@ayseggul
|
CEYDA Bir memleket düşünün buram buram toprak kokan buram buram buğday kokan... İnsanları bir o kadar çalışkan bir o kadar da gaddar. Memleket güzel; taşıyla toprağıyla, uçsuz bucaksız ovalarıyla, eşsiz güzellikte ki buğday tarlalarıyla, meralarda otlanan koyunlarıyla... Memleket güzelde güzel olmasına içinde acı çeken acı çektiren insanlar oldukça durmasın güzel olsun. Bir memlekette huzur yoksa taşı toprağı altın olsa ne fayda. Huzuru bozan neydi peki. Bu memleket mi? Toprak mı? Çamur mu? Dağ mı? Taş mı? Ova mı? Hiç birisi değil biz suçu memlekete atarız nefret ediyorum bu şehirden deriz. Şehrin ne suçu varsa? O şehri terk etmek için elimizden geleni yaparız. Aslında şehirden değil orada ki insanlardan kaçarız. Çocukken oynadığım sokakları, koşturduğum tarlaları, bütün anılarımı, bütün hayatımı sadece bir memlekete suç atarak kaçmak istiyordum. Keşke elimde bir sihirli değnek olsaydı da buradaki insanlara dokunabilseydim. Ama ne elimde bir sihirli değnek vardı ne de burayı terk edecek gücüm. Bir haftadır sürekli ağlıyordum. Artık gözümden akacak yaş kalmamıştı. Gökberk ve kuzeni Berfin sürekli beni sakinleştirmeye yanımda olmaya çalışıyordu. Ama elimde değildi bu olanların hiç birini hak etmiyordum. Bana söylenenleri bana yapılan bu haksızlığı hiç hak etmiyordum. En yakınım dediğim insanlar bana sırtını dönmekle yetinmemiş daha da ileriye giderek bütün hayatımı alt üst etmişlerdi. Hiç yapmadığım ve asla yapmayacağım şeyler bile milletin ağzında dolaşıp duruyordu. Memleketteki tacizci sapıkların beni bulduğu yetmiyormuş gibi birde hakkımda çıkan iftiralar ile uğraşıyordum. Yurtta benimle hiç kimse konuşmuyordu. Hatta bir kaç kişi hariç kimse yüzüme bile bakmıyordu. Ne yemek yiyebiliyordum ne de uyuyabiliyordum. En yakın arkadaşım dostum dediğim insanlar benim Osman ile sürekli bir otel odası tutup orada kaldığımı söyleyip beni yurttan attırmaya çalışmışlardı. Hadi Esra, Aslı, Dudu, Kübra, Gülçin bunlar yapsa umurumda olmazdı. Ama çocukluğumdan beri yediğim içtiğim ayrı gitmeyen ne olursa olsun birbirimizi koruyup kolladığımız Feride'nin bana bunu yapması çok zoruma gidiyordu. Benimle konuşmamalarına eyvallah demiştim ama böyle bir şey yapmaları hakkımda yalan yanlış şeyler ortaya atmaları beni resmen bozguna uğratmıştı. Bunları düşünmekten kafayı yerken hazırlanıp kahvaltı bile yapmadan okula gitmek için yurttan çıktım. Sürekli ağlamaktan gözlerim şişmişti ve başım çatlayacak derece de ağrıyordu. Gökberk yurdun biraz ilerisinde beni bekliyordu. Yanına gittiğimde bana sarıldı. "Ceyda yeter artık şu haline bak değer mi böyle insanlar için kendini bu kadar üzdüğüne." "Elimde değil yurtta kimse yüzüme bakmıyor kafayı yemek üzereyim. Düşünsene canım kanım dediğim arkadaşım bana iftira atıyor. Nasıl üzülmeyeyim Gökberk." "Biliyorum bu gerçekten kolay bir şey değil ama Allah biliyor demi sana iftira atıldığını sen bırak ne halleri varsa görsünler. Gerçi sen izin versen ben neler neler yaparım onlara da sen izin vermiyorsun." "Ben bu olay daha fazla uzasın istemiyorum. Şimdi sen bir şey yapacaksın onlar karşılık verecek bu böyle uzayıp gidecek gerek yok. Sadece benim anlamadığım neden böyle bir şey yaptılar. Yani sana da saçma gelmiyor mu durduk yere seninle sevgili oldum diye önce çocuk gibi küstüler sonrada iftira attılar. Ardından beni yurttan attırmaya çalıştılar. Bütün yurdu bana karşı doldurdular. Sana mantıklı geliyor mu bütün bunlar Gökberk." "Bana da hiç mantıklı gelmiyor. Sen onlara bir şey yaptın mı?" "Bana cidden bunu soruyor musun? Ne yapabilirim ki benim kime ne zararım dokunabilir." "Sende haklısın. Sıkma canını ben hep yanındayım." "Şuan yanımda olan bir sen bir de Berfin kaldı. Siz de olmasanız ben kafayı iyice yerdim herhalde." "Ceyda sizin köye okul servisi çıktı ya sen çık artık o yurttan evden gider gelirsin. Böylelikle hem canını da sıkamazlar." "Bana kalsa hemen çıkarım da babam izin vermez ki." "Yine dene sen bir şansını, olur mu?" Biz Gökberk ile okula doğru yürürken Esra ve Feride yanımızdan geçiyordu. Tam geçerlerken Esra söylenmeye başladı. "Kızda ki genişliğe bakar mısın bir sevgilisi ile otel odalarından çıkmıyordu. Bununla da sokaklarda sürtüyor." Gökberk Esra'nın ağzından çıkanları duyunca sinirinden kıpkırmızı oldu ve Esra'ya bağırmaya başladı. "Lan sarı kaşar sen Ceyda'ya iftira atmaya utanmıyor musun? Senin de köyde samanlıklarda yemediğin bok kalmıyormuş. Eğer daha fazla konuşmaya devam edersen bütün ilçeye fotoğraflarını yayınlarım. O çeneni kapat yoksa ben kapatmasını bilirim." Esra resmen burnundan soluyarak Gökberk'e baktı ama hiç bir şey diyemeden çekip gitti. Feride biraz daha bekleyip bana baktı. O bana doğru bakarken bende dayanamadım ona söyleyeceklerimi söyledim. "Herkesten beklerdim Feride ama senden böyle bir şey beklemezdim. Sana hakkımı helal etmiyorum bunu bil ve şimdi siktir git Esra'nın yanına." Feride hiç bir şey söyleyemeden Esra'nın arkasından yürüdü gitti. Bende hem şaşkın hem de gülümsüyerek Gökberk'e baktım. "Blöf mü attın yoksa gerçekten dediklerin doğru mu?" "Ne blöfü! Dedim ya sana sen izin versen ben yapacağımı yaparım diye işte boşuna demedim. Esra ile takılan kişilerin çoğu benim arkadaşım o yüzden herşeyinden haberim var. Çocukların ellerinde ki fotoğrafları görsen neler neler var." "Sen yine de bir şey yapma boş ver hiç bir şey gizli kalmaz herkes ne yapıyorsa yapsın." "Senin bu kadar iyi kalpli olmanı çok seviyorum Ceyda..." Gökberk birden seviyorum deyince utanmıştım. Yüzümün kızardığına da adım gibi emindim. Onun beni böyle koruması ve yanımda olması benim için çok iyi olmuştu. Tek başıma bu yaşananları kaldıramazdım. "Geç kalıyoruz hadi gidelim." Okula doğru yürümeye başladık. Bahçe kapısını önüne geldiğimizde bir araba bize doğru yaklaştı. Ben önemsemedim ve kafamı çevirip okula doğru yürümeye devam ederken bir el silah sesi duydum. Gökberk üzerime doğru atladığında her şey için çok geçti... "Merhaba sevgili okurlarım. Bana ne deseniz haklısınız. Bölümleri çok geç atıyorum. Bundan sonra hemen atıcam yeni bölümleri. :) Ben sizleri çok seviyorum siz yorum yaptığınız da çok mutlu oluyorum. Lütfen görüşlerinizi yorumlarını eksik etmeyin. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle öpüldünüz. Korona var öpmüyom vazcaydım. :)" |
0% |