrin böyle düşünürken adamın elindeki kitap kelimelerle birlikte ışıldamaya başladı. Ardından kitabın içinden silgi ve kalem sesine benzer sesler yükselmeye başladı. Duydukları karşısında biraz gerilen kadın uzaklaştı. Ne olacağını bilmiyordu biraz mesafenin mahsuru olmazdı. Adamın sözleri sonunda bitmişti. En son söyledikleriyse Türkçe’ydi. "Levh-i Mahfûz'u veren Rabbime hamd olsun!" Duyduğu kitap karşısında kilitlenip kalan kadın merak içinde kıvransa da kelimeleri kurup soru soramıyordu. Muhsin ise suspus olmuş hiçbir açıklama yapmıyordu. Tek kudretli olanın yarattığı bu kitap hakkında soru sormak ya da cevap vermek ikisinin de haddi değildi ki. Büyük bir sessizliğe gömülmüş olacakları bekliyorlardı. Muhsin'in elindeki kitap ses ve ışıltılar içinde bir süre kaldıktan sonra eski haline dönmüştü. Sürecin bittiğini gören adam, Fatiha süresini okumaya başladı. Arapça okunan sureyi Perrin Türkçeymiş gibi duyuyor ve anlıyordu. "1- Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. 2- Hamd; Âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir. 3- (O Allah) Rahmân ve Rahîm’dir. 4- Din (ödül ve ceza) gününün sahibidir. 5- (Ey Allah’ım) biz yalnız sana ibadet eder ve yalnız Sen’den yardım dileriz. 6- Bizi dosdoğru yola ilet. 7- Kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet, gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil. Yüce rabbim doğru söyledi." Yaşanan anın etkisiyle ürperen Perrin istemsizce Muhsin'in koluna yapışmış titrer bir şekilde ondan medet umuyordu. Ona neler oluyordu böyle? Okuduğu surenin ardından, şükür ve dualar eşliğinde anahtarı kitaptaki yerine özenle yerleştiren Muhsin besmele eşliğinde saatin tersi yönünde 3 kere çevirdi. Kitabı açmak için çevrilen bu anahtar sanki çok büyük bir kapıyı aralamış gibi yüksek gıcırtılı bir ses evin her yerinde duyuluyordu. Perrin artık tir tir titriyor dualar okuyordu. Çok korkmuştu. Büyük bir bilinmezin kapısı az önce aralanmıştı ve sanki onu içine çekip yutacaktı. Ömründe ilk kez bu kadar aciz ve küçük olduğunu hissediyordu. Yaratıcısı karşısında ne yapacağını ona nasıl şükredeceğini hataları için nasıl tövbe edeceğini hiçbir zaman bilemezdi. Kurmaya çalıştığı sözleri hep diline dolanır kilitlenip kalırdı. Beni en iyi bilen sensin der ona cümlelerle değil kalbini teslim ederek cevap verirdi çünkü yapacağı en iyi şey buydu. Şu an içinde bulunduğu durumda da ne yapması gerektiğini bilmiyordu. En iyisini Rabbim bilir dedi Sustu ve olanları beklemeye başladı.
"Nasıl olur?" diyerek adamın elinden aldığı kitabı sayfa sayfa çevirip sabah okuduklarını aramaya başladı. Gitmişti okuduğu her şeyi silinip gitmişti kitap hiç yazılmamış gibi bomboştu. Bakışlarını Muhsin'e çevirmiş bir cevap bekliyordu. Sorusunu anlaması için lisana gerek yoktu. Gülümseyerek ona bakan Muhsin kitabı elinden almış ve " Bu Korumalar Tılsımı kitabı tamamen sana ait. O nedenle yeniden yazılmak üzere silindi ve birazdan Tılsım cümlelerini yazmaya başlayacak bize ilk talimatını verecek. Sadece mürekkebi eksik" demişti. Karşısında gözleri yaşlar içinde ondan cevap bekleyen kadının gözlerine parmaklarını dokundurmuş ve birkaç Damla'yı iki parmak ucuyla almıştı. " ve bunlar da mürekkebimiz." diyerek kitabın boş olan ilk sayfasına sürdü. Görünmez bir el görünmez bir kalemle tılsımlı kitabı yazmaya başlamıştı. " Tılsımlar Kütüphanesinde kitabını mühürle ve ilk görevi Mühürcü ‘den teslim al. " Tılsımlı kitabın ilk sözlerini İkisi de okumuştu Muhsin Perrin'e dönmüş elini uzatarak, "Haydi!" Demişti ardından da Korumalar tırsımı kitabını masanın üstüne bıraktı besmelesini çekti ve derin bir nefes aldı. " Başlıyoruz" dedi. Korumalar tılsımı kitabı evrildi eğilip büküldü sünüp uzadı ve dikdörtgen bir kapı şeklini alana dek halden hale girdi. Sonunda karşımızda açmamızı bekleyen muhteşem bir kapı duruyordu. Muhsin kapının tokmağını tuttuğunda Besmelemi çekip ve derin bir nefes aldım. |
0% |