@ayseggul
|
Okuldan baya bi uzaklaşmıştık yaklaşık yarım saattir yürüyorduk. "Nerede bu dükkan Berfin yürü yürü bitmedi." "Az kaldı işte şu sokağa girdik mi orada." "Hangi dükkan Cemal'in?" "Tekel bayisi onun işte bak şu ileride ki." Dükkanın önünde bir masa vardı ve iki kişi karşılıklı tavla oynuyordu. Bizde biraz uzaktan izliyorduk. "Hangisi Cemal?" "Beyaz kazaklı olan Cemal." Cemal denen herif uzun esmer ve fazlasıyla yakışıklı birine benziyordu. Ama yakışıklıda olsa şerefsiz şerefsizdi işte suçsuz birini vurduracak ve kan davası gibi saçmalıkları yürütecek kadar şerefsizdi. "Gökberk yok ortalıklarda acaba gelmeyecek mi buraya." "Bilmiyorum ki Ceyda istersen arayayım tekrar." "Ara ara bakalım ulaşılıyor mu?" Berfin telefonunu çıkarıp Gökberk'i aradığı sırada sokağa bir araba girdi. Bu Gökberk'in arabasıydı. Arabayı dükkanın önünde durduran Gökberk hışımla arabadan indi. Elinde silah mı vardı onun evet elinde silah vardı. Umarım bir aptallık yapıp bu Cemal denen adamı falan vurmazdı. "Berfin bu salak ne yapıyor elinde silahla?" "Bilmiyorum Ceyda ama bundan sonrası bizi aşar hadi gidelim." "Oldu canım Gökberk'i burada bırakıp gidelim. Yürü bizde oraya gidiyoruz." Biz onlara doğru yürürken Gökberk silahı Cemal'e doğru uzatmış bir şeyler söylüyordu. Ama Cemal denen adam hiç istifini bozmamış pis pis gülerek Gökberk'e bakıyordu. Hemen onlara doğru hızla yürümeye başladım. Berfin de istemeye istemeye yanımda yürüyordu. Cemal beni görünce pis pis bana baktı. "Senin hatun seni korumaya gelmiş Göko." Gökberk kafasını çevirip beni görünce epey bi şaşırdı. Sonra kızgın kızgın bana baktı. Bende masum masum bakarak kızmasını engellemeye çalışıyordum. Bizim bakışmalarımızı Cemal'in sesi böldü. "Kız anlamış senin bir bok yapamayacağını koşa koşa gelmiş bak Göko." Gökberk Cemal'in lafıyla iyice sinirlenip ona doğru yürümeye başladı. "Cemal senin derdin benimle sen nasıl suçu günahı olmayan birini vurabilirsin! Nasıl yaparsın lan böyle bir şeyi!" "Yalnız ufak bir problem var Gökocum ben yapmadım." "Yalan söyleme Cemal senden başka kim yapacak lan!" Gökberk bağırıyordu ama Cemal gayet sakindi. Gerçekten de o yapmamış gibi duruyordu. "Gökberk gerçekten de aptal olduğunu düşünmeye başlıyorum bak! Birazcık mantıklı düşünür müsün ben birini vuracak olsam o kişi senden başkası olmaz. Bunu benim yapmadığımı ve yapmayacağımı çok iyi biliyorsun." Gökberk elinde ki silahı indirdi ve bize doğru döndü. "Arabaya binin." Bunu öyle bir söylemişti ki itiraz etmenin imkanı yoktu. Berfin ile hemen arabaya geçtik. Gökberk Cemal ile kısaca bir şeyler konuştuktan sonra o da arabaya geldi. "Ceyda sen çıldırdın mı ne işiniz var burada kafayı mı yediniz siz!" "Bana bağırıp durma sana bir şey olacak diye korkup geldik işte ne var bunda aynı şeyi sende yapardın." "Ya Ceyda sen ile ben bir miyiz kızım bu adamlar benim düşmanım nasıl çıkıp buraya gelirsin sen!" "Gökberk yeter ama bak bağırıp durma diyorum. Korktum diyorum." "Şimdi size okula bırakacam daha sonrada seni vuran kişi kimmiş onu bulmak için bir kaç kişiyle görüşücem. Sizde bir daha benden habersiz bir yere çıkıp gitmeyeceksiniz." "Oldu canım başka bir isteğin var mı? Hem sana haber vermemizi istiyorsun hem de telefonunu kapatıyorsun nasıl haber verelim Gökberk dumanla mı haberleşicez?" "Tamam telefonumu açık tutacağım. Sizde benden habersiz bir yere çıkmayın. Seni vuran kimse tekrar zarar vermek isteyebilir. Ben zaten bir saate gelirim." "Gökberk benim yüzümden başına bela almanı istemiyorum." "Ceyda saçma sapan konuşma lütfen merak etme bana bir şey olmaz." Gökberk bizi okula bırakıp gitmişti. Biz Berfin ile oturmuş kara kara düşünürken ders zili çaldı. Zaten son dersti bu dersten sonra mecbur yurda gidecektim. Ama benim aklıma çılgın bir fikir gelmişti. "Berfin ben yarın yurttan kaçayım diyorum. Nasıl fikir?" "Ceyda sen iyice kafayı yedin vurulmak sende kafa yaptı herhalde nereye kaçacaksın kızım?" "Berfin biraz beynini kullansan aslında bu soruları sormayacaksın. Tabi ki eve kaçacam nasılsa artık okula servis var. Yurtta kalmama ne gerek var?" "Haaaaa doğru yaaa! Ama baban ne diyecek ya seni okula göndermezse?" "Son senem artık alamaz okuldan falan hem şey derim gözünüzün önünde olucam derim." "O zaman durman hata hadi hemen kaç." "Tamam hemen kaçayım yurttaki eşyalarım da yarın kaçar gelirler bana. Tövbe yarabbim tövbee!" "Amannn kafa mı bıraktınız insanda! Bir senin için bir Gökberk için endişelenmekten kafa kalmadı valla." Berfin kendi sınıfına ben kendi sınıfıma geçmiştik. Kafamdaki plan hazırdı. Yurda gidince eşyalarımı toplayacaktım sabah kimse uyanmadan camdan dışarı atıp yurdun bahçe duvarından arkaya atacaktım. Sabahta normal okula çıkıyormuş gibi yurttan çıkıp çantamı alıp akşam yurda dönmeyecektim. Okuldan köyüme giden okul servisine binip doğru eve gidecektim. Ben sıramda oturmuş kafamın içinde sessizce planımı hazırlarken eskiden canım dediğim Esra hanım laf attı. "Eeeee Ceyda anlatsana kim niye vurdu ki seni? Sınıf arkadaşların olarak ne halt yediğini bilmek isitiyoruz." Zaten bir sürü derdim vardı. Birde bu dertlerin arasında bu karaktersizlerle uğraşıyordum. Cevap vermemeyi tercih edip sustum. Ama anlaşılan Esra yellozunun susmaya hiç niyeti yoktu. "O kadar mı kötü bir bok yedin yani cevap veremeyecek kadar kötü mü be Ceyda ama biz hiç şaşırmadık değil mi arkadaşlar!" Salak birde sınıfa doğru bağırıyordu. Tam kafamı kaldırmıştım ki bütün sınıf ayaklandı tabikide Feride hariç zaten sınıf 15 kişi falandık. Sınıf başkanı olan Meriç Esra'nın üzerine doğru yürüyordu. "Bak Esra biz kimin ne olduğunu biliyoruz. Senin de ne bok olduğunu biliyoruz. Biraz daha artistlik yapmaya devam edersen un ufak ederim seni burada." Elini beline koyan Melike de Esra'ya doğru geldi. "Bak bu zamana kadar karışmadık çünkü Ceyda aslanlar gibi haddinizi bildiriyordu. Ama kızın derdi kendine yeter daha fazla üzerine gitmeyin herkes otursun kendine baksın." Esra önce kızardı sonra morardı ve hiç bir şey diyemeden yerine oturdu. O sırada hoca içeriye girdi ve herkes yerine geçti. "Merhaba sevgili canım okurlarım evet uzun zamandır buralarda yokum çünküm çalışıyorum ayrıca bir haftadır da hasta bir şekilde yatıyorum. Zaman ayırabildiğim kadar bölüm yazıp atıcam artık kısaymış uzunmuş şikayet etmeyin. Sizleri seviyorum. En yakın zamanda görüşmek üzere..." |
0% |