@ayilahiceyda
|
Kapalı gözlerimi otobüsün sarsılarak durması ve muavinin gür bir ses ile bağırması ile araladım. “İSTANBULA VARDIK.” Herkes toparlanmaya başlarken ben uzun süredir uyumanın mahmurluğu ile alık alık etrafıma bakıryordum yanıma gelen muavin üst aradan çantamı çekip bana uzattı. “Geldik bacım kalk!” ani yükselme ile hızla toparlanarak kalktım , çantamı elime aldım muavin bey de yol verdi . Otobüsten inince derin bir nefes aldım yol boyunca sadece bir kere yemek için inmiştim . Artık İstanbuldaydım ablama yakındım , ama onu kolayca bulma umudum İstanbula girerken otogara varana kadar bir buçuk saat uyumam ile azıcık gitmiş olabilirdi. Koca şehirdi , ben Urfa merkeze bile gitmemiş insan olarak ne yapacaktım aslında pek bilmiyordum .
Davud bana gece varırsam önce kalacak bir yer bulmamı sonra telefon almamı söylemişti kendi numarasını da kağıda yazıp vermişti. Hava kararmıştı ama saat çok mu geçti dükkanlar kapalı mıydı bilmiyordum. Otogar binasına girip diğer tarafından çıktım burada bile olan araba çokluğu ışığı sesleri gözümü korkuttu. Dudaklarımı birbirine bastırdım aynı zamanda rüzgarın uçurduğu sarı saçlarımı çekmeye çalışıyordum. Aylardan aralıktı ve İstanbul gece de olmasından dolayı herhalde çok soğuktu esiyordu. Kafamı sol omzuma doğru yatırıp yemek yiyecek bir yer aradım ileride gördüğüm dönerciye gülümseyerek ilerledim. Sanki bu şehirde tek başıma yaptığım her şey ; yemek yemek , bir yere gitmek , bir araca binmek , aldığım bir ürün . Hepsi birer başarı gibi gelecekti çünkü tek başıma bir şeyler yapabiliyor olabilmek müthişti.
Dönerciye vardığımda tontiş bir dede vardı bir ayran bir su ve yarım ekmek alıp babamdan kaçırdığım para ile ödemesini yaptım. Kötü bir insan değildim bilerek birinin başına bir iş gelmesini istemezdim , bana kötülüğü dokunacak olsa bile. Ama babamdan kaçırdığım bu para ile başını derde sokmaktan onu parasız bırakmaktan hiç pişman değildim. Davudun söylediği kadarıyla gerçekten yüksek bir para vardı yanımda beni bir süre idare ederdi. İstanbul sokaklarının tehlikeli olduğunu da söylemişti . Benim de parayı çaldırmaya hiç niyetim yoktu içime gizlemiştim.
Alanda olan boş bir bank buldum ve oturup etrafta ki insanları izleyerek dönerimi yedmeye başladım. Bazı insanlar birbirine sarılıp hasret gideriyordu , çoğu kişi çoklu bavulları nasıl taşıyacağı ile stresle yanındakine kızıyordu bu sırada yanımdaki küçük çantaya minik bir bakış attım. Taksi bulup durduran biri daha bavulunu koymadan başka birinin arka koltuğa oturması ile bağırmaya başlamıştı bir süre birbirleriyle kavga ettiler arkadaki araçlarda durmaktan sıkılmış olacak ki kornalarına basmıştı , sarışın bir adım ikisinin araasına girip ne dediyse kavga edenler gülerek birbirine sarılıp taksiye beraber binip gitmişlerdi.
Böyle bir şey başıma gelirse ne olur diye düşündüm kavgacı bir yapım yoktu hakkımı savunur muydum bilmezdim. Dönerim de bittiğinde kağıdını ve ayran şişesini buruşturup az ötemdeki çöp kutusuna ilerledim. Şimdi saatin on bir olması nedeniyle kendime önce kalacak bir yer bulmalıydım kalabalık iyi bir yer olmalıydı ki güvende olabileyim. Kafamı çevirip caddeye baktığımda az önceki sarı taksilerden eser yoktu . Etrafıma baktığımda pek insan bulamadım ileride az önce kavgayı ayıran iyi görünen bir arabaya yaslanmış sarışın adamı gördüm.
Adımlarım ona doğru döndü ve yanına vardığımda elindeki telefona dalıp beni fark etmeyen bu sarışına seslendim .”Bakar mısınız?” kaşları çatık bir şekilde bakışlarını bana çevirdi bu dudaklarımı gerilip birbirine bastırmama neden oldu. Kısa bir süzüşten sonra bakışlarını düzeltim kafasını sağa yatırdı buyur der gibi elini bana doğru çevirdi ve sözleri ile destekledi “Tabi sorun nedur?” dedi ama sanki bir an şivesi kaymış gibi dudaklarını bastırdı.
