Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4.Bölüm

@aykrateri

Selamün aleykümmm bu aralar diğer kitaba daha fazla ağırlık verdim ama buraya da yetisicem inşallah

Biraz üzücü ve uzun bi bölüm oldu ama cerenin hayatının gerçek yüzünü görücez bu bölümde neyse daha fazla spoiler vermedennn geçeliimm

Umarım beğenirsiniz🎀

Bölüm 4

-Gülüşümün ardındakiler -

Bu sabah neyseki sınıfa erken girdim , dün olanlardan sonra Kuzeyle göz göze gelmemeye çalışarak sırama kuruldum.

Zaten maç konuşuyorlardı

-olm çok pis yenildik yaa

-hakem sizdendi yoksa alırdık biz

-dün maç mı vardı?

-uff kıvırcık birşeyi de bil be oğlum

-yendik işte kabulleniinn

Melis sınıfa daldı

-Selam milleett ödevi yaptınız mı?

-Obaa gene mi

Sana obaayı kuzeyden çaldığını söylemiştim (iç ses)

Sanada günaydın piyanistcim.

Klasik bir sabah dahaa..

On bir olmuşuz hala ödev veriyolar.Son dakikada herkes ödevlerini yaptıktan sonra Hikmet hoca girdi. Kendisi coğrafya hocamızdır.Dersi kağnı gibi işliyor gerçi bizde kağnı gibi dinliyoruz ama olsun.

Her zamanki gibi perdeleri çekip akıllı tahtayı açan Hikmet hoca uykumuzu getirecek türden anlatmaya başladı.

Kübra ve Tuana dışında dinleyen yoktu.

Sırama bir kağıt uçak kondu.Hoca bir saniyeliğine arkasını dönsede fark etmedi.

-pistt cerooo

Gönderinin kim olduğunu da anlamıştım.

"Çok sıkıldım cero acil bi şey bul "

-Emre böceği-

Dipnot : onu ben yazmadım baran böceği yazdı.

"Ne bulayım emre Allah aşkına ya dersi dinle."

Sessizce notu gönderdim.

Kaldı iki ( iç ses)

Üçte genelde hoca fark ediyordu.

Notu uçak şeklinde geri geldi.

Hadi bakalım kaldı bir ne zaman rezil olacaz acaba (iç ses)

Bekle ve gör iç ses.

Havalı emoji

"Sanki sen çok dinliyorsun da."

Emre gene haklıydı tabi gene birşeyler yazıp notu gönderdim ve dersi dinliyormuş gibi yaptım.

Not bana tekrar gelirken şom ağızlı iç sesim gene yaptı yapacağını.

Aha iyi izle nasıl rezil oluyoruz.( İç ses)

Tövbe yarabbim bi sussana naciy-

-CEREN ?

-Aaa şey merhaba hocam.

Merhaba ne Allah aşkına Ceren Allah aşkına biraz IQ kullan.(İç ses)

İç sesim de Ceren dediğine göre başım belada kesin.

-Gene mi çocuğum.

-nasıl yani hocam

-Tamam bakalım dersi dinlemiş misin

Bakalım diyecekken iç sesim susturdu.

-Tahtaya gel.

Ahannnnn piyanist çal birşeyler.

Rezilliğine gelsin bi halayy ( iç ses)

Tahtadaki soruyla bakıştık .. bakıştık.. bakıştık..

Hikmet hoca sınıf defterini karıştırıyomuş gibi yaparken sınıfa baktım.

Tuana gözleriyle biseyler ima ediyordu. Ah bi anlasam zaten.

Haaaaa

-çözemedin dimi.

Jetonum yeni düşmüştü, Tuana bu konuyu daha önce anlatmıştı.Yani çözebilirdim.

-Çözeceğim hocam ancak hatırladım biliyorsunuz b-12 ol-

-Otur.

-Nasıl yani hocam?

-Çözemeyeceğini biliyorum.

-Hatırladı-

-Otur ceren.

-Ama hocam çözebilir-

-Otur dedim.

Gülerek gözlerimin buğulanmaması için çabalarken yerime oturdum.

Gene aynı şey olmuştu. İnanmamışlardı.

Bana inanmıyorlardı.

Sırama geçtim kapüşonumu kapatıp Defterime yıldızlar çizmeye başladım.

Tuananın elini sırtımda hissettim.

Yanındayım mesajı veriyordu.

Hayır. Ağlama Ceren.Sen güçlü durmak zorundasın.

Zilin çaldığını duyunca Emre ve Baran sırama gelmeden buğulanan gözlerimi kuruladım.

-Abisi ?

-Ceeroo

Kafamı kaldırıp uyumuş numarası yaptım.

-ay ne var uykumu böldünüz.

Emre kafasını sağa sola salladı ve cıkcıkladı.

-İyilik yaramıyor buna Baran nck nck gençlik bitmiş diyen teyzeler haklıymış.

Göz devirip Tuanaya döndüm.Hiç bir şey olmamış gibi davranmaya devam ettik.

Gün boyu güldüm ama içimde neşeden eser yoktu.

*********

Okuldan gelip çantamı köşeye fırlattığımda annemin sesini duydum.

-Cereen sen mi geldin !

-evet annea

Hırsız olmayacağına göre bendim.

Mutsuzken mizahın yerlerde. (İç ses)

Annem telefonla konuşuyordu. Günlük rutini, her gün her gün nasıl sıkılmıyor anlamıyorum.Sorun şu ki annem son günlerde inanılmaz derece sinirli ve gergin.Tabi evdeki olayların da buna etkisi var ama olsun.

-Cereeen

-Geliyorum anne.

-Gelicen tabi.

Heh işte bu kadar sinire ne gerek var anlamıyorum.

-heh

-he değil efendim.

-efendim işte anne !

-Bağırma bana !

-bağırmıyorum.

-Sesinin tonunu ayarla o zaman !

-uf tamam anne.

-uflama

-tamam.

-he aferin git şimdi çamaşırları as , sabahtan beri canım çıktı.

-Ama daha yeni geldim anne bi dak-

-Uff iyi ki senden birşey istedim bırak bırak !

-anne ben öyle mi dedi-

-Sus kapa çeneni git anca telefonuna kitaplara gömül dilin pabuç kadar aman mazallah bana yardımın dokunur falan.

-Ama anne lütfen bak asıcam-

-Olmaz Ceren bırak.

Üstümde hala okul formam vardı, şalımı bile çıkartmamıştım.Hemen makineye doğru yürüyüp sepeti aldım.

Yeter ki o mutlu olsun, benim hislerimin bir önemi yok.

-CEREN BIRAK!

Neden inadı tuttu ki? Aman olsun yeterki annem üzülmesin..

Ya da kalbimi daha fazla kırmasın...

-Tamam anne bak asıcam.

Annemle çok uzun süre konuşmazdık çünkü böyle anlarda onun radarında girersem illaki içimi paramparça edicek bir söz söylerdi.

-ONU BIRAKMAZSAN-

-TAMAM !

Sepeti bir tık yere fırlattım.Bende insandım ve benimde bir sabrım vardı.

Hemen buradan gitmeliydim yoksa ne diyeceğini biliyordum.

Burdan gitmeliydim.Kalbim için, daha fazla kırılmasın diye..

Ve ben mutfaktan çıkarken maalesef ki duydum.

-Senin gibi evlat olmaz olsun.

Hayır ceren..

Merdivenlerden odama çıkarken önümü göremiyordum, gözlerim buğulanmıştı.

Artık rol yapamazdım..

Keşke odamın kapısını açıp içeri girerken kulaklarımı kapatsaydım belki daha iyi olurdu.

-senden razı değilim Ceren.. hem de hiç...

Bu bir ilk değildi.

Bir anne kızının canını başka hangi sözlerle acıtabilirdi..

O kadar gün seni bakıp büyüttüğüm günlere yazıklar olsun..

Mesela bu sözleri her gün duyan biri için bi anlam ifade eder miydi ?

Zaten oldukça kırık bir kalp daha fazla kırılabilir miydi ?

Okulda neler yaşadığımı bilmeden beni yargılayan anneme daha fazla dayanamadım.

Ben Ceren...

Belki de hikayemi en başta anlatmalıydım..

Maalesef ki öyle süslü ve afilli kelimelerle anlatacağım bir hayatım yok.Ya da çok acıklı bir hikayem..

Ama hayatımın her yerinde kırıklar var...

Kimsenin sözlerimi tamamlamama izin vermediğini fark etmişsinizdir, işte o sözler benim boğazımda hep bir yumru kaldı.

 

İnsanlara sorunlarımı anlattığımda güldüler, hisselerimden bahsettim gene güldüler geçtiler çocuk dediler ilgi istiyor. Ergen dediler , depresyondadır.

 

Ve ben bu yüzden bi daha hissettiklerimi kimseye anlatmadım.

Yaralarımın üstünü kapatmayı öğrendim.

Hiç bir şey yokmuş gibi davranmayı ve içim kan ağlarken gülmeyi öğrendim.

Her şeyi şakaya vurmaya başladım.

Hiç bir şey belli etmemenin tek yolu buydu.

 

İnsanlar bir çok kez bilmeden konuşurdu ve bunun geri kalanda nasıl bir etki bırakacağını bilmezlerdi..

 

İçimde bir yerlerde kimsenin bilmediği hayal kırıklıklarım vardı.

Bir çoğunun önemsemeden yaptığı veya söylediği şeyler vardı.

Unuttular...

Hepsi unuttu...

Ama ben unutmadım.

 

"Sinirliydim işte"

"günümde değildim"

"ağzımdan kaçtı"

" bi anlık sinirle oldu "

 

Zaten her şey öyle olmuyor muydu ?

 

Annemin köşede ağladığı gün ona sarılmaya gittiğimde bana ne dediğini unutmadım.

Dilaranın bana her gün ettiği ve annemin görmezden geldiği hakaretleri de unutmadım.

Babamın beni yere çivileyen soğuk bakışlarını da.

Burağın aslında beni hiç sevmediğini söylediği o günü unutmadım.

Selmanın çaldığı umutlarımı da unutmadım.

Herkesi mutlu etmeye çalıştıkça ne kadar dibe battığımı da..

 

Unutkan olabilirdim.Dik kafalı.Aptal olabilirdim.

Ama unutmazdım.Affederdim belki özür dilemeseler bile affederdim, ama unutmazdım.

İçimde bir köşede her gece kanayan yaralarım vardı.

 

Ben Ceren.

Herkesin aptal gibi gördüğü, yüzüne söyledikleri onca şeyi unuttuğumu sandıkları Ceren.

 

Çocukluğum Dilaranın gölgesinde geçti.

Evet ablam, çocukluğumu ablamın gölgesinde kalarak geçirdim.Herkesin gözdesiydi Dilara ilk göz ağrıları..

Babamın prensesi...

Annemin papatyası..

Teyzemin ay parçası...

Herkeste farklı bir yeri vardı onun.

Bense öylece pat diye doğmuş üçüncü çocuklarıydım ve evet benden önce doğan bir abim varmış daha bebekken vefat etmiş.

Belki de onlar için bu yüzden hayal kırıklığıyımdır.

 

Aslan gibi bir oğlan yerine cadı gibi bir kız..

Evet benim lakabımda buydu.

O bir papatyaydı bense onu ezip geçen bir cadıydım..

 

Herkes Dilarayı çok sevdi.Kendinden emin bir duruşu vardı.Planlıydı, düzenliydi.Ne yapması gerektiğini iyi bilirdi.

Benden daha güzeldi.

Dilara korkmaz onsuz gittiğim yerlerde bile onun gölgesinde kalmak çok kötüydü.Benim bir adım yoktu, ben "Dilaranın kardeşiydim " Ceren Korkmaz yoktu Dilara Korkmaz'ın kardeşi vardı.

Gittiğim her yerde Dilara nerde, Dilaranın kardeşi sendin dimi ? Dilara nerde okuyor ? Ee Dilara da ne yaptı?

Ben ablamın kardeşi kadardım işte...

Ben hiç bir zaman kendim olamadım, izin vermediler.Her konuştuğumda sen bi sus dediler sen bilmezsin. Bir yerde beğenip bir şey aldığımda özendi dediler.Onları mutlu etmeye çalıştığımda Dilarayı kıskanıyor dediler.Gülünce gülüşümü bile eşeğe benzettiler.Tüm özelliklerimi genlere dağıtıp beni sürekli birilerine benzettiler.

Sahiden kimdim ben ?

Kendim olamıyorum ki..

Onlar ne istedilerse yaptım.

Onların istediği gibi davrandım.

Onların istediği gibi konuştum.

Onların istediği gibi oldum.

Sırf biraz olsun sevilmek için...

Sonra kendimi kaybettim.Cereni kaybettim..

Birileri hep benden daha iyiydi ben hep yetersizdim.

Çocukluğumdan beri kendimi fazlalık gibi hissediyorum.Bir tabloya sonradan eklenmiş bir parça gibi.Buraya ait değilmiş gibi..

Hepinizin aklına gelen o ihtimali bende düşündüm.Evlat edinilmiş olabileceğim ihtimalini ama bu mümkün değildi çünkü yeni doğduğumda hastanede annemle çekilmiş fotoğraflarım vardı.

Hem öyle bir şey olsaydı bana şimdiye kadar tesettüre girme kararı aldığımda bunu söylemiş olmaları gerekirdi babam bana haram olurdu çünkü.

İhtimaller dahilinde bu mümkün değil ama keşke mümkün olsaydı.. Öz ailem olmalarına rağmen beni hiç önemsememeleri koyyor.

Hem keşke evlatlık olsaydım belki o zaman biyolojik ailem beni severdi..

Tabi ki saçmalıyordum.

Öz ailem beni sevmiyordu işte.

Ne yapabilirdim ki.

Dilara ve babamın muhteşem bi takımları vardı, o babamın prensesiydi birbirlerine çok düşkünlerdi..

Burakla annem de öyle.Annem on yaşına merdiven dayamış kardeşimi bebek gibi severdi.Bir şey olduğunda Burak da anneme koşardı.

Bense ailemin vermediği sevgiyi dışarda aradığım için hayatım boyunca bende iz bırakacak şeylere sebep olmuştum...

Ben Ceren Korkmaz.

Gözyaşlarımı gülüşlerime sığdırdım ve tek isteğim geçmişimin bi daha karşıma çıkmaması..

Tüm bunlara rağmen benimle misin ?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%