8. Bölüm

7)AKADEMİ YOLCULUĞU

Aysel Gürel akgüç bektaş
aysel_akguc_bektas

Cuma sabahı Mila erkenden kalktı. Son hazırlıklarını yapıp eşyalarını kontrol etti.

Kahvaltı yaparken Dadain Mila'nın odasına geçmek istediğini söyleyip durdu. O oda biraz daha genişti. Serena ile yer değiştirmek için ısrar etti.

Mila ona:

"Dadain söylenmeyi bırak. Tatiller de gelince ben nerede kalacağım. Senin gibi dağınık bir sersemle mi? O oda halen benim sayılır. Serena bu deliye sakın göz açtırma geri dönünce odamızı tek parça halinde bulmak istiyorum," dedi.

Dadain sonunda pes edip:

"Tamam be anladık. Odamı sizinle asla paylaşmam. Olur biter," dedi.

Ama küçük bir çocuk gibi kollarını kovuşturmuştu. Mila başını iki yana sallayarak karşılık verdi. Aralarında bir yaş olmasına rağmen Dadain tam bir çocuk gibi davranıyordu.

Kahvaltı bitince Mila çantalarını aşağıya indirdi. Kol çantasında yolda gerekebilecek eşyalar vardı. Yeni aldığı iletişim cihazını da kontrol etti.

Tüm aile onu yolcu etmek için kasabaya gidecekti. Akademiye giden bir servis aracı vardı. Bir kaç yerleşim yerini geze geze öğrenci topluyordu. Öğlen saatlerinde kasabada olacaktı.

O yüzden evden çıkıp kasabaya gittiler. Doryan ve Serena'nın okulu da hafta başında açılacaktı.

Merkeze gidince araçlarını park ettiler. Mila araçtan inip görevliye kaydı gösterdi. Dadain çantalarını bagajdan çıkarmıştı.

Bir köşede Doryan ailesi ile vedalaşıyordu. Lora başka bir köşede ailesiyle birlikteydi.

Mila'ya bakıp baştan aşağıya süzerek baktı. Küçümser bir şekilde bakıp önüne döndü. Arkadaşı Teresa da son anda listeye girmişti.

İkisi de yolculuk için uygun olmayan giysilerle duruyorlardı. Birbirinden ağır çantaları vardı.

Saat bir gibi servis aracı park alanına girdi. Araçta yaklaşık 10 kişi vardı. Mila önden gidip görevliye belgesini gösterdi. Çantalarını bagaja emanet edip servise bindi. Arka tarafta bir koltuğa geçip oturdu. Doryan bir ön koltuğa oturdu. Lora ve Teresa ise ön tarafta iki kişilik bir yere geçtiler.

Mila camdan dışarıya bakıp ailesini gördü. Onlara el sallayıp önüne döndü. Yarım saat sonra araç hareket etti.

Mila yanlarından geçip giden manzarayı izlemeye başladı. Hemen arkasında iki kız yan yana oturmuş sohbet ediyorlardı. Daha çok dedikodu yapmaya dalmışlardı.

Konuları Akademide neler neler yapacaklarıydı. Dertleri üst sınıf birileri ile tanışıp sevgili olmaktı. Evlenip geldikleri Daria kasabasından kurtulma peşindeydiler.

Bir diğer konuysa lider öğrencinin kim olduğuydu. Kızlardan biri arkadaşına:

"Her türlü araştırmayı yaptım. Kortas adı hiç bir yerde geçmiyor. Büyük ihtimalle alt sınıf bir sıradandır. Nasıl lider olmayı başardığı umrumda değil. Eminim birilerinin dikkatini çekmek için konumunu kullanmak isteyecektir. Ama ben bu oyunları yemem. İstediğim her şeyi almak için onunla uğraşırım. Hakkımı ona kaptırmaya hiç niyetim yok. Sende biraz daha aktif olmaya alışsan iyi olur. Hayatımı Daria kasabasında çürütmek istemiyorum," dedi.

Diğeri de, "merak etme senin yanındayım. Bende daha iyi bir hayat istiyorum. Duyduğuma göre Veliaht Prens Jack Rondak ve kuzeni Lord Daniel Voran halen kimseyle ilgilenmiyorlarmış. Bizim için bulunmaz bir fırsat olabilir. Ne dersin," dedi.

Mila bu sohbetten dolayı yüzünü buruşturdu. Aynı sohbeti duymuş olan Doryan dönüp Mila'ya baktı. Mila bunu görünce belli belirsiz omuzlarını silkerek karşılık verdi.

Doryan Mila'nın henüz farkına varmadığı bir şeyi görmüştü. Jack'in Mila'ya ilgisi var diye düşünüyordu.

Yaklaşık iki saat süren yolculuğun ardından Akademiye ulaştılar. Akademi deniz kenarında bir tarafta şehir diğer tarafta büyük bir orman manzarası olan bir konumdaydı. Sırtını denize vermişti.

Dış görünüşü okuldan çok bir kaleyi hatta bir şatoyu andırıyordu. Aslında ilk yapıldığı zaman bir şatoydu. Rondak ailesinin ilk eviydi. Kraliyet ailesine dönüşünce tepede bulunan eski kalelerine yerleşip burayı yeni kurulan okula bağışlamışlardı. Zamanla iki yapıya eklenen yeni bölümlerle bugünkü hallerini almışlardı.

Akademi eğitimi için büyük bir binada vardı. Derslikler ve yönetim birimleri bu büyük binadaydı. Antrenman yapılan alanların olduğu bir bina vardı. Kızların ve erkeklerin kalabilecekleri yurtlar vardı. İki yurdun arasında ise tek katlı bir binada yemek salonu ve kafeterya bölümü bulunuyordu. Silah ve zırh taşı üretim merkezi bir başka binadaydı. Araç parkıda okulun ve araçları olan öğretmen ve öğrencilere hizmet vermekteydi. Ayrıca özel yeteneklere sahip öğrencilerin olduğu ayrı bir bina vardı. Diğer öğrenciler ile pek bir araya gelmezlerdi. Sadece görevler sırasında denk gelme ihtimalleri vardı. Ayrıca bir binada öğrenciler için hazırlanan tılsım taşları merkezi vardı.

Mila duran araçtan Doryan ile ard arda inip bagajdan eşyalarını aldılar. Bir kaç araç daha gelmişti. Yeni öğrenciler merak ve heyecanla etrafa bakınıyorlardı.

Herkes bir araya toplanınca biri kadın diğeri erkek iki kişi yaklaştı. Biri kızlar yurdunun diğeri de erkekler yurdunun müdürüydü. Kadın görevli konuşmaya başladı.

"Akademiye hoş geldiniz. Benim adım Raya Vortis kızlar yurdunun müdüresiyim. Bu yanımda ki meslekdaşım ise Klark Buffor erkekler yurdunun müdürüdür. Şimdi bayanlar eşyalarınızı alıp beni takip edin."

Klark Buffor'da, "beyler sizler de beni takip edin," dedi.

Mila kol çantasını boynuna asıp diğerlerini elini aldı. Bu arada Lora dört çanta ile zorlanıyordu. Bir yandan da "bunları taşıyacak kimse yok mu? Biz neden ayak işleri yapıyoruz," diye söylendi.

Mila'yı görünce sinsice sırıtıp önüne geçti ve çantalarını ona uzattı. Mila bir ona bir de çantalara bakıp yanından geçip gitti. Lora sinirle kıpkırmızı oldu ve homurdanarak söylenmeye devam etti.

Yakınlarda ki bir kız ona:

"Sen biraz sussana artık o iğrenç sesini duymak zorunda değilim. Benim kulak zevkimi bozuyorsun," dedi.

Bir diğer kızda, "başvuru belgesinde bu konuda bizi bilgilendirmişlerdi. En gerekli olanları yanınızda getirin. Diğerlerini sonra alabilir ya da ailenizden isteyebilirsiniz diye bir yazı vardı. Ama anlaşılan sen bu uyarıyı dikkate almamışsın," dedi.

Lora Darov kabul edildiği yazıyı okuyunca gerisini okumaya gerek duymamıştı.

Arkadaşı Teresa onun kadar olmasa da yüklü gelmişti. Ama bunun sebebi Lora'nın aç gözlü davranıp mağazada ki giysilerin çoğunu kendine ayırmış olmasıydı.

Yurdun girişinde bulunan geniş hole toplandılar. İçeride daha önce gelmiş başka öğrenciler vardı. Cecelia ve Jade Mila ile göz göze gelince kısa bir baş hareketi ile selam verdiler.

Cecelia yanında boş boş konuşup duran kızın susmasını bekliyordu. Kız ancak müdüre konuşmaya başlayınca sustu.

"Akademiye tekrar hoş geldiniz. Benim adım Raya Vortis bu yurdun müdüresiyim. İki kişilik odalar da kalacaksınız. Eğitim iki gün sonra başlıyor. O zamana kadar birbirinizi tanımaya ve anlaşmaya bakın. Kavga veya benzeri başka bir olay istemiyorum. Bu arada yurdun yanında ki bina yemek salonu ve kafeterya bölümüdür. Erkekler yurdu ise salonun diğer tarafındadır.

Kahvaltı sabah 7.30'da başlar. İlk ders saat 8.30'dadır. Öğlen yemeği 12.00 13.00 saatleri arasında servis edilir. Akşam yemeği saati ise 19.00'dur. Ayrıca kafeteryada her zaman yiyecek ve içecek bulabilirsiniz.

Odalarınız siz dersteyken temizlenir. Bunun için çalışan hizmetliler vardır. Odalarınız önceden belirlenmiş olup üzerinde adınızın yazılı olduğu kirli torbaları konulmuştur. Kirli giysilerinizi o torbalara koyarak temizlik için ayırabilisiniz. Aynı gün içinde temizlenip odalarınıza bırakılacaklardır.

Şimdi adını okuduğum öğrenciler öne çıkıp anahtarlarını alsın ve yerleşsinler," dedi.

Elindeki tabloyu kontrol etmek için yakın gözlüğünü düzeltti. Tek tek okumaya başladı. İsmi çıkanlar öne çıkıp anahtarlarını aldılar ve yerleşmek için ayrıldılar. Yaklaşık 40 kişi yerleşti. Sıra Mila'ya geldi.

"Öğrenci Süvari Mila Kortas ve oda arkadaşı Öğrenci Süvari Cecelia Rondak 42 numaralı oda."

İkisi bir adım öne çıkıp anahtarlarını aldılar ve odayı bulmaya gittiler. Sırtlarında hissettikleri bakışlara aldırmadılar. Oda koridorun sol tarafında ki en son odaydı.

Kapıyı açıp içeriye girdiler. Büyük bir odaya giriş yaptılar. Camın iki yanına konumlanmış birer tek kişilik yatak vardı. Yanlarında birer komodinin üzerine yerleştirilmiş bir abajur bulunuyordu.

Tam karşı duvarda ise birer giysi dolabı vardı. Oldukça geniş ve ferah görünüyorlardı. Yanlarında ise birer çalışma masası ve kitaplık vardı. Sağ tarafta ise başka bir kapı banyoya açılıyordu.

Cecelia ve Mila çantalarını boşaltıp dolaba yerleştirmeye başladılar. Mila giysilerini yerleştirip kişisel eşyalarını aynalı konsola dizdi. Ailesinin olduğu bir resmi baş ucunda ki komodinin üzerine yerleştirdi.

Cecelia işleri bitince Mila'ya dönerek gülümsedi ve sarılıp:

"Seninle oda arkadaşı olduğum için çok mutluyum. Jade bir başkası ile oda arkadaşı oldu. Bende yanımda gereksiz konular hakkında boş boş konuşan kızlardan biri olacak diye endişe etmiştim," dedi.

Mila'da "bende seninle oda arkadaşı olduğum için çok mutluyum. Kasabadan benimle gelen iki gereksiz kızdan biriyle oda arkadaşı olmak istemiyordum," dedi.

Cecelia saatine bakıp:

"Hadi yemek saati geldi. Beni ve Jade'i biraz tanıdın. Seni iki kişiyle daha tanıştırmak istiyorum. Biri Lisandre Voran Daniel'in kız kardeşi, yani kuzenimdir. Diğeri de Maria Ronan'dır," dedi.

Mila iletişim cihazını kontrol edip kapattı ve dolaba kaldırdı. Akademide kişisel cihazlarla dolaşmak yasaktı. Sadece odalarında kullanmaya izin vardı.

Komodinin çekmecesinde okulun iletişim cihazını alıp kontrol ederek çıktılar. Sohbet ede ede yemek salonuna girdiler. Onlar keyifle sohbet ederek içeriye girince gözler onlara döndü. Sıraya girip istedikleri yemekleri seçerek aldılar. Burada çoktan seçmeli bir yemek menüsü vardı. Yeni gelenlerin oturduğu uzun masanın ucuna karşılıklı oturdular. Az sonra Jade yanında iki kızla gelip onlara katıldı.

"Cecelia koridorda dedikodu konusu oldun. Senin daha iyi bir oda arkadaşına ihtiyacın varmış. Bende kim diye merak ettim."

Cecelia gözlerini kısarak halen dedikodu yapan kızlara baktı. Sonra da sesini biraz yükseltip ortaya konuştu.

"Benim için kişilerin konumu veya sahip olduğu ünvanı önemli değildir. Nasıl biri olduğu ve kişiliğidir. O nedenle oda arkadaşımdan oldukça memnunum," dedi.

Bu tavrı yüzünden birileri susmak ve geri adım atmak zorunda kaldı. Mila diğer iki kızla da tanıştı.

Lisandre'yi biraz Daniel'e benzetmişti. Yemek sonrası birlikte kafeteryaya geçtiler. Cam kenarında geniş bir masaya geçip oturdular.

Sohbet ederken Mila biraz daha rahattı. Jack ve diğerleri az sonra yanlarına gelip oturdular. Sohbete bir de onlar katıldılar. Jack Cecelia ile Mila'nın oda arkadaşı olduklarını öğrenince mutlu oldu.

Mila arkadaş çevresiyle daha ilk günden dikkat çekmeye başladı. Etrafta bir kaç kişi onu takibe almıştı. Özellikle erkek öğrenciler için yeni hedef olmaya başladı.

Mila ilginin farkına varsa da umursamadı. Daha önce birine şans vermişti. Ama o serseri daha üç günlük sevgiliyken yakın arkadaşı sandığı bir kızla aldatmıştı. O yüzden erkeklere karşı oldukça mesafeliydi.

Ertesi gün bahçede ve okulun içinde tura çıktılar. Bilmedikleri yerleri ezberlemeye çalıştılar. Öğlen yemeği saatinde otururken moladan sonra antrenman alanında çalışmaya karar verdiler.

Cecelia Mila'ya:

"Senin alanın kısa kılıç ve okçuluktu. Bana kısa kılıç alanında biraz ders vermeye ne dersin. Kılıç kalkan dışında yeni bir alan arıyordum," dedi.

"Elbette birlikte çalışırsak iyi olacağına eminim. Benim iki iyi eğitmenim vardı. Kısa kılıç eğitmenim babamdı. Okçuluk eğitmenim ise annemdi. Geçmişte Akademik eğitim almışlar. Ama aktif görev alıp almadıklarını bilmiyorum. Bir kaç kez sorsam da cevap alamadım."

Yemek sonrası odalara dönüp hazırlandılar. Koridorda Lora ve Teresa'ya denk geldiler.

Lora ikisine kıskançlıkla baktı ve zehrini döktü.

"Majesteleri sizi bir konuda uyarmayı görev biliyorum. Bu yanınızda duran kız öz ailesi tarafından sokağa terk edilmiş biridir. Bunu sen nerden biliyorsun diye soracak olursanız aynı kasabadan geliyoruz.

Annem babam dediği insanlar onu sokakta bulup acıyarak yanlarına almışlardır. Böyle bir yaratık ile arkadaş olmanız sizin için hiç iyi olmayacaktır. Biz daha uygun arkadaş olurduk," dedi.

Mila ikisine sinirle bakmaya başladı. Kendisine hakaret edilmesini hiç bir zaman alttan almazdı.

Cecelia ise kaşlarını çatıp karşısında bu kadar pişkin ve rahat konuşan kızlara baktı.

"Siz benim kiminle arkadaş olup kiminle arkadaş olmayacağıma ne hakla karar veriyorsunuz. Benim için Mila'nın nasıl bir geçmişi ve hayatının olduğu önemli değildir. Arkadaşlığı benim için daha önemlidir.

Sizin gibi dedikodu dışında bir işe yaramayan kişilerden de uzak durmayı tercih ederim. Sizin gibi insanlar etrafımda çok var. Öyle bir arkadaşlık isteseydim. O çevrede ki insanları tercih ederdim. Şimdi yolumuzu kapatmayı bırakın. Daha önemli işlerimiz var."

Lora ve Teresa istedikleri gibi bir etki bırakmadıkları için öfkeyle doldular. Sonra da yanlarından ayrıldılar.

Mila biraz rahatsız hissetti. Cecelia sessiz kalan arkadaşına dönüp:

"Mila neyin ne olduğu ve senin geçmiş hayatında yaşadığın sorunlar benim için önemli değil. Konuşmaya hazır olduğunda bana anlatabilirsin," dedi.

Mila ona:

"Beni yıllardır kıskanıp buldukları her fırsatta bu konuyu dile getirip yaralamaya çalışmaktan bıkmadılar.

Evet gerçek ailem beni bir kaç günlük bir bebekken sokağa terk etmiş. Yılın en soğuk günlerinden birinde bunu yaptıklarına göre ölmemi istemiş olmalılar. Şu anki ailem beni bulup sahip çıkmışlar. Üstelik yıllardır evli olmalarına rağmen çocukları olmuyormuş. Benden sonra Dadain olunca onlara mucize gibi geldiğimi söylerler.

Beni terk eden insanları eskiden çok merak ederdim. Ama sonra bundan vazgeçtim. Benim asıl anne ve babam beni büyütüp bugünlere getirenlerdir. Bu yüzden sorun yaşayabilirsin. Uzak durmak istersen seni anlarım," dedi.

Cecelia Mila'ya sarılıp, "öyle bir şey olmayacak. Biz arkadaşız ve bu her zaman öyle olacak," dedi.

Birlikte antrenman alanına girdiler. Diğerleri daha erken gelmiş onları bekliyorlardı. Yüzlerinin halini görünce ters bir şeyler olduğunu anladılar.

Konuyu daha sonraya bırakıp çalışmaya başladılar. Mila kısa kılıç parkuruna girdi. Biraz stres atmaya ihtiyacı vardı.

Jack ve Daniel bunu görünce yaklaşıp diğerleri ile birlikte izlemeye başladılar. Mila birinci kademeyi açmış çalışmaya başlamıştı.

45 dakika sonra parkuru bitirip çıkışa yöneldi. O zaman kalabalık izleyici kitlesini fark etti. Parkur sayacı yanınca insanların şaşkın halini gördü. O da başını kaldırıp sayacı kontrol etti. Sayaç 7.8'i gösteriyordu.

Bugüne kadar aldığı en iyi puan 7.5'ti. Sinirini ve stresini atmak için kendini biraz zorlamıştı. Bu da parkur puanına yansımıştı.

Parkurun çıkışında tebrik edenler oldu. Cecelia stres kaynaklı olduğunun farkındaydı. Yanına yaklaşıp:

"Bu harika bir gösteri ve sonuç oldu. Mila en kısa zamanda bana bir kaç numara göstermelisin. Senin kadar iyi olamasam da bende kısa kılıç alanında kendimi geliştirmek istiyorum," dedi.

Mila onun bu coşkulu haline bakıp gülümsedi. Biraz olsun keyfi yerine gelmişti. Jack ikisinin bu halinden memnun olmuştu.

Sadece grupları için başlayan yetenek arayışı Mila'yı tanımaya başladığı anda değişmeye başlamıştı.

Etrafta diğer grupların yöneticileri vardı. Yetenek avında oldukları belliydi. Mila'ya gözlerini dikmiş inceleyip duruyorlardı. Bu yüzden erken davranmaya karar verdi. Kızlara yaklaşıp:

"Demek antrenman yapmaya karar verdiniz. İşte bu iyi oldu. Her zaman hazır olmakta fayda var. Üstelik bu yıl düello yılı çok işimiz var. İkinizi de Yıldız Süvarileri grubunda görmek istiyorum. O yüzden iyi çalışın. Grubun içinde sorumluluklar daha da artacak," dedi.

Cecelia "ben zaten Yıldız Süvarileri grubunu hedefliyorum. Mila seninle iyi bir ekip olabiliriz. O yüzden benimle gelmeni çok isterim," dedi.

Mila "daha bir ay var. Ama bende seninle ekip olmaktan mutluluk duyarım," diye karşılık verdi.

Jade yanlarına geldi ve:

"Hey beni ne çabuk unuttunuz. O ekip üç kişilik olur. Bensiz ekip mekip kuramazsınız," diyerek yalandan sitem etti.

Cecelia "gel buraya başımın tatlı belası sensiz bir ekip kurmamıza imkân yok. Zaten öyle bir şey yapmaya kalkarsak başımıza bela olacağına eminim," diyerek arkadaşına takıldı. Sonra da yanlarına çekti.

Biraz daha çalışmaları takip edip günü sonlandırdılar. Ertesi gün ders maratonu başlayacaktı.

Bölüm : 15.12.2024 22:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...