“Ben taksi göremedim de merkeze nasıl giderim?”
Sorgulayan gözler ile bana baktı “ Merkez mi ? İstanbul burası her yer işlektir.”
Aydınlanmış gibi kaşlarım yukarı kalktı ağzımdan bir ‘He’ sesi çıktı elim ile parmak uçlarımla oynadım. “Şey peki tekin olan hırsızlık falan olmayacak iyi yer neresi nasıl gidilir?” Elini ensesine atıp kısa bir düşündü “Yani Beşiktaş , Ortaköy olur da bu saatte pek toplu ulaşım aracı bulamazsın.”dedi.
“Ee ben nasıl gideceğim?” dedim . Kafasını biraz geri çevirip arabası ile ben arası bakıştı kaşlarını ‘Acaba’ der gibi çattı. “Yani rahatsız olmayacaksan biz araba ile bırakalım diyeceğim ben Beşiktaşta oturuyorum zaten.” Teklifi ile birkaç adım gerliledim güvenebilir miydim ki? Etrafa baktığıda yine kimsecikler yoktu derin nefes alarak geri adama dönmüştüm . O an arkadan valizi ile onun gibi sarışın biri gülerek geldi , ikisi de yaşı büyük duruyordu . Arkadan gelen adam beni görünce bir durdu ama sonra tekrar gülerek buraya geldi elini diğer adamın omzuna atıp “Hayirdur ha bu bacu kimdur?” dedi
Adamsa bana cevap bekler gibi bana bakıyordu . En olmadık İstanbul maceram ilk saatler içinde biter ölürdüm , kafamı onalayarak salladım . Gülümseyip arka kapıya yönelip açtı binek üzereyken dönüp “Umarım beni kaçırıp tecavüz edip otuz paraya ayırıp bir varile koyup cesedimi yakmassınız.” Dedim tek nefeste.
Gözleri şaşkınlık ile açıldı eli ile kendini gösterdi “Ben öyle bir izlenim mi veriyorum?”
“İzlenimler ile güvenip yürüyemeyiz.” Dedim ve araca bindi o da birkaç saniye sonra kapıyı kapattı. Diğer adamla bir süre dışarıda oyalanıp sonra araca bindiler yola koyulduğumuzda ellerim stresle eteğimi sıktı.
“Adınız nedir bu arada ? Ben Kemal Canas.” Beklenti ile gözlerime baktı bir şey mi demem gerekti ismi konusunda?
“Ben Firuze Aydın.” Güzel der gibi dudak büküp kafasını iki yana salladı.
“İstanbula ilk gelişin herhalde Firuze , dilersen neden geldiğini öğrenebilir miyim?”
Zaten tanımıyorum nerede görürüm diye düşünüp her şeyi anlatmaya karar verdim içimide dökmem gerekiyordu . “Ablamı arıyorum memlekete geri dönemem onunla yaşayacağım . İki yıl önce köye gelen bir adam ile beni babama bırakıp terk etti. Aslında iyi gidiyordum ama babam beni köyün tecavüzcü oğluna para ile zorla vermeye çalışınca bende parayı alıp kaçtım . Ablam sosyeteden zaten Ünlüleri biliyorsanız belki tanıyorsunuzudur.”
Birkaç saniye sessizlik oldu sonra diğer adam “Helal olsun bacım iyi etmişssin parayı almakla.” Şivesi düzelmişti , gülümsedim . Kemal denen adam bir iki kere yutkunup aynadan bana baktı. “Ablanın adı ne?” diye sordu.
“Ceyda Alacaz “ dedim sakince. İkisi şaşkınca birbirine dönerken onlara tam olarak kimi söylediğimi o an bilmiyordum.
“Bu bildiğimiz Ahmet Hanın eşi olan mı” diye sordu diğer sarışın adam komple arkaya dönerek . “Evet Ahmet abiyle evlendi. Bu arada senin adın ne?” dedim tatlı tatlı yine. “Kenan Canas.” Dedi dalgınca ve elini ağının üstüne kapatıp önüne döndü. Bende şehrin sokaklarını izleyerek güvenli kalacak bir yere varmayı bekledim. Bir süre sonra Kemal bey ala kaplı yüksek bir bina önünde durdu arkaya dönüp bana kısa bir gülümseme yollayıp önüne dönüp arabadan indi . Öndeki iki sarışının inmesiyle bende peşlerinden indim kafamı kaldırıp adına baktığımda “Canas Hotelleri Beşiktaş” yazdığını gördüm . Dudak büküp onların peşinden binaya girdim , içi oldukça pahalı duruyordu . Tabi Urfa’nın bir köyünde büyümüş benim tüm bilgim anca gelen dergi ve gazetelerdendi. Bir kaç adımda öndekilere yetiştim Kemal bey’in koluna hafif parmak ucumla dokunduğumda durdu ve bana döndü , çekingenlikle “ Buranın ücreti ne kadar ki ? Uzun süre beni idare etmesi gerek.” Diye sordum. “Sana ücret ödeteceğimi kim söyledi ?” dedi ve ağzımı açmama izin vermeden ilerideki masa gibi olan kısma geçti . Bende ona yetişirken yanımdaki Kenan bey’e burasının ne olduğunu sormuştum , resepsiyon olduğunu söyledi . “Firuze Aydın adına teraslı boş bir oda aç.” “Tabi Kenan bey ödeme ne şekil kaç günlük olacak?” “Benim özel misafirimdir.” “Elbette… 543 oda .” Kemal bey anahtarı aldığı gibi asansör denilen kapıya yürüdü . “Ben ücreti ödeyebilirim aracınıza da parasızlıktan binmedim zaten , siz beni yanlış anlamışssınız özel bir misafiriniz değilim araca binmeyi götürmeyi siz teklif ettiniz binerken sizin hakkınızda başka bir şey de düşünmedim. “dedim tek solukta. Yaptığı şey beni germişti ya beni güçsüz görüp karşılığında bir şey isterse? Beni yüzüme bakarak durup sakince dinlemişti , konuşmam bittiğinde de aynı sakinlikle dudaklarını araladı. “Asıl sen beni yanlış anlamışsın . Sadece saat on ikiye gelirken genç bir kızı tek başına bırakmak istemedim ve ilk defa İstanbul’a gelmiş tanıdığı olmayan bir kıza da bir süre kalacak bir yer vererek yardım etmek istedim. “ dedi ve daha da bana doğru eğilerek devam etti “ Senin hakkında kötü düşüncelerim yok Firuze . Bir abi gibi sana yardım etmek amacım , ablan konusunda da dahil.” Diye bitirdi sözlerini. Gözlerimi yere dikip bir şey demeden asansör kapısından içeri girdim Kemal bey de peşimden geldi ve on birinci kata bastı. Kenan bey peşimizden gelmemişti. Böyle durum ve konuşmalar da sıfırlanıyordum cevap veremiyor cümleler düşünemiyordum. Böyle varlıklı birine denk gelmekte benim şansıma olmalıydı sessizlik bozulsun diye konuşmaya karar verdim çünkü sessizlik beni daha da geriyordu. “Otel sizin mi Canas yazıyordu da.” “Sayılır . Canas adı altında bir çok yer ve kurum var ailemiz arasında yönetmenliği dağıtılmıştır. Ama burası kuzenim Ferman’a ait.”dedi.
Anladım der gibi başımı salladım asansör de bu sırada durmuş kapısı açılmıştı beraber çıkıp Kemal bey’in yönlendirmesi ile 543 yazılı odanın önüne geldik. Elindeki anahtar ile kapıyı açıp anahtarı bana uzattı , yapmam gereken buymuş gibi elinden anahtarı alıp gözlerimi yüzüne diktim. Dudak büküp eli ile odayı işaret edince ağzımdan yine kısa bir ‘he’ sesi çıktı . Kapıdan içeri girip yüzümü tekrar ona döndüm. “Teşekkür ederim ablama ulaşınca bunu sana ödeyeceğim.” Dedim gülümseyerek , başıma hala bir iş gelmediği için çok huzurluydum. “Bana karşı ödeyeceğin bir şey yok . Yardıma ihtiyaç olursa resepsiyondan bana ulaşırsın , iyi geceler “dedi. Elim kapı kulpundayken bende iyi geceler diye karşılık verip hafif baş sleamı ile kapıyı kapattım.
Sırtımı kapıya yaslayıp derin bir nefes aldım. Şimdi sırada odayı inceleyip uyumak vardı sonrasına sabah bakacaktım. %%% Gözlerimi açtığımda birkaç saniye beyaz tavan boyası ile bakıştım. Doğrulup yatağın yakınında ki cama baktığımda oldukça aymış bir hava ve masmavi bir deniz gördüm , bu beni gülümsetti. Üstümde ki yorganı kenara atıp yataktan gerinerek kalktım. Kenan Bey beni gerçekten güzel iyi bir yere getirmişti parasını ödetmemek hala rahatsız hissettirse de belli bir para ile idare etmem gerekeceği için kalacağım yerin parasını ödeyememeyi pek takmayacaktım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım bir süre odada bom boş takılıp ne yapabilceğimi düşündüm.
Üçüncü bölüm sonu. Bu bölüm daha kısa oldu
|
0% |