14. Bölüm
Dolunay / SON İKİ / 12-Ramazan

12-Ramazan

Dolunay
aykrateri

Selamün aleykümm son iki ailesii 🫂

Nasılsınızz inşallah iyisinizdirr 🎀

Bu bölüm ramazanın ilk günü gelmesi gereken bir bölümdü ve tabi ki ben yetiştiremedim djfjdjcj

Keşke ramazan bölümleri tam denk gelse Bayram bölümü de bayrama..

Ara ara uğrayıp bölüm atmaya çalışacağım ama kendimi çok zorlamayacağım, derslerim çok yoğun maalesef ve Ramazanda çoğu uygulamama kısıtlama getirdiğim için.

O yüzden bu bir nevi küçük bir mola,bundan sonraki bölümlerde de Ramazan olacak atabilirsem onları da ramazan da atacağımm

...

Cereen cereeen

"..."

"Kime diyorum yaa hişt aloo?"

"Ceren 53.Cağrışım kalk artık."

Gözlerimi annemin beni 53 kere çağırdığı iddiasıyla kalktım,oysa ben sadece son ikisini duymuştum.

Napayım canım uykum ağırsa, güzelin kusuru çok olurmuş.O nasıl oluyorsa artık,galiba uyku hâliyle o sözü de değiştirdim.

"Ceren gece kaçta yattın?"

Uff ne alakası var uyanamamamla ya?

"Kızın gecelere akıyor annee haberin yokk.."

Dilaranın bu sözüne karşılık yeni açılan parlak ışıkta annemin tek kaşını kaldırarak bana baktığını gördüm.

"Erken yatmanın erken kalkmaya bir faydası yok, bunu kabullenin artık."

Yarı gözüm açık anneme laf yetiştirirken odadan çıkmaya çalıştım ama dün akşam yerde unuttuğum eşofmana takılıp yere yapıştım. Tepetaklak bir şekilde, mübarek Ramazan günü ağzımı bozmamaya çalışarak, malum ilk sahur, banyoya gittim.

Aslında amacım ağzıma bir iki bir şey tıkıştırıp namazı kılıp yatmaktı, ama yanlışlıkla yüzümü bol suyla yıkadım ve biraz uykum açıldı.

"Cereenn!"

Anne Sultan kızmadan gitsem iyi olacak. Yüzümü havlu ile kurulayıp bir gözüm kapalı merdivenlerden indim.

Mutfağa geldiğimde herkesin gözünden uyku aktığını ama geleneklerimize bağlılıktan televizyondan 'Nihat Hatipoğlu ile sahura doğru'programını açtıklarını gördüm. Herkes bir an önce ezan okunsa da yatsak diye konuşmadan tıkınıyordu.

Ama ben herkes olmadığımdan ve uykulu bile olsam gevezeliğimden ödün vermediğimden ,saniyede bilmem kaç bin tane cümle kurarak yemeğimi yemeye devam ederken,bir taraftan da televizyon izliyordum.

Her sene olduğu gibi bu sene de ülkece merak ettiğimiz o müthiş soruyu sormamla gurur duydum.

"Ya bu Nihat Hatipoğlu ne ara iftar ne ara sahur yapıyor?"

Masadakiler beni gram takmazken uykulu bir şekilde devam ettim.

"Hayır,yemek yemeye vakti var mı bu adamın?"

Söylediklerimden tamamen alakasız bir şekilde annem babama çay isteyip istemediğini sordu.

Konumuz bu muydu ya şu an?

Tabii bunu dile getirmedim.

Tam o anda adamın bir tanesi"hocam sanaldan adam öldürmek caiz midir?" diye soruyordu.

Bir başka kadın"Ben kocamı çok seviyorum hocam o yorulmasını istiyorum onun yerine de ben oruç tutsam olmaz mı?" Diyordu.

"T-T" dedim masaya doğru."İnsanlar cozutmuş."

Tabii gene beni kimse takmadığından ben de biraz midemle ilgileneyim dedim, ve ezan okunmadan karnımı tıka basa doldurdum.

Son bardak suyumu içerken guruba cuma mesajını atmayı ihmal etmedim.

Siz: Zor geliyorsa yaşam,rabbine sığınacaksın paşam, hayırlı cumalarr🌹

Mesajı gönderdiğim gibi ezan okundu.

Masadakiler nihayet susacağım diye ezan okunmasına şükrederken, ben yarım kalan bardağımdaki su ile bakışıyordum.

"İçsem olmaz mı ya?"

Çaresizlik..(iç ses)

"Ezan okundu."

"Ama çok içimde kaldı."

"Manyak mısın Ceren a-aa "

"Of ya,insanlarda dertleri var sanıyorlar, ben gün boyu bu yarım bardak suyun acısını çekeceğim."

"Tövbe estağfurullah tövbe"

"Hadi Ceren, boş yapma da masayı toplayalım."

Dilara gıcık bakışlarını yaparken, Burak sendeleyerek masadan kalktı.

Oh ne güzel ya.

Susuz kaldım,susuz!!

Ondan önce içtiğimiz üç buçuk bardak su nereye gitti Ceren hanım. (İç ses)

Karıştırma onu şimdi iç ses.

Neyse en azından cuma mesajını unutmadım.

"Cereen,hadii TOPLUYORUZ!"

Ama suyum yarım kaldı...

***

Hayatımın en iğrenç alarm sesiyle,evrenin en asabi insanı olarak dünyanın en çapaklı gözüyle 148794 kat sinirle yatağımdan doğrulduğumda saat dokuza geliyordu.

Aman ne harika!

Zaten dilim damağım kurumuş, dün içermediğim yarım bardak suyun acısını çekiyorum.

Kahvaltı yapmayacağım için saati çok takmadım,hemen hazırlanıp evden çıktım.

Off aç aç geometri hiç çekilmez yaa.

Söylene söylene okula geldiğimde sınıftakilerin de benden bir farkı olmadığını gördüm.

O kadar çok uykum vardı ki kimseye selam vermeden sıraya çöküp biraz uyuyayım dedim.

Kafamı kaldırdığımda uzun süredir uyduğumu fark ettim,hocanın sandalyesi de boştu.

"Günaydın uyyan güzel,32. Rüyan nasıldı?"

"Güzellik uykusu muu maşallah ihtiyacı bile yokk."

"Günaydın paşam, orucu uykuya tutturmuyorduk hani?"

Uykulu uykulu Tuanaya baktım.Tüm sınıf ölü gibiydi,herkes sıranın bir köşesine kıvrılmış uykulu uykulu akıllı tahtayı izliyordu.

Hoca da yoksa bu gerizekalılar neyi izliyor diye tahtaya bi baktım, baktım ki bakmaz olaydım.

Bir de ne göreyim, çıtır çıtırr bir lahmacunn...

Meğersem bugün ilk yazılımız var diye hoca çalışmamız için akıllı tahtayı açık bırakmış, evrak işlerini halletmek için öğretmenler odasına gitmiş.Bizimkiler de mübarek Ramazan günü diye akıllı tahtadan asmr yemek videoları açmışlar,montlara gömülmüş sınıfça onu izliyorlar!

"Olum bu ne lan?"

"Yemeek."

"Napıyonuz ya siz?"

"Allah aşkına kapatın şunu, acı çekiyorum.." dedi duvar dibinden Ege.

"Yav Ege noluyo?" dediğimde 'Ceren bir şey de şunlara ne olur sabahtan beri söylüyorum.." diyordu ki Ege "Zaten sabah!" Diye parazit mantarı gibi araya girdi Emre.

"Kapatın şunu diyorum, acı çekiyorum resmen, kafamı monta gömeyim dedim sesi geliyor ya çıtırr,çıtır..." diyen Ege ağlamaklı kafasını tekrar monta gömdü.

"Napsaydık oğlum sana Pepe mi açsaydık?" diyen Baran alaycı alaycı konuşurken az sonra Ege'nin damarına basacağını farkında değildi desem yalan olur.Tüm sınıf Egenin pepeye olan zaafını biliyoruz.Ne gariptir ki çocuk pepe öldü deyince bir ağlamadığı kalıyor.

"Yoksa pepe öll-" diyen Emrenin sözünü patlayacak gibi montundan fırlayan Ege böldü:

"KAPA ÇENENİ!"

Baran gülerek tekrar tahtaya döndüğünde Ege gene kendini acındırıp kapatın şunu dese de kimse çıkıp kapatmadı,aksine herkes gözünü tahtaya dikti.

"Off şu sarmaya bak abii!"

"Mantıı şaka mı ya?"

40 dakika boyunca yemek videoları ile kendimize işkence ettikten sonra zil çaldı ve hepimizin aklına aynı anda aynı soru geldi.

"YAZILIDA NE YAPACAĞIZ ??"

Bunu sınava çalışmak yerine ruhunuza acı vermeyi seçtiğiniz zaman düşünecektiniz.(İç ses)

Aa sen burda mıydın canımm?

...

Herkesin son dakika çalıştığı yazılıya oruçlu oruçlu girdik ama sınavdan sonra da müjdeyi aldık.

"Evet gençler,size müthiş bir haberim var,ama öncesinde sınavlar nasıl geçti? Bir sorayım." dedi yerine yerleşen Beste hoca.

"Valla hocam bu sınavdan sonra müthiş bir haber harika olur."

"Başımız koptu hocam,o nasıl sınav kağıdı!"

"E,ama gençler çıkacak diye örnek beş tane kağıt verdim,video linkleri attım,kitaptan sayfalar söyledim.Daha ne yapayım? Mis gibi sınav kağıdı, iyice çalışan yüz alırdı." Diyen Beste hoca başıyla başıyla Kübrayı işaret etti.

"Ee hocam,dediniz dediniz dee, Frankenstein gibi sınav kağıdı hazırlamışsınız,biraz örnek kağıttan, biraz videolardan,biraz da kitaptan.Valla piskolojimiz bozuldu."

Beste hoca gülerek arkasına yaslandı.

"O zaman keyifli kısma gelelim, gerçi bunu size şuan söylemeyecektik henüz bir şey belli değil ama siz yabancı değilsiniz,kendi sınıfıma önden spoiler vereyim." dediğinde heyecanla hocaya baktık.

"Biliyorsunuz ki, okulumuz uzun süredir bir gezi düzenlemeye çalışıyor.Henüz ne olduğu belli değil ama örnek olarak,kamp veya yatılı bir gezi,ya da istanbula iftar,belki de hepsi gerçekleşir...Bütçemiz yeterse tabii." dediğinde sınıftan uğultular yükseldi.

Herkes çok sevinirken ben babam izin verir mi acaba diye düşünüyordum.Aşırı hassas bir babam vardı,adamın bana zarar gelicek diye ödü kopuyordu.

Tek sorun,bunu beni sevdiği için yapıyorsa bile bunu asla hissettirmiyordu.Aksine bende çok önemli bir şey varmış da onu koruması gerekiyormuş gibi hissediyordum.

Aman bunlar sadece basit hislerdi işte...

"Ya hocam,biz sadece bizim sınıf olarak düşük bütçeli bir iftar gezisi yapamaz mıyız,hem İstanbul zaten hemen şurası."

"Aynen kanka hemen şurası zaten,153,5 kilometre ne ki?"

"Yok artık Tuana, hesapladın mı ?"

"Yok canım, genel kültür diyelim."

"Bayağı genelleşmiş kültür,81 ilin haritasının şehirler arası kaç kilometre olduğu falan, önemsiz şeyler işte,herkes bilir.."

Tuana Barana göz devirdi, Baransa keyifli keyifli sırıtmaya devam etti.

"Aslında bu konuyu değerlendirsem iyi olur."

"BESTE HOCAMM OLEYY BESTE HOCAM OLEYY"

Hoca tezahüratları susturdu."Zaten misafir sayılırsınız." deyince tüm sınıf boğazımızda koca bir yumruyla itiraz ettik.

Son iki yıl kalmıştı..Hatta bir buçuk...Ya da bir..

Konu YKS gelince solan hayat enerjim,iç sesimin konuşma isteğini arttırıyordu.

Ya Ceren, şaka maka ne halt yicen Yks'de hani çalışmaya başla diye diyorum- (iç ses)

İç sesim attığım öldürücü bakışlarla susmak zorunda kaldı.İç sesime nasıl bakış attığımı sorgulamayın,oluyor arada ben de bilmiyorum.

Yanlış anlaşılmasın şizofren falan değilim yani.

Yani inşallah...

...

Allaha emanet olunn 🎀

Seviliyorsunuzz 💘✨

 

Bölüm : 04.03.2025 00:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...