

Bölüm 19:
~Ertesi gün..
“NEEAHAAĞWW”
Gözümü bu sesle açtım,tek sorun bu sesin benden çıkmış olmasıydı.
Dün gece karanlıkta uyuyamadığım için, korkularımın üstüne giderek uyu bandı ile uyumuştum.
Tabi sabah kalkınca ağzımda bulmayı beklemiyordum.
Nefes almaya çalışırken istemsizce ağzımdan bu ses çıkmıştı ve korkuyla bağırmıştım.
Hızla saçlarımı gözümden çektim ve uyku bandını çıkardım, aynı hızla da yorganı üstümden itip yarı gözüm kapalı “Geç kaldımaee” diye koşuyordum ki ayağım halıyla beraber kaydı ve yeri boyladım.
“Sakarlık dedin mi kimse eline su dökemez.”Diyen ablamı duymamazlıktan gelerek tökezlediğim yerden “Geç kaldım Fitnat hocanın dersiydi off.” Diyerek sürüne sürüne kapıya gidiyordum ki Dilara beni durdurdu.
“Neye geç kaldın Ceren?Bugün Pazar.”
Tam Dilaranın sesiyle aydınlanacaktım ki kafamı çekmeceye çarptım.
“Ne..” diyebildim alnımı ovalarken durduğum yerde halının üstüne yığılarak.
Şuracıkta uyyabilirdim,zaten iç sesim bile kalkmamıştı daha.
“Drama Queen kalk hadi annem bekliyor.”
Noluyoruz yaa (iç ses)
Harikaa, iç sesim de kalktığına göre bende gideyim artık.
Söylene söylene banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım ve aynaya baktım.
Bugün daha bir güzelim mi ne?
Çıtır hatun ya.
Dedim kendi kendime aynada poz keserek.
“CEREN ABLAAAĞĞ ÇIK ARTIK ALTIMA EDİCEMM!” Diye bağıran Burak kapımı kıracaktı yakında.
Söylene söylene çıktım ve mutfağa indim çünkü enfes patates kızartması kokusu tarafından hipnotize edilmiştim.
“Anaların sultanı be!” Dedim mutfağa girer girmez ve annemden bir ‘side eye’ yedim.
Sanırım sebebi az önce ağzıma tıktığım patates dilimiydi ama tabi tam emin olamadım.
Bakıyorum bugün pek espirilisin (İç ses)
Her zamanki halim canım.
Tabi tabi (iç ses)
“Dolaptan domates çıkarsana.”
Tabi ki mutfağa girmemle annemin radarına yakalanmam ve bana iş kitlemesi bir olmuştu.
Dolaptan çıkardığım domatesi doğrarken Burak da mutfağa girdi,utanmasa yastığını da yanında getirecekti.
“Günaydın anne,ne var bugün kahvaltıda?”
Annemden önce ben atladım tabi ki.
“Sorma ye var burak ister misin, zıkkımın kökü de bir seçenek tabii.”
Annem bana göz devirip oğluşuna patates kızartmasını gösterdi.
Doğrayıp tabağa koyduğum domatesleri ada masaya taşıdım Dilara hanımda sabahın köründe yüzüne sürdüğü elli kat bakım malzemesiyle mutfağa teşrif etti nihayet.
“Yardım edecek bir şey var mı anne?”
Bir de soruyor musun ck ck (iç ses)
Harbi ya bak ben nasıl domatesi kendim çıkardım, resmen örnek alınacak insanım ya.
Aynen tabi yaa (iç ses)
İç sesimle kendimizi böyle avutuyoruz işte napalım.
On dakika sonra Hünkar bey yani babam da kahvaltıya teşrif edince hep beraber yemeye başladık.
“Hiraların kınası bu gündü dimi?” diye sordu çayından bir yudum alan Dilara.
Ne kınası ya?
Bu evde niye her şeyden en son benim haberim oluyor?
Mikser melehat olduğun için olabilir mi (iç ses)
Üstüme iyilik sağlık ne alaka ayol.
“Haa Rabianın yiğenin kınası, doğru ya o bu akşam, götürürsün bizi de Oğuz.”
Babam homurdanarak annemi onayladı ama ben hala niye olayların dışındayım ya?
Yanımdaki Dilarayı dirseğimle dürtüp “Ne kınası ya?Emrelerle alakası ne?” diye sordum.
“Rabia teyzenin yiğeni,Hira'nın kınası.”
“Ee yani?Bize ne?”
“Of odun musun Ceren,gitmemiz gerekiyor işte.”
“Tamam ya bana uyar bedava tıkınılacak mekan”
“Ne kadar ayıp ya!”
“Ne dedim ya?”
“Kursa gidecek misin bugün?” Diyen babamın sesiyle Dilarayla konuşmamız kesildi ve ağzıma attığım zeytinle babama döndüm.
“Yok baba, bugün evdeyim.”
Evdeyim dedin ya kesin bir şey çıkacak (iç ses)
Sağol ağzını hayra açtığın için iç ses.
Vazifemdir efendim (iç ses)
“Madem öyle market alışverişinde bana yardım etsene Ceren.” Dedi annem bir anda.
Haydaaa.
Gene iş kitlendi iyi mi?
Değil tabii (iç ses)
“Tamam anne.” Dedim ağzıma tıktığım patates kızartmasıyla.
“Kitaplığın tozunu da alıversen iyi olur.Bide çöpleri attıktan sonra kek yapsan” Dedi Dilara sırıtarak.
“Ayaklarına masaj yapmamı da ister misin?” dedim fısıldayarak sinirle.
Gülerek “Fena da olmazdı hani.” Dedi.
Aynı anda masör,makyöz, temizlikçi, aşçı,çöpçü, bakıcı olunca mental kalıyor mu diye sormuyor kimse (iç ses)
Aynen yaa.
Bugün benden taraf olan iç sesime şaşırarak kenardaki telefonumu alıp gelen mesajlara baktım.
WOLF BAKİSLİMM 😻: GUNAYDİNN
Siz: GUNAYDİİİN
Siz: NASİL GDİİYOR HAYATT (Sadece bir gün görüşmedik) shxgshgxd
Tuanadan sonra gözüme çarpan gurupla şaşırdım.
Bizim mahallenin kızları?
AGALARLA MANGAL PLANI 💅🏻
Esila: AHLELELELELLEELELLELELEEYY
Nilay: Noluyoruz hanımlar ne bu coşku
Rana: Siz buraya yazar mıydınız
Şevval: GUNAYDİN ÖNCEKİLE.
Esila: BULUŞALIM ARTIK.
Rana: Evetevetebet
Nilay: VAY VAY VAY
Şevval: BUGÜN MÜ
Siz: GÜNAYDINN EN MANYAK SABAHLAR BENİMLE BASLARR
Siz: Ne bu tantana kızçeler hayırdır
Rana: ŞEVVALİN EX GERİ DÖNMÜŞ HALAY ÇEKİYOR DHHDDHDHD
Şevval: Lan ne alaka
Esila: ŞU GURUPTA EXİNİZİN MUHABBETİNİ YAPMAYINNNN
*Esila gurup açıklamasını ‘erkolar giremez exler hiç giremez’ olarak değiştidi*
Nilay: Ne zaman buluşuyoz aga
Siz: LAANN BUGÜN MÜ
Şevval: Deminden beri onu diuorumm
Siz: Esi kanka hayırdır @Esila
Esila: ABİ BUGÜN BULUŞALIM YETER GELEN GELSİN
Rana: tmm
Siz: Çekirdek kola?
Şevval: Okey
Nilay: Kaykayları da alın
Esila: la bu kadar çabuk ikna olmanızı beklemiyordum 😔
Rana: Heheheyt ne sandın
Siz: Her zamanki yol üstündeki kamelyada?
Nilay: aynen
Şevval: İki buçukta herkes orda olsun
Esila: Vay bee
Rana: hshdhshxhhs
“Ceren hadi masayı topluyoruz.” Diyen ablamın sesiyle telefonumu kapatıp yerimden kalktım.
Boş bardakları tezgaha taşırken “Anne bugün mahalledeki kızlarla buluşacağım.” Dedim anneme doğru.
Tek kaşını kaldırıp bana baktı “Market alışverişinden sonra nereye gidersen git.”
“Kaçta gideceğiz alışverişe?” Diye sordum masayı toplamaya devam ederken.
“Etrafı toplayalım çıkarız.”
“Tamam.”
Dilara bulaşıkları akıttı bende makineye yerleştirdim bu sırada annem de salonu süpürdü.
Mutfaktaki işim bitince üst kata odama çıkıp yatağımı ve masanın üstünü topladım,malum her yer heryerdeydi,Dilara gelmeden el atsam benim için daha iyiydi.
“Aaa annee..”
“İnanamıyorum sana Dilaraa rezil olacaktık.”
Aşşağıdan gelen seslerle hemen odamdan çıktım.
“Ne olmuş ya neye şaşırdınız?” dedim merdiven trabzanına dayanarak merdivenin ortasında öylece dikilirken.
“Hira ablanın kınası bu akşam değilmiş ki, Açelya’ya yazdım az önce meğersem geçen ertelenmişti ya unutmuşuz onu.” Dedi Dilara hayıflanarak.
“Allahtan fark ettik de rezil olmadık.” Diye katıldı annem de.
“Yaa işte beni en son haberdar ederseniz böyle olur Allah işte!” Dedim alay eder gibi.
Dilara göz devirdi annemse başından savarcasına “Hadi Ceren hazırlan da gidelim.” Diye beni yukarı yolladı.
Bunlar hep gevezelik yapıyorum diye!
Dolabımın başına geçip zaten bizim buralarda olucaz diye gri eşofmanımın üstüne sade basit oversize kapşonlu lacivert sweatshirtümü geçirdim.Siyah penye şalımı yapıp favori yüzüklerimi de takınca hemen aşağı indim.

“Ben hazırım annee!”
Ama annem bana erkendeen haber vermesine rağmen kendi hazırlanması 5 saat sürdüğü için cevap vermedi.
Bende muhtemelen arabayı yıkamaya giden babamın yokluğunu fırsat bilerek salondaki koltuğa bir seksen uzandım.Tamam bir seksen olmayabilirim ama en az bir atmış beş varım!
“İşin gücün yatmak bee.” Dedi Dilara elindeki toz bezini gözüme sokmaya çalışarak.
“Diyene bak.” Dedim yattığım yerden gram kıpırdamadan “Anneme yardım edeceğim ben peh!”
“Kırk yılda bir seninki de,hem annem demese aklına bile gelmez.” Dedi küçümseyici bir tavırla
“Yoo ne alaka” diye başlayan nutuğum annemin lafımı kesmesiyle yarım kaldı.
“Geldim geldim,ay ne oluyor gene didişip duruyorsunuz.” Dedi üstünü başını düzelten annem.
“Ne didişmesi ya konuşuyorduk normal.” Dedi Dilara gayet sakin.
“Anne sende bizim her konuşmamızı tartışma sanıyorsun.” Dedim bende hiçbir şey olmamışçasına, yattığım koltukta doğrularak.
“Aman aman,ben gelince can ciğer kuzu sarması, kedi köpek gibisiniz valla sürekli kavga ediyorsunuz.” Dedi annem dramatik bir sesle çantasını kontrol ederken.
“Ben kediyim o köpek.” Dememle Dilara ile katılan katıla gülmeye başladık.
Yıllar önce Emre ile ben çocukken Emrenin annesi sürekli Açelya abla ile kavga etmesinden yakınıyordu ‘kedi köpek gibiler’ demişti,bunu duyan Emre ‘ben kediyim o köpek.” Demişti coşkulu bir sesle hayvan rolünü hızlıca kabul ederken.
O günden beri aramızda böyle espirisi var işte.
Gülmemiz bitince “Oğuz nerde?” Diye sordu annem.
“Bilmem,gitti herhalde.” Dedim oturduğum koltukan kalkarken.
“Burak da görünmüyor ortaklıkta.” Dedi Dilara.
Bunun üzerine annem tek tek babamla Burağa seslendi ama cevap alamayınca “İnşallah arabayı almamıştır market poşetlerini o kadar yol taşıyacak değilim ya!” dedi fitili çekilmiş bomba gibi.
Sonra da hemen babamı aradı ve odaya geçip sakince konuştu.
Sakince mega mega şüpheli ( iç ses)
Biz de bu sırada Dilara ile birbirimize tükenmiş bakışlar atıyorduk.
“Neyse,mecbur yürüyeceğiz dönüşte poşetleri alacak baban.” Dedi odadan çıkan annem az önce sinirlenen o değilmiş gibi sakince.
“İyi o zaman gidelim.” Dedim telefonumu alıp kapıya yönelerek.
Neyseki market yürüme mesafesindeydi.Dilaraya hoşçakal diyip ayakkabılarımızı giydik ve annemle yan yana yürümeye başladık.
Sanırım Türkiye de numune olan bu mahalleme aşığım...


(Bunlar gibi düşünebilirsiniz tamamen aynı değil ama olsun)
Annem de kendi düşüncelerine dalmışken eşofmanımın cebindeki telefonumdan mesaj sesi geldi ve hemen kızlar olduğunu tahmin ederek baktım.
Agalarla mangal planı 💅🏻
Rana: HAY PAZAR GÜNÜNE YAA
Rana: Bir dinlenemedim evdekiler yüzünden
Şevval: Benim de en acilinden evden çıkamam lazım yoksa kafayı yiyeceğim hdhdhhdd
Esila: gencler isteyen erken geçsin her zamanki yerimiz zaten
Nilay: Olum var ya bu kamelya niye bizim evin dibinde!
Rana: Neyseki en uzak benimkine hshshhdhdd Cerene de bir tık daha uzak Şevvalinki daha yakın
Esila: ee kamelyayı oraya koymuşlar yol üstü işte miss
Siz: Bu arada bizim evle arasında sadece 4 dakikadan az var hemen dibi
Siz: ALLAH’TAN ARADA DİĞER EV VAR DA DAHA İYİ
Siz: ay büyük harf şeysi açık kalmıştı boşa gitmesin dedim
Esila: İQOSKAKSKA GELDİ BENİM İKONİK KIZIM
Nilay: neyse kesin annem bize gene bişeyler getirecek
Rana: İşte buluşmanın en tatlı yanı
Rana: yani sizinle buluşmak diyecektim
Şevval: Kendini ifsa ettin olm
“Neye bakıyorsun sen ?” Diyen annemin sesi ile kendime geldim.
Arghh..Annemle yan yana üstelik yolda yürürken aval aval telefonuma baktığımı unutmuştum...
“Ha şey.. Bizim kızlar ya, mahalledeki, gurupta yazışıyorduk da.” Dedim hemen telefonumu sağ cebime atıp.
“Hmm belli.” Dedi annem gözleri belli belirsiz yolda gezerken “Sırıtıp duruyordun.”
Ohw.. (İç ses)
“Neyse ya,liste var mı daha kolay bulurum ürünleri.” Dedim hemen konuyu geçiştirmek için.
“Ben telefonuma da not almıştım zaten,al sen burdan bak.” Diyen annem cebinden çıkardığı gelişigüzel katlanmış dağınık yazılarla dolu bir kağıt verdi.
Katlanan kağıdı açıp annemin yazısını çözmeye çalışırken “Oh.. Bayağı da bir şey varmış..” dedim.
“Aylık alışveriş bu Ceren,evde doğru düzgün bir şey kalmadı.” Dedi annem de açıklarcasına.
“Neyse ben elimden geldiğince hızlı olurum, kızlara biraz gecikeceğimi bildiririm.” Dedim yutkunarak listeye göz atmaya devam ederken.
“Yuh! Damıtılmış badem sütlü kahve ne be?!”Dedim bir anda sokağın ortasında.
Sesimizin maşallahı varr (iç ses)
Şey tamam biraz yüksek çıkmış olabilir, üstelik annemin de yanındaydım, çok ayıp...İç ses çabuk kına beni.
Ckckckkc yaptığına bak be ne kadar ayıp vah vah (iç ses)
Oldu mu (iç ses)
Oldu oldu.
“Bağırmasana Ceren, dışardayız!”
“Şey yalnız kusura bakma anne biraz bağırdım da ama haksız mıyım bu tuhaf maddedin ne işi var listede?” dedim mahcubiyet katmaya çalıştığım sesimle.
Omuz silkip “Dilaranın işleri işte.” Dedi.
“Ne yani bu saçmalığı almasına izin mi vereceksiniz?”
“Baban için önemli değil, Dilara çok merak etmiş.Alın dedi.”
“Merak ettiği şeye bak! Dağda yaşayan Necmiye teyzenin torunu bile daha güzel şeyler merak ediyordur eminim.” Diye homurdandım.
Neredeyse marketin önüne gelmiştik,tam o sırada önümüzden hızla iki motorlu geçti.
Motorlulardan ilki, öndeki kızdı- kız motor sürücülerini her zaman aşırı havalı bulmuşumdur- motoru çok ses çıkarmadan hızla önümüzden geçti.
Go girll diye bağırmamak için kendimi zor tutarken ikinci motorlu muhtemelen yirmililerinin ortasında bir abi,motorundan gürültüler çıkararak önümüzden geçti.
Sanırım bu motorcuları kaskları havalı yapıyor ya.
Çaresizlik (iç ses)
Motorlular gözden kaybolurken ben hayranlıkla,annem de yargılayıcı bakışlarla arkalarından bakıyorduk.
“Böylelerinin motorlarına da el koyacaksın,ne bu gürültü,işleri güçleri hava, kız tavlamak falan.”
Anneh...
ANNEHH..
Anne.. (iç ses)
Sanırım motorcuları ne kadar karizma bulduğumu bilsen kafamda tava kırardın anne..
Tamam ama kabul,bende çok gürültü çıkaran motorcuları sevmiyorum, zaten hayranlıkla baktığım ablaydı,ama ben erkeklerin de bunu kızlar için yapıtığını düşünmüyordum.
Motor bir sevdaydı bence.
Senin de motor alma niyetin var gibi (İç ses)
Var zaten günaydın.
“Dimi Ceren, saçma sapan motor üflesem gidecek.”
“hmm..aynen anne..”
Yutkunuş (iç ses)
Annemle beraber kocaman markete girince listeyi hemen açıp gözüme ilk çarpan şeyi seçtim.
Kaşar peyniri.
Burdan da bir mesaj (iç ses)
Çok komikti dostum bir daha olmasın.
“Anne,ben dolap reyonunun ordayım eksikleri tamamlar yanına gelirim.” Dedim annem alışveriş arabası alırken ve yanından uzaklaşıp dolap taraflarına gittim.
Elime aldığım sepete önce dolaptan çıkardığım kaşarı koydum.
Dolabın kapağı açık bir şekilde içindekilere bakmaya başladım ve gözüme çarpan rus salatasını ‘ bakayım bu hele neymiş’ diye elime alıp incelmeye başladım.
Tazecik rus salatası
Tazecik şüpheli (İç ses)
Veganlara uygun
Veganlara uygun?
VEGANLARA UYGUN?
İçindekiler:
Garnitür turşu havuç mısır....
İçindekileri tek tek okumama rağmen YOĞURT namına hiçbir şey yoktu.
Veganlara uygun yoğurtlu rus salatası.
Hmm.
‘Yoğurdu badem sütünden mayalamışlar herhalde’ diyip güldüm kendi kendime, salatayı yerine koyarken.
Bu sırada gözüme yan taraftaki adam çarptı,elinde telefonu ile düpedüz reyonların videosunu çekiyordu.
Umarım sadece reyonların videosunu çekiyordu.
Adam benim tarafıma doğru gelirken bende onun tam zıddı yönündeki reyonlara geçtim ve şüpheyle adamı izlemeye devam ettim.
Ama sonra telefonu hala elinde fakat bu sefer gayet normal eli ile yere yakın bir yerde tutarak geçti.
Umarım o videoyu kapatmışsındır.
Belki de adam gerçekten normal bir şekilde telefonunu kapatmış ve elinde taşıyordur. (iç ses)
Bilmiyorum gerçekten,ama böylelerine bir tane çarpmak lazım.
Ama maalesef hiçbir şey yapmadım çünkü adam görünürde hiçbir şey yapmamıştı belki de iç sesim haklıydı, ortalığı yaygaraya verip kendimi rezil etmenin gereği yoktu henüz.
Henüz. (İç ses)
Ayrıca biraz daha aylak aylak gezmeye devam edersem annem listenin yarısını tamamlarken ben sadece kaşar almış olacaktım.
Hızlıca Dilaranın kefirlerini ve kalan peynirleri sepetime atıp sürme çikolata bölümüne geçtim.
Listede bir kavanoz diyordu ama iki kavanoz almaktan zarar gelmezdi bence.
Kalan bir kaç temizlik malzemesini de boykot olmamasına dikkat ederek aldıktan sonra sepetimdekileri annemin alışveriş arabasına koymak için yanına gittim.
Ama annem benden hızlıydı,onu bulduğumda listesini tamamlak üzereydi ve içecek reyonuna bakıyordu.
“Ceren baksana bir şuna, boykot muydu emin olamadım.” Dedi elindeki altılı şişeleri tutarak.
“Bakayım.” Dedim sepetimdekileri alışveriş arabasına postalarken “Ck.Yok bende hatırlayamadım.”
Sepeti kenara koyup cebimen çıkardığım telefonumdaki mesajları görmezden gelerek boykot dedektifine girip markanın adını yazdım.
“Yok, uygun bu,boykot değilmiş.” Dedim şişeleri alışveriş arabasına koyarken.
“Heh iyi, herşeyi aldık dimi listeyi bir kontrol et bakalım.” Dedi annem ve herşeyin tam olduğundan emin olunca kızlar için de atıştıracak birşeyler alıp kasaya geçtik.
Aslında annesini zorla ikna etti (iç ses)
Çaktırmazmısın iç sesciğim.
Kasaya geldiğimizde inat gibi upuzun bir sıra vardı,bende telefonumu açıp guruba yazdım.
Agalarla mangal planı 💅🏻
Esila:*Fotoğraf* sizinle buluşacağım diye katlandığım şeylere bak
Esila: Annem toz aldırıyorr
Nilay: Evde durduğun her saniye iş kitliyorlar
Siz: Bide benim katlandığıma bak
Siz: *Fotoğraf*
Siz: Şu sıraya bak şaka gibi üstelik arkada bir çocuk ağlıyor
Mesajımı gönderip hemen market arabasındaki eşyalarımızı kasaya koymaya başladım.
Bu sırada bizim önümüze ödemesini yapan adam,az önce video çeken adamdı, öldürücü bakışlarımı adama dikmeye devam ettim.
Sapık.
Lan ya değilse,o zaman da iftira oluyor (iç ses)
Ow.. geri aldım sil çabuk.
Nihayet önümüzdeki adam ödemesini yapınca sıra bize geldi ve kasiyer abla yüzünde güller açarken (bu kısmın şüpheli olduğunu söylememe gerek yok herhalde) ürünleri geçirmeye başladı.
BASLASIN MÜCADELE (iç ses)
Ve işte o an hayatımın en zorlu dakikaları başladı, herşeyi mega hızlı bir şekilde poşetlemek.
RAOUND 1 (iç ses)
Elime aldığım ilk poşete herşeyi koymaya başladım.
Hey acele et Ceren acele et.
O teyze bize side eye mı attı?
RAOUND 2 (iç ses)
Kahretsin poşet açılmıyor, çabuk çabuk çabuk!
Herkes bize bakıyor acele et.
Ne zaman bitecek bu ürünler?
RAOUND 3 (iç ses)
Üçüncü poşet, doldurabildiğin kadar doldur Ceren.
Ama ya yırtılırsa?
Lan o zaman bütün ürünler etrafa saçılır ve rezil olursak..
Az koy hızlı hızlı!
Bu da çok az oldu biraz dahaa.
RAOUND 4 (iç ses)
Annem kartla ödemeyi yapıyor sürem bitmek üzere imdaat.
Doldur Ceren doldur.
Yere düşecek tut şunu.
Şu abi sinirle bizi bekliyor eyvahh!
YETER BİRİ İÇİMDEKİ ŞU PANİK ATAKLI MANYAĞI SUSTURSUN !
Emret paşam (iç ses)
KESİN LAN (İç ses)
Sustular ciddi ciddi.
Çünkü ürünler bitti (iç ses)
Stres dolu dakikalarım sona erince mükemmel kas gücümle poşetleri alıp jet hızıyla marketten çıktım,annem de arkamdan geldi.
“Babam gelecek inşallah dimi anne?Bu poşetler eve kadar taşınmaz da hani.” Dedim kenarda poşetleri yere indirirken.
“Gelmiş bile.” Dedi annem kafasıyla bizim olduğumuz yere yanaşan arabayı işaret ederek.
Babam arabadan inip bagajı açtı ve poşetleri koymamıza yardım etti,sonra da annem öne,bende Burağın yanına,arkaya bindim.
Hemen telefonumu çıkarıp guruba yazdım.
Agalarla mangal planı 💅🏻
Siz: geliyorum agalar hazir msinizz
Nilay: *Fotoğraf*
Nilay: ortam hazır reis
Hemen telefonumu kapatıp babama doğru döndüm.
“Baba,beni Nilayların orda bırakır mısın, kızlarla kamelyada buluşacağız da.”
“Salihlerin oraya mı?”
“Evet.”
“Tamam.”
Zaten iki dakika içinde varmamızla kamelyda oturan bütün tayfayı gördüm,kadro tamdı.
Ben poşetimi alıp arabadan inerken babam ve annem camdan kızlarla konuşuyorlardı.
“Oo kızlar napıyorsunuz?”
“İyyiz Berfin abla siz?”
Tabi bizimkiler hemen hanım hanım hanımcık modunu açmışlardı,annemler gidince de hızla eski hallerine dönmeyi ihmal etmediler.
Bu duruma gülmeden edemedim,ne zaman birimizin ailesi ile karşılaşsak ezilip büzülüyor en iyi cevapları kısık sesle vermeye çalışıyorduk.
Sende böyle olduğun için kimseyi yargılayamıyorsun dimi hadi itiraf et (iç ses)
Ne alaka ya,tamam bende öyleyim özelikle Çiğdem teyzenin yanında falan ama hani ben kimseyi yargılamam piyanist.
Vaayy piyanisti duymayalı uzun zaman olmuştu (iç ses)
“Size iyi eğlenceler o zaman.” Diyen annemle babam gaza basıp gidince bende elimdeki poşeti kamelyada oturan kızlara doğru sallayarak yürümeye başladım.
“Hadi gene iyisiniz,ganimetler benden.” Deyince hepsi güldü.
“Ceren annenle baban çok iyi ya,her geldiklerinde enrjikler falan.” Diyen Ranaya sen bide onları evde gör demek yerine “hmm öyledirler.” Dedim.
Mutlu aile tablosu çiziyoruz.
Herkes mükemmel olduğumuzu düşünüyor
Lütfen perdenin arkasını görmelerine izin verme.
“Ganimete gell,Ceren sultan helal, boykota da dikkat etmiş.” Dedi Esila bıraktığım poşetten kolayı çıkarırken.
Şuan bu ortamda en çok dini hassasiyeti olan Esila ile bendik.
“Tabi dikkat ettim kızım” dedim yerime geçerken.
“EVEEEEETT,sizinle buluşmak için bu eller bolca bulaşık yıkadı.” Dedi Nilay dramatik bir eda ile.
“Biz de armut toplamadık herhalde.” Dedim gülerek cips paketlerinden birini açarken.
“Biz niye bu kadar az buluşuyoruz ya?” dedi Rana, Nilayın getirdiği bardaklara kolayı dökerken.
“Hakkaten he.” Dedi ağzına bir cips parçası atan Şevval.
“Yalnız annem bizi böyle görmesin,gene sağlıksız besleniyorsunuz diye söylenecek.” diyen Nilay sesini alçaltıp dramatize bir şekilde “...Ah sanırım evden çıkarken bizim için kek yaptığını gördüm..Yani her türlü azara kendinizi alıştırın gençler.Annemden korkulur.” Diye tamamladı sözlerini.
Kahkaha atan Şevval “Ben alışkınım kanka rahat ol,hem Zuhal teyzem sever bizi.” Dedi poşeti bir kenara koyarken.
“Sağlıklı beslenme ayağına ağzına zorla avakado tıkınca görürsün Zuhal teyzeni.” Dedi Nilay gülerek yerine otururken.
Herkes yerleşince paketli gıdalardan oluşan enfes soframıza başladık.
Çevirisi: bol bol abur cubur tıkındık. (İç ses)
“Sorma ya, bizimkide genel temizlik ilan edip duruyor sebepsiz.” Dedi Esila ve ellerini göstererek “Şu kollarım kaç gündür vilada sapı sallamaktan ne hale geldi.”
“Kıyamam ya esim benim,al ye de mutlu ol kankam.” Diye onun ağzına gofret tıktı Rana.
“En azından avakado değil gofret,cidden mutlu ol Esila.” Deyince Nilay, hepimiz gülmeye başladık.
Ağzıma bir tane cips atarak “Ee anlatın bakalım ne var ne yok?” dedim gözlerim kızların yüzlerinde dolaşırken.
“Harbiden bayadır da buluşamadık,havadisler birikmiş olmalı.” Diye ekledi Şevval de.
“Ay bizim okula yeni bir kız geldi,kanka görseniz maşallah kızda ne arasan var, fıstık gibi notları falan da çok iyi,npc gibi ya.” Dedi Nilay heyecanla.
“Bize nasip olur mu bir gün bee.” Dedi Rana dertli dertli.
“Azıcık çalışsan sana da nasip olur kanka.” dedi Şevval elindeki gofretini yerken.
“Ne güzel kız, maşallah de de nazar değmesin kıza.” Dedi Esila ve hemen hep bir ağızdan bolca maşallah dedik.
“Ay bende geçen kendimi bir anda olayların ortasında buldum.Kafetaryadan çıkmıştım yürüyordum dalgın dalgın.Kavga varmış görmedim,ay sen bizim müdür, gel beni görgü tanığı hatta kavgaya karışan diye odana çağırıp sorguya çek.Allahtan sonra durumu anladı da yırttım paçayı.” Dedi Rana heyecanlı heyecanlı.
“Kavga neden çıkmış peki?” Diye sordu Esila umursamaz bir tavırla cips yerken.
“Ay ne bileyim,iki çocuk aynı kızı mı seviyormuş ne?” Dedi elini rahatlıkla havaya sallayarak.”Bunaldım vallahi.”
“Kızım zaten sizin okuldan üç sezonluk yaz dizisi iki de ciltli watpadd kitabı çıkar.” Dedim kolamı yudumlayıp.
“Klişe bunlar artık,bize orjinal şeyler lazım.” Dedi Şevval de rahat rahat.
Herkes bir şeyler yiyyip sohbet ederken gözüm Esilaya kaydı, dalgın dalgın bizi dinliyor arada masaya bakıp dalıyordu.
“Ee Esi,sizin okuldan yok mu havadis?” diye sordu Nilay da merakla,Esilanın sessizliğini o da fark etmiş gibiydi.
“Haa..” dedi gözlerini masadan çeken Esila. “Dalmışım yaa.” Sesi tekrar canlı haline dönmüştü,neşeli görünmeye başladı.
“Diyoruz ki senin okuldan falan havadisler ne?” diye sordu Şevval de ona doğru.
“Hee,kanka ben açıktan okuyorum ya,evdeyim yani,pek havadis yokkine.” Diye cevapladı Esila.
Sebepsizce sesinde memnuniyetsiz bir tını hissetmiştim,sanki o da bunu çok istemiyor gibiydi,beden dilini dikkatli izleyince anlaşılıyordu.
“Ayy, doğru ya! Her yıl söylüyorsun unutuyorum,B 12 işte.” Dedi Nilay neşelenmeye çalışarak abartılı bir tavırla.
Rana da konuyu değiştirmek için bana döndü “Ee Ceren,sizin istanbul gezisi nasıl geçti? Gördüm paylaşımlarını.”
Bir anda gözlerim kucağımdaki ellerime kaydı.
İstanbul gezisi..
Aklıma bir anda Kuzeyin bana şemsiyesini verişi,maydonoz sevmediğimi hatırlaması ve beraber eve yürüdüğümüz o gece Dolunay demesi geldi.
Midemde uçuşmaya hazırlanan kelebekler Şevvalin sesiyle usulca yerlerine oturdular.
“KANKAA?Daldın gittin?”
“Noldu kız,turistlerle falan mı tanıştın?”
Gözlerimi daldığım yerden çekip bir cips alırken “Yok bee, güzeldi baya,Galata kulesinin manzarası falan..etkileyiciydi yani.” Dedim paçamı kurtarmak için.
O manzarada yakışıklı ve katizmatik ela gözlü bir çocuk vardı da ondan- (iç ses)
Kapa çeneni iç ses, hem bu kelebeklere noluyor başına buyruk hareket ediyorlar?hayırdır?
Burda raconu biz keseriz (iç ses)
“Hmm,güzeldirr yani,dalmandan anlamıştık zaten.” Dedi Esila gülerek.
“Ya pislik.” Dedim gülerek elimdeki çekirdek kabuğunu Esilaya doğru fırlatarak.
Sadece en yakın gördüğüm insanlara bile zor açılan biriydim,kimseye özel hayatından pek bir şey anlatmamak Selmadan bana geçen kötü miraslardan biriydi.
Kısa süreli bir sessizlik sonrası Rana, “Kızlar ben biriyle konuşuyorum.” Dedi.
“Hah,işte bende bu anlar ne zaman gelecek diyordum.” Dedi Nilay.
“Kimmiş?Kimin nesiymiş?Nereliymiş?Neciymiş?” dedim hızla.
Bütün meraklı gözler üzerine gelince bunalan Rana “Ay bir durun ya,cv bırakayım isterseniz.” Deyince “Bırak valla onu da isteriz.” Diye atıldı Şevval.
“Sen önce deccal exine laf geçir be.” Diye çıkıştı Rana ona.
“AYY YETER AMAA,bir daha ex mex derseniz şu telefonlarınızı dağa fırlatacağım ha.” Dedim dayanamarak.
Kırk yılda bir buluşuyoruz konuştuğumuz konuya bak!
“Go girl, arkandayım!” deyip çak yaptı Esila bana doğru.
Rana heyecanla konuşmaya devam edecekti ki uzaktan evden çıkan bize doğru gelen Zuhal teyze göründü,herkes bir anda hanım hanımcık ve suspus oldu.
“Ahan..anne sultan geliyor.” Diye fısıldadı Nilay sessizce.
Az sonra da elindeki tepside kek ve limonata getiren Zuhal teyze önümüzdeki paketli gıda ganinetlerini görür görmez gözlerinden bir ışın çıkmadığı kaldı.
“Gazamız mübarek olsun...” Diye kimden geldiğini bilmediğim bir fısıltı yüksedi.
Hepimiz kafamızı eğmiş, suçlu moduna geçmiştik.
“Nabersiniz kızla- Aaaaa Nilaycığım ben sana abur cubur yemeyin demedim mi? Sende tamam anne dedin,ben size kek yapmıştım!”
Öldürücü bakışlarımı Nilaya dikerken söylediği şeylerle daha çok yerin dibine girmek istedim.
“Dedin anne dedin,ama ne bileyim Ceren getirmiş gelirken.”
NE!?
BİTTİN KIZIM SEN.
Nilay beni affet dercesine bana bakarken bende ona ölüm fermanın imzalandı bakışı atıyordum.
Ama hızla Zuhal teyzeye dönüp “VALLA BENİM HİÇBİR ŞEYDEN HABERİM YOKTU ZUHAL TEYZE! NİLAY BANA HİÇBİR ŞEY DEMEDİ.Annemle alışverişten dönerken aldık.” Dedim kendini savunan avukatlar gibi.
Gerçi avukatlar da kendini savunur muydu ki?
Ay ne bileyim.
“Ahh ahh, kızım bak ben hepinizin sağlığını düşünüyorum.” Derken de masadakileri poşete koyuyordu Zuhal teyze, “Ben şunları götüreyim,bak size mis gibi ev yapımı kek ve limonata getirdim, güzel güzel yiyyin,iyi eğlenceler size.” Diye bütün abur cuburları koyduğu poşeti aldı ve arkasını dönüp gitti,bizde birer teşekkür mırıldandık ama gözümüz Nilaydaydı..
Annesi gider gitmez hep bir ağızdan konuşmaya başladık.
“LAN NİLAY NİYE SÖYLEMEDİN!”
“Hayır yani kadın o kadar uğraşmış bişeyler yapmış.”
“Ayıp bee bide suçu Cerene atıyor.”
“AYY DURUN Bİ AÇIKLIYIM!”
Üstündeki sahte baskı ile basın açıklaması yapar gibi konuşmaya başladı Nilay “Bakın benn bende abur cubur meraklısı bir gencim ve annem eve paketli gıda sokmamaya and içmiş gibi, napayım görünce dayanamadım...” dedi dramatik bir şekilde.
“Okey,affedildin.”dedi Şevval rahatlıkla limonatasını alırken.
“Bir daha olmasın.” Dedi Rana da aynı rahatlıkla kek tabağına uzanırken.
“Cipse hasret kalan çaresiz bir kızı affetmemek yakışmaz.” Dedi Esila da gülerek limonatasından bir yudum alıp.
“Vayy bee,tarih Beyaz Geceler kitabındaki Nastenka dışında böyle bir u dönüşü görmedi!” dedim sahte bir sitemle kollarımı kavuşturup.
“Ha bide italya var birinci dünya savaşından.” Diye ekledi Esila kekten bir parça yerken.
“Pekalaa,beni affetmeniz için ne yapmalıyım Ceren sultan?” Dedi nilay önüme limonatamı koyarken.
“Bir dahakine Zuhal teyzenin karşısında suçu bana atmak yerine avukatlık yaparsan ödeşiriz.” Dedim gülerek.
“Anlaşma kabul edildi.” Dedi ve gülerek el sıkıştık,daha çok erkeklerin kullandığı samimi tarzdaki el sıkışmasından,biz genelde aramızda bunu kullanırdık.
“Eee Rana? Devam et.” Dedim limonatamdan bir yudum alıp.
“Haa,şeyy Mehmetten dimi.” Dedi Rana daha bize ismini söylemediğini unutarak.
Bu sırada Şevval popüler seslerden birini taklit edip “Memeti unut benim, yanlış biliyorsun benim.” Deyince hepimiz gülmeye başladık.
“Şaka bir yana..” dedi kekin kenarlarındaki peçeteyle oynayan Rana, “İnstagramdan tanıştık,iyi çocuk.”
“Nee,sen her gelen isteği kabul ediyor musun?” Dedim şaşkınlıkla.
Omuz silkip “Yani, bazılarını işte,yoksa nasıl tanışacağım insanlarla?” Dedi.
“Emin ol sana 10 farklı tanışma yolu sunarım.” Dedi Esila da bana katıldığını belli edercesine.
“Neyse ee?” Dedi Şevval konuyu geçiştirir gibi.
“Adı Mehmet işte 19 yaşındaymış üniversite okuyor, tıp.” Diye sessice devam etti Rana.
Ha sende bunları yedin yani demek yerine “Hiç inandırıcı gelmedi.” Dedim kısık sesle.
“Bana da.” Diye katıldı Nilay.
“Ay durun bakalım ya, görüşmüştür belki yüze?” Dedi Şevval endişeyi dağıtmak istercesine.
“O da burda yaşıyor ya,haftaya yüz yüze görüşeceğiz.Ee ne düşünüyorsunuz?”
“Bilemiyorum kanka,bana genel olarak sosyal medya ilişkileri güven vermiyor.” Dedim dürüstçe.
“Ama bu çağda gayet normal bence.” Dedi bu sefer de Şevval.
Nilay kararsız görünürken “ Sen bilirsin tabi de,bende Cerene katılıyorum.” Dedi Esila.
Sessizce birbimize bakıp gülümsedik, dinî hassasiyetlerine sadık kalmaya çalışan iki genç kız..
“Bilmiyorum ya, öylesine konuşuyoruz işte.” Dedi Rana umutsuzca.
“Gidecek misin peki haftaya?” diye sordu Nilay merakla.
“Bilemiyorum ki,bir anda içime kurt düştü.” Dedi kafası karışmış gibi görünen Rana.
“Biz işine karışmış gibi olmayalım Rana.” Dedi Esila hemen.
“Aynen ya,gideceksen yalnız gitme sadece,illa biri gelsin seninle, gerekirse biz de gelir arka masalara falan otururuz.” Dedim bende ve herkes kafasını sallarken konu sessizce kapandı.
Ve bir anda beraber reels kaydırdığımız o zaman dilimi geldi.Birbimize komik videolar gösteriyor, öylece kaydırıyorduk.
“Uff şuna bak beee.” Dedi Şevval elindeki telefonuyla Ranaya bir şeyler gösterirken.
“Oyy analar neler doğuruyor bee.” Dedi Rana telefonun içine girecek gibi bakarken.
“Neymiş yaa?Bakayım bir.” Dedim heyecanla demez olaydım, analar neler doğuruyor falan deyince bir sapığa haddini bildiren biri falan bekliyordum.
Oysa bu kadar tepki verdikleri şey bir çocuğun karın kaslarıydı!
Hadi amaaa...
Neden..
“Kızım manyak mısınız el alemin adamının karın kaslarını izliyorsunuz?” dedim, söylemesi bile utanç verici geliyordu.
“E kötü bir şey yapmadık ki, paylaşmış işte izledik sadece.” Dedi Şevval hayatının en olağan şeyiymiş gibi.
“Hem Rana senin konuştuğun biri yok muydu?” dedim merakla, eğer varsa ne bileyim yani ben erkek olsam sevdiğim kızın başka adamın karın kaslarına bakmasını istemezdim hani.
Üstelik tesettür kadın için de göz kapaklarıydı,erkek için de olduğu kadar.
“Amaaan, öylesine konuşuyorduk işte,eve gidince engellerim zaten.” Dedi Rana rahatlıkla.
Duyduklarım karşısında abartılı bir tepki vermesem de o an için çok şaşırmıştım.
Ben olsam böyle bir şey yapamazdım, başka çocukların gözlerine bakmak bile ileride seveceğim adama ihanet gibi hissettiriyordu bana.
Sessizce Esila ile bakıştık,o çok şey olduğunu hissettim.Nilaysa oldukça sessiz, düşünceli görünüyordu.
Bende kendi köşeme çekip sweatshirtümün içine gömülerek sessizce reels kaydırmaya devam ediyordum ki guruptan gelen mesajla hemen yerimden doğruldum.
RÜZGARDA UÇAN ÇATILAR
Mervem 💘: KUZENLER ACİL BAKIN
Mervem 💘: ALPERENLE İLGİLİ
Onurr <3: LAN BİŞEY Mİ YAPTI O ŞEREFSİZ
Onurr <3 : nerdesin merve heey
Siz: MERVE KONUM AT.
Mervem 💘: Sakin olun gençler
Mervem 💘: SADECE GÖNDERMELİ STORY ATMIŞ.
Onur <3 : Bir dakka bir dakka engellediğimiz alperenin hikayesini nerden gördün sen?
Siz: MERVE!
Mervem 💘: Sakin oluuunn.
Mervem 💘:Dila ekran kaydı alıp attı.
Mervem 💘:*video*
Mervem 💘: kenarına da m yazmış.
Gördüğüm video ile ne yapacağımı şaşırdım.
Bir gurup genç gitar çalıp şarkı söylüyorlardı, muhtemelen Alperen videoyu çeken olmalıydı.
Sarışın bir çocuk pinhaniden ne güzel güldün şarkısını söylüyordu ve ‘göndermeli nakarat kısmı’ geldi
Bana bir söz verdin, “Yine gelirim” diye
Sen gelmesen bile ben gelirdim
Sana bi’ şarkı yazdım söylersin diye
Beni hiç unutmamanı istedim.
Tam da Alperenden beklenecek karaktersizce haraketler diye videoyu kapatacaktım ki, videoyu çeken kişi kadrarajı siyah saçlı bir çocuğa çevirdi.
Ve bir anda kulaklarıma o çok iyi bildiğim huzur veren ses doldu.
Yalandan da olsa
Ne güzel güldün o akşam bana..
Bunu söyleyen Kuzeyden başkası değildi.
...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.74k Okunma |
465 Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |