
Haftanın ilk günü sabah erkenden kalkıp hazırlandılar. Derslere bugün girmeye başlayacaklardı.
Hazırlıklarını yaparken Cecelia bir konu açtı.
"Bu yıl Akademi tarihinde bir ilk olacak. Cüce krallığından iki öğrenci geliyor. Bu iki gün kimseyi görmedim. Belki bugün gelirler. Bu çok konuşulan bir konuydu. Sorun çıkartıp onlara engel olmak istediler.
Aynı şeyi burada da yapmak isteyen birileri mutlaka çıkacaktır. Kral John yani babam buna çok önem veriyor. İki ırk arasında ki ayrımı kaldırmak için uğraşıyor.
Mila sen ve ben dikkat etsek iyi olacak. Birinci sınıflar arasında bir sorun olursa müdahale ederiz," dedi.
"Konuya biraz hakim sayılırım. Kasabada bile bol bol dedikodu yapılmıştı. Kişilerin dış görünüşüne ve kimliklerine göre yargılamak bana göre değil. Dediğin gibi dikkat edersek sorun çıkmaz herhalde."
Yurttan çıkıp dersliklerin olduğu binaya girdiler. İkinci katta bulunan sınıfa çıktılar. Cam kenarında tek kişilik sıralara ard arda oturdular.
Az sonra Jade ve diğer kızlar gelip yakınlarında oturdular. Sınıfta bir çok insan onları izliyordu.
Aralarında genç bir adamın bakışları Mila'nın üzerindeydi. Yanlız onun bakışlarında kin, öfke ve nefret vardı.
Tüm sınıf dolduktan iki dakika sonra öğretmen içeriye girdi. Yanında Cüce öğrenciler vardı. İki boş sıraya geçip oturdular.
Ders diyar tarihiydi. Büyük savaş öncesi ve sonrası olarak iki dönem olarak işleniyordu.
Öğretmenin adı Ana Sofia Sedors'tu. Bu işi 30 yıldır yapıyordu. Aynı zamanda son 15 yıldır müdür yardımcılığı görevini de üstlenmişti.
Güvenilir ve sevilen bir öğretmendi. İşinde disiplini ile tanınıyordu. Yaklaşık iki saat süren bir ders oldu. Ders sona erince öğretmen onları serbest bıraktı. Mila tabloyu kapatıp ayaklandı.
Kızlarla derslikten çıktılar. Cecelia ve diğerleri girdikleri ek derslerden birine gideceklerdi.
Mila on dakika sonra başlayacak olan diğer ders için ayrıldı. Üst katta ki dersliğe girince tersliği fark etti.
Cüce öğrenciler ile üç öğrenci karşı karşıya gelmişlerdi. İki öğrenci Lora ve Teresa'ydı. Üçüncü genç ise avcı sınıfından bir erkekti.
Cücelerin oturacak yer bulmalarına engel oluyorlardı. Etrafta olup müdahale etmeyen öğrenciler öğrenciler vardı. Hatta bir bölümü eğlence çıkmış gibi davranıyorlardı.
Mila yanlarına yaklaşıp:
"Burada neler oluyor," dedi.
Cücelerden kız olan sinirle ona dönüp:
"İlk derste hiç bir sorun yaşamadık. Ama şimdi bu üçü oturacak yer bulmamıza engel oluyorlar. Burada yerimiz olmadığını ve dağlarda ki deliklerimize geri dönmemiz gerektiğini söylüyorlar," dedi.
Mila üçünü inceledi. Kızlar her zaman ki gibiydi. Üçüncü genç ise ayrı bir meseleydi.
O sırada son öğrenciler de sınıfa girdiler. Aralarında Doryan'da vardı. Bir terslik olduğunu hemen anladı. Diğerleri de neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Mila tüm sınıfa hitaben konuşmaya başladı. Sesini bir ton yükselterek:
"Biz hepimiz burada eğitim hakkı kazandıysak onlar da kazandı. Hiç bir şekilde onlara engel olmaya hakkınız yok. Şimdi herkes derhal yerine otursun. Yoksa ceza alacaksınız anlaşıldı mı," dedi.
Lora sinirle kıpkırmızı oldu ve konuşmak için ağzını açmıştı ki dersin öğretmeni içeriye girdi. O da bir şeyler olduğunu fark etmişti.
Herkes yerine geçip oturdu. Cüceler Mila'ya dönerek kendilerine özgü bir selam verip yerlerine geçip oturdular. Bu hareketi gören öğretmen şaşırmıştı. Cücelerin bu tür hareketi genellikle kendi aralarında yaptığını biliyordu. Aslında dersde ırklar tarihi ve ırksal özellikleri üzerineydi.
İlk ders insanlar üzerine yapıldı. Irk özellikleri ve yaşam tarzı konuluydu. Bir buçuk saat sonra ders bitti. Öğretmen sınıftan çıkınca herkes ayaklandı.
Mila cücelerin yanına yaklaşıp elini uzatarak tanışmak istedi. Doryan'da ona katıldı ve biraz konuştular. Bütün gözler onların üzerindeydi.
Mila ikizlere:
"Hadi yemeğe gidelim. Öğleden sonra antrenman alanında dersimiz var. Biraz enerji depolamamız gerekiyor," dedi.
Bu davet ile onları koruması altına almış oldu. Bu kısa sürede tüm okula yayılacaktı. Dördü birlikte sınıftan çıktılar.
Loriyn Mila'ya dönerek:
"Eğer bizimle arkadaş olunca sorun yaşayacaksan biz başımızın çaresine bakabiliriz," dedi.
Mila ona:
"Bu konuda sorun yaşamam merak etmeyin. Lider öğrenci olmak bunu gerektiriyor. O iki kız listenin en sonundadırlar. Siz onlardan daha iyi bir konumdasınız. Bir süre sonra herkes alışacak. Bu bir ay içinde kendinizi gösterin. Üst sınıflar sizi çabucak kabullenip destek olurlar. Gruplardan birine girince oldukça rahat edersiniz," dedi.
Birlikte yemek salonuna girdiler. İçeride büyük bir uğultu vardı. Sesler onlar içeriye girince birden kesildi. Anlaşılan konu sınıfta olanlardı.
Sıraya girip istedikleri yemekleri seçerek aldılar. Masaya oturdukları zaman aralarında hararetli bir sohbet başladı. Az sonra Cecelia ve Jade yanlarına gelip oturdular. Sohbete bir de onlar katıldılar.
Jack, Daniel ve Francesca Gorales Yıldız Süvarileri grup masasında oturmuş. Olay hakkında konuşuyorlardı.
Francesca Gorales:
"İkizlerin yetenek ve gelişimini takip eden ekipte bende vardım. Oldukça iyi bir iş çıkarmışlardı. Bu yüzden bir kaç kişi sorun çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar. Anlaşılan aynı kafa yapısı burada da var. Bugünkü olay bunu kanıtlıyor.
Jack Mila Kortas ile konuşup yardım almanı tavsiye ediyorum. Zaten olayın tam ortasındaymış. İkisi ile iyi anlaşırsak ilerde yeni öğrenciler olabilir. Kralımız bu konuya büyük önem veriyor," dedi.
"Bence de Mila ile konuşup yardım alırım. Cecelia'da ona yardım edebilir. Biraz inatçı biri olsa da bunu geri çevirmez."
Francesca Gorales bir süre sonra onları yanlız bıraktı. Jack Daniel'e:
"Ben bu işle ilgili kızlarla konuşurken sen Revın ile ilk görev toplantısına katıl. Yanlız Devin Ruvor serserisine dikkat edin. Onun sağı solu belli olmaz biliyorsun. Adam resmen damarımıza damarımıza basmaktan zevk alıyor," dedi.
"Sen onu bize bırak. Mila'ya dikkat ermek zorunda kalacağız gibime geliyor. Daha ilk günden dikkat çekmeye başladı. Onu grupta istiyorsak elimizi çabuk tutsak iyi olacak. Cecelia ile oldukça iyi anlaşıyorlar. Oda arkadaşı olmaları da büyük bir kazanç oldu."
O da yerinden kalkınca Jack kardeşine bakıp Mila'yı işaret edip konuşmak istediğini anlatmaya çalıştı. Cecelia ne demek istediğini gayet iyi anladı. Mila ile konuşup kafeteryayı gösterdi.
Mila başını salladı ve birlikte ayaklandılar. Tepsileri teslim ederek kafeteryaya geçtiler. Bir süre sonra Jack arkalarından kafeteryaya geçti. Kızlar birer fincan kahve ile cam kenarında oturmuş sohbet ediyorlardı.
Jack kendine bir kahve alıp Mila'nın tam karşısına oturdu. Bir süre onu inceledi. Sonra da konuya girdi.
"İkinci derste tam olarak ne oldu. Bütün okul şu an bunu konuşuyor."
Mila tüm olup biteni anlattı. Sonunda ikisini koruma altına aldığını da söyledi.
Cecelia "sabah seninle bu konuyu konuşuyorduk. Hiç vakit kaybetmeden harekete geçmişler. Bunun için özellikle biz soyluların olmadığı bir dersi seçmiş olmalılar. Yanlız o iki kızın bunda ne gibi bir çıkarı olabilir onu anlamadım," dedi.
"O ikisini kasabadan tanıyorum. Bu beni de biraz şaşırttı. Üçüncü biri daha vardı. Yoklama sırasında adı Atrias Dortis olarak geçmişti. O hainin bir yakını olmalı."
Jack kaşlarını çatıp:
"Tam düşündüğüm gibi bu işin içinde avcı sınıfı var. Aradaki farklılıkları ortadan kaldırmaya çalışmamız onları rahatsız etmiş.
Mila sen lider öğrenci olarak gerekeni yapmışsın. Bunun için sana teşekkür ederim. Senden böyle bir hareket beklememişlerdir. Bundan sonra çok daha dikkatli olun. İki ırk arasında ki ayrıma bir son vermeye çalışıyoruz. Gelecekte daha fazla öğrencimiz olmasının önünü açmalıyız," dedi.
Mila söze girerek:
"Merak etmeyin bu konuda taviz vermem. Avcı sınıfı falan dinlemem bu yıl işleri çok zor olacak. Daha önce de bu tür olaylarla karşılaştım. O zaman bile taviz vermedim. Şimdi tersini yapmamı kimse beklemesin," dedi.
Jack Mila'ya dönerek:
"İyi bir lider olacaksın. İlerde de iyi bir yönetici olacağına eminim. Akademide göze batan bir yeteneğin var. Sen hem arkadaşımız hem de iyi bir grup üyemiz olacaksın," dedi.
Mila iltifatlar yüzünden biraz kızarırken "teşekkür ederim," dedi.
Cecelia saati kontrol edip, "hadi derse geç kalamayız. Gidip çantalarımızı alsak iyi olacak," dedi.
Bunun üzerine ayaklanıp çıktılar.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 729 Okunma |
79 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |