
Ertesi gün kahvaltı yaparken hepsine mesajlar gelmeye başladı. Bu şekilde bir göreve gönderildikleri izlenimi vererek yola çıktılar.
Arkalarından kuşkuyla bakan Adaleyda Ruvor ve Devin Ruvor'u bırakmışlardı.
Adaleyda Ruvor bir son sınıf olduğu için görevin ne olduğunu merak edip kontrol etti. Sadece Komutan Lordist'in kişisel bir emri olduğunu görünce daha da meraklandı.
Devin Ruvor ona:
"Bunlar yine bir işler çeviriyor. Senin veya diğer son sınıfların bundan niye haberi yok. Üstelik hepsi o işe yaramaz grubun üyeleri biliyorsun. Komutan Lordist yine onları kayırıyor gibime geldi. Boşver yakında kokusu çıkar zaten," dedi.
Ama sesinde merak, kin, nefret ve kıskançlık vardı. Adaleyda Ruvor Revın'ı görünce yanına gidip sorguya çekti. Ama Revın'ın ağzından tek laf alamadı. Üstelik Francesca Gorales tarafından engellendi.
Bu arada ekip yola çıkıp bir saat sonra Mila'nın dediği evin önüne geldiler.
Ev gerçekten çok eski görünüyordu. Uzun zamandır kimsenin yaşamadığı da belliydi. Ön bahçe de ağaçlar vardı. Yabani otlar neredeyse ağaçların boyuna yetişecekti.
Jack ve Daniel öne geçerek kılıç yardımı ile otları kesip bir patika yol açarak ilerlediler. Evin önünü açmak bile yarım saat sürmüştü.
Ekip evin önüne gelince Mila bir an kararsız kaldı. Sonra da elini kaldırıp kapı koluna dokundu. Bir anda tık sesi geldi ve kapı açıldı.
Jack ve Daniel birbirlerine baktılar. Mila hiç zorlanmadan bir dokunuşla açmıştı. Oysa ki kapı oldukça eski ve menteşeleri pas tutmuştu. Normalde açmak için zorlamaları gerekirdi.
Mila kimseyi beklemeden direkt içeriye girdi. Jack hemen onu takip ediyordu. Hepsi elleri silahlarını her an ortaya çıkarmak için tetikte bekliyorlardı.
Evin içide dışı gibi eskiydi. Eski yıpranmış ve toz içinde bir kaç mobilya vardı.
Mila sessizce etrafa bakındı. Sonra da üst kata çıkan merdivenlere yöneldi. Jack arkasından seslense de duymuyor gibiydi. Jack kaşlarını çatarak arkasından çıktı. Mila'nın bir tür transa girdiğini fark etmişti.
Daniel diğerlerine beklemelerini söyleyip arkalarından çıktı.
Mila üst kat koridoruna çıkınca bir sağa bir sola baktı. Sol taraftaki bir kapıyı açıp içeriye girdi. Jack'de arkasından girdi.
Burası bir yatak odasıydı. Eski iki kişilik bir yatak ve bir dolap vardı. Yatağın yanında ki komodinin üzerinde bir kutu vardı.
Mila kutuyu eline alıp yatağa oturdu. Yataktan bir toz bulutu kalktı. Elini üzerinde gezdirip okşadı. Yine bir tık sesi geldi. Kutunun kapağını açtı. İçinde bir kaç evrak ve bir resim vardı. En dipte ise siyah kapaklı bir defter vardı. Bir tür günlüğe benziyordu.
Mila resme bakarken elini ağzına götürdü. Kafasını kaldırıp dolu dolu gözlerle Jack'e baktı.
"Bu resimde ki kadını ve bebeği yıllardır rüyalarımda görüyorum. Eskiden gerçek anne ve babamı merak ettiğim için hayal kurduğumu düşünürdüm. Ama b_bu gerçek olduğunu gösteriyor değil mi? O zaman belki de bu evde doğdum. Asıl merak ettiğim onlara ne oldu. Beni neden terk ettiler," dedi.
Jack Mila'nın yanına oturup sarıldı. Başının üzerinden öperek konuşmaya başladı.
"Eve gelince eski ve paslı kapıyı tek bir dokunuşla açtın. Bu kata çıkarken arkandan seslendim. Ama bana cevap bile vermedin. Sanki transa girmiş gibiydin. Seninde söylediğin gibi bu ev seni kendine çekiyormuş.
Onlara yani gerçek ailene ne olduğunu araştıracağım. Sana söz veriyorum sevgilim onları bulacağız. Başlarına ne geldiğini birlikte öğreneceğiz.
Ama şu an yapmamız gereken neyse onu yapalım. Çıkarken zaten çok dikkat çektik," dedi.
"Haklısın sevgilim, bu defter bir günlüğe benziyor. Onu kendime ayırmak istiyorum. Belki bir şey bulurum. Kitaplar yan odadaydı. Onları bir an önce toplasak iyi olur."
İkisi de ayağa kalkıp el ele odadan çıktılar. Daniel onlara baktı her şeyi duymuştu. Mila'ya sevgi ve saygıyla, Jack'e de Mila'nın yanında olduğu için gururla ve sevgiyle baktı.
Yan odaya girince iki duvar dolusu kitap vardı. Koridorda ve merdivende bir zincir oluşturup tek tek kitapları taşımaya başladılar. Jade alt katta iki büyük sandığın başındaydı. Kitapları güzelce sandıklara yerleştirip sabitledi. Sonunda sandıkları araçlara taşıyıp bagaja kaldırdılar. Sonra da dönmek için yola çıktılar.
Mila kutuyu sırt çantasına kaldırmıştı. Yol boyunca sessiz olması diğerlerinin dikkatini çekmişti.
Ekip Akademiden ayrılırken Kontes Miranda Strala kızını ve yiğenini görmek için gelmişti.
Serelya girdiği savaştan sonra annesi ile bir kaç kez konuşmuştu. Kadın ne kadar hırslı biri olsa da kızını merak etmişti.
Serelya ve İsabel ile kafeteryada bir şeyler yiyerek sohbet ettiler. Devin Ruvor yanlarına yaklaşıp Kontes Miranda Strala'ya selam verdi. İzin bile istemeden oturdu.
Kontes Miranda Strala bu tür davranışlara göz ardı edecek biri değildi. Devin Ruvor kızlara:
"Siz ikiniz çok şımarıkça davranıp duruyorsunuz. İsabel Aurin önümüzde ki yaz evleniyoruz. Bir daha Akademiye gelmene izin vermeyeceğim. Bana ve aileme layık güçlü varisler vermek ilk önceliğin olacak itiraz kabul etmiyorum.
İkiniz de bizim en büyük rakibimiz ve düşmanımız olan gruba girerek bana ve aileme ihanet ettiniz. Sizi sadece bir şartla affederim. Bana grupta ki işe yarayacak her türlü bilgiyi vereceksiniz.
Mesela o işe yaramaz grup bugün nereye kayboldular. Derhal bir açıklama bekliyorum," dedi.
Emir veren tavrı Kontes Miranda Strala'yı bile kızdırmıştı. İsabel:
"O hayal dünyandan bir çıksan iyi olur. Senin gibi iğrenç biriyle evlenip hayatımı mahvetmene izin vermem. Babamla konuştum ara dönemde de büyükbabam ile konuşacağım. Sen beni etrafında ki işe yaramaz insanlar ile karıştırma," diyerek Devin Ruvor'a meydan okudu.
Serelya ise:
"Burada oturup bize emirler vermeye hakkın yok. Bu işi zora koşarsan seni yönetime şikayet ederiz. Zaten sicilin oldukça kabarık kendini kapının önünde bulursun.
Göreve gidenlere gelince bizzat Komutan Lordist tarafından seçilip gönderildiler. Çok merak ediyorsan Komutan Lordist'e sor. Sana gereken cevabı verecektir. O kadar güvenilir olsaydın belki seni de gönderirdi. Şimdi izin bile almadan oturduğun masayı terk et," diyerek meydan okudu.
Devin Ruvor istediği desteği elde etmek için dönüp Kontes Miranda Strala'ya baktı. Ama Kontes Miranda Strala'nın tek yaptığı kapıyı göstermek oldu. O da hırsla kalkıp hızla kafeteryayı terk etti.
Kontes Miranda Strala kızlara bakıp:
"Bu serseri her zaman böyle miydi? Yoksa bugüne özel bir hareket merak ediyorum," dedi.
"Anne okula başladığımız günden beri onun her hareketini takip ediyoruz. Tam bir pislik gibi hareket ediyor. Etrafında ki herkesi manipüle ederek sindirmiş. Bunlar genellikle kendi grubunda ki insanlardır.
İşe yaramaz derken Jack Rondak ve diğerlerini kastediyor.
Mila Kortas'ın ailesi önemli süvariler suikast gecesi yardıma gidip Kral John, Kraliçe Rosalinda ve o gün doğmuş olan Veliaht Prensin hayatını kurtarmışlar. Üstelik o hainin yakalandığı operasyonda da yer almışlar. Bu yüzden avcı sınıfı kin ve nefret kusuyor. Jack ve Mila'nın arasında ki ilişkiyi bile kıskanıp olay çıkarmaya çalışıyorlar.
Ben kuzeyde ki gezi de bizzat gördüm. Kral John ve Kraliçe Rosalinda ikisine onay verdiler. Mila Arastar'da ve burada sarayda protokole girdi.
Kortas çifti Kral ve Kraliçe ile aynı dönemde hatta aynı grupta birlikte okumuşlar. Yani eski arkadaşlar o dönemde büyük başarılar elde etmişler. Nasıl bir etki yarattılarsa artık bilenler bugün bile heyecanlanıyor.
Benden Jack Rondak ile ilgilenip onunla evlenmemi istediğini biliyorum. Ama bu imkânsız bir şey boşuna zorlama yapamam. Öyle olursa sadece kendimi ve sizi küçük düşürürüm. Beni anla lütfen," dedi.
"Tamam size güvenmeyi seçtim. Kont Edward Strala benim aracılığım ile size bir mesaj gönderdi. Onlarla aranızı iyi tutun. Gerçi bunu başardığınızı gördüm. Ailemiz için iyi bir yer edinin. İlerde olursa Mila Kortas'ın şeref nedimesi bile olabilirsiniz. Edward gibi sert ve katı birini bile ikna ettiniz. Belki de sizin bildiklerinizden bile daha fazlasını biliyordur. Bazen tam bir sır küpü," dedi.
Bir süre daha oturup sohbet ettiler. Kontes Miranda Strala daha sonra ayrıldı.
Serelya ve İsabel yurda geri dönüp hazırlandılar. Akşam yemeğine çıkarken ekipte geri dönmüştü.
Revın ve Almina ile konuşup Devin Ruvor hakkında rapor verdiler.
Revın kaşlarını çattı.
"Zaten bu görevin merak uyandırıcı olacağını biliyorduk. O yüzden gizlice gitmek yerine açık açık gittiler. Boş boş konuşur durur. Onu önemsemeyin," dedi.
Ekip geri dönünce ilk iş sandıkları Müdür Lordist'in odasına götürdüler. Araç parkının bir bölümü yer altında ve yönetim katına kadar asansör sistemi vardı. Hiç kimseye görünmeden odaya kadar götürmeyi başardılar. Kapıyı çalıp izin alınca girip sandıkları bıraktılar.
İçeride Lazarus, Kayala ve Layrise de vardı. Tam bu sırada kapı tekrar çaldı. İçeriye Kral John girdi. Onu görünce oturan herkes ayağa kalktılar.
Lazarus Mila'ya dönerek:
"Öğrenci Süvari Mila Kortas bütün kitaplar burada mı?" dedi.
"Evet efendim orada gördüğüm tüm kitapları getirdik."
Lazarus biraz bakıp başını salladı. Komutan Lordist bunun üzerine çıkmalarını işaret etti.
Mila çıkışta elini kalbinin üstüne koyup derin bir nefes aldı. Jack Mila'ya bakınca:
"Lazarus sanki aklımı okudu. Defteri biliyor ama bir şey demedi."
Jack ve Daniel bunun üzerine başlarını sallayarak karşılık verdiler. Diğerleri defter meselesini bilmedikleri için bir şey söylemediler. Yemek salonuna geçtiler.
Francesca Gorales onlara baktı. Jack başını sallayarak görev bitti mesajı verdi. Altın Pelerin grubu özellikle Ruvor'ların gözü onların üzerindeydi. Bir şeyler döndüğünü biliyor ama ispatlayamıyorlardı.
Mila yemek sonrası kızlarla odasında konuştu. Birilerinin dinleme tehlikesini göze alamamıştı.
Resmi ve günlüğü gösterip olup biteni anlattı. Rüyalarına giren kadın ve bebekten söz etti.
Cecelia, "gerçekten o ev seni kendine çekiyormuş. Eninde sonunda onlara ne olduğunu bulacaksın. Resimde ki samimi ve sevgi dolu bakışlara bakılırsa seni bilerek ve isteyerek bırakmamışlar. Jack dahil hepimiz senin yanındayız. Sonuç ne olursa olsun bu değişmeyecek," dedi.
Mila "belki günlük bana onlarla ilgili bilgi verir. Kim olduklarını ve başlarına ne geldiğini merak ediyorum," dedi.
Ekip çıktıktan sonra ise odadakiler sandıkları açıp kitaplara bakmaya başladılar. Komutan Lordist en üstte duran kitabı eline alıp ilk sayfayı açtı. Gördüğü resmi herkesin de görmesi için ortaya koydu.
Resim iki bin yıldır kullanılmayan bir armaydı. Zoran Kraliyet ailesinin armasıydı. Kral John Borays'a baktı:
"Senin Mila Kortas ile ilgili öngörün doğru çıktı. Mila asıl varis Zoran soyundan geliyor. Damais bana o evle ilgili bir şeyler anlattı. Evin bir şekilde Mila'yı kendine çektiğini söyledi. Bir kez Mila'yı o evde bulmuş. Oraya nasıl gittiğini bile hatırlamadığını söylemiş," dedi.
"Evet majesteleri yıllar önce ilk kez gördüğüm an hissettim. Mila yıllardır aradığımız kayıp varis artık bundan emin olabiliriz. Bütün işaretler asıl varisin zamanının geldiğini gösteriyor. Siz ettiğiniz yeminin ve verdiğiniz sözün arkasında durdunuz.
Hayatı tehtit altında olduğu için onu iyi ve güvenilir insanlara emanet ettiniz. Varisi ne kadar iyi yetiştirdikleri de ortada bu yıl Akademide büyük fark yarattı.
Bir diğer varis ile olan durumu ise ilerde olabilecek sorunların önüne geçti."
"Yıllar önce son derece önemli bir karar almam gerekiyordu. Ailesini öldürenler Mila'nın peşine düşmüş her yerde onu arıyorlardı.
Damais ve Maruzka benim için her zaman güvenilir dostlar olarak kaldılar ve kalmaya devam edecekler. Mila'yı ne kadar iyi yetiştirdikleri belli oluyor. Bu yıla kadar hiç bir kıza ilgi duymayan oğlumunda aklını başından aldı. Zamanı gelince tahtı onlara rahat bir şekilde bırakacağım. Asıl şu sır ne onu çözmemiz gerekiyor. Her şeyin anahtarı o sır çünkü."
Lazarus "Mila Kortas bu sırrın anahtarı bırakalım kendisi çözsün. Bir sorun olursa da etrafında ona destek olacak insan çok," dedi.
Mila'nın sakladığı günlükten haberi olmuştu. O yüzden bu görevi ona ve diğerlerine bırakmanın daha doğru olduğunu düşünüyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 729 Okunma |
79 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |