Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@aysema24

"Yani şimdi biz o kaçık ile aynı yerdeyiz" Ezgi kabullenmediği için aynı şeyi söyleyip duruyordu. E haklı tabii bu Feyza denen kaçık saçma sapan bir sebepten ötürü sözde sinir krizi geçirmiş Ezgi'yi de merdivenlerden itmiştir. Bunun üzerine Ezgi'nin ayağı burkulmuştu ve 2 hafta boyunca uğruna ölüp ölüp dirildiği mesleğinden uzak kalmıştı.

 

Bir de üstüne Ezgi'de tramva oluşmuştu. Feyza'yı her gördüğünde yönünü değiştirip bir yerlere tutunuyordu. Ezgi'ye taşınabileceğimizi söylemiştik ama 'Buradan daha iyi bir yer bulamayız' deyip reddetmişti.

 

"Ezgi tamam sakin ol hem evilerimiz yan yana bile değil onu görsek bile ondan uzağa gideriz" dedim Tuğçe de "Hem belki bizi aynı blokta bile değildir hiç karşılaşmayız bile" diyerek Ezgi'yi biraz daha sakinleştirmeye çalıştı.

 

"Tamam tamam sakinim neyse bırakalım şu paçozu da biz ne yiyeceğiz ya ben açlıktan ölüyorum." Yemin ederim ben ömrü hayatım boyunca bir konudan Bir konuya bu kadar hızlı atlayan hiç kimseyi görmedim. Ezgi bu konuda bir numara.

 

" Şey ya ben bu kargaşa sırasında söylemeyi unuttum Seval abla gelirken elime bir tencere tutuşturdu içinde de biber dolması var isterseniz ısıtıp yiyelim?" Acaba giderken Seval ablayı da bize hediye olarak vermezler mi?

 

 

" Asrın Asrın Asrın ASRIN KALK BENİ DELİ ETME " "tövbe estağfurullah ne oluyor ya" başımda dililer Tuğçe'ye tek gözümü açıp baktım

 

"Tuğçe kendine misin sen ya niye beni uyandırıyorsunhem de savaşa gider gibi" gözlerimi ovuştururken Tuğçe'ye de sinirli olması için çabaladığım ses tonumla hesap soruyordum.

 

"Asrın saat 14.30 istersen seni yarın uyandıralım malum günün yarısından fazlası gitti ya sen bu iki ayı ful uyuyarak mı geçireceksin Asrın ha yok yani..." Tuğçe'yi odada söylenirken bırakıp evde ortak olarak kullandığımız banyoya ilerledim.

 

Evimizi dün pek inceleyecek vaktim olmamıştı. Feyza olayı uzun yol yorgunluğu ve açlık birleşince birde eve geldiğimizde havanın kararmış olduğunu hesaba katınca beynimin bana verdiği tek sinyal 'Asrın git uyu ' idi.

 

Banyoya girip kısa bir duş aldıktan sonra salonla birleşik mutfağa ilerledim. Ev çok büyük değildi biz rahat etmek için 3 odalı bir ev tercih etmiştik ama odaların da pek büyük olduğu söylenemezdi. Yinede ev çok tatlı.

 

Tuğçe salona geçip kendini tabiri caizse ayı gibi koltuğa bıraktı ve televizyona yöneldi. "Ezgi nerede bide kahvaltı yaptınız mı?" Normalde kahvaltı yapmayı pek sevmezdim ama hemşire bir arkadaşınız olunca alışıyorsunuz.

 

" Evet canım biz kahvaltımızı 'sabah' yaptık. Ezgi'de yüzmeye gitti" dedi iğneleyici bir tavırla. Ne yani geç kalkmak suç mu aman banane ben kendi kahvaltımı yapar sonra da sonrasına sonra karar veririm.

 

 

"Tuğçe bana laf edip durdun ben dışarı çıkacağım şimdi ama sen hâlâ evdesin. " Bu sefer iğneleyici bir şekilde konuşma sırası bende. "Aman sen beni boşver git ne yaparsan yap ben bugün birşey yapmak istemiyorum. " Tabi beni uyandırıp bana kızmayı biliyor ama kendisine gelince tık yok

 

"Aman sen ne yaparsan yap ben gidiyorum akşam da geç gelebilirim etrafı bi turlayacağım. " Dedim ve sandaletlerimi giyip çıktım.

 

Vay bizim bahçe ne kadar güzelmiş ya. Ben buranın bu kadar güzel olacağını hiç düşünmemiştim. Acaba buraya mı taşınsam gerçi çok uzak ya neyse ben bir etrafa bakayım sonra baktım bir şey yok gider yüzerim.

 

Tam etrafıma bakınırken bir grup gencin buraya geldiğini gördüm iki kız bir de erkekti. "Merhaba" dedi gruptaki sarışın kız neşeli bir şekilde. "Merhaba?" dedim.

 

"Biz bu yaz yapılacak olan etkinlikler için broşür dağıtıyorum da ilgilenir misiniz?" Dedi yanındaki kumarl kız "Tabii ilgilenirim ben bir tane alayım evde ev arkadaşım var isterseniz onunla da bi' görüşün"

 

"Olur gideriz buyurun bröşürünüz ben Ece arkadaşlarım da İrem ve Mete " dedi Ece broşürü alıp "Teşekkür ederim ve memnun oldum ben de Asrın " dedim.

 

Onlar içeri giderken ben de elmdeki broşürü incelemeye başladım. Önlü arkalı olan broşürde voleybol,tenis, badminton, yelkenli gibi spor aktiviteleri; kitap okuma,meditasyon,dans gibi etkinlikler ve birde akşamları kamp ateşinde şarkı söyleyecek enstrüman çalacak olanları dinleyip eşlik etme veya o grupta yer alma gibi bi etkinlik vardı.

 

Yani yazı dolu dolu geçirmek için birebir. Ben galiba kitap okuma saatlerine her zaman katılırım Ezginin zorlaması ile üçümüz de dans etkinliğine de katılırız birde belki voleybol ve tenis oynayabilim güzel olur aslında.

 

Hem bröşüre bakarken deniz kenarına gelmiştim ve kumların üzerinde yürğyordum. Ama biraz fazla dalmış olmalıyım ki önümdeki taşı -ki neden orada- gör edim ve yere kapaklandım.

 

Yere düşmenin verdiği hafif de olsa acıyla inledim ve oflamalar eşliğinde ayağa kalktım. Kulağıma gelen bi gülme sesiyle sesin geldiği tarafa baktım. Denizde yüzen bi' şahıs düştüğümü görmüş olacak ki bana bakarak sesi bana kadar gelecek bir seviyede gülüyordu.

 

Yani tamam düşmüş olabilirim buda ona komik gelmiş olabilir ama bu kadar yüksek bir sesle gülünecek ne var ki bu çok kaba"Asrın"

 

"AA Dilimi ısırdım ah çok acıyor Ezgi Allah cezanı vermesin neden ses çıkarmıyorusun. " Dilim acısı korkmuş olmamın verdiği sakarlık ile Ezgi'ye dönerken bu sefer de ayaklarım birbirine dolaştı ve yine yeri boyladım.

 

Ezgi hayvan gibi gülerken kollarımı göğsümün altında birleştirip başımı yana çevirdim. "Gül gül zaten insanın arkadaşı düşünce ona güler değil mi Ezgi. Elini uzatıp kaldırmaz onu acıyormu diye sormaz"

 

Ben yakınırlen Ezgi gülmesini durdurmuş olacak ki konuşmaya başladı. "Ya tamam özür dilerim seni görünce benimle birlikte yüzemeye davet etmek için yanına gelecektim ki birden yere düştün. Düştükten sonra neye bu kadar odaklandıysan ayak seslerini duymadın ve istemeden seni korkuttum ama bu gülmeme engel değil."

"Basbaya gülmene engel neden bana gülüyorusu. Zaten düşünce denizde yüzen biri de bana kahkahalar attı ne yani alt tarı düştüm ya tut elimi kalkayım" deyip elimi uzattım. Ezgi elimi tutum kaldırdı beni.

 

Yere düşünce benle beraber düşen çantamı ve yerdeki broşürü alıp Ezgi'ye döndüm. "Neyse boşver zaten hayatımın en saçma anları ve konuşmasını yaşafım az önce sen bana ne demiştin" dedim Ezginin yaptığı uzunca konuşmayı unutarak.

 

"Şey demiştim sana beraber yüzmeyi teklif edecektim. " Dedi. Ezgi'yi süzümce üstünde ıslak mayosu ve üzerine geçirmiş olduğu kimonusula karşımda yavru köpek bakışları atıyordu.

 

"Tamam hadi hadi gidelim. Buralarda üstümü değiştirebileceğim bir yer var mı?" Dedim etrafıma bakınarak. İskelenin orada bi' giyinme kabini ve duş var hadi gel " dedi eliyle işaret