30. Bölüm

29)DİYAR DÜELLOSU

Aysel Gürel akgüç bektaş
aysel_akguc_bektas

Sabah erkenden kalkıp hafif bir kahvaltı yaptılar. Sonra da hazırlanan hava araçlarıyla yola çıktılar çıktılar.

Kral John ve Kraliçe Rosalinda bu önemli olay için Kral Forlin ve Kraliçe Frevya'yı davet etmişlerdi. Loriyn bu düelloda yer alacağı için onlar da heyecanlıydılar.

Michael Rondak, Serena, Dadain, Alanis, Carl Gorales ve Luis Voran birlikte gidiyorlardı.

Diyarı yöneten Lordlar ve Leydiler de geldiler. Her Akademinin müdür Komutanı geldi.

Damais ve Maruzka Kortas yeni oluşturdukları ekiple tam kadro yerlerini aldılar.

İletişim kanalları canlı yayın yapmak için alanda düzenek kurmuştu. Bu arada Veliaht Prensin sözlüsünün anne ve babası ile de ilgili bilgi edinmek için uğraşıyorlardı.

Kral John ve Kraliçe Rosalinda ile oldukça iyi anlaştıklarını gördüler. Üstelik diğer soylu aileler ile de araları iyi görünüyordu.

Bu nedenle bu ilişkiye onay verildiği anlaşılıyordu. Bir araştırmacı muhabir Kral ve Kraliçe'nin yer aldığı son düello hakkında bilgi edindi.

Kortas ailesinin de o efsane düelloda olduklarını ve Kral ile Kraliçe'yle yakın arkadaş olduklarını öğrendi.

Bu bilgiyi çalıştığı kanala verdi. O kayıtta özet olarak yayınlanmıştı. O yüzden Jack ile Mila'nın nasıl bir performans sergileyeceği merak konusu oldu. Ekipte ki diğer gençlere de liderlik edip etmeyecekleri nerak ediliyordu.

Ekipleri taşıyan hava araçları alana iniş yaptılar. Bütün ekipler onlar için hazırlanan platformda toplandı.

Borays tüm Akademi müdürleri ile karşılarına geçti. Hepsine teker teker bakıp konuşmaya başladı.

"Yeni bir diyar düellosu için tekrar bir aradayız. Her biriniz kendi Akademiniz adına yarışmak için buradasınız. Her ne olursa olsun görevinizi unutmayın.

Alana önceden yakalanıp güçleri ve enerjileri bir ölçüde azaltılmış yaratıklar bırakılmıştır. Yakaladığınız veya öldürdüğünüz yaratık başına puan alacaksınız.

Ayrıca doğada barınak yapma veya bulmanız size puan kazandıracaktır. Doğal yollarla yiyecek bir şey bulmak ve avlanmakta puan kazandıracaktır.

Takım arkadaşlarınız ile olan uyumlu çalışmalarınızda puanlama sisteminde yer alacaktır. Şimdi size puan sisteminden bahsedeceğim.

Yakalanan veya öldürülen ork başına 200 puan;

Yakalanan veya öldürülen Tepegöz başına 350 puan;

Yakalanan veya öldürülen Kara cadı başına 250 puan;

Yakalanan veya öldürülen siren başına 400 puan; alacaksınız.

Ayrıca ork bineklerinden varglar ve Gronlar bulunuyor. Onları öldürme başarısı sizlere 500 puan kazandıracaktır.

Barınak yapma veya bulmak 450 puan;

Yiyecek bulma ve avlanma sizlere 440 puan kazandıracaktır.

Ekip çalışması üst düzey ve iyi olanlara kişi başı 600 puan kazanacaktır.

Şimdi size hazırlık yapmanız için 15 dakika veriyoruz. Birlikte plân yapmaya hazırlanın."

Bunun üzerine ekipler bir araya gelip harita başında plân yapmaya başladılar. Jack daha önce Mila'nın söylediklerini hatırladı.

"Mila sen bana burası hakkında bir şeyler bildiğini söylemiştin. Sen ve Doryan bize yardımcı olabilirsiniz. Hadi gösterin kendinizi," dedi.

Mila ve Doryan bunun üzerine haritayı incelediler. Sonunda Mila elini haritada ki bir dağ sırasının üzerine koyup konuşmaya başladı.

"Bu dağ sırasına Akdor denir. Yerel halk ise Harappa ismini takmıştır. Burada çok eskiden bir halk yaşarmış. Yaşanan bir felaket sonucu büyük bölümü ölmüş, geri kalanlar da bölgeyi terk etmiş. Göle yakın bir harabe bulunur.

İlk gün barınak yapmak yerine bir kaya oyuğu veya mağara bulabiliriz. Daha iyi dinlenip ertesi sabah erkenden ava çıkabiliriz," dedi.

Atrias, "iyi de mağaralar gece soğuk olur. Üstelik bu sırada av olma ihtimalimiz var. O zaman ne yapacağız," dedi.

Doryan, "gece için ateş yakarız. Etrafa biraz tuzak kurup nöbetleşe uyursak sorun olmaz. Üstelik diyarın diğer bölgelerinin aksine burada halen yaz mevsimi havası var," dedi.

Adaleyda Ruvor sonunda konuşmaya başladı.

"Öğrenci Süvari Mila Kortas senin doğayla ilgili öngörün daha önce de işe yaramıştı. Bu kez de senin dediğin gibi olsun. Plânlarına uymayı seçiyoruz," dedi.

Francesca Gorales:

"Hadi verilen süre doluyor. Son hazırlıkları bitirin," diye komut verdi.

Hepsi bunun üzerine son kez kontol yaparak sırt çantalarını yüklendiler. Her ekip gösterilen hava araçlarına binerek yola çıktılar.

Francesca Gorales aracın pilotuna gidecekleri yer hakkında bilgi verdi. Dağ sırasına en yakın noktaya ulaşmaya çalıştılar.

Pilot iniş yapacak bir alan bulamadı. O yüzden yere olabildiği kadar yaklaşıp kapıyı açtı. Ekip birer ikişer atlamaya başladılar. En zor atlayış Loriyn'in oldu. Diğerlerine göre biraz iri ve ağır olduğu için zorlanmıştı. Ufak tefek sıyrıklarla atlattı.

Herkes toparlanınca Atrias Loriyn için iyileştirme tılsımını kullandı. Dağ sırasına doğru yürümeye başladılar. Bir süre sonra yanlız olmadıklarını fark ettiler. Bir ekip daha aynı yöne doğru gidiyordu. Bu ekip Asil Soy Akademisi ekibiydi.

Francesca Gorales ve Jack Rondak ekip lideri Anabet Avaris ile konuştular. Gece için gerekirse birlikte hareket etmeye karar verdiler.

Bu durum düello tarihinde bir ilkti. Daha önce böyle bir işbirliği yapıldığı görülmemişti. Üstelik birbirlerine oldukça zıt iki Akademi ekibinin ne yapacağı izleyenlerde merak uyandırmıştı.

Komutan Lordist ve Asil Soy Akademisi müdürü Arthur Bartons birbirlerine baktılar. Bu durum iki müdürü memnun etmişti.

Kral ve Kraliçe ise yavaş yavaş liderlik yapmaya başlayan Jack ile gurur duruyorlardı.

Dağlık alana yaklaşırken ilk hedefleri ortaya çıktı. Üç Tepegöz bir ateşin başında oturmuştu. Ateşte ise büyük bir et parçası vardı.

Gelen insanları fark etmemiş aralarında garip sesler çıkartıp duruyorlardı. Sanki bir tartışma yaşanıyor gibiydi.

Ekiplerde ki okçular sersemletici oklarını hazırladılar. Bir anda iki Tepegöz daha iri görünen üçüncünün üzerine saldırdılar. Bir anda çıkan arbede de onu öldürmüşlerdi.

Mila, Adaleyda Ruvor ve Almina Balind oklarını kullanıp ikisini de sersemletmeyi başardılar.

Havaya işaret gönderip onların alınması için haber gönderdiler. Bu sırada üç Tepegözün arkasında bir ağaç kovuğu gördüler. Orada bir şey hareket ediyordu.

Jack ve Mila temkinli bir şekilde yaklaşırken diğer ekipten iki kişi daha yaklaştı.

Oyuğun içinde bir bebek Tepegöz vardı. Henüz çok küçük ve savunmasız durumda görünüyordu.

Asil Soy Akademisi ekibinden olan gençler silahlarına sarıldılar. Ama Mila onlara engel oldu.

Bu sırada iki şey oldu. Hava aracı etkisiz hale getirilen Tepegözleri almaya geldi. Bir de dişi olduğu belli olan bir Tepegöz göründü.

Herkes silahlarını ortaya çıkardı. Dişi Tepegöz bebeği görünce tuhaf sesler çıkartıp ona gelmeye başladı. Ama silahlı insanları yanında görünce sinirlendi.

Mila ani bir kararla ekiplere dönüp:

"Biraz geri çekilip bekleyip izleyelim. Belli ki bebek onun alırsa bizi rahat bırakabilir," dedi.

Ekipler bir an kararsız kalsa da dediğini yapıp geri çekildiler. O zaman dişi Tepegöz sakinleşip bebeği aldı. Sonra hepsine tek tek bakıp sırtını dönerek uzaklaştı.

Ekiptekiler birbirlerine ve Mila'ya baktılar. Bebeğe zarar verilmesine engel olmuştu. Belki de bu yüzden dişi Tepegöz onlara dokunmadan sırtını dönüp gitmişti.

Geri kalan yolu olaysız bir şekilde gittiler. Dağın yamacında büyük bir mağara buldular.

İki ekipte rahat bir şekilde sığardı. Hemen işe girişip biraz rahat etmek için çalışmaya başladılar. Loriyn mağara sistemlerinde doğup büyüdüğü için yardımcı oldu.

Girişe fazla uzak olmayan bir yerde çukur açıp ateş yaktılar. Kenarlar da bir kaç iri taş vardı. Onları getirip ateşin etrafına dizdiler.

Mila ve Jack dışarıya çıkmışlardı. Yarım saat sonra ellerinde üç yaban tavuğu ve iki de tavşan ile döndüler. Cecelia, Jade ve Sarah onları temizleyip ateşte pişirmeye hazır hale getirdiler.

Bir diğer grup ise etrafa bir kaç tuzak kurmuştu. Beş kişi ise yabani meyve toplamak için gitti. İki küçük sepet hazırlamışlardı.

Geri döndükleri zaman içlerinin çilek ve yaban mersini dolu olduğunu gördüler. Atrias o gruptaydı.

"Mila ve Doryan haklı halen yaz mevsimi havası var. Yakında bir sazlık ve bunların olduğu çalılıklar vardı. Dere ise balık kaynıyor. Yarın ki yemeğimiz balık olabilir," dedi.

Yemek için yanlarında biraz erzak vardı. Düellonun ne kadar süreceği belli olmadığı için zor günler için saklamayı uygun görüyorlardı.

Gece nöbeti için kura çektiler. Mila ve Sarah gece 1 ile 3 arası nöbet tutacaklardı. Diğer ekipten iki kişi onlarla olacaktı. Biri Mila ile düello yapan Clara Asvold'du.

Nöbet başlarken diğerleri dinlenmek için uyku tulumlarının içine girmişti. Saatler ilerledikçe sıra diğer nöbetçilere geldi. Saat 1'de Mila ve diğerleri kalktılar. Az bir su ile yüzlerini yıkayarak uykularını açıp nöbete başladılar.

Clara Asvold yan tarafında olan Mila'yı inceleyip duruyordu. Mila sonunda konuştu.

"Nöbet görevine odaklan içeride uyuyan herkes bize güveniyor," dedi.

Clara Asvold bunun üzerine önüne döndü. Mila bir anda onu tutup kenara çekti. Az önce durduğu yerden bir ork oku geçti.

Clara Asvold'un ekip arkadaşı yanında ki meşaleyi karanlığa tuttu. Bir grup orkla karşılaştılar. Sarah içeriyi alarma geçirdi.

Herkes ayaklanıp savaş pozisyonu aldılar. İlk iş okçularla orkları geri çekilmeye zorladılar.

İzleyen herkes nefeslerini tutarak takip etmeye başlamışlardı. Bir çok yönden ekipler ilk çatışmaya girmişlerdi. Hemen hepsi iyi bir iş çıkarıyorlardı.

Mağaradan çıkmayı başaran ekipler ise çatışmaya daldılar. Varglar ve Gronlar henüz ortada yoktu. Orklar öldürülürken tuzakların büyük bir bölümünün ölmesine neden olduğunu gördüler.

Bu sırada başka bir olay oldu. On kadar Tepegöz saldırıya geçti. Jack ve Mila yan yana durup saldırıya hazırlandılar.

Ama o an bir şey oldu. Dişi bir Tepegöz lider konumunda gibi duran bir erkek Tepegöze yaklaşıp kendi dilinde bir şeyler söyledi.

Lider gruba bakıp yanındakilere bağırdı ve geri çekildiler. Ekip şaşkın bir şekilde bakıp ne oluyor diye sordular.

Dişi Tepegöz sırtını ekibe döndü. O zaman kurtardıkları bebeği gördüler. Anlaşılan annesi ekibi görünce tanımış ve bu şekilde teşekkür etmişti.

Bu bir ilkti. Herkes öldürülmesine engel olan Mila'ya baktılar. Onun sayesinde saldırı başlamadan bitmişti.

Gelen araçlar ölü orkları toplayıp götürdü. Bir kaç saat daha dinlenip ayaklandılar.

Kızlar yiyecek bir şeyler çıkartırken Mila yanlarına geldi. O da yardım etmeye başladı. Bu arada Jack ve diğerlerinin ortalıkta olmadığını fark etti. Cecelia'ya dönüp:

"Jack ve diğerleri nereye kayboldular. Gece nöbetleri de yoktu," diye sordu.

"Taze yumurta bulmak için sazlığa gittiler. Üstleri başları kir, pas ve tüy içinde gelirlerse hiç şaşırma, senin vereceğin cezayı beklemeden göreceğiz anlaşılan."

Mila başını salladı ve yardıma devam etti. Clara Asvold yanlarına yaklaşıp selam verdi. Yardım etmeye başladı, bu arada Mila'ya bakıp:

"Dün gece hayatımı kurtardın. Bunun için teşekkür ederim," dedi.

Mila başını sallayarak teşekkürü kabul etti. Az sonra Jack ve diğerleri geri döndüler. İyi bir miktar yumurta bulmuşlardı. Üstleri başları kir içindeydi. Bir kap içinde yumurtaları haşlayıp paylaştılar.

Mila ve diğer kızlar üçüne bakıp gülüyorlardı. Jack sonunda dayanamayıp:

"Ne o halimiz hoşunuza mı gitti. Deminden beri bize bakıp gülüp duruyorsunuz," diye sordu.

Mila gülmesine ara verip:

"Etrafımda ki herkes siz üçünüzden şikayet edip duruyordu. Benden üçünüze ceza vermemi istediler. Akademide ki ceza sistemi mi biliyorsun. Bir de Dadain'e verdiğim cezalar vardı. Daha önce bunu konuşuyorduk. Sizi bu halde görünce o aklımıza geldi. Ona gülüyoruz," dedi.

Daniel gözlerini kısarak:

"Ne yani bize temizlik yaptırmak yerine üstümüzü kirletelim diye mi ceza verecektin. Ben hiç bir şey anlamadım," dedi.

Mila başını iki yana salladı.

"Dadain'e çiftlikte ki en pis işleri verirdim. O aklımıza geldi o yüzden gülüyoruz. Dadain ya ahır temizliği yapardı ya da yumurta toplardı."

Jack çiftliğe ilk gittiği günü hatırladı. Bir süre sonra üçü de gülmeye başladılar.

Clara Asvold ise bir şey anlamamış, Merakla:

"Ahır temizliğini anladım da yumurta toplamak gibi bir ceza mı olur. Onu anlamadım," dedi.

Almina gülerek:

"Eğer alanına hiç kimseyi sokmak istemeyen deli bir horozunuz olursa gayet güzel bir ceza olur. Ben ve Mila çocukluk arkadaşıyız, bazen yardıma giderdim. O horozdan az çekmedim. Dadain'i de kaç kez saçı başı didiklenmiş ve tüy içinde gördüm sayısını bile unuttum," dedi.

Clara Asvold başını salladı. Kahvaltı bitince herkes toplandı. Harita bir kez daha ortaya çıktı.

Doryan ve Atrias Revın ile birlikte haritayı incelediler. Sonunda Atrias elini haritada ki büyük gölün üzerine koydu:

"Ne tarafa gidersek gidelim bütün yollar bu göle çıkıyor. Bana kalırsa oraya doğru gidelim. Belki diğer ekipler ile karşılaşırız. Dün gece ki saldırının benzerlerini yaşamış olabilirler," dedi.

Mila "Atrias haklı her ne kadar bu bir yarış olsa da ortak bir düşmana karşı hareket ediyoruz. Saldırı da Varg veya Gron yoktu. Ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor. O yüzden çok dikkatli olmalıyız," dedi.

Francesca Gorales:

"Bu en akıllıca plân gibi duruyor. O zaman bir plân yapıp ona göre hareket edelim. İlk önce iz sürme de iyi bir ekip gönderiyoruz. Biz de onlara yarım saat verip arkalarından ilerleyeceğiz. Mila ve Atrias ikiniz iz sürme de iyisiniz. Bizim ekipten siz ikiniz önden gideceksiniz," dedi.

Asil Soy Akademisi ekibinin lideri Anabet Avaris ise ekibine baktı.

"Clara Asvold ve Daniel Hartan bizim ekipten siz ikiniz iz sürücü olarak iyisiniz öncü ekiptesiniz," dedi.

Jack Mila'nın iz sürmede iyi olduğunu biliyordu. Yine de temkinli yaklaşıyordu. Üstelik Atrias ile de gitmesi hiç hoşuna gitmemişti.

Bölüm : 25.02.2025 15:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...