
Ertesi sabah Mila ve Serena kahvaltı yaparken Damais ve Maruzka ile konuştular. Damais ve Maruzka Mila'nın aldığı sonuçla gurur duyuyorlardı.
Bugün için yaptıkları plânı anlatınca Dadain hemen itiraz etmeye kalktı. Damais oğluna kaşlarını çatıp:
"Dadain bunlara alışmanın zamanı geldi. Ablan Akademiye gidince bir çok sorumluluğun olacak. Okul ile ev arasında bir denge kurmayı öğrenmen gerekiyor.
Mila sana gelince alış veriş için zaten biraz para verecektik. Derilerin ödemesi oldukça iyi geldi. Geçen yılın iki katı ödeme yaptılar. 1500 Duro senindir. Serena sana da 550 Duro veriyorum. Eksiğinizi halledin," dedi.
Sonra da çalışma odasına gidip iki zarfla geri döndü. Mila aile aracını da aldı.
Dadain ise evde babasının işine yardım etmeye başladı. Kiler ve yem deposu için genişletme işine başladılar. Kızlar ilk önce her sabah yaptıkları işleri bitirdiler. Sonra da hazırlanıp çıktılar.
Bu arada Lora listeye girmenin verdiği rahatlıkla mağazada ki giysilerin büyük bir bölümünü kendine ayırdı. Mila'nın alış veriş için mağazaya gelmek zorunda olduğunu düşünüyordu.
Arkadaşı Teresa Mila'yı aracıyla kasabadan ayrılırken görmüştü. Başkente doğru gittiklerini fark edince kaşlarını çattı.
Lora ile aynı düşünce tarzına sahipti. Mila'yı hiç ama hiç sevmez hatta nefret ederdi.
Mağazaya giderek gördüklerini Lora'ya yetiştirdi. Lora Mila'nın başka bir yere gitmesine sinir olmuştu.
Onun başkentte alış veriş yapacak parası olmadığını düşünüyordu. Doryan Buffor ise ilk yüze girmeyi başarmıştı.
Amelia Buffor oğlunu şehirde bildiği bir yere yönlendirdi. Mağaza sahibi çocukluk arkadaşıydı.
Doryan'a üzerine yakışacak yeni giysiler seçtiler. Marina da bundan yararlanıp kendine bir şeyler aldı.
Mila ve Serena ise kızlarla buluşma yeri olan sedef meydanına giriş yaptılar. Bir yer bulup park ettikten sonra araçtan inip etrafa bakındılar. Bu sırada Mila'nın iletişim cihazı çalmaya başladı. Açıp konuşarak kızların bulundukları yeri öğrenip buluştular.
Etrafta Cecelia ve Jade'i görünce tanıyanlar vardı. Yeni gelen kızları da baştan aşağıya süzmeyi de ihmal etmemişlerdi.
Akademiye başlamadan önce bir soylunun özellikle kraliyet ailesinden birinin toplum içinde bu kadar korumasız ve rahat bulunması beklenen bir şey değildi. Bilinmese de gizlice iki koruma kızları takip ediyorlardı.
Kızlar ise sohbet ede ede gezmeye başladılar. Öğlen saati olduğu için küçük bir restorana girdiler.
Cam kenarında meydanı gören bir masaya oturdular. Siparişi verip sohbete devam ettiler.
Cecelia ve Jade kızlar hakkında daha çok bilgi edinmek istiyorlardı. İkisi de Jack'in Mila ile ilgilenmeye başladığını fark etmişlerdi. O yüzden daha yakından tanımak istemişlerdi.
Günlük konular ve Akademi hakkında konuştular. Serena daha bir yılı olmasına rağmen konuşmaya dahil olmuştu.
Cecelia ve Jade onun hayat hikayesini duyunca destek oldular. Sonunda konu dönüp dolaşıp alış verişe geldi.
Cecelia, "bir kaç yeni giysi almak istiyorum. Akademide bir kuruluş yıldönümü ve tanışma partisi düzenlenir. Abiye tarzı bir elbise almam gerekiyor. Saray terzisi olmadan kendi seçimim olan bir elbise giymeye karar verdim. Terzi saray kuralları dışına pek çıkmaz. Oh be biraz özgür olacağım," dedi.
Jade onunla aynı fikirdeydi. Başını sallayarak "aynen bende rahat bir nefes alacağım. Gerçi kuralcı bir ablam var. Francesca umarım bana fazla müdahale etmez," dedi.
Mila gülümseyerek:
"Sizin işiniz daha kolay ben bugüne kadar rahat giysiler tercih ettim. Çiftlik işleri nedeniyle fazla süse hiç bir zaman gerek duymadım. Asıl benim işim daha zor ne yapacağımı bilmiyorum desem yalan olmaz," dedi.
Cecelia Mila'nın giyimine bakıp:
"Bence gayet iyi bir tarzın var. O süslü giysiler daha çok erkek peşinde dolaşan kızlarda olur. Akademi ve görevler onların umrunda değildir. En büyük hedefler ise sevgili abim oluyor. Bir çoğu geleceğin kraliçesi olmaya takmış durumda," dedi.
Jade "sadece o olsa yine iyiydi. Geçen ay bir kaç kişi benim etrafımda dolanıp durdu. Akılları sıra Akademiye başlamadan beni etkileyip evliliğe ikna edecekler. Hatta birinin annesi Akademiyi benim için gereksiz bulduğunu söyledi. Bir an önce oğluyla evlenmem gerekiyormuş," dedi.
Mila söylentiyi duymuş ve çekinerek de olsa sormaya karar vermişti.
"Jade yanlış anlamazsan sana bir soru sirabilir miyim?"
"Elbette sorabilirsin. Aslında bir tahminim var. Ama olsun."
"Senin ve Jack'in arasında bir şeyler olduğu konuşuluyor. Bu anlattıkların o yüzden beni çok şaşırttı. Doğruluk payı var mı?"
"Sadece meraklı muhabirlerin ve haber sunucularının yaptığı bir dedikodudan ibaret öyle bir durum söz konusu değil. Cecelia ile çok yakın arkadaşız diye belki yakıştırmış olabilirler. Ama Jack Rondak ile baş edecek kadar sabır bende yok. Onunla evlenecek olana ilk önce ben sabır dileyeceğim."
Serena, "o kadar kötü ne olabilir ki merak ettim," dedi.
Cecelia, "Jack, Daniel ve Revın bir araya gelince tam bir baş belası olabiliyorlar. Akademide ilk iki yılları ceza üzerine ceza almakla geçti. Jack ilerde Kral olunca danışma konseyi üyelerini yenileme hakkına sahip olacaktır. Şimdiden iki adayı belli Daniel'i ve Revın'ı seçti. İkisi de bu yüzden saray eğitimi alıyorlar. İlerde konseyi panayır yerine çevirmelerinden korkuyorum," dedi.
Yemeklerin üzerine birer kahve içip hesabı ödeyerek kalktılar. Meydanın sol tarafında işlek bir cadde boyunca yürüyerek vitrinleri incelemeye başladılar.
Sonunda gözlerine hoş gelen bir mağazayı seçip içeriye girdiler. Her türden giysi vardı. Reyonlar arasında gezerek beğendikleri giysileri seçip yanlarına alarak soyunma odasında denemeye başladılar. Her denedikleri giysiyi birbirlerine gösterdikleri için uzun zamanlarını almıştı.
Mila kendine bluzlar etekler ve pantalonlar seçip aldı. Serena da kendine dört farklı giysi almıştı. Bir de kış soğukları için mont almıştı. Mila gri ve beyaz iki mont seçti.
Abiye tarzı giysileri en sona bırakmışlardı. Yine uygun reyondan bir kaç elbise seçip denediler. Mila en sonunda su yeşili kalın askılı bir elbiseyi beğenmişti.
Cecelia Mila'yı o elbisenin içinde görünce "harika olmuşsun. Sana bu renk çok yakıştı," demişti. Mila övgüler sayesinde daha da mutlu hissederek ödemesini de yapmıştı.
Oradan elleri kolları dolu bir halde çıkıp yakında ki bir ayakkabı mağazasına girdiler.
Mila biri spor diğeri abiye için olmak üzere iki çift ayakkabı beğenip aldı. Sonra da Jade'in ısrarıyla normal topuğu yüksek olmayan bir çift beyaz ayakkabı aldı.
Jade Mila'ya "aldığın diğer giysiler ile güzel gidecektir. Spor tarzı ayakkabıları antrenmanlar da ya da görevler de giyersin. Bazı hafta sonları dışarıya çıkınca da bunu giyersin. İlerde Akademi ödeme yapınca şu an aklımıza gelmeyen bir şeyleri de alırız," dedi.
Beş saat boyunca gezdikleri için çok yorulmuşlardı. Yine bir restorana girip oturunca yorgunluklarını fark ettiler.
Yemek yerken bir yandan da sohbet ediyorlardı. Yan masada iki kız onları izliyordu.
Bu ikisi Jack'in sözünü ettiği Ruvor ailesinden iki kızdı. Onlar da bu yıl Akademiye başlayacak gençler arasında yer alıyorlardı.
Bir saatin sonunda kızlar ödemeyi yapıp oradan ayrıldılar. Meydana geri dönünce Akademide buluşmak üzere anlaşıp ayrıldılar. Mila ve Serena araca binip şehirden ayrıldılar.
İkisi içinde oldukça güzel bir gün olmuştu. Yolda Maruzka kızını aramış dönüş yolunda olduklarını öğrenmişti.
Eve gelince güzel bir duş alıp biraz rahatladılar. Mila giysi çantalarını hazırlamaya ertesi gün başlayacaktı.
Parası biraz artmıştı. Onu da ilk aylık ödemesini alana kadar saklamaya karar vermişti.
Ertesi sabah kahvaltı yapıp günlük işlerini hallettiler. Mila daha sonra aldığı giysileri düzgünce iki çantaya yerleştirdi.
Aşırı makyaj yapmayı sevmezdi. Evde ki setini yine de çantaya yerleştirdi. Ayakkabıları da küçük çantaya yerleştirdi. Ayağında bir ay önce aldığı bir çift ayakkabı vardı. Sağlam ve iyi durumdaydı. Onlar ile birlikte dört çift ayakkabıyı yanında götürecekti.
İlerde kışlık bot ve çizme almanın hesabını yapmıştı. Bir iki takısı vardı. Annesi ona kendi annesinden kalan kolyeyi ve küpeleri de hediye etti.
Ertesi gün tüm aile kasabada öğle yemeğine gittiler. Tridat Balind kızı gibi görüp sevdiği Mila'yı başarısı için kutladı.
Bir ara Mila Lora ile karşılaştı. Lora onu baştan aşağıya süzerek baktı. Suratını buruşturup yanından uzaklaştı.
Bir ara Marina Buffor gelip Mila'yı tebrik etti. Lora'nın annesi Casandra Darov onları görünce kaşlarını çattı.
Kızı ile Doryan Buffor'un arası bugünler de açıķtı. Kasaba beyinin oğlu ile evlenip hanım olmasını bekliyordu. Ama Doryan bir olay yüzünden kızından vazgeçmişti.
Akademide daha iyi birini bulur diye düşünerek kendi kendini rahatlatıyordu.
Lora ise ayrı havalara girmiş. Listede ki yerini pek umursamayıp Mila'yı küçük düşürmenin yollarını arıyordu.
Dengesiz kişiliği ile yerli yersiz kıskançlık yaparak hayatı kendine ve etrafında ki insanlara dar ediyordu.
Mila ile okulda da gereksiz ve denk olmamalarına rağmen rekabete girerdi. O da okçuluk ve kısa kılıç alanını seçmişti.
Mila'nın yeteneğini kıskanıp daha iyi olduğunu iddia ederek defalarca meydan okumuş. Aldığı yenilgiler bile onu bu düşüncesinden vazgeçirmeye yetmemişti.
Doryan ile sevgili olduktan sonra da her şeye karışıp olay çıkarmaya devam etti. O yüzden sonunda Doryan Buffor onu tavırları yüzünden terk etmişti.
Ronan ve Amelia Buffor ona her zaman mesafeli davranmışlardı. Doryan'ı kötü bir şekilde etkileyeceğini düşünmüşlerdi.
Amelia Buffor onun kasaba hanımı olmaya layık olup olmadığını test etmiş. Aldığı sonuçlardan hiç ama hiç hoşlanmamıştı.
Lora görevden ve işten kaçmayı tercih etmişti. Ona göre işleri yapacak bir sürü insan vardı. Gezip tozmak ve etrafa hava atmak yerine neden görevleri yapmak zorunda kalsındı.
Mila biraz etrafı gezmek için dışarıya çıkmıştı. Doryan ile karşılaştılar. Doryan bu kez her zamanki ukalalılığı yapmadı.
"Mila sonunda ikimizde Akademiye girmeyi başardık. Bu arada lider öğrenci olmanı da tebrik ederim."
Mila ona:
"Seni de tebrik ederim. İyi bir derece almayı başardın. Akademi yetenek gelişim okuluna benzemez. Umarım daha düzgün ve iyi davranışlar sergilersin. Lider öğrenci olmamın getirdiği sorumlulukları senin üzerinde kullanmak istemem," diye uyardı.
Doryan ne demek istediğini gayet iyi anlamıştı. Lora onları normal bir şekilde sohbet ederken görünce sinirlendi. Yanlarına yaklaşıp:
"Ne o bu kadar keyifli keyifli gülerek ne konuşuyorsunuz. Mila Kortas soylu sınıfından gelen erkekler yetmedi. Benim artık eskiyen sevgilime mi taktın.
Zaten senin gibi çöpe atılmış birinden başka bir şey beklenmezdi. Akademide bu havaların bir işe yaramaz biliyorsun.
Veliaht Prens Jack Rondak bile senin ne olduğunu öğrenince terk edecektir. Prenses Cecelia ve Leydi Jade Gorales bile senden tiksinip uzaklaşacaklardır. Bir başına kalınca bakalım ne yapacaksın. O zaman ben ne dersem ve ne istersem yapmak zorunda kalacaksın," dedi.
Doryan 'Lora kes sesini' diye çıkıştı.
Mila ise:
"Lora sen o girdiğin hayal dünyasından çıksan iyi olur. Ben senin gibi yalanlarla kimseyi etrafımda tutmuyorum.
Akademide ki konumumuza gelince liste de ki yerlerimizi bir daha kontrol etmeni tavsiye ederim.
Ben lider öğrenci oldum. Sense son sırada ancak yer buldun. Bu demek oluyor ki en ufak bir sorun çıkarırsan sana ceza vermem gerekebilir. O yüzden kendine yeni uğraş bulmanı tavsiye ederim. Akademinin değerini bilip görevlere odaklan ve yeni arkadaş çevresi edin," dedi.
Lora kıpkırmızı oldu ve sinirle ayağını yere vurup oradan uzaklaştı. Giydiği yüksek topuklu ayakkabı ile zorlanmaya başladı.
Doryan "ben bu çatlak ile nasıl sevgili oldum. Şimdi kendi zekamdan şüphe ediyorum," diye söylendi.
"İyi tarafından bak. Hatanı çabuk anlayıp ondan kurtuldun. Kendine daha uygun birini bulabilirsin."
Doryan 'haklısın galiba' dedi.
Ertesi gün son gündü. Birinci sınıflar Akademiye gidip yerleşeceklerdi. İlk yıl iki kişilik odalar da kalacaklardı.
Mila umarım Lora Darov ile oda arkadaşı olmam diye düşündü. Bir yıl boyunca onu hiç çekemezdi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 729 Okunma |
79 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |