

Bölüm 6: Hisleri paylaşmak
Bu akşam işim çok zor,akrabalar.. Büyük akraba buluşması var,hemde her iki tarafta!
Hem anne tarafı hem de baba tarafına gideceğiz.Tahmin edersiniz ki ilk benim ailem tartışması olmaması için hepsini bir güne sıkıştıran koca yürekli babam ve annem gitmeden 40 kez bizi tembih ettiler.
Yok amcanın yanında şunu deme,yok teyzen şöyle derse cevap verme,yok dayına dükkanı sorma yok, dedene nenemle küstünüz mü deme!
Vesaire vesaire..
Görende beni damat Ferit Paşa sanar.
Nck nck sanki ortalığı karıştırıp hiçbir şey olmamış gibi namaz kılmak için girdiği odada geçen yıldan kalma büyüsünü bulmuşlar mı diye bakan yenge gibi mi davranacağız? (İç ses)
Aa tabi ki hayırr.
“Bana bak Ceren,seni şimdiden uyarıyorum;oraya gidince hal hatır sor,kimseye tip tip bakma,mutfağa gel ‘yardım edecek birşey var mı?’ falan de. Sorulan soruları tersleme,ha bide o kafanı telefona gömüp dünyadan soyutlanma,ki kitap da buna dahil.”
“Yav anne ben çocuk değilim.”
“Hatırlatırım daha on sekizine girmedin canım.”
“Sen karışma Dilara.”
“Sende onsekizi geçeli çok olduu!”
“Ceren sus!”
İşte gerildiğimiz akşamlardan biri dahaaa..
Gerçi biz hep gerginiz ama olsun.
Yemeğe baba tarafına çaya anne tarafına gideceğiz.Geçen yıl çaya baba tarafıma gidince anne tarafıma gittiğimizde ne meyve ne kahve hiçbir şey yiyyememiştik -babanem zorla tıka basa yedirtmişti- bu yüzden anneannem çok kızmış ve kırılmıştı.
İçinden zeka fışkıran bu planı da o yüzden yapmışlardı yani apar topar yemek yiyecek ve hemen çaya,anne tarafına geçecektik.Babam da orada rahat vermeyecek en fazla iki saat kalacaktık sonra da huzurla (şüpheli) mutlu aile tablosu çizerek eve dönecektik.
Ne güzel dedin la keşke hiç gitmesek (iç ses)
Ama işte ne yapalım hem sıla-i rahim çok önemli be iç ses.
Arabaya doluşup Babanemlere geldiğimizde, amcamla;halamlar, yengemler, eniştemler, kuzenlerim hepsi buradaydı.
Sanırım kaçmak için direk lavaboya girmek pek iyi bir fikir değildi.Salona herkesten sonra girdiğim için dikkatleri yeteri kadar üzerime çekmiştim.
Harika ya.
“Oo Ceren hoşgeldin!”
Euzubillahimineşşeytanirracimbismillahirrahmanirahim..
Hepsinin tek tek el öpüp sarıldıktan sonra hızlıca dikkat çekmeyen bir köşeye geçtim,gerçi dikkat çekmemek için çok çaba göstermeme gerek yoktu, dikkatler yeteri kadar Dilara’nın üstündeydi.
“Ee Dilara üniversite nasıl gidiyor?”
“İyi amca ya aynı devam ediyorum.”
“İyi iyi maşallah hadi bitir de bir gururlanalım ya.”
Ablam gülümseyip önünde döndü ve mutfağa yardım etmeye gitti,bende peşinden tabii “Ooo avukat yiğenim gelmiş!”diyen halam favori yiğenini köşede okuduğu bölüm ile ilgili sorguya çekerken bende tabakları alıp masaya götürdüm.
“Ee Ceren sen en son birşeyler mi yazıyordun ne?”
Ama yengecim.. Gergin ortamı dağıtmak için niye beni ortaya atıyorsun...
“Vardı vardı da ee.. şey..”
Aferim Ceren işte şimdi yandığımızın resmidir (iç ses)
“Ee bi bastırsaydık da görseydik ne yazıyorsun o kadar?”
Ya napıcan amcacığım boşversene.
“Ee daha şey değill amcacığım..”
“Getir kız okuyak hiç görmedik.”
Mezarıma çiçek bırakabilirsiniz..
Helvamı da kakolu istiyorum lütfen.
“Yok yani şey zaten internete yazıyorum.”
“Oooooo”
İçeri giren ablam ve halam da efekt verdiğine göre rahatlıkla son nefesimi verebilirim.
“Niye kız kötü kötü şeyler mi yazıyorsun?”
Allah’ım batıyorum..
“Ay ne alaka babane yaa..”
Lütfen kitabımı okumamış olsunlar lütfen lütfen..
“Valla biz de hiç okumadık şimdiye kadar.”
Baba.
Sanki normalde benimle çok ilgiliymiş gibi.
Okuması gereken en son kişi babam olabilirdi.
“Neyse ne işte ya.”
“Ee Dilara mevzun olunca KPSS girecek misin?”
“Yani bilemiyorum dedeciğim,kurum avukatlığı istiyorum tabi ama bir tarafım özel avukatlık istiyor.Henüz karar aşamasındayım.”
Babam ona gururla baktı.
...
Hep birlikte masaya oturduk.
Tamam,Ceren şimdi doğru düzgün yemelisin tamam mı?Doğru düzgün evet,evet.Yavaş yemelisin ki annemin efsane yukarı kalkan kaşlarını görme..
Tarhana çorbasını kaşıklamaya başladım.
Yemeklerde pek konuşma olmazdı.
“Ee Hakan Tekstilde işler nasıl?”
“İyi gidiyor Enişte.”
Hakan abim amcamın oğluydu bir tekstil fabrikasında çalışıyordu.
“Pamuklular mı daha çok satılıyor yoksa keten falan mı?”
“Değişiyor dede genel olarak tekstil sektörü iyi bence.”
Niye hep gençler sıkıştırılıyor ayol (iç ses)
Evli olan üç büyük kuzenim gelememişti bekar olan diğer büyük kuzenimde Hakan abimden sonra sorularla yeteri kadar darlandı.
Halam tabağıma köfte patates koyarken babanem beklediğim girişi yaptı;
“Ee Dilara kuzum?”
Ne diyeceğini bildiğimden yanımdaki Dilaranın ayağında çaktırmadan vurdum ve “Yemek yemeyi bırak az sonra buğazına kaçacak.” Diye fısıldadım gülerek.
Ben keyifle olanları izlerken babanem devam etti;
‘Yani yok mu birileri kuzum ? O kadar üniversiteye falan gidiyorsun.”
“Ay yok babane yok.”
“Hem evlilik yaşın geldi geçiyor,annenler falan pek takmıyor ama bu gidişle evde kalırsın ben diyim.Ben senin yaşındaykenn ikinci çocuğunu kucağıma almıştım.”
“Ama babane yaa!”
“Kızma canım gerçekler bunlar sonra bana şükredersin.”
“Yani babaneciğim şuanlık evlenmek gibi bir niyetim yok,önceliğim üniversitemi bitirip KPSS’ye hazırlanmak,önümüzdeki üç yıllık kariyer planımda da evlenmek gözükmüyor maalesef.”
“Ay anne bırak çocuk okusun avukat olsun ne evlenmesi Allah aşkına boşver halacım sen devam et arkandayız biz.”
Babanem “hıh” deyip önüne dönerken ben yanlışlıkla biraz kıkırdadım.
“Gülme kız senin yaşın da az değil hani”
“Abartma istersen babaneciğim 17 yaşındayım henüz.”
Ona da tam girmedim!
“Amann ben o yaşta evlenmiştim,evlenmiş!Peehh bak belli bu ablandan çıkmayacak birşeyler,gel sen babaneni dinle;sana buluruz birini şöyle helal süt emen,eli yüzü düzgün birini,yaza düğün Allah kerim, şöyle ölüp gitmeden torunumun mutluluğunu da mı görmiyim...”
Ay babane ya resmen drama queensin sanki bundan önce dört tane torununu evlendirmedin üstelik çocukları bile oldu.
“Tövbe haşa babane daha reşit bilem değilim sen ne diyirsinn.”Dedim alayla,alaya almazsam işler ciddiye biner falan mazallah.
Masadan bir kaç yapay kahkaha yükselince bende keyifle yemeğe devam ettim.
Off reise bak ya döktürmüş genee!
İçimden babane sultana teşekkür edip hızlıca yemeğimi bitirdim ve “Ellerinize sağlık.” Diyip kalktım.
Herkes yemeğini bitince büyük kuzenim Alara ve ablamla bulaşıkları makineye yerleştirdik.
En fazla yirmi dakika daha oturup anne tarafına geçmek için hazırladığımızda babam buğazını temizledi ve zoraki bir şekilde “Eh bize müsaade daha annemlere de uğrayacağız.”
“Bu sene de mi böyle?” dedi yengem kinayeli kinayeli.
“Geçen yıl anneme çok ayıp oldu azıcık oturduk birşey de yiyyemedik.”Dedi annem ılımlı bir şekilde.
Ooo,heyecanlı soğuk savaşş (iç ses)
Boşuna heyecanlanma piyanist biter şimdi.
“Neyse canım çayı da başka zamana içeriz.” Dedi babam gergince.
“Bir daha bu kadar bir araya nasıl gelirsek artık..” gibi sitem dolu cümleleri duymazdan gelip herkesle vedalaştık ve tekrar arabaya doluştuk.
Çok komik ya şu yaptığımıza bak.
Nck nck (iç ses)
Resmen tempolu gidiyorken annemle babam konuşmaya başladılar.
“Geçen seferki gibi yapma Oğuz.”
Ahan başlıyoruz.
“Annemlerde biraz daha kalabilirdik Berfin.”
Yüce Rabbim aşkına neden her yıl aynı şeyler?
“Nereye kalacaktık? Geçen yılı unuttun galiba zaten ilk seninkilere gidiyoruz abartma istersen.”
Babam homurdanarak arabayı sürmeye devam etti ve nihayet anneannemlere geldik, anne tarafı da burada toplanıyordu. Normal ailelerin bizim gibi böyle saçma sapan tartışmaları olmadığı için herkes önceden gelmişti bile.Teyzemler ve dayımlar yemeğe geliyorlardı bizde anca çaya yetişebiliyorduk.
Tamam dürüst oluyorum... Anne tarafına ağzım kulaklarında gidiyorum.
Daha eğlenceli daha samimi geliyor anne tarafı,tabi bunda kuzenlerin daha doğrusu Merve’nin etkisi büyük ama olsun.
İnşallah gelmişsindir Merve.
Arabadan inip kapıya doğru yürürken telefonumu cebimden çıkarıp gelmeden önce Merve’ye attığım mesaja baktım.
Gelmezsen atom bombası sizin eve doğru yolda kuzen. (20.57)
Teyzemler şehrin en uzak bölgesinde oldukları için bazen böyle buluşmalara gelemiyorlardı
Kapıyı anneannem açınca hepimiz sarılıp el öptükten sonra içeri geçtik.
“Ooo assolist yiğenlerim gelmiş.”
“Dayıı yaa!”
Son gelen aile biz olunca dayımlar da azıcık zorbalamıyor değil.
Teyzemler mutfakta çayı hazırlıyorlardı,salonda sadece dayımlar falan vardı dedem de sigara içmeye çıkmıştı.
O lanet şeyi ne zaman bırakacak merak ediyorum (iç ses)
Valla ya.
“Dilara sen şimdi avukat oldun diyelim.” Dedi dayım heyecanla.
“Ee dayı?”
“Sonra ne yapacaksın hayır annem sormadan sorayım da boşuna o da sormasın.”
“Yaa dayı yaa bak zaten babanem de aynı şeyi ima etti az önce Allah aşkına salın beni.”
“Babanem ima etmedi yalnız direk sordu.” Dediğimde güldük.
Anne tarafının en büyük torunlardan biriydi ablam, bu yüzden her bir araya geldiğimizde evlilik konusu açılıyordu ve dayımlar hep dalga geçiyorlardı,şükür ki ciddi değillerdi.
“Neyse ben bir mutfağa yardıma gideyim.” Dedi sorularla darlanmaya hazır hissetmeyen ablam.
“Dur abla bende geleyim.” Dedim hemen arkasından giderken, diğer soruların hedefi olmamak için.
“Bak baak nasıl da kaçıyorlar!” dedi dayım gülerek.
“Aa ne alaka dayıcımm” diye mutfağa doğru sırıtarak giderken birisine çarpmamla durdum.
“Kime bu mutluluk?”
“KUZEEENN!!”
Merve ile hemen kuzen-kuzen tokalaşmamızı yapıp sarıldık.Tokalaşma dediğime bakmayın tokalaşma dışında herşeye benziyor.
Kabul ediyorum biraz saçma ama biz yaparken eğleniyoruz.
“Ya kızım çok korktum gelmeyeceksiniz diye.” Dedim heyecanla
“Bende siz gelmeyeceksiniz diye korktum,annem söyledi,eniştemle teyzem arasında bir sorun mu ne varmış sanırım ilk baba tarafına mı gittiniz?”
“Off off uzun hikaye gel gel daha konuşacak çok şey birikti.”
Merve benim yaşıt kuzenim, dil bölümünde okuyor, uzakta oturdukları için ayda yılda bir birbirmizi buluyoruz zaten bulmuşken de bırakmıyoruz.
“AA KUZENNN!” Dedim aklıma ani gelen şeyle,sonra da “Şu geçen dediğin şeye noldu?” diye devam ettim kısık sesle.
“Hişt sakın çaktırma kuzi annem bilmiyor aramızda” diye fısıldadı koluma vururken.
“Bir hafta halamlarda kalacağım bol bol görüşürüz yani buralardayım ve benden kurtulamadınız Ceren hanım.”
“Maşallah Merve hanım bu devamsızlık hakkı gökten mi yağıyor size, bir hafta az bir süre değil.”
“Dilciyim ben kızım dilci rahatım yani.”
“Tabi canım tabii.”
Gülerek mutfağa girdiğimizde teyzemle annem kahveleri hazırlarken yengemle ablam da tatlıları kesiyordu.
“Oo kızlarmız bize yardıma gelmiş.”Diyen annemle teyzeme bir bakışımız vardı ki,tam bir Bombastik side eye
“Gelin şu tatlılara tabak çıkarın bakayım.” Diyen teyzeme “Bir orduya yetecek tabak..” diye mırıldanan merve benden daha çok bıkmıştı anlaşılan.
Tatlıları çıkaran yengeme yardım ederken arkamızdan coşkulu bir ses yükseldi;
“Oo hanımlarr maşallah”
Mutfağa giren Onur’du bu.
Onur <3

“Ay bi saniye bi saniye gözüm dolucak şimdi ben doğru mu görüyorum? Merve Ceren?Siz mutfağa adım atıyor muydunuz ya? Halalarım noluyor bu kızlarınızın aklı başına gelmiş?"
“Ayy boş yapma pok balığı Onur.” Dememle üçümüz de gülmeye başlayınca “Söylediğimize pişman ettiniz iyice.” Dedi teyzem de gülerek.
“Aa anne ben gene de hatırlardım kesin.”
“Aha parazit reis girdi gene.”
“Ya pok balığı Onur sataşma kuzenime!”
“Allah alla diksyon queen sizin kuzeniniz bizim nenemiz sanki.” Diyen Onur’a gülerek sarıldık.
Onur dayımın oğluydu aynı zamanda süt kardeşimdi, aramızda sadece ay farkı vardı.
Ona pok balığı dememin sebebi küçüklükten gelme.Küçükken f harfini p olarak çıkarıyordum,ilk fok balığı gördüğümde beraberdik,Onur ve Merve ile çok hoşuma gittiği için hep söyleyip durmuştum tabi, annemler gülmekten beni durduramamışlardı;sonuç olarak o günden beri Onur bizim pok balığımız.Küçükkenki bu harf hatasından dolayı da Onur bana Diksyon queen diyor tabi kısalttığı da oluyor.
“Hadi bakalım kahveleri kızlar götürürr.” Diyen anneme “Ablam nerde o servis etsin kaçtı dimi gene nck nck.” Dedim sitemle.
Teyzem “Hadii kızlar!” diye darlayınca elimize tutuşturulan kahve fincanlarıyla salona girdik.
“Ooo”
“Bunu yapmaya alışın kızlar.”
Hızlıca fincanları dağıtıp Onurun yanına sıkıştığımızda “Ya abi ben sizinle evlenecek damada acıyorum cidden.” Diye fısıldadı Onur gülerek.
“Kıskanma Pok balığı dünyanın en şanslı adamı olacak, tabi öyle biri olursa- ki olmayacak çünkü hiç evlenmek gibi bir niyetim yok.”
“Ahahahahaha güleyim de başıma gelsin.Kafanı kullan kızım öyle dersen evlenirsin büyük konuşmamak gerek.”
“Kurgusal karakterler gerçek olana kadar evlilik söz konusu bile değil Onurcuğum dimi kuzen bir şey de,söz verdik ya.”
“Aa evet ama bence sen bi kendini düşün pok balığıcığım çünkü seninle evlenecek kıza gerçekten çok üzülüyorum Allah yardım etsin.”
“Kıskanma diko queen ben onu krallar gibi yaşatırım.Hanımcıyım ben hanımcı. Hanımcılık kazanacakk.”
“Asahahahahhahaa hatırlatırım bunu yalnız.”
“Hatırlat parazit reis görürsün.”
“Neyse ki bunları konuşmak için çok erken o yüzden sevgili kuzenlerim kahvenizi soğutmadan için.”
“Valla senin kalbine giden yol kesin midenden geçiyor.”
“Öyle zaten olm”
“Siz ne konuşuyorsunuz bakalım hm ?” Diyen dayımla durakladık aynı anda.
“Aa amcaa ee” diye bir şeyler geveledi Onur.
“Dayıcığım şey..” diyebildik biz de Merveyle.
“Sizin YKS yaklaşıyor farkındasınız umarım.” Diyen dayıma “Ben şiddetle farkındayım dayı.İşimde ve gücümdeyim.” Dedi Merve ciddiyetle
“Şuna bak ya sanki basın açıklaması yapıyor Hey yüce Rabbim.” Dedi yanımdaki Onur fısıldayarak.
“Bir şey mi dedin koçum?” diyen dayımla ikimiz de önümüzü döndük.
“Ay yok amca ne diyeceğim,diyorum daha bir buçuk yıl var dimi Ceren !?”diyen Onura “Ay evet dayı diyoruz maşallah Merve çok iyi hazırlanıyor.” Diye destek çıktım hemen .
“Rahatlığa bakın hele en son fizikten kaç aldınız?” diye sayısalcı dayıma “Aaa dayıcımm ne alakası var hem herkesin sayısalı yokkii.” Diye itiraz etti Merve sitemle.
..
Biraz daha sohbet edildikten sonra Onur ben ve Merve köşeye Monopoly oynamaya çekildik.
“Tüm otelleri alayım da görün gününüzü.”
“Tapu kalırsa alırsın canım çünkü tüm şehirleri alacağım.”
“Siz gene de çok ümitlenmeyin, o alıcaklarınıza paranız kalmayabilir çünkü tüm paralar benim olacak.”
“Ya siz şimdi parayı dağıtırken de hile yaparsınız.”
“Oldu paşam sende bizi iyice kafir belledin günah lan günah.”
“Dilara ablaya söyleyelim o dağıtsın.”
Ablama işaret ettik ama başıyla hayır işareti yaptı,o artık bir yetişkindi.Size nasıl davranması gerektiğini bildiğini ve çok dikkat ettiğini söylemiştim.
Herkes birbiriyle sohbet ediyordu babam da sık sık saati kontrol ediyordu.
Az dur be adam !
Nck nck (iç ses)
Hızlıca Monopoly oyanamaya başladık,iki en yüksek şehirden İstanbulu aldığım için sinirlenen Onur bana gıcıklığına Giresunu aldı.
“Pislikler resmen bana hiçbir şey bırakmadınız.”
“Aha başladı gene parazit reis.”
“Bu aradaaa Rize de benimdirr.” Dedim piyonumun Rizenin üstünde bırakıp paramı banka görevi olan Merve’ye uzattım.
“La Ceren ne ara !?”
“Siz konuşurken attım zarı Onurcuğum.”
Merve tapuyu uzatırken telefonumun kamerasını açtım ve fotoğrafını çektiğim tapuyu Emre’yi ettikleyip sınıf gurubuna attım.
Suii WhatsApp Gurubu
Siz : *Fotoğraf*
Siz: @Emreboceği bak kardeşim gözün aydın senin için Rizenin tapusunu da aldım daha ne yapayım.
“O kim ?” dedi telefonuma eğilen Onur.
“Ya bi gitt.” Dedim mesajları okumaya çalışırken.
“O kim Ceren?”
“Ya Emre sınıf grubu.”
“Emre kim?”
“Yav sınıftan işte.”
“Ne konuşuyorsunuz siz bakim.”
“Emre kim Merve?”
“Ben ne bileyim Onur?”
“Kimmiş neymiş neciymiş?”
“Onur ne abi modu açtın bee altı üstü 3 aycık var aramızda amma drama queensin.”
“O 3 ay beni abi yapıyor canım kim bu Emre?”
“Hatırlamıyor musun hani ana sınıfı ve ilkokulu birlikte okuduğum babamın orda çalışıyordu babası o Emre işte.”
“Heeeee öyle desene ya köpek nck nck severdim keratayı sahi şimdi napıyor o ?”
“İyii”Dedim guruptaki mesajları okumakla meşgul olduğum için gelişigüzel.
Emre böceği: Helal sana bee aslanımm
Emre böceği: Monopoly mi oynuyonuz Ceroo
‘Ver de bi bakayım’ diyip zorla elimden telefonu alan Onur,Merve de ekranın kenarından bakmaya çalışırken guruba mesaj attı.
Siz : Napıyon la kerata özlemişim seni de
“Ya napıyorsun ya”
“Ne var kızım çocukla konuşayım azıcık bayağı zaman oldu.”
Hemen elinden telefonumu alıp mesaj attım.
Siz :Ya Emre kusura bakma Onur yazdı.
Emre böceği:aa Ceroo Onurla beraber misinizz ?? Napıyormuş ya özledim bende onu
Telefonumu tekrar ele geçiren Onur yazmaya devam etti.
Siz : Burdayım koçumm nasıl da aynı ya hiç değişmemiş.Ceren hanım bir izin verse yazacağım da
Siz: Yav bi çekil diyorum iki saniye hemen elimden alı
Siz : Mal bu ya Emre
*Bu mesajı sildiniz.*
Siz : Emre Allah aşkına özele gel benimki gene salaklaştı
Siz : Ceren yalan söylüyor inanmayın
Onur ve Emre özele geçmeden önce guruptaki mesajları sildim.Gören sadece Defne Kuzey ve Emreydi.
“Ya kuzen bune ikiniz de bi telefona gömüldünüz.” Dedi iki eli belinde,sitemle Merve.
“Harbi ya ver şunu konuşursunuz sonra.” Dedim bende hemen.
Telefonumu veren Onur “Beni bir daha zor bulursunuz yalnız.” Diyen Merveye dönüp “İşte bu yüzden buluştuğunuzda bana haber vermezseniz yaktım sizi cadılar.” Dedi gülerek,sonra d oynamaya devam ettik.
..
Saat epey ilerlemişti ters duran telefonumu çevirip saate baktım.
“Laan!”
“Noldu ?”
“Hadi ben kalkar gençlik.”
“Nereye kuzen?”
“Yatsıyı kılıcam ,eve kalınca sanırsınız üstümde yirmi kilo kurşun var çok ağır geliyor o yüzden.”
“Oo gençler ben de kalkar o zaman.” Deyip ayaklandı Onur benimle beraber
“Hayırdır la sen namaza mı başladın Onur?”
“Kızım ben başlayalı üç ay oluyor sen neredesin.”
“Bir ben kalmışım desenize.” Diyen Merveyi ikna etmeye çalıştık beraber.
“Sende başla artık kuzen mezarın kazılınca mı başlıyacaksın?”
“Harbi diko queen doğru diyo bir yıldır başlıcan yani.”
“Tamam lan başlıyorum bugün.Sabah namazında.”
“Ohoo kuzen o iş sabah namazı ile başlıyorsa ahirete kadar gider ben diyim.”
“Doğru diyo.”
“Tamam lan başlıyorum bugün bekle Onur bende kılıcam.”
“Heh şöyle ya,aferim,teyzemle konuşayım da unutturmasın sana.Hatta ben sana her vakit mesaj atıyım uygulama falan da kurarız ama dur şimdi beni oylamayın namaz kılmam lazım.” Deyip gülerek lavaboya gittim.
Şalımı ve bonemi çıkarıp abdest aldıktan sonra tekrar şalımı yaptım ve namaz kılmak için odalardan birine geçtim.Seccademi serip namazımı kıldıktan sonra duamı da edip seccademi topluyordum ki telefonum çaldı.
Arayanın Tuana olduğunu görünce şaşkınlıkla telefonu açtım,acil bir şey olmadıkça bu saate aramazdı.
“Alo Tuana?”
“Ceren..”
“Ne?Tuana ne oldu iyi misin ?!”
“Ben...”
Böyle şeyler çok nadir olurdu, Tuana benim önümde hiçbir zaman ağlamazdı.Evde gelişen olaylara da üzülmezdi kesinlikle bir şey olmuş olmalıydı.
“Tuana nerdesin geliyorum.”
“Saçmalama.. baban kızar ben sadece...”
“Umrumda değil, konum at. Geliyorum.”
Odanın kapısı kapalı olduğu için rahatça konuşmuştum.
Hızlıca anneme durumu anlattığımda Tuanayı bildiği için ve böyle şeyler önceden yaşanmadığı için gitmeme izin verdi.
Hemen hazırlanıp kapıdan çıkıyordum Merve ve Onur geldi.
“Teyzem söyledi kuzen Tuananın sana ihtiyacı varmış sanırım, dikkatli git tamam mı ? Gece saat geç oldu.”
“Dikkat ederim kuzen teşekkürler.”
Hızlıca montunu giyerken “İtin biri bişey yapmaya kalkarsa ara beni.” Dedi Onur sert bir sesle.
“Tamam Onur ararım sağol.”Dedim hızlıca gülümseyerek ama aklım hâlâ Tuanadaydı.
Telefonumu montumun cebine koyup kapının önündeki konverstlerimi giyince,Onurla Merve’ye veda edip hemen Tuananın attığı konumu açtım. Fazla uzun sayılmazdı, hızlı adımlarla yürümeye başladım.
***
Hava soğuktu, rüzgar esiyordu.Salıncaklar az önce giden çocuklardan sonra ıssızdı,parkta bir bankta oturuyorduk.Tuana ağlıyordu...
Olanları az çok tahmin edebiliyordum ama Tuana hiçbir zaman böyle yapmazdı.
Bu kadar ağlamazdı, üzülmezdi kırılmazdı..
Ya da sadece ben görmüyordum...
“Annem...”
“...”
“Oda benim yüzümden... Galiba boşanacak..”
“Ne?”
“Yani ben gerçekten.. bilmiyorum...İlk değil ama..”
Tuana her zaman düzenli cümleler kurardı.
Ama bugün kuramıyordu... (İç ses)
Rüzgar şiddetini arttırdı, Tuana gözlerinde yaşlar akarken adeta fısıldıyordu;
“Annem şimdiye kadar hep göz yumdu Ceren...Bana yapılanlara göz yumdu... Otoritesini tutmak için onun evindeyim.”
Burnunu çekerek konuşmaya devam etti;
“Eğer kocası olacak o adam beni bir daha kovmaya kalkarsa..Boşanmayı düşünüyor...”
Dışardan bakıldığında bu çok iyi bir haber gibi görünebilirdi ama Tuanalarda durum bambaşkaydı.
“En çok acıtan da ne biliyor musun? Bu benim kızım burada kalacak demek yerine o benim geçmişten kalan tek şeyim demesi...Ve eğer beni gerçekten sevseydi, kızıma böyle davranılan yerde durmam deseydi yani ne bileyim en azından benim için... Beni sevdiği için değil kendi için tutuyor..Bir eşyaymışım gibi..”
Bazen sözcüklere gerek kalmazdı, tıpkı şuanki gibi, bazen teselli için konuşmak gerekmezdi, sadece yanında dursan yeterdi.
“Annem boşanacak ve gene benim yüzümden mutlu olamayacak...”
Sarıldım... Sadece sımsıkı sarıldım..Bazen ağlarken sadece sarılan biri yeterdi..
“Paramparça bir aileye sahip olmak çok kötü Ceren.. Kardeşim diyemiyorum , babam diyemiyorum.Parça parçayım... Asla bir bütün olamadım,oradan oraya savruluyorum ben hiç bir yere ait değilim... Söylesene Ceren bir yere ait olmak nasıl bir his?Her zaman seni koruyacak bir babanın olması nasıl bir his? Bütün olmak nasıl bir his? Güveneceğin bir aileye sahip olmak nasıl bir his... Ben bunlara hiç sahip olmadım, olamayacağım da...”
Benim de gözlerim dolmaya başlamıştı.
“Asla tam anlamıyla kendimi bir yere ait hissedememek çok kötü.Onların hayatına sonradan dahil olmuşum gibi, mutluluklarını bozuyorum.Hayatına girdiğim herkesin hayatını mahvediyorum.Ben neden böyleyim Ceren... İnsanların canını neden yakıyorum.Onların bütünlüğünü ben mi bozuyorum?”
Hayatıma girdin.Hayatımı o çukurdan kurtaran sendin Tuana... Benim hayatımı sen güzelleştirdin..
“Benim.. gerçek babam... Beni hiç arayıp sormamış... Boşandıktan sonra hatırlamamış bile bir kızı olduğunu... İstememiş beni.Ben neden istenmeyen,dışlanan, herşeyi bozan konumdayım, belki ben olmasam annem daha mutlu bir hayat sürerdi.Ben ne yaptım? Paramparçayım...Bu çok kötü Ceren...”
Başını omzuma yaşlandığında gözyaşlarımız birbirine karışmıştı...
Sustum..
Bazen sadece ağlayacak bir omuz yeterdi, teselli için sözler gerekmezdi.
“Dağılmış hissediyorum...” dediğinde siyah penye şalımın ucunu omzuma atarken “Biz bir bütünüz...” diye fısıldadım.
Onun canı yandığı için benim de canım yanıyordu.
O gece son sözlerimiz bunlar oldu,bir daha konuşmadık,sessice ağladık.
Zaten dostluk bu değil miydi ?
Hisleri paylaşmak..
Birlikte gülüp birlikte ağlamak...
...
Selamünaleykümm <3
Onur ve Merveyi nasıl buldunuz 👀
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.74k Okunma |
465 Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |