11. Bölüm
Dolunay / SON İKİ / 10-Haram sevda

10-Haram sevda

Dolunay
aykrateri

Selamün aleykümm 🎀

Bu bölümle aslında Ceren ve Kuzeyin ne kadar uzak ve farklı hayatları olduğunu da göreceğiz.

Aslında Onurla Ceren arasında da bu kadar duygusal seyler olmayacaktı ama yazarınız gene kendini tutamadı ekchekxbe

İnstagram kullanmadığım için st kısmında sorun olabilir, kusura bakmayın şimdiden

Bir de bu gariban yazarı mutluk etmek isterseniz oy verip yorum yazabilirsiniz 🤍

...

Bölüm 10: Haram sevda

Bir hafta sonra..

Kadriye Hoca başkanlığında kermes ve sunum Ramazan'dan sonraya ertelenmişti, böylece mükemmel ekip de dağılmıştı.

Bugün nihayet bizimkilerle bir hafta sonra buluşma için anlaşmıştık,bende oraya gidiyordum.

Zaten guruptan gelen mesaj da bunu hatırlatıyordu.

RÜZGARDA UÇAN ÇATILAR WHATSAPP GURUBU

Onurumm💞💞: Kuzenler ben yoldayım siz

Piknikte unutulan yigidom 😍: Bendee

Siz: ben de minibüsten indim şimdi,ne yapacağız?

Onurumm 💞 💞: Kapının oralardayım gördüm yanına gelicem simdi

Onurumm 💞 💞: onu sonra düşünürüzz

Piknikte unutulan yigidom 😍: ben direk yukarı çıkarım babam birakcak

Siz: Tamamdirr

Telefonumu kapatıp cebime koymuştum ki AVM'nin kapısından bana el sallayan Onuru gördüm.

Hemen yanına gittim.

"Ya kızım nerelerdesin sen yaa ? Bir haftadır paşamızın etkinliklerini bekliyoruz."

"Geldim İşte, Özlemedin galibaaa?"

"Gel buraya gel."

Kollarını açan Onur'a sarıldım.

Safe place ( iç ses)

Her zaman...

"Yukarı çıkalım, Merve oraya gelecek." dediğinde beraber kapıya yöneldik ve AVM'nin en üst katına çıktık.

"BENSİZ HEEE !!!" Diyen Merve, her zamanki gibi arkamızdan gelip ödümüzü patlattı.

"Lan tövbe bismillah!"

Her zamanki gibi ikimize de arkadan kocaman sarıldı sonra da yanıma geldi ve kuzen-kuzen karşılamamızı yaptık.

Evet evet bunu öylece ortalıkta yaptık.

"EVETTT MÜKEMMEL BİRR DATE FİKRİM VAR EY AHALİİ" dedi Merve coşkuyla.

"Neymiş o, bowling mi? Klasik."

"HAYIR ONUR EFENDİ!BUZ PATENİ!"

"Nee??"

"Bizde dinliyoruz ya" diyen Onur kafasını çevirdi, haklıydı çünkü bu AVM'de buz pateni yoktu.

Merve yolun ortasında durduğumuz için bizi kenara çekip konuşmasına devam etti.

"Yahu beni dinleyin,az önce babam beni arabayla bıraktı ya, otoparktan çıkarken gördüm kii zemin kata yeni açılmış buz pateni alanıı!"

"ŞAKA YAPIYORSUN ?" diye Merve'ye döndük ikimiz de.Kollarını göğsünün üstünde birleştirip"Tabi ki de hayır gerizekalılar, ben olmasam bunu bile bilemeyeceksiniz."

"O ZAMAN HEMEN İNİYORUZ!"

"HADİ HADİ KUZEN HADİİ"

Ben olayların şokunu atlatamadan beni yürüyen merdivene çekiştirmişlerdi,seans saatleri geçmeden gitmek için hemen karara varmıştık.

"Ee, sizce becerebilir miyiz ki?"Diye sordu telefonundan namaz vaktini kontrol eden Onur.

"Bilemedim ki, bayağıdır yapmıyorum buz pateni."

En son yaklaşık iki yıl önce yapmıştım.

"Yahu bişey olmazz, giy pateni bırak kendini sonra şöyle kayyyy..."Dedi Merve gayet rahat bir şekilde.

"Daha önce buz pateni yapmadın değil mi?"

"Nereden bildin?"

"İlk yaptığımda beni görmeliydin, düşeceğim korkusu ile ilk yirmi dakika kıpırdamadan durmuştum, ne zaman ki ilk kez düştüm sonra fark ettim bişey olmuyormuş,işte o zaman senin dediğin gibi kaydım ama şuan kendime hiç güvenemiyorum."

"Bende."Dedi telefonu cebine koyan Onur ve yürüyen merdivenden indik.

Onur gişe bölümüne gidip bilet sordu, şansımıza uygun on dakika sonra başlayan bir seans bulduk.

...

Böylece yaklaşık 15 dakika sonra biletlerimizi almış, patenlerimizi giyiyorduk bile.

"İnsanlar buraya genelde sevgilileriyle geliyor."Dedi aklı hep başka yerlerde olan Merve

"Yani?"Dedi pateninin son kısmını takmaya çalışan Onur "Gene kısmetinizi kapatıyorum o zaman?" diye devam etti."

"He?"

"Boşversene iyi oldu, Alperen vakasından sonra bu kızın kısmet mısmet kalmadı zaten."Dedim patenlerimi giyerken.

"Sahi kuzen Alperen mevzusunu da yemeğe saklıyorum, haberin olsun."

"Eh ben dedim haram sevdadan hayır gelmez diye."

-Aman aman boşversenize, şimdi düşünmeyelim bunları, ha zaten sanki sadece Onur mu bizim kısmetimizi kapatıyor?Yoo bizde onunkini kapatıyoruz hahhaa.."

"Ne.."

"Ay hiç bu açıdan bakmamıştım, neyse canım ben evde oturur nasibimi beklerim, kısmeti dışarda arayan sensin Merve efendi."

"Yahu konu yine bana geldi anlamıyorum ki."Dedi Merve sitemli.

Nihayet patenlerimizi giyip ayağa kalktığımızda "Biri çarparsa ve kaldırırsa sakın kalkmayın,ben gelirim yanınıza gardaşlarım." dedi Onur gülerek.

"Eksik olma ya." dedik bizde buz pistinin girişine ilerlerken.

Ve o an...

Buzlara attığım ilk adım...

Muhteşem bişey değil mi ya ?

Rabbim ne güzel yaratmış, karları, buzları suyu...

Aşırı derecede ferah ve özgür hissettiriyor beni,karlar,buzlar, soğuk...

Tabi ki ben bunları düşünürken yere yapışmam bir oldu.

Allah'ım, bi gün de şaşırt beni be Ceren! (İç ses)

Yok canım sen yorulma diye şey ettim.

Merve yanıma gelip bana elini uzatınca uzattığı eli tuttum.Onur da yanımıza geldi hemen.

Merve çocukluğundan beri tekerlekli patenler sürdüğü için daha önce buz pateni yapmamasına rağmen hemen alışmıştı.

Ben en son Allah bilir kaç yıl önce,o da şüpheli, yaptığım için hemen ayağım kaymıştı.

Anlaşılan alışmam biraz zaman alacaktı.

Mervenin kendi halinde gayet iyi olduğunu gören Onur yanıma geldi ve elimi tuttu, daha doğrusu oda sanki benden destek alıyor gibiydi.

Bir şekilde ikimiz de kaymaya çalışıyorduk, Merve gayet rahat kuğu gibi süzülüyordu.

Bi adımda kaymaya çalıştım ama nedense düşecek gibi hissediyordum, sanırım biraz başım dönüyordu.

Bi anlığına başımı taşıyamayacak gibi hissettim, gözlerimin kararması ile iki adım geriye sendeledim.

...

Neyseki Onur yanımdaydı.

İki adım geriye sendelerken beni sırtımdan tutmuştu, bende hemen kendime geldim.

"Ceren! İyi misin?"

"İyyim ya bişeyim yok."

Onur beni tabiri caizse sürükleyerek çıkıştaki oturma yerlerine, patenlerimizi giydiğimiz yere oturttuğunda Merve de yanımıza geldi.

"Noluyor iyi misiniz?"

"İyyiz ya yok bişey."

"Ceren, az önce tutmasam bayılıp gidecekti."

"Abart be Onur."Dedim göz devirerek ama Onur endişeli görünüyordu.

Yere çöküp benimle gözlerime bakarak konuşmaya devam etti;

"Ceren, gerçekten iyi olduğuna emin misin? Bir anlığına aklımdan tüm senaryolar geçti, korktum."

"Harbi kuzen, iyi misin cidden?"

"Yahu ne abarttınız, kan ilaçlarımı almamışım bugün,ondan başım döndü herhalde,oluyor arada çok takılmayın."

Onur bu sefer iyice kızmıştı.

Aghh keşke kan ilaçlarımı unuttuğumu söylemeseydim...

Gerizekalı her şeyi de ben mi söyleyeceğim azıcık akıl et bi zahmet (iç ses)

"Kızım ben sana hep demiyor muyum o ilaçlarını iç diye! Neden böyle yapıyorsun.."

"Gerçekten unuttum Onur, gerçekten.."

"Kuzen bi daha unutursan evine nükleer bomba yollarım ona göre çok ta şey yapma yani."Diyen Merve, sağolsun ortamdaki duyguyu dağıttı.

Hemen çevreme bakındım, neyseki kimse bizi görmemişti.

O sırada yürüyen merdivenlerin en üst katında arkası dönük siyah dağınık saçlı birini görür gibi oldum,belki de hayal görmüştüm,her kimse ,görüş alanımda değildi artık.

"O ilaçlar bir daha içilmezse olacakların sorumlusu ben değilim küçük hanım, şimdi geri dönelim mi iyi hissediyorsan, yoksa dönmeyelim mi?" Diyen Onura döndüm hemen.

Küçük hanım nenendir (iç ses)

Sus bi yav.

"Tabi ki de gayet iyyim,göktaşı gibiyim gidelim ayrıca küçük bey benden yalnızca 3 ay büyük olduğunuzu çok sık unutuyorsunuz sanki he?"

"Gayette hatırımda küçük hanım, hadi gelin arkamdan seans bitmeden gidelim."

Gene senin yüzünden zaman kaybetti insanlar (iç ses)

Doğru...

"Kuzen eminsin değil mi?"Dedi yanıma gelen Merve, tekrar girişe geçerken.

"Tabi eminim kızım, bende verdiğimiz o seans paralarını yakıcak göz var mı bak bakayım?"

Merve şüpheyle bana bakınca "İyyim ben gülüm cidden, merak etme." deyip hafifçe koluna dokundum.

Böylece tekrar piste gelmiştik, neyseki bugün eşofman giymiştim de daha rahat kayıyordum.

En büyük korkularımdan biri eteğimin patene takılmasıydı da.

"Onur gel şuraya." deyip kenara tutuna tutuna gitmeye çalışan insanların yanından çekip aldım onuru, fotoğrafları çekmek için ve patenlerimizin resmini çektim.

Çok estetik çıkmıştı.

Sonra da Merve de yanımıza geldi ve birlikte üçlü kuzen selfiemizi yaptık.

Ne zaman buluşsak yapardık bunu, gerek piknikte gerek evde,gerek camiide,bir gelenek olmuştu artık.

Bir ara teleferikde bile çekmiştik.

Yaklaşık on dakika sonra seansımızın bittiği anons edilince patenlerimizin çıkardığımızda Merve bize doğru dönüp "Sizce ikinci bir seans daha mı yoksa bowling mi?" Dedi.

"Peki ya yemek?"

"Onu sonra yeriz."

"Az zaman çok aktivite kuralına sadık kalalım."

"Bencede."

Patenleri teslim edip oradan çıktık ve yürüyen merdivenlere geldik çünkü bowling için iki kat çıkmamız gerekiyordu.

"Kızlar bowlingden sonra yemek yiyip vakit geçmeden namazları kılalım, sonra dağılırız."Diyen Onura hüzünle döndük ikimiz de

"Ya sizinle buluşunca neden zaman su gibi akıyor ki."

"Gerçekten uff... Belki zaman kalır azıcık da olsa yemekten sonra.."

"İnşallah ya."

Bir kez daha içimden kuzenlerim için ve özellikle de süt kardeşlerim oldukları için Rabbime şükür ettim.

Annemler de iyi akıl etmiş hehe.

Yoksa gel de uğraş Onurun yanında tesettüre gir dikkatli davran falan.

"Bu arada Onur bey, seansları sizin ödemeniz gözümden kaçmadı değil."

"Harbi ya kaşla göz arasında gitti ödedi pok balığı."

Bowling katına gelmiştik, kapının girişinde Merve önümüzü kesti ve çantasından çıkardığı kartı sallayarak "Hiç itiraz istemiyorum Beyler bayanlar, bowlingi ben ödeyeceğim.BAKIINN BABAMIN KREDİ KARTII!!" dedi coşkuyla.

"Vaay enişteme bak senn." dedik Onurla aynı anda.

Merve dramatik ve duygusal bir edayla, -göz yaşartıcı oyunculuğu ile- "Ah.. canım babam kıyamadı bana.. verdi hemen kartını..."dedi.

Onur güldü, bende gülümsedim.

Nedensizce içimde garip bişeyler düğümlendi.

Belki de asla babamla böyle bir baba- kız ilişkimiz olmayacağını bir kez daha hatırladığım içindi...

"Neyse canım, madem çok ısrar ediyorsun, eniştem de istemiş, kabul o zaman." dedi Onur

"Yemekler de benden o zaman." dedim bende hemen bowling alanına geçerken.

"Hiç boşuna ümitlenmeyin gençler bu sefer kimse beni geçemeyecek." dedi Onur gururla.

"Bowling de kimin usta olduğunu unuttun galiba Onur efendi?"

"Ben varken çok da ümitlenmeyin yanii."

Herkes birbirine meydan okurken başlamadan önce selfiemizi çekmek için rastgele bi poz verdik.

"Peynir deyin çekiyoruuumm."

"Domateeesss."

Bu fotoğrafları daha sonra çıkartırıp sadece onlara özel olan albüme koyuyorum.

Onlar benim için çok değerli..

"Öyleyse başlıyorum, zaten kaybedeceksiniz ama yine de kendinize hazırlayın kaybetmeye." diyen Onur kasıla kasıla bowling topunu almaya gitti.

"Yav he he."

"Hep böyle atıp tutuyor işte napsın gariban."

"Gör şimdi gariban kimmiş?"Diyen Onur elindeki bowling topunu aldı ve yuvarladı.

Sadece dört tane devirebilmişti.

'Bu ısınma şeysiydi canım, hünerlerimi hemen göstermiyim dedim yani,merak etmeyin hala ben şampiyonum." dedi durumu kurtarmak için sırıtarak.

"Tabii canım tabii." diyen Merve sıra bana geldiğinde telefonumdan bir iki tane fotoğraf çekeceğini söyledi bende bowling topunu elime alıp attım.

7 tanesini devirmiştim.

"Helall bee kimin kardeşii, benim kadar iyi olmasanda yani.." dedi Onur övüyor mu gömüyor mu anlayamadığım bir şekilde.

"Ay Onur kız senden yüksek yaptı işte." Dedi telefonumu bana geri veren Merve ve gayet havalı bir şekilde bowling topunu aldı

"Görün şimdi, nasıl yapılıyormuş."Diyen Merve de 5 tanesini devirebilmişti.

"Rekor bendee!" dedim heyecanla.

"Yani Mervecim sende, aramızda bir sayı var altı üstü, zaten sıra bende ya, bak bakayım napıyorum şimdi, artık acımayacağım size." dedi Onur havasından hiç ödün vermeyerek.

"Aman Onur, nolur acı bize." dedi Merve gülerek.

Onur bowling topunu alırken telefonunu tutmam için bana verdi, fırsat bu fırsat deyip beni nasıl kaydettiğine baktım.

Şapşik Cerenim <3

"Yaa onurr bu ne yaa." dediğimde bu sefer bütün sayıları alan Onur yanıma mutlulukla geldi.

"Noldu gülüm?"

Keyfi yerine geldi ya beyimizin.

Göz devirip telefonunu gösterdim,bu sırada Merve çaktırmadan benim sıramı da atlayıp kendine geçmişti.

"Beğenmedin mi?Cerenim işte."

"Tamam tamam" dedim hızlıca, aklıma gelen harika fikrimle sinsice gülümseyip "Benim yerime de sen yuvarla bi el" diye devam ettim planımı yürüğe koyarken.

"Oo şanslı seçim, nasıl da biliyor bu işin piirini" diyen Onura güldüm, arkasını dönüp giderken bir anda "Onur." Dedim

Bana döndüp "Efendim?" deyince "Seni seviyorum he.çok hemde" dedim bir anda.

"Ya, gel buraya gel, bende çok seviyorum seni küçük kurbağam"dedi, böylece tekrar onun kollarının arasındaydım.

"İyi ki benim süt kardeşimsin la"

"Aynı zamanda da abin sayılırım."

"Onurrr!!"

"Uff tamam tamam"

Bu duygusal an Merve'nin de bize katılmasıyla aşırı güzelleşirken hemen ölümsüzleştirmek için bir fotoğraf çektim.

"Lan tüm karizmamı çizdin yaa."

"Kuzen! Sakın kimseye gösterme o fotoğrafı en paspal halim o benim"

"Söz veremiyorum hehe "

Böylece bowling oynarken kaşla göz arasında Onurun beni kaydettiği ilk kelimeyi de silmiştim.

Tabi ki estetik çıkan bir- bowling topuyla ve Onuru zorlamamla- fotoğraf da çekmiştim

Yarım saat kadar da bowling oynadık ve Onur bizi yendi.

***

"Buz pateninde de ben iyiydim yalnız Onur Bey!"

Bowling benden sorulur Merveee!"

Deminden beri kim daha iyi tartışması yapıyorlardı.

Oysa en iyi biziz 💅 (iç ses)

Yav he he.

Bu da dengesiz, bi övüyor bi gömüyor, karar ver artık.

Yooo, vermicemm (iç ses)

Sabır Yarabbim sabır.

"Ne yiyyoruz?" diye sordu Onur,yemek bölümüne çıkarken.

"Pizzaaa!" dedi Merve heyecanla

"Lahmacun daha iyi ama neyse." dedim bende,lahmacun varken pizza da...

"Yaa.."

"Kuzen üç yıl önce hikaye atacağım estetik çıksın diyip lahmacun yememe izin vermemiştin,hala unutmadım." dedim b-12'ye rağmen beni şaşırtmayan hafızamla.

"O gün bu gündür, güzel dursun diye aynı şeyleri yiyyoruz ya." Dedi Onur da sitemle.

"Yahu siz ne anlarsınız, uyum bunlar uyum,tck tck azıcık ayak uydurun yav." Dedi Merve de altta kalmamak için.

Self servis bir pizzacının önüne gelmiştik, herkes neli istediğini seçiyordu.

"Neyse ben mozerella peynirli alıyorum, siz geçin ben getiririm." dedi Onur.

"Tek başına nasıl getircen Allah aşkına, boşuna gösteri yapıyon." dedim bende bütün aurasını yıkarak.

Ama kardeş olmak bunu gerektirirdi.

"Size de centilmenlik yaramıyor, getiririm diyorum kızım nolucak ya." Dedi Onur da cömertliğinden ödün vermeyip.

"E peki o zaman." diyip Merve ile camın kenarındaki masalardan birine oturduk, cam dediğime bakmayın AVM'nin alt katına bakan bir cam, arada yürüyen merdiven var sadece, ama alt kattaki insanları rahatlıkla dikizleyebiliyorsun.

"Hadi kuzen, çektiklerini at." dedi oturur oturmaz Merve.

"Kızım iki dakika yerinde dur be,neyse tamam atıyorum etiketle beni de." deyip Merveye çektiğim fotoğrafları attım, sonra da kendi sosyal medya hesabıma girdim.

Hikaye atacağım fotoğrafları düzenledim,zaten sadece sınıftakiler falan ekliydi bende.

Öyle çok takipçim yoktu,hesabım da gizliydi zaten.

Önce Onurla çekildiğimiz buz pateni fotoğrafını kar tanesi emojisi ekleyerek paylaştım.

@Bi'Ceren / ❄️

Bowlingi paylaşmadan önce azıcık tüyo olsun diye Mervenin hesabına girip attığı hikayeye baktım.

@Bi'ceren @Onur_Aktas

Bu kız bu işi biliyor yaa (iç ses)

Gaza geldiğim için bende hemen rastgele bir tanesini paylaştım.

@Merve_Nerve

Paylaşmamla Mervenin bakıp yorum yapması bir oldu;

"Ya kuzen, bunu paylaştın kırk yılda bir paylaşa paylaşa?" dedi.

"A a nesi varmış?" dedim bende şaşkınlıkla.

Bir kere.."Dedi saçlarını arkasına atarak "Bu resim çok spontane çekilmiş, ışıksız kısımda çekmişsin gram estetik değil." diye de devam etti.

"Sağol ya." dedim sinirle karışık mahcubiyetle.

"Sil onu kuzen, başka bir tane paylaş." dedi gayet rahat bir şekilde Merve.

"Ya neden yaa?" dedim sitemle.

"Görmüyor musun fotoğrafın kenarında çıkmışım, hayatta olmaz izin vermem!"

"Ya kuzen.."

"Lütfen amaa.."

"Peki peki."

Merve hanımımımızın isteği üzerine onur Bowling topunu atarken ki fotoğrafı, toplarla birlikte olanla paylaşım.

Bowling day

Şampiyon olduğunu iddia eden Onur beyimiz bakalım tutturabilecek mi? @Onur_Aktas

Zaten çok takipçimiz olmadığı için hep birbirimize göndermeli hikayeler atıyorduk, çok eğlenceli oluyordu.

Işıklı da paylaştım görsün Merve hanım.

"Heh kuzen bu olmuş,aferin aferin,bu arada dua et ilk attığın bowlingli hikayene biraz özgünlük lütfen demeyeceğim."

"Aman ya Allah razı olsun."

Onur elinde iki pizza ile çıkageldiğinde "Kızlar alın hemen şunları, diğerini de getireceğim şimdi." diye pizzaları masaya bırakıp diğerini almaya gitti, benim pizzam henüz gelmediği için gözlerimi camlı bölüme çevirdim.

O sırada gözüme biri çarptı.

Tanıdık biri.

Yanlış görmüyorsam yani..

Kuzey, bir kızın omzuna kolunu atmış, gayet samimi bir şekilde gülerek alt kattan geçiyordu.

O olduğundan emin miyiz ? (İç ses)

Basbayağı yüzünü gördüm.

Zaten camlı alan çok yakındı yani gayet net görebiliyordum.

"Ceren hanımın pizzası da geldii."

Onur önüme pizzamı koyunca gözlerimi onlardan çektim, zaten görüş alanımdan çıkmak üzerelerdi.

İnsanları dikizlemek gibi bir niyetim yoktu,hem mahremiyet diye bişey var belki kız arkadaşıydı.

Belki mi !? Muhtemelen hatta yüzde yüz! (İç ses)

Cidden mi?

Tabi kızım! (İç ses)

Allah mutluluklarını daim etsin ne diyim.

Haberimiz yoktu,yeni mi çıkıyorlar acaba ?(İç ses)

Dedikodu yapmayı kes iç ses.O kadar yakın değildik, tabi ki haberimiz olmayacak.

Sormamıştım şimdiye kadar hiç, sorma gereği de duymamıştım zaten.

Onura teşekkür edip pizzamı aldığımda Merve hemen fotoğraf çekmeye başladı.

Mervenin fotoğraf tutsağı olmaktan kurtulan pizzalarımızı iştahla yemeye başladığımızda kısa süreli bir sessizlik oldu.

O değilde Kuzeye bak sen he, kız arkadaşı varmış keretanın (iç ses)

Tamam da niye sürekli hatırlatıyorsun?

Ne o, hoşunuza gitmedi galiba Ceren hanım (iç ses)

Yo ne alaka.

Ayrıca biliyorsun iç ses bu onun için gayet normal bir şey, harama helale çok dikkat eden birisi değildi hani.

Hm bak orda haklısın. (İç ses)

Öyleyim tabi!

Hem boşver bunları aman bize ne el alemden, gel şu pizzayı gömelim.

He valla ya (iç ses)

"Yemek zamanı ne konuşacağız dediğimi hatırlıyor musunuz?"Dedi Onur ortamı yoklar gibi,Merveyle ikimiz de dalmıştık aynı anda pizzalardan kafamızı kaldırıp "He?" dedik.

"Ya diko,hani bunun Alperen mevzusunu?"Dedi bana kaş göz yaparak.

"Haaaa,tabii" dedim muzipçe gülümseyerek ve pizza dilimimi tabağa bırakıp Merve'ye doğru döndüm.

"Kuzen,en son ayrıldınız onu biliyoruz da, şu detayları tam alamadık."

"Aldattı." Dedi Merve gayet sakin pizzasından bir ısırık alarak.

"NEE ?!"

Merve Alperenle birtakım olaylar yaşadığı dönemde çok yıpranmıştı, her daim yanında olmaya çalışmıştım.

Büyük duygu geçişleri yaşamıştı, çocuğun onu kandırdığını biliyordum ama üzülmesin diye hiçbir zaman detay sormamıştım.

Aradan 5 ay hatta belki 7 ay geçmişti.

"Yapma Allah aşkına parazit, tamam dc oynarken bişeyler olmuş falan onu biliyoruz da."

"Ben size baştan anlatayım, yalnız pizzalarınızı yiyyin soğumasın."

"Tamam hadi çatlatma insanı!"

Bir taraftan pizzamı yerken bir taraftan da Merveyi dinliyordum.

"Şimdi, çok şanslısınız öykü tadında anlatıyorum, bu Alperen isimli şahıs, arkadaşları ile doğruluk cesaretlilik oyunu oynarken bir iddiaya tutuşuyor,peki piyango bana nereden vurdu? Efenim şöyle, kimse sataşsak kime sataşsakk A! Merve! Gayet mutlu ve sakin biri.Tam bize göre."

"Ya Merve sinirleniyorum gidip pataklicam şimdi çocuğu ha."

"Tamam, tamam, düzgün anlatıyorum."

"Sonra bu gerizekalı işte beni ikna edip benimle çıkarsa bir hafta boyunca şeklinde bir iddiaymış."

"İyi de kuzen siz yaklaşık bir ay-"

"Bekle işte, geliyorum oraya,bana teklif ettiği, tesadüf sandığım o kütüphanedeki tanışmamız falan da yalanmış.Böylece bir haftadan da fazla süredir beraberdik.Sonra bunun foyası ortaya çıkmaya başladı, meğersem başta bir hafta diye anlaşmışlar sonra ben anlayınca bana 'Başta gerçekten her şey bir oyundu, ama sonra sana aşık oldum.'Dedi.Ben enayi, durur muyum ? inandım tabii.Sonra bunu başka bir kızla yazışırken yakaladım.Meğersem sevgilisi varmış, bu da yalanmış, tekrardan bir iddiaya girmişler bu sefer de başta oyundu aşık oldum yalanı...Merve saf ya, Merve inanır tabi ki.

"Aaaaa!"

"Size olayın asıl bomba kısmını söyliyim, kuzen hatırlarsan senle konuşurken hep Zehra yaktı canımı, Alperen değil demiştim."

"Aa,Evet de.."

"Heh işte bi dönem ben bu iddalardan falan önce Alperenden hoşlanıyordum, ama çocuksu bir hayranlık gibi, Zehra'nın da haberi vardı zaten,biliyorsun çok yakındık."

"Lan parazit sen nasıl-"

"Dur bi, hani bi kızla yazışırken yakaladım demiştim ya Alperen denen varlığı, işte o kız Zehra."

"NEE!!"

"En başından beri sevgililermiş, kandırılan benmişim, en yakın arkadaşım ve sevgilisi tarafından..."

"Oha."

""Yuh."

"Çüş"

Merve bütün bunları gülerek anlatıyordu, insanlar kolay atlattığını düşünebilirdi.

İnsanların çoğu böyleydi, en yakınları dışında kimse bilemezdi ne kadar zor atlattığını.

Öyle ki bi dönem Merve'ye hiç bu konuyu soramaz olduk, ancak altı ay sonra konuyu açabildik.

Bazı insanlarınsa zor dönemlerden geçtiğini yakınları bile anlayamazdı.

Böyle insanlar saklamayı iyi bilirdi.

Kırıldığını saklamayı, öfkesini saklamayı, üzüntüsü saklamayı.

Bütün hayatları boyunca o zor dönemleri kendileri dışında bilen olmazdı.

Bende onlardan biriydim...

"Vay şerefsize bak, kusura bakmayın kızlar ağzımı bozmayacağım çok pardon."

"Haklıymışsın kuzen..."Dedi Merve masanın altına doğru gözleri kayarken.

"Haram sevdadan hayır gelmezmiş..."

Kısa bir sessizlik oldu.

"Haramda huzuru ararsan,huzur sana haram olur..."Dedi Onur sessizce.

"Geçen gün bir video gördüm, kız şey yazmış, aynı yaştayız ama onlar çok şanslılar,ileride temiz bir geçmişin ne olduğunu anlayacaklar diye."

"Çok doğru, günümüz ilişkileri oyuncak gibi, her gün farklı adamları, kadınları idare edenler var.Üstelik hala konuştuğu biri varken başkalarıyla buluşan bile var."

"Mesela ben ileride evleneceğim adamın gözlerinin daha önce de başka bir kadına böyle parladığını bilsem,istemem."

"Düşünsene senden önce kaç kadına aşık olmuş? Kaç kadına da onu sevdiğini söylemiş."

Sence bu Kuzeyin kaçıncı kız arkadaşıdır ? (İç ses)

Ne alaka şuan, bi git.

"Ben mağramda mutluyum ya."

"Bende."

"Artık bende,dersimi aldım bundan sonra tövbeliyim."

"Yalnız kuzen ne güzel haddini bildirmiştin sen Alperene heee!" Diyen Merveyle tekrar maziye daldım.

6 Ay önce...

"Anlat bakalım kuzen." derken hoplayıp koltuğa oturdum.Merve'nin buralarda, halasında kaldığı odadaydık.

"Neyi ?" Diye sorunca anladım, uzun süredir görüşmemiştik, anlatılacak çok şey vardı.

Derin bir nefes alıp koltuğun üstünde toparlandı, anlamıştım...

Son olaylardan sonra nasıldı Allah bilir..

"Nasılsın kuzen?"

Soracağım soruların en önemlisi buydu.

Merve sadece benimle konuşabiliyordu.

"Yıkık."

Biliyordum..Kırık dökük hissediyordu..Bir enkaz gibi..

Güvenmişti..Sadece güvenmişti..

"Çok mu?"

Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını iki yana salladı.Gözyaşlarını zor zapt ediyordu.

"Tahmin edemeyeceğin kadar.."

Merve sadece benim yanımda ağlıyordu,zaten teyzem bu durumu hiç iyi karşılamamıştı.

Merveye de susup oturmak düşüyordu.Her zaman olduğu gibi...

Gözlerinden yaşlar birer birer dökülüyordu.Merve kimsenin omzunda ağlamayı sevmezdi, ağlayarak kendini anlatabileceği birini isterdi.

Benim gibi.

"Çok koydu be kuzen."

Anlıyordum.Bunu ona söylesem de inanmazdı, zaten kimse inanmıyordu ki kızım bana.

Anlıyordum çünkü Alperen ondan nasıl güvenini aldıysa Selma da benim güvenimi yok etmişti.

Bazı insanlar yüzünden bazı duygularımızı yitiriyorduk ve bu duyguları hak eden insanlara vermekten korkuyorduk...

"Nasıl başlamıştı, nasıl bitti.."

"Güvendim, inandım ve yanıldım.Hikayenin özeti bu."

Merve gözyaşlarını hemen sildi çünkü odaya halası girmişti.

"Size birşeyler getirdim kızlar." diyen halası elindeki tepsiyi önümüzdeki sehpaya koydu.

"Teşekkür ederiz."Dedim Merveyi zor durumda bırakmamak için oysa Merve gayet neşeliydi sanki az önce ağlayan o değildi.

"Sağol halam ya, halaların bir tanesisin."Dedi gülümseyerek.

İşte o an içi kan ağlarken gülenin tek ben olmadığını anladım..

Halası gülümseyerek çıktı ve kapıyı kapatı.

Merve kendini daha fazla tutamadı.

"Kaybetmemen gereken duygularını kaybettin."

"Her şey yalanmış kuzen..Bakışı, gülüşü sözleri.."

Yalan..

Hayattaki en büyük pislik.

"İğrenç"dedim yere doğru bakarken,her konuda yalan söyenebilirdi belki.

Her cümle yalan olabilirdi belki ama..

Seni seviyorum.

Olamazdı be, olmamalıydı.

"Baştan anlat kuzen,en baştan anlat."

Merveyi hikayesini tam olarak bilmeden teselli etmeye çalışmak çok zordu.

"Ya kuzen,Alperen değil de,Zehra yaktı canımı." dediğinde gülümsedim.

Acı bir gülümsemeydi.

"Dimi,sen gel güven,inan.En yakın arkadaşım de darbeyi en ağır yerden ye."

Gözyaşlarını silip nefretle konuşmaya devam etti.

"Bundan önce... Anlıyordum aslında kuzen, her gün gözlerimin içine baka baka yalan söylediği günler ben.. Anlıyordum.. Aslında..Çok belliydi be kuzen.Seviyor demiştim, bilerek yapmıyordur.İnsan sevdiği kişinin hatalarını göremiyor.Kör oluyorsun,sadece sevgi ve güven var.Düşünemiyorsun sana zarar verebileceğini..Seni oyaladığını..Sana yalan söylediğini, düşünemiyorsun..Çünkü sen de mutlusun,sahte olabileceğini düşünmüyorsun."

"Ve sonra" diye devam ettim."Yanıldığını görüyorsun...Herşeyin ne kadar sahte olduğunu,ama senin hiçbir şekilde fark etmediğini.. Oyaladığını ama senin bunu göremeyecek kadar güvendiğini.. sadece, sadece inanıyorsun, güveniyorsun..."

"Ve yanılıyorsun." Dedi bitik bir sesle,"Evet tek hatan güvenmekti kuzen, senin tek hatan güvenmekti..Ve benimde,benim de tek hatam güvenmekti.Benim tek hatam gözlerimin içine baka baka söylediği yalanlara inanmamdı.."

Küçük çaplı bir sessizlik oldu.

"Sevmiştim.."diye fısıldadı."Sevdiğini sanmıştın.." diye tamamladım."Oysa oyunmuş,oysa sahteymiş herşey.."

O konuştukça aklıma Selma geliyordu,ruhuma acı veren anılarım..

"Aslında.." dedi pencereye bakarak"İkimiz de sevmiştik...Ben ölesiye o öylesine..."

Burada biraz daha durursam duygusallıktan buharlaşacaktım.

"Bu ne ya kuzen! " Dedim sinirli bir şekilde ve devam ettim "Olur mu böyle şey ya,oyuncak mıyız biz he? Kolay mı herşey o kadar,bak sinirlerim tepeme çıktı ha."

Merve beni önce şaşkın şaşkın izledi sonra gülümsedi.

Aferin Ceren,birini daha ağlarken güldürdün.

"Numarası var mı?"

"He?"

"Numarası var mı?"

"Kimin?"

Göz devirdim.

"Canı cehenneme, Alperenin!"

"He- e var."

"Versene."

"Neyi?"

"Salak mısın kızım, Alperenin numarasını."

"Napıcan kuzen sen onun numarasını?"

"Çıkma teklifi edicem ayol yakışıklı çocukmuş."

"..."

"Yav kuzen,versene şu telefonunu!

"Napıcaksın ya Ceren!"

"Fırça çekicem nolucak."

"Sakın!bak kuzen beni rezil ediceksin."

"Birileri bu çocuğa haddini bildirmeli."dedim telefondan Alpereni ararken

"Kuzen sakın.."

"Çok geç güzelim,sen rahatına bak,iki dakikalık bir işim var."

Çalan telefon açıldı.

"Alo?"Dedi uykulu bir erkek sesi,şuna bak, kuzenimin kalbini kır bir de rahat rahat uyu,ohh oldu paşam.

"Merve.."

Sesi bir anda açıldı, kısıldı,kuru kısa kesik bir ses..

"Merve.."

Nefesini tutmuş olacakları bekleyen ve kaderine boyun eğen Merve onun ağzından kendi adını duyunca bi fena oldu.

"Merve yok."Dedim sesimi olabildiğince sertleştirerek.

"Sen kimsin?"

"Tanıştırayım canım,ben Mervenin kalbini kıranlara haddini bildirenler kulübünün başkanıyım."

Ne zaman kuruldu bu gurup ya?Benim niye haberim yok? (İç ses)

Şuan kurdum.

Üyeleri kim Allah aşkına (iç ses)

Sen, ben, Merve ,Onur.

Ben ne alaka ayrıca başkan niye sensin ?(iç ses)

Dur şimdi karıştırma onu

"..."

"Naptın oğlum kuzenime?"

"Sadece bir iddiaydı.."

"İddia mı!? Kızın duygularını yok ettin!"

"Umut vermedim... dediğim gibi sadece iddiaydı.."

Ay bu çocuk kendini ne sanıyordu ya.

"Keyif mi alıyorsunuz?"

"Sadece bi oy.."

"İnsanların hayatlarına girip sonra hiçbir şey olmamış gibi çıkarken hiç mi acımıyorsunuz?'Ayy aşık oldum' diye kendinizi eğlendirip çekip gidiyorsunuz.Arkanızda bir sürü kırık kalpler bırakarak hemde..."

"Ben...sadece, şey..."

"Ne sen be."

"Sadece ben iddiaya.."

"Bana bak Alperen bozuntusu çocuk,yazma artık Merve'ye,arama da.Git sevgilinle napıyorsan yap.Alet etme kızı bu haram sevdalara."

"Sadece.."

"Seni bir daha kuzenimin çevresinde görürsem, öğrendiğim bütün dövüş sanatlarını üzerinde uygularım ona göre."

"Abar.."

"Emin ol yaparım bunu.Daha önce yapmadığım bir şey değil."

*Ama ben Merveyi seviyorum."

"Ya bi git Allah aşkına."

"Kuzen.."

"Merve kızım inanıyor musun cidden ya yemezlerr.."

"Seviyorum lan seviyorum."

"Tamam, inandım hadi."Deyip telefonu yüzüne kapattım,bu kadarı bile fazlaydı.

"Napıyorsun kuzen ya."

"Haketti."

Merve somurtarak önüne döndü,sesini duyunca bile yüzünde güller açmıştı.Kör kütük aşıktı garibim..

Yanlış kişiye, yanlış zamanda.

Atlatması kolay olmayacaktı eminim,ama ben hep ona destek olacaktım.

Bu zor günleri de beraber atlatacaltık inşallah..

Günümüz...

"Kızlar namaza kalkalım mı bitirdiyseniz."

Merve son iki dilimini Onur'a verirken toparlandık ve Mescide geçtik.

Onur erkekler tarafına geçti, kadınlar mescidi ile erkekler mescidi yan yanaydı, karşıda da lavabolar vardı.Bir de temizlik malzemelerinin konulduğu dolaplar falan.

"Abdestin var mı kuzen?"

"Var da gene de alıyım tekrar, ne olur ne olmaz."

Abdesthanede mescidin içinde küçük bir bölmeydi,ama şükür ki tertemizdi.

Hızlıca abdest alırken abdesthanedeki diğer teyzenin beni süzdüğünü hissettim.

Ablacım niye öyle bakıyon bize yav (iç ses)

Abdestimizi alıp mescide geçtik, teyze de geçti.

"Kuzen kıyafet getirdin mi?"

"Yok, burdan alacağım başıörtü falan."

"Tamam."

Çantamdan çıkardığım eteği giyip aynada başörtümün düzgün olduğundan emin olunca Merveye baktım,o da giyinmiş hazırdı.

Tam safa geçecekken arkamızdan bir ses duyduk:

"Kızım,bi bakar mısınız?"

Deminden beri bizi dikizleyen teyzeydi bunu söyleyen.

"Buyur teyzecim."

"Maşallah siz çok edepli ahlaklı namazlı kızlarsınız."

Utançtan halıdaki desenleri sayarken teyzeye teşekkür ettik.

"Çok teşekkür ederiz teyzecim."

"Bakın beni bir oğlum var, askerden de yeni geldi,e hali vakti pek yerinde namaz da kılıyor şimdi, içkisi yok kumarı yok sigarası yok.Eli yüzü düzgün iyi çocuk."

Bu işin sonunun nereye varacağını tahmin etmek zor değildi.

"Teyzecim-"

"Hatta durun durun."Deyip çantasından telefonunu çıkardı ve oğlunun askerlik fotoğrafını gözümüze sokarcasına bize gösterdi teyze.

Hali vakti yerinde,kendine göre gayet yakışıklı saçı sıfıra vurulmuş asker kıyafeti ile en az 25'inde bir abiydi bu.

"E, bi şans verseniz.Hem yaşlarınız da-"

"Teyze, öğrenciyiz biz."Dedik çaresizce.

Çok mu yaşlı gösteriyoruz ya?

"Tamam canım,bi zamanlar o da öğrenciydi."

"Teyze,bak bizim evlilik niyetimiz falan yok.Allah oğlunu da sahibine bağışlasın sana da hayırlı bir gelin nasip etsin.O gelinler biz değiliz.Biz daha lise öğrencisiyiz."

"Lise son mu?"Dedi kadın pes etmiş bir şekilde.

"Yok teyze 11"

"Kusura bakmayın yavrum ben böyle şey ettim."

Ablam var teyze verebilirim istersen (iç ses)

KAPA ÇENENİ.

"Estağfurullah teyzecim, ama sana tavsiyem git önce bir oğlunla konuş, bu zamana kadar kimseyi kabul etmediyse bir sevdiği vardır belki.Ya da evlenmek istemiyordur."

"İyi de çocuğum-"

"Karışmak gibi olmasın teyzem, ama bu oğlunun hayatı, bırak da seçimi o yapsın.Geleceğini ömrünü paylaşacağı kadını o seçsin."

"Haklısınız kızlar, yaşınız küçük de olsa çok olgunsunuz.Allah karşınıza iyiler çıkarsın.Tekrardan kusura bakmayın."

"Estağfurullah teyzecim amin teşekkür ederiz."

Günlük hayır duamızı da kaptık çok şükür.

O değilde dışardaki insanlar bile hayır dua ederken annen nasıl etmiyor ya? (İç ses)

Annemde beddua mekanizması var hshsh.

Komik bişey söylemedin Ceren (iç ses)

Biliyorum,iç ses..

"Ödüm koptu vallaha hashahs"Dedi Merve, teyze gidince.

"Aman canım, o da bundan sonra beğendiği her kıza oğlunun fotoğrafını göstermesin.Ayrıca belki sorduğu kızın sevdiği vardır.Yani bizim de sevdiğimiz olabilirdi, şahsen ben erkek olsam sevdiğim kadına biri böyle bişey teklif etse kıskançlıktan kudururdum herhalde."

"Bende bu arada ya.Bu erkolar da bi odun."

Asla kimse seni bu kadar sevip kıskanmayacak.(İç ses)

Biliyorum.

Ama hayali bile güzel..

"Başlıyorum ben."Diyen Merve'ye kafa sallayıp bende namaza durdum.

Huzura kavuştuğum o an.

Nerde olursan ol Rabbinin seninle olduğunu bilmek, çoğu zaman en rahatlatıcı şeydi.

Allah seninle.

İçindeki hisleri,seni senden daha iyi bilen O.

Herşeyi ona anlat..

Hiçbir zaman zorlandığında anlatan, üzüldüğünde söyleyen biri olamadım.

Duygularımı içimde yaşamaya, gözyaşlarımı saklamaya çok alıştım.

Kimseye birşey anlatmadım.

Zor dönemlerden geçtiğimde,kimseye birşey belli etmedim.Saklamayı tercih ettim.

Gözyaşlarımı gülüşlerime sığdırdım.

Ne zaman kendimi kötü hissetsem seccademi serdim ve herşeyi beni en iyi tanıyana, O'na anlattım.

Bu zamana kadar hissettiğim bütün zor duygularımı bir ben bir de Allah biliyor..

Namazımı bitip duamı ettikten sonra eteğimi çıkarıp katladım ve çantama koydum.Merve de hazırlandı ve mescidden çıktık.

....

Veda vakti gelmişti,avmden çıkmış,kapının önünde öylece dikiliyorduk.

"Sanırım, bize ayrılan sürenin sonuna geldik."Dedim gergin havayı dağıtmak için.

"Çok üzülmeyin canım, daha sık gelirim bundan sonra, konuştum annemle."Dedi Merve, teselli edercesine.

Yanına gidip kocaman sarıldım.

"Seni çok özlicem kuzen.."

"Bende..."

Bir süre sarıldık.

"Aman be ne salya sümük çıktınız sizde."Dedi Onur sitemle.

Merve hemen ona sarıldı.

Bir daha Allah bilir ne zaman bir araya gelirsiniz.(İç ses)

Ya niye öyle diyorsun..

Eniştem Merveyi araba ile AVM'nin önünde aldığınds bizde öylece arkasından el salladık.

Araba gözden kaybolunca küçük bir sessizlik oldu.

"Bir de mendil veriyim istersen dikom?"Dedi gülerek Onur

"Ya,pislik,duygusal boşluğumu fırsat bilip gene başladın pok balıklığına." Diye cevapladım bende gülerek, hafifçe koluna vururken.

Onurla konuşurken azıcık yukarı doğru bakıyor olabilirim.

Napıyım, mutasyonlu çocuk,fazla uzun.

"Öyle demeyin küçük hanım, Merve gitti gene biz kaldık,iki gün sonra başlarsın 'Onurr beni şuradan all,Onurr burda bir erkekle yalnız kaldım çabuk gel bu doğru değill'Onurr.."

"Ya Onurr.."Dediğimde tam karşısında duruyordum.

Elimi kafasına doğru uzatıp boyunu ölçüyormuş gibi yaptım.

"Off,gene benden uzunsun ya.Sığır gibisin maşallah yengem ne yediriyor sana evde?"

"Sığır falan hayırdır kızım,bundan sonra ikimiz kaldık diyorumm ayağını denk all"Dedi gülerek,bende güldüm.

Kolunu omzuma attı ve AVM'nin bahçesinden çıktık.

"Onur önce bu küçük hanımı eve teslim edecekmiş."

"Ben kendim de giderdim aslında daa.."

"Hiç itiraz istemiyorum küçük hanım,gidiyoz işte abartma."

"Tamam yaa, küçük bey ne derse o."

"Cereeenn.."

"Tamam tamam."

Gülerek minibüs durağına yürüdük..

***

Eve gelip montunu astım ki evde hummalı bir çalışma gördüm.

Kesin misafir geliyooorr (iç ses)

Kızım ağzını hayra aç ya.

Mutfağa ne oluyor ne bitiyor diye bakmak için girdiğimde annemin yüzünde savaş hazırlığı izlerini gördüm.

Saçlar toplanmış.

Eyleiner çekilmiş.

Ve yüzde o sert bakışlar.

Elindeki tabakları elime tutuşturdu ve aynı savaşsal ifade ile "Bunları içeri götür." Dedi.

"Hayrola anne,ne bu hazırlık?" diye sordum merakla.

"Rabialar gelecek,baban Cemlerle barışmış,bu da bir nevi barış yemeği olacak.Ters bir hareket yapma." dedi annem işlerine devam ederken ciddiyetle.

"Ne?Uff tamam,Emre de geliyor mu bari?"

"Ne bileyim ben,hadi yürü de götür şunları"

Oflayarak tabakları salondaki masanın üzerine koydum.

Rabia teyze,Emrenin annesiydi.

Babamın iş yerinden küçüklükten tanıştığımızı söylemiştim.Cem amca yani Emrenin babası da bizim ofiste çalışıyordu.

Babamla ortaktılar,ama bir süre sonra işler yüzünden aralarında bir tartışma çıktı, ve uzun yıllar görüşmedik.

Bu yıllar da ortaokul yıllarıma denk geliyordu,Emre ile ilkokulu beraber okusak da ortaokulda o, okul değiştirmişti.

O yüzden bu akşam iki ailenin barışma yemeğiydi.

Annem küçüklüğümden beri Rabia teyze ile, Rabia teyze de annemle anlaşamıyor.

Bir araya geldiklerinde birbirlerine laf sokmak, iğneleyici konuşmak dışında düzgün sohbet edemiyorlar.

Emre ile yılardır bu duruma anlam veremiyoruz ve bir araya gelinen gergin aile yemeklerinden nefret ediyoruz.

Babamlar barışmış,bu akşam yıllar sonra aileler olarak ilk buluşmamız olacak.

Allah'ım yardım et.

Ha bu arada annem saçını sadece özel zamanlarda topluyor.

Bugün de onun için çok önemli.

Evet, annem açık.

Ama ben tesettürlüyüm.

Bu yüzden annemle dışarı çıktığımda rahatsız edici bakışlara maruz kalıyorum.

Tesettürlü bir annenin açık bir kızı olması ne kadar normal karşılanıyorsa, tesettürlü bir kızın açık bir annesi olması da o kadar normal karşılanmalıydı.

Evet annem de bir zamanlar tesettürlüymüş.

Sonra açılmış.

Başıörtülü halini küçüklükten biraz hatırlıyorum.

Ama namazına çok önem veriyor annem,bize de namazı sevdiren oydu.

Belirli bir yaşa geldiğimizde bize tesettürü açıkladı ve bunun bizim kararımız olduğunu seçimimizde özgür olduğumuzu söyledi.Kendisinin yapmıyor oluşunun yanlış olduğunu da ekledi.

Böylece Dilara ile ben tesettürlüydük.

Tekrar oflayarak merdivenleri çıktım,odama gidip üstümü değiştirmeliydim.

Çıkarken Dilara ile karşılaştım,sadece belirli zamanlarda taktığı kahverengi şalını takmıştı.

"Rabia teyzeler geliyormuş." dedim hemen haberi yokmuş gibi.

"He ya,zor bi akşam olucak, inşallah Açelya da geliyordur."

"Bilmiyorum, Emreye sorarım birazdan."

Böylece odama girdim ve kapıyı kapattım.Yüzüklerimi kenara koyup başıörtümü çıkardım ve yatağıma oturup bağdaş kurarak telefonumu aldım.

Siz:Pistt emreoo

Emre böceği: Noldu olm

Siz: Nolur geliyorum de.

Emre böceği: Aile yemeğine mi?

Siz: he

Emre böceği: ohh

Siz : ya neye sevindin ya

Emre böceği: korktum bi an sende yoksun sandım

Emre böceği: maalesef ki geliyorum.

Siz: oh ohhh

Siz: Açelya abla da geliyo mu Dilara hanım soeuyo

Emre böceği: Yok ya ablam yurtta.

Siz: hee tamam

Emre böceği: Ceroo çok fena he, anam savaş modunu açmış.

Siz: Benimkide ya

Emre böceği: valla çok fena

Siz: Allah'ım yardım et bize bu gece

Emre böceği: aminn

Emre böceği: Geliyoz cero cikiyoz şimdi

Siz : Tamam burda görüşürüz (maalesef)

Telefonumu kapatıp doğruldum.Dolabıma geçip üstüme daha uygun birşeyler giyip,siyah penye şalımı aldım.

Her zaman taktığım klasik siyah şalım.

Çünkü bugünün benim için pek bir özelliği yok.

Derin nefes alıp tamamen hazır olunca yardım etmek için aşağı indim.

Annemin gene baruttan farkı yoktu.

Bu gece patlamasa bari (iç ses)

Valla herşey olabilir.

Bir keresinde,kimin eviydi hatırlamıyorum ya Emrelerin ya da bizim evdi.Gene böyle bir yemekte annemle Rabia teyze arasındaki tartışma büyümüş ve ev sahibi taraf da evinden kovmuştu,yani ya annem ya da Rabia teyze.

Böyle saçma anlara şahit oldum bizzat, maalesef çok trajik bir ailem var.

Mutfağa inip Dilaraya döndüm.

"Açelya abla gelmiyormuş, yurttaymış."

"Of yaa, şanslı çıktı Açelya,bende yurtta olucaktım şimdi,var ya."

"Aile evinde üniversite okumayı sen seçtin abla.

"Doğru, kararımdan da çok memnunum."

"Ne mutlu sana.."

Masa tamamen hazırken annem yanımıza geldi ve muhteşem nutuklarına başladı.

"Kızlar, bugün babanız için çok önemli, dikkatli olmalıyız." dedi ciddiyetle.

"Hep öyle diyorsun da anne,babam gayet rahat Cem amca ile sohbet ediyor,olan size ve bize oluyor." dedi Dilara da çaresizce.

"Olsun! Bugün önemli, geçmişi sildik.Beni evinden kovduğu günü hatırlıyorum hala, dün gibi aklımda."

"Anne emin misin ? Çünkü ben kovan taraf sendin diye hatırlıyorum da."

"Sanki,bende öyle hatırlıyorum."

'Hayır tabi ki! Rabia kovdu bizi evinden! Herneyse şimdi bunların bir önemi yok.Dilara sen, sakın yemkten sonra dersim var deyip kaçmaya çalışma."

"Ama annee,harika bir bahane, ayrıca hukuk okumak kolay mı? Sunun şurasında koskoca üniversite öğrencisiyim bir sürü dersim var, misafirlerle oturmak zorunda mıyım ya?"

"Aman üniversite öğrencisiymiş,benim de dersim var yani,hava yapıyor muyum peh."

"Bahaneler istemiyorum kızlar, bugün herkes.O masada olacak."

"Off,anne beni bu lise veledi ile bir mi tutuyorsun?"

"Lise veledi sensin be!"

"Heh işte,bu akşam gene böyle kavga ederseniz, misafirler gittikten sonra bozuşuruz,ona göre."

"Tamam anne.."

Annem masanın kusursuz olması için hala bir şeyler ararken Dilara ile ben birbirimize çaresiz bakışlar atıyorduk.

Bu arada evet, maalesef ki haremlik selamlık oturan bir ailede büyümedim.

Bunun doğru olmadığını bilsem de, doğduğun aile kaderdir hesabı,elimden bir şey gelmiyor.

"Cerenn, dün yaptığın tatlıyı henüz kimse yemedi dimii?" diye seslendi annem umutla mutfaktan.

"Burak gece gizlice aşırmadıysa,daha yemedik anne."

"Heh iyi iyi,baban sağolsun gene her zamanki gibi çok erken haber verdiği için sadece yemeği yetiştirebildim.Çayın yanına koyarız seninkini."

"Tamamm."

Gene şanslı çıktın Emre böceğii (iç ses)

He valla.

Ailedeki herkes gayet stresliyken babam kenarda telefonundan bişeyler izliyordu.

Burak da bu kadar saçma bi ortamın içine gayet rahat elinde tableti ile üst kattan inerek geldi.

Hafifçe kafasına vurup bu dünyaya dönmesini sağladım,annem küçükken bize bu kadar izin vermiyordu be.Bu küçük velet saatlerce oyun oynuyordu.

"Gerçek dünyaya dönün Burak efendi!"

"Ya abla ya off, öldüm senin yüzünden."

"Yo gayette yaşıyorsun."

"Çok komik."

"Misafirler geliyor,annem söylemeden söyliyim, boş boş konuşma ve tabletinle oynama.Önemli misafirlerimiz."

'Off kim geliyor gene ya?"

"Oflama Burki,Cem amcalar ve Rabia teyzeler geliyor."

"Neee??Babam onlarla küsmemiş miydii!"

"BURAAAKK!"diye bağıran annemin sesiydi"SAKIN MİSAFİRLERİN ÖNÜNDE BÖYLE BİRŞEY SÖYLEME!" diye devam etti.

Bende hemen Burağa döndüm ve fısıldayarak açıkladım:

"Çok şaşıracaksın kardeşim ama babamlar gene barışmış, bugün barış yemeği olucak dikkatli ol."

"Gene küserler kesin."

"Burakk, büyükler küsmez, tartışır ve görüşmezler."

"Neyse ne işte,Emre abi de geliyor muu?"

"Geliyor merak etme."

"Hahhahaa ona tabletime yüklediğim yeni oyunu göstereceğimm,onu görmeyeli uzun zaman olduu."

"BURAAAK,TABLET YOOK, MİSAFİR GELİYORR!!"

"AMA ANNE YAAA!"

Ailelerimiz uzun yıllardır görüşmedikleri için Emreyi ben sadece okulda görüyordum.Evdekiler bayağıdır görmemişlerdi.

Doğal olarak, onlar da beni görmemişlerdi.

Eve bu gergin hava hakimken kapı zilinin çalması ortamı iki katı telaşlandırdı.

Babam gayet rahat kapıyı açarken biz kapının önüne dizilmiş bekliyorduk.

Sırasıyla Cem amca, Rabia teyze ve Emre girdi.

Rabia teyzeye yalancılıktan sarılıp,Cem amcayı Japonlarınki gibi hafif bi kafa haraketi ile selamladım.

Emreye de yıllardır yaptığımız gibi önce koreliler gibi kafamı eğerek sonra da eyvallah şeklindeki el haraketimi yani elimi kalbime götürme hareketini yaptım. O da aynısını yaptı ve güldü.

Sonrada bana kaşlarını kaldırıp kafasını iki yana sallayarak durumun ne kadar vahim olduğunu bi kez daha hatırlattı.

Tekrar aynı gergin hava ile masaya oturduk.Baş köşeye babam, sağına Cem amca solundaki boş sandalyenin yanında Rabia teyze ve annemin yanında ben,benim yanımda Dilara ve karşımda Emre ile Burak vardı.

Emre Burağın saçlarını karıştırdı ve " Burki bu aralar çok tablet oynuyormuşsun duyduğuma göre? Hani azaltacaktık abicim?" dedi.

Burak duydukları karşısında sinsice bana bakıp "O söyledi değil mi ?" Dedi nefretle karışık sinirle.

Bu sırada annem çorbaları dolduruyordu.

"Cerenin söylemesine pek de gerek olmadı.Zombi gibi gözlerin olayı direk ele veriyor, kaç saattir oyun oynuyorsun burkicim ?" Dedi gülerek.

Babamla Cem amca hafiften muhabbete başlarlarken biz de çorbalarımızı içmeye başladık.

Aşırı kibar ve yavaş bir şekilde içmeye çalışıyordum.

Annem beni bin kez tembihlediği için bu sefer iştahla yiyemiyordum.

Çorbamı kaşıklarken yanımdaki telefon titredi.

Emre böceğii: Cero iyi misin ?

Siz: Gayet iyyim noldu

Emre böceğii: Hasta falan mısın?

Siz: Yok yok neden sordun

Emre böceğii: Normalde senin o çorbayı beş dakikada hüpletmen lazım,on saattir yiyyosunnda

Siz: QSKDHWKXBWJBDE Emre saka misin

Emre böceğii: Yoo, yoksa Berfin teyze mi tembihledi gene

Siz: He yaa,senin de benden pek ayri kalir bi yanin yok hani.

Emre böceğii: Aynı tembih bana da yapıldı Cero

Siz:Aha annemin kaslar kalktı ben kapatıyorum.

Tam karşımda oturup sırıtan Emre ile mesajlaşmak çok garipti.

Çorbalarımızı bitirip ana yemeği de yiyince annem bir yere birşey yetiştirmesi gerekiyormuş gibi hemen çayı da koydu.

Dilara ne yapmış,ne etmiş,annemi bir şekilde ikna edip yemek sonrası yukarı çıkmıştı.

Annem de Rabia teyze boş kalıp evimizin içini iyice dikizlemesin diye mutfağı bile toplamadan tekrar onların yanına geçince bulaşıklar da bana kalmıştı mecbur.

Ya ne güzel şimdi pijamalarımızla oturacaktık ohh (iç ses)

Dimi ya.

Neyse.

Emre duymasın hshsh.

Annemle Rabia teyze kinayeli konuşmalarına devam ederlerken,babamla Cem amca sohbeti sıralamış gidiyorlardı.

Yahu biz bunlar yüzünden yıllarca görüşemedik ya?!

Tövbe estağfurullah tövbe...

Emre de hazır Burağı oyalıyorken bulaşıkları sudan geçirmeye başladım.

Bişey dicem (iç ses)

He.

Sorsak mı (iç ses)

Neyi?

Kız arkadaşını (iç ses)

Kimin?Ne saçmalıyorsun ya iç ses gene !

Diyorum kiii, Kuzeye sorsak mı? Kız arkadaşını?

Mal mısın iç ses niye yapalım böyle birşeyi, ayrıca unut gitsin,bizene.

Ya hayırlı olsun derdik.(İç ses)

O Hayrı ben-

"Su versene ya."

İç sesimle konuşmamı kesip sesin geldiği yere baktım.

Emre,Amerikan ada mutfağın girişinde durmuş utanmadan su istiyordu.

"Ya Ceroo,su versene ya çok susadım."

Su versene mi !?

Su versene he ?

O suyu ben-

"Kalk kendin al be ayı."

"Ayıp oluyor ama,eve gelen misafire böyle davranmak...Sizin evde misafiri dokunulmazlığı yok mu yahu?"

"Var.. maalesef ki var..." Dedim son tabağı da bulaşık makinesine koyarken.

"AMA SENİN GİBİ KABA DAĞDAN İNMİŞ VARLIKLARA VEREMİYORUM SU."

Bitik bi sesle pes etti dağ ayısı Emre "Tamam tamam, güzel kardeşim, bacım,bu gardaşını yolda koma, çok susadım.Bir bardak su verebilir misiniz rica etsem Ceren hanım."

Şaşkın bakışlarımla ona döndüm.

"Verecem Emre tamam,cümlenin başı köy şivesi, dinlenme,sonu da şehir konuşması ve ricayla karışık tehdit."

"Ver artık şunu Ceren ölücem şurda."

Söylene söylene bir bardak suyu doldurup Emreye uzattım.

Karşımdaki tazgaha yaslanıp oturarak suyunu içiyordu.

"Hatırlıyor musun sanki sen ilkokuldayken yanlışlıkla öğretmene şey demiştin-Dememle ağzındaki suyu püskürtmesi bir oldu.

"Lan yavaş,iyice su aygırı çıktın sende.Bir suyu da mı içemiyorsun e insan evladı?"

"İnsan evladı falan ayıp oluyor."

"Ne diyim,bitki evladı mı diyim?"

"Ceren senin espiri yeteneği düşmüş gene,iyi misin kardeşim?Ayrıca niye gereksiz ilkokul detaylarını hatırlıyorsun ki,mesela ben senin okulun ilk günü annemi özledim diye salya sümük ağladığını hatırlatıyor muyum ?"

"Aaa ne alaka Emrecim..Ben değildim o karıştırılmışsındır, ayrıca ben orda annemi özlediğimden değil, koyduğu beslenme kabını görmediğimden yemek yok sandığım için ağlamıştım.Sen de zaten sürekli hocanın arkasından el hareketi çekiyordun."

"Aaaa ben o zaman yedi yaşında velettim,ne bileyim anlamının kötü olduğunu,bi yerde görmüşüm yapmışım Allah alla."

"O gün sınıftaki herkese el hakareti çekmiştin, ne Komikti ama hahshaaha eve gelince anneme o ne demek diye sormuştum,annem de boşver Rabianın oğluysa normaldir demişti"

Gülmeye başladık.Allahtan annemler bişey duymuyordu.

"Demek bizimkilerin düşmanlıkları ta o zamandan geliyor."Dedi kısık sesle

"He ya,sorsan düşman olanlar babamlar ama,şunlara bak" dedim başımla annemleri gösterip.

O da kafasını iki yana salladı ve sonra benim makineye çatal kaşıkları koyduğumu görünce"Yardım edeyim mi?" Diye sordu.

Bismillahirrahmanirrahim.

Noldu bu dağ insanına böyle ?

"Çok istiyorsan surdan çay bardaklarını çıkar."

"Ne yani? Sen misafirsin, gerek yok falan demeyecek misin?!"

Emre'ye göz devirdim.

Bulaşıklar bitmişti,makinenin kapağını ayağımla kapatıp Emre'ye döndüm.

Bişey daha dicem ama kızma (İç ses)

Ne var gene?

Emre'ye sorsak mı Kuzey'in şeyini belki o biliyordur.(İç ses)

Ay yeter valla sıktın iç ses.Bir daha bu konuyu açma.

"Emre."

"He."

Saçmalama cidden sorucak mıyız!??? Eyvah panik alarmı panik alarmı!!!! (İç ses)

Sakin ol.

"Sana muhteşem bir haberim var."

"Neymiş o."

Dolaptan tatlıyı çıkardım.

"OAAAAAAA"

"Bağırmasana be öküz,annemler gelicek."

"Ceren, bacım sen bi harikasın.Allahım sonunda şu tatlıdan yiyeceğim."

"Eheh övünmek gibi olmasın ama bayağı da güzel oldu."

"Eline sağlık."

"Sağol."

Emre ile aramızdaki tartışmalar bile erkek kardeşimle olduğu gibiydi.

Sık sık Burakla da böyle tartışıyorduk.

Tabi ki Emre akranım olduğu için onunla dalga geçmek daha eğlenceliydi.

Gene de sınırlarıma dikkat etmeliydim.

....

Çay bardaklarında dumanı tüten çay ve benim yaptığım tatlı sonunda masayla buluşmuştu.

Annem bana o muhteşem bakışlarından birini yapınca bir süre onun hoşuna gitmeyecek ne yaptım diye düşündüysem de bulamadım.

Neyse,illaki öğreneceğiz misafirler gittikten sonra.(İç ses)

Maalesef...

"Maşallah,sizin Ceren de görmeyeli bayağı büyümüş."

"Emre de kocaman olmuş şey gibi..."

Sığır gibi?

Anne,

Lütfen.

Kelime bul.

"Şey gibi işte canım.."

"Ney gibi Berfin?!"

"koca adam gibi."

İyi kurtardık anne.

"Hahaha öyledir, hatta geçen yıl futbol turnuvasında kupa kaldırdılar."

Allah alla, benim niye haberim yok?

"Anne,o ilkokuldaki futbol kursunun turnuvasıydı."

"Olsun oğlum, şimdi de yaparsın sen,hem neydi ya Berfin, bunların sınıfta bi çocuk daha var şimdi o da bayağı iyi futbol bu mu ne oynuyormuş."

"Erez o,anne." dedi Emre bıkkınlıkla.

Konu ona nereden gelmişti?

"Erez ne yahu?Erez diye isim mi olurmuş canım, peh"

"Kuzey, Erez anne."

"Neyse ne canım,futbol oynayan çocuk işte,onun annesi de bi garipti zaten, hatırlıyor musun Berfin?"

"Şu toplantıda kaloriferin orda oturan gıcık kadın mı?"

"Anne, ayıp oluyor ama, kadının arkasından.." diyordum ki annem hızlıca sözümü kesip dişlerinin arasından konuşmaya başladı.

"Ya işte öyle Ceren de hikayede derece aldı,ilde hemde."

Hikayede derece ne demek anne..

Daha önce hiç ilgilenmediği için branşı bile bilmediğinden 'Hikayede' diyordu annem.

"Anne,o iki yıl önceydi.."

"Olsun canım.Ha iki yıl,ha şimdi."

Keşke başarılarımı diğer insanlara övmek yerine sen de beğensen anne...

Emrenin bana kaş göz yaptığını görünce telefonumu alıp baktım hemen

​​​​​​Emre böceğii: Abi annemlerin yıllar sonra bi araya gelip bizim kaç zaman önceki başarılarımızı konuşmaları saka mi ya

Siz: valla ya her seferinde aynı sey

Emre böceğii: Neyseki annem senin ilkokuldaki haltlarını bilmiyor skxhed

Siz: ne haltıyms o be, ayrıca senin 2.sinifta hoca ne olmak istiyorsun deyince anne olmak istiyorum demeni unutmadim hala OWHDLASNXHSK

Emre böceğii: ya off hala hatırlıyor musun ya, ayrıca orda heyecanlandım annem geldi aklıma bi anda öyle dedim.

Siz: hani kız falan olsan neyse de emre woshekxh

Emre böceğii: aman sende dondurmaci olucam demistin ekfhekxhe

Siz: napiyim dondurmaci olursam tüm dondurmaları yiyebilirim sanmistim..

Emre böceğii: İWODHWKXHW bunlari var ya senin kiz istemende enisteye anlaticam adam kacar valla almaz seni KWHWZHE

Siz: hm hm çok komik 🙄 olmayan enistene selam soyle

Emre böceğii: Aleyküm selammm wXhwkxhjwd

Emre böceğii: Cero

Siz: he

Emre böceğii: birazdan yapacağım sey yüzünden bana kizma.

Siz: NE

Siz: GENE NAPİCAN

Kafamı kaldırıp Emre'ye baktım, o ise tatlıya bakarak sırıtıyordu.

Emre böceğii: üzgünüm cero, ama artık...

Emre böceğii: İNTİKAM VAKTİDİRR

Emre böceğii:iki hafta önce tatli getireceğini barana soyeyp bana söylemedigini hala unutmadim hain...

Siz: ay ne bileyim çok ısrar etti senden intikam alacakti

Emre böceğii: görsün intikam neymis

Emre böceğii: SEC CERO ABİN Mİ KARDEŞİN Mİ

Siz: saçmalama wkdhekdhe

Emre cevap vermeden sınıf gurubuna mesaj yağmaya başlamıştı bile.

SUİİ WHATSAPP GURUBU

Emre böceğii: *Fotoğraf*

Emre böceğii: ​​​​​​@Tatlılarımın korkulu rüyası Baran gel gör kardesim intikam neymis

Tatlılarımın korkulu rüyası Baran: HAYİRRR

Tatlılarımın korkulu rüyası Baran: bu nasil olurr yalancii kandıramassin öyle bi tatli fotografiyla benii

Emre böceğii: *Fotoğraf*

Emre böceğii: a bu da Ceren

Siz:la ifsami ne zamna çektin pislik

Tatlılarımın korkulu rüyası Baran: oyle olsun abisi... Unutmucam bunu

Emre böceğii: bende sana deyip bana dememesni unutmadım hala widhked

Kuzey çevrimiçi.

WOLF BAKİSLİMM 😻 çevrimiçi.

Gökkan çevrimiçi.

Hilal: abi bitmedi sizin su tatli sevdaniz wxhwkxhe

Çay sevdasından dolayı Hilali böyle kaydetmiştim.

Gökkan: he ya gecen sene kermeste borcamin yarısını yemislerdi bi gittim tatli yok wkxhskxbs

Siz: Gökkan sen o yuzdnd mi yemedin

Gökkan: pıtırcık lütfen artik su h harfini atlama

Siz: olsun boyle dsha güzel ekdhdjxhs

Siz: neyze anam bakiyo

Siz: Emreyle bana sabir dileyin

Emre böceğii: aminnn

Telefonumu kapatmamla tekrar titremesi bir oldu.

RÜZGARDA UÇAN ÇATILAR WHATSAPP GURUBU

MERBEMMM 🤍: *Fotoğraf*

MERBEMMM 🤍: yolcu yolunda gerekk

MERBEMMM 🤍: yarin sabah cikiyoz yola abi su çantalara bak ya

MERBEMMM 🤍: Annem zaten süreli bomba gibi geziyo evde wlcjemfh

Siz: Teyzem ve uzun yolculuklar.

Siz: of ne cabuk geçti ya

Pk balığı onur 🦭: harbi ya

MERBEMMM 🤍: merak etmeyin gene gelirim ekdjjejd bayramda gene buradayızz

Siz: kuzen sen gene gecen seneki gibi on gün önce gell

MERBEMMM 🤍: babami ikna edersem insallah

Pk balığı onur 🦭: bişe dicem bi kac kiz sabahtan beri istek atıyo bana wkdhsj nerden bulmuslar hesabimi

MERBEMMM 🤍: QPQJSNEHZHWS Ceren paylaşınca bende onunkini paylaştım ordan almislardir OWODHEKXHEKS

Siz: Vermiyorum kardesimi lan

Pk balığı onur 🦭: alan yok zaten kardesjm,kimsenin istegini kabul etmedim

MERBEMMM 🤍: helall bee

Siz: ya gene kim degistirdi bu isimleri

MERBEMMM 🤍: eheheje

Siz: Allah seni Merve ya

Pk balığı onur 🦭: Lan nasil

Pk balığı onur 🦭: attt

Siz: *Fotoğraf*

Pk balığı onur 🦭: Ohw

Pk balığı onur 🦭: Kırıldım..

Siz: valla ben yapmadım

MERBEMMM 🤍: ben yaptim hehe

Pk balığı onur 🦭: abi pok yazmaya bile usenmis ya

​​Siz: Ben masumum.

Pk balığı onur 🦭: Cerenin önündeki sapsigi silmis birisi bende de

Siz: onu ds ben yaptim hehe

Siz: Neyse gencler emreler bizde baris yemegindeyiz annem birazdan gözlerini ​​​​​​pörtletecek ben kaçarr

Telefonumu kapattım.Sonra da Burak sayesinde Emre ile kenarda uno oynadık.

***

Nihayet misafirlerimiz gittiğinde ve ben bütün bulaşıkları makineye koyduğumda,mutfaktan çıkarken annem yanıma geldi.

"Teşekkür ederim Ceren, bugün çok yardımcı oldun." dedi beni şaşırtacak kadar ılımlı bir şekilde.

"Ne demek anne, görevim sayılır."

"Ama seninle bir şey konuşmam lazım."

"Buyur anne?" dediğimde kenara geçtik.

"Bak Ceren, genç yaştasınız ve bunlar çok normal.. anlıyorum ama,her ne kadar çocukluğunuzu birlikte geçirmiş olsanız da büyüyünce duygular değişebiliyor.."

"Anne!Şaka mı yapıyorsun?Emre benim kardeşim!"

"Lafımı kesme Ceren, bazı şeyler senin sandığın kadar kolay değil. Her ne kadar babanlar barışmış olsa bile, böyle bir şeyin ihtimali iki Aile içinde hiç iyi olmaz. O yüzden bundan sonra daha dikkatli olmanı istiyorum."

"Anne! Sana inanamıyorum neler söylüyorsun?!"

"Mutfakta sizi gülerken Ve birbirinize yardım ederken gördük. Rabia da bende..Ve aranızdaki her neyse desteklemiyoruz."

"Anne sana inanamıyorum! Çocukluğumuzdan beri birbirimizi kardeşimiz gibi görmekten başka bir şey yapmadık! O kadar samimi de olmadık! Lütfen aklından Bu çirkin düşünceyi çıkar. Aramızda öyle bir şey olmadı ve asla olmayacak."

Ayağımda zeminin kaydığını hissedince durdum. Sanırım artık ilaçlarımı almalıydım..

Anneme anlayamıyordum, aramızda hiçbir şey olmamıştı.

Gerçekten kardeş gibi büyümüştük.

Anne bunları söylediğinde beynimden vurulmuşa dönmüştüm.

Böyle bir şey nasıl düşünebilirdi!??

Annemin fikrine karşı midem bulanırken yukarı odama çıktım.

Bir süre yatağıma çöktüğümde düşündüm.

Allah bizim için bir şeyler yasaklıyorsa kesinlikle bir sebebi vardı.

Her ne kadar Emre de ben de birbirimizi kardeşimiz gibi görsek de ailelerimiz bu şekilde düşünmüyordu, çünkü insan günahkar bir varlıktı ve fitne her yerdeydi.

Eğer Allah bizim kadın erkek karışık oturmamızı istemiyorsa, bunun bir sebebi vardı.

Bunu bizzat bu akşam yaşayarak görmüştüm.

Ben ne kadar uzak davransam da, O ne kadar soğuk davransa da, ailelerimizin aklında başka şeyler oluyordu.

İslam herşeyi düşünüyor ve en güzelini insana sunuyordu.

Bazı insanlarsa sebebini öğrenmek yerine 'Yobaz' diye nitelendiriyorlardı.Daha yobaz kelimesinin anlamını bilmeden...

Annemin bu fikri başka kimseye bahsetmemiş olmasını umdum.

Ve bir kez daha Allah rızasını uygun yaşamadığım için hayatımdan nefret ettim..

Allah'ın rızasına uygun olmayan herşey bitmeliydi...

...

Hiç ama hiç içime sinmeyen bir bölümdü,tekrardan kusura bakmayın

Bir dahaki bölüm ramazanın gelişi olucak inşallah, çok şükür ramazan bölümlerini ramazana denk getirebildim.

Her şeye rağmen hala burda olan "Son iki" ailesi iyi ki varsınızz ✨💘

Allaha emanet olunn 🫂 🤍

 

 

Bölüm : 20.02.2025 01:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...