@ayilahiceyda
|
15 yıl önce
Küçük kız çiceklerin yanında babasını beklerken bir kez daha eliyle eteğiyle oynadı . Babası ona sarayın arka bahçesinde beklemesini söylemişti ona bir hediye getircekmiş , kız kardeşin de olmayan bir hediye . Sadece ona özel .
Küçük kız artık sıkılmaya başlamıştı ki arkasından biri ona seslendi "Prenses ?"
İlk başta dönmedi, zaten bu sesi tanımıyordu fakat yadırgamadı sarayı çok büyüktü ve hizmetlileri de çoktu . Küçük kızın dönmeye niyeti yoktu ki arkadaki adam ona tekrardan "Prenses size birşey getirmeye geldim." Deyince küçük kız babasıyla ilgili olabileceğini düşündüğü için , hafif heyecanla hemen arkasını döndü .
Karşısında gördüğü adam garip bir enerji veriyordu ona , hemen kaçmasını söyleyen bir kötü bir enerji . Fakat tabi ki kaçamazdı çünkü asil bir prenses koşamazdı . Adama kafasını kaldırarak baktı ona göre fazla uzun , büyük ve tehlikeliydi bu yabancı . Üstelik bal rengi gözleri bir insanın değilde sanki yırtıcı bir yaratığın parıltılarını taşıyordu.
Adama küçük yaşına göre fazla kibirli bir ifadeyle baktı ve küçük yaşına göre fazla iddalı bir tonla "Bana senden kıymetli saray gezimi bölecek kadar önemli ne söyleyeceksin , hemen söyle çünkü kral gelecek." Adam güven veren bir gülümseme sergiledi ve küçük kız yalancı gülümsemelere inandı . "Güzel ve küçük prensesim . " Dedi ve ona küçük bir selam verdi , küçük prenses daha da mutlu oldu annesi ona saygıların bu selamlarla sunulduğunu öğretmişti ve şuan biri ona saygı duyuyordu. Adam kızın ona olan tepkisini görünce daha da sevindi. Şuan da küçük fakat büyüdükçe herkese ölüm saçaçak bu kızı engelleyecekti ve o tuzağa düşüyordu.
Cebinden küçük bir kutu çıkardı ve diz çökerek prensesle aynı boya geldi . Kutuyu açtı ve güzel bir tokayı prensese gösterek " Bu babanızın verdiği küçük hediyeyi takmama izin verirmisiniz ? Kralımız sizi başka bir yerde bekliyor sizi ona götüreceğim. " Kız inandı ve ona izin verdi . Adam tokayı kızın kızıl uzun saçlarına taktı ve o an küçük kız kalbinin derininde bir acı hissetti .
Normaldi çünkü toka kızın kalbindeki cılız ışığı söndürüyordu .
Kız bir süre acının geçmesini bekledi fakat acı azalmak yerine daha da artıyordu. Ellerini saçına götürerek tokayı çıkarmak istedi fakat büyük bir el ona engel oldu . Kız sinirli gözlerini bal Gözlü yabancıya çevirdiğinde o prensese " Prenses kral sizi bu tokayla görmek istiyor . Biraz acı verebilir çünkü vücudunuzdaki kötü enerjileri toplayarak yok edecek . İçiniz rahat olsun " kız bir süre baktı ve daha sonra haklı olabileceğini zanneti ve çıkarmaktan vazgeçti .
Adam bunu farkedince " Prenses , artık gitsek iyi olur sizi ben tek götüreceğim. Geç kalıyoruz, kral daha fazla beklemesin." Kız babasının adını duyunca kafasını salladı , yabancı ona elini uzattı ve o bu eli tuttu .
Bir süre yürüdükten sonra sarayın içine girdiler ve yürümeye devam ettiler . Kız sanki sarayın daha fazla muhafızı olduğunu hatırlıyordu ilk defa sadece yedi sekiz muhafız tek görüyordu. Annesi ona muhafızların bir krallığın en önemli bölümü olduğunu söylerdi o yüzden sarayda çok fazla muhafız bulunurdu . Hatta kendisinin hizmetine de üç muhafız verilmişti .
Küçük prenses yabancıyla beraber saraydan çıktı ve bir süre daha yürüdüler kız artık yorulmuştu , bu yüzden elini çekerek durdu . Adam kafasını eğerek ona baktı canı nazik prenses "Nerde görülmüş bir prensesin saray dışında at arabası olmadan gezdiği .Hemen bana bir at arabası bulmanı emrediyorum ! Yoruldum ben . " Adam gülümsedi ve kız bu yalancı gülümsemelere inandı . Durgun bir sesle eğildi ve " Şuan bir at arabası getiremem bu krala geç kalmamıza neden olur . Ama dilerseniz yolun kalanında sizi kucağıma alabilirim." Kız bir süre adama baktı , evet adam onu rahatça kucağına alacak kadar iri cüsseliydi zaten kendisi de sadece yedi yaşındaydı . Kafasını salladı fakat içinden tanımadığı bir adamla bu şekilde yola devam etmenin ne kadar doğru olduğunu düşünüyordu. Adam eğildiği yerden kucağında prensesle kalktı ve yürümeye devam etti .
Küçük kız kaç saat oldu bilmiyordu fakat hava masmaviyken çıktıkları yola hava lacivertleşmeye başlamışken hala yetişememişlerdi. Babası bir kaç dakika içinde bu kadar uzağa gidip onu bekleyemezdi bu adam ona yalan söylemişti.
Prenses bir anda çığlık attı ve adamın kucağında kıpırdanarak inmeye çalıştı . " SENİ YALANCI İNDİR BENİ VE HEMEN SARAYIMA GÖTÜR. SEN NASIL BİR PRENSESİ KAÇIRMAK İSTERSİN . SANA CEZA VERMELERİNİ İSTEYECEĞİM" evet belki yaşına göre fazla küstahça konuşuyordu ama annesi bir prensesin böyle baskın olması gerektiğini söylemişti .
Adam bir anda küçük kıza döndü ve artık gülümsemiyordu ve güven vermiyordu bakışları. Korku ve tehlike hissettiriyordu. " BANA BAK ERVA ! KES SESİNİ . SENİ OLMAN GEREKEN YERE GÖTÜRECEĞİM , DİKKATİMİ DAĞITMA" sesi çok yüksekti üstelik kulağının dibinde bağırması kulak sağlığına iyi gelmiyordu.Küçük erva onu dinlemedi tam bağıracakken eller ağzını kapattı gözleri dolmuştu bile .
Adam birkaç saniye gözlerini kapattı ve erva bir huylanma hissetti , adam gözlerini açtı ve kıza dönüp "etrafa bak" dedi. Nasıl olurdu az önce bir ormandaydı sağ taraftan nehir akıyordu ama şimdi büyük kocaman eski ve ürkütücü bir kule gibi olan yapının önünde duruyorlardı .
Yabancı da bir hareketlenme oldu erva bir süre daha inceledi ve neresi olduğunu sormak için yanına döndü . Fakat gördüğüyle attığı çığlık tüm ormanda yankılandı . Adam gözlerinde bir yaratığın parlaklığını taşıyordu çünkü şuan yanında korkunç bir yaratık vardı . Yaratık ağzını açtı ve berbat beyaz yapışkan şeylerle iğrenç bir ses çıkardı ve gözleri olabilirmiş gibi daha korkutucu bir his gösterdi .
Ervaya , " Ölüm cennetine hoş geldin kayıp prenses ." Dedi.
🗝
Gİrişi nasıl buldunuz?
|
0% |