Babam, ben ve dört şövalyeyi toplantı odasına çağırmıştı. Ben önde diğer 4 şövalye arkada toplantı odasına doğru yürüyorduk. Toplantı odasına vardığımızda babam masanın en başına geçmiş bizi bekliyordu. Bizde yerlerimize oturunca konuşmaya başladı. "Genç şövalyeler aranıza bir şövalye daha eklendi" dediğinde kapıdan biri girdi. Ben kendisini tanımıştım. "Alex Wizard artık yeni şövalyemiz, hep beraber bu krallığın güvenliğini sağlayacağınıza şüphem yok." dedikten sonra babam toplantı odasından çıktı. Alex benim yanımdaki boş sandalyeye oturdu ve bana bakarak sırıttı. Büyük ihtimalle o da beni tanımıştı. Çocukkenki en büyük düşmanım olan Alex Wizard. Bana çocukken o kadar şey söyleyip şimdi nasıl sırıtabiliyordu?
Herkes Alex ile tanışmıştı. Sıra bana geldiğinde "Kendimi tanıtmama gerek olduğunu sanmıyorum" dediğimde masadaki herkes bizim önceden tanıştığımızı anlamıştı. Jasper "Birbirinizi tanıyorsunuz? Öyle mi?" Dediğinde Alex sırıtarak başını aşağı yukarı salladı. Luna "Eee nasıl tanıştınız peki?" diye sorduğunda orayı terk etmek istedim, temiz hava almaya ihtiyacım vardı. Masadan kalktım ve kapıya doğru yöneldim Asel "Nereye gidiyorsun?" dediğinde "Temiz hava alsam iyi olacak çok bunaldım" diyerek bahçeye doğru yürüdüm.
Bahçede biraz dolaştıktan sonra "Perla dur!" diye bi ses duydum. Sesin sahibi Alex'idi. Arkamı dönüp "Ne var?" diye tersledim. Alex "Neden bu kadar soğuk davranıyorsun" dediği an iyice sinirlendim ve "Çocukken bana yaptığın zorbalığı hatırlamıyorsun heralde, hatırlamıyorsan hatırlatayım, benim gibi birinin asla iyi bir vâris olamayacağını, ülkemi koruyamayacağımı daha ateş gücümü bile doğru düzgün kullanamadığımı, kılıç bile tutamadığımı söyleyerek alay etmiştin. Ama şimdi bak karşında harika bir vâris olarak duruyorum, gücümü gayet iyi kullanıyorum hatta şuracıkta seni yakabilirim!" diye bağırdığım sırada diğerlerininde yanımıza geldiğini gördüm. Luke "Sende az şey söylememişsin kıza" dedi. Alex gözümün içine bakmadan. " Haklısın." dedi. "Haklısın. Çocukken akılsızın tekiydim işte, ama bak şimdi büyüdüm ve-" derken sözünü kestim "Akıllandın mi?" Alaycı bir tavırla alkışladım "Bravo aferin sana" Alex "Evet, evet akıllandım çocukken akılsızın tekiydim işte" dedi.
Bir süre sessizlik olduktan sonra Alex'in kendi kendine "Perla" dedigini duydum. "İnci tanesi demek" dedi. Hâlâ ona kızgın olduğum için tersleyici bir tavırla "Eee nolmuş yani?" dedim. Alex "Sana inci tanesi diyeceğim, gözlerinde inciye benziyor zaten çok güzeller." dediğinde tam konuşacakken Luke " Ooo enişte hızlı çıktı" diye alay ettiği sırada Asel Luke' un karnına dirseğini geçirdi. Luke "ne var ya, ne dedik" dediğinde konuşmaya başladım " Sakın bana İnci tanesi deme! Benim ismim Perla" Alex "İnci tanesi" dedi. İyice sinirlerime dokunuyordu. "Bir daha dersen yüzünün ortasına yumruğumu geçiririm" dedim ve yine Alex "İnci tanesi" dedi. Yüzünün ortasına sert bir yumruk geçirdim. Alex hafif dengesini kaybetti. Jasper ve Luke, Alex'in ayakta durmasına yardım etti. Alex' in burnundan kan geldiğini gördüm. Bu kadar sert vurduğumun farkında değildim. " Ben ııı özür dilerim bu kadar sert vurduğumu düşünmemiştim" demekle yetindim. Alex ise yine sırıtarak " Tam benliksin, dediğini yapan kızları her zaman daha çekici bulmuşumdur." Dediğinde gözlerimi devirdim. "İstiyorsan bir tane daha geçirebilirim o zaman belki aklın yerine gelir" dediğimde "Eminim yaparsın" dedi. Nasıl bu kadar açık sözlü olabiliyordu. Bu çocuk basbayağı "Sana aşığım, evlen benimle" diye bağırıyordu. Burnunun kanamaya devam ettiğini gördüğümde "İstiyorsan revire git, pansuman yapsınlar, kendi kendine zor geçer" dedim önümde eğilerek "siz nasıl arzu ederseniz prensesim" dedi. Bu basbayağı benimle flörtleşiyordu. Ama o benim tipim değildiki. Jasper ve Luke, Alex' in revire gitmesine yardım etti. Onlar uzaklaşınca Luna "Oturalım isterseniz" dedi. Şimdi fark ediyordum bugün hava çok güzeldi, kuşlar neşeyle ötüşüyordu. Asel "Bence senden hoşlanıyor" diyerek sessizliği bozdu. Luna "Ondan hoşlanıyor musun?" diye sorduğunda "Ne? Hayır! Hayır, hayır kesinlikle hayır ondan kim hoşlanırki hem o benim hâlâ düşmanım." Dediğimde Luna "Hadi ama kendini affettirmeye çalışıyor görmüyor musun?" İnkar edercesine "Özür dahi dilemedi!" Dediğim sırada erkeklerin bize doğru geldiğini gördüm. Alex'in burnunda pamuk vardı. Yanımıza geldiklerinde Luke "Kral Ralph bizi çağırıyor. Bir kız çocuğu kaybolmuş!" dedi. Şaşırmıştım çünkü ilk defa böyle birşey için babam bizi çağırıyordu.
Kral odasına doğru yürümeye başladık. Vardığımızda kapıyı tıklattım içeriden "Gel!" sesi geldiğinde kapıyı açtım ve içeri girdik. Babama "Baba ilk defa böyle bir görev için bizi çağırıyorsun. Genelde krallığın diyer şövalyelerine bu tarz görevler verirsin neden bunun için bizi çağırdın?" diye sorduğumda babam "Evet, bu tarz görevleri genelde diğer şövalyelere verirdim ama sizin bu tarz görevleri nasıl yapacağınızı merak ettim hem Alex'te yeni gelmişken toplu halde nasıl çalışacağınızı görmek istedim. Ayrıca hatırlatmak isterim bu sıradan bir görev değil bir çocuk söz konusu. Her zamanki gibi bu görevide başarıyla yapacağınıza inanıyorum" dediğinde herkes önünde saygıyla eğildi. Sırayla odadan çıktık. Kız çocuğunun ailesini sorgulamaya gidecektik. Hazırlanmaya başladık.
Herkes hazırdı. Kaybolan kız çocuğu hakkında biraz bilgi edinmiştim. Kızın ismi Lily'di, 8 yaşındaydı. Fotoğrafıda vardı elimde çok tatlı bir kızdı. Mavi gözleri denizin dalgalarını andırıyordu. Sarı saçları güneş gibi parlıyordu.Çok güzel bir kız çocuğuydu. Umarım sağsalim bulabilirdik. Lily' nin yaşadığı eve doğru yola çıktık.
Lily' nin annesi ve babasına sorular sormuştuk. Söylediklerine göre Lily evlerinin bir sokak ötesindeki çiftliklerine kümesten yumurta almak için gitmiş ve geri dönmemiş.
Annesi ağlıyor gibi yapıyordu ama göz yaşı akmıyordu, tabiki bu yüzden onu suçlayamazdım ama sonuçta kızın kaybolmuş hüngür hüngür ağlaman lazım. Saat geç oluyordu gitmemiz lazımdı. O kızı bulmamız gerekiyordu.
Şatoya vardığımızda herkes kendi odasına çekildi. Üstümdeki üniformayı çıkarıp rahat birşeyler giydim. Yatağa uzanıp bugün yaşananları düşündüm. En sonunda uykuya yenik düştüm ve gözlerimi yumarak uykuya daldım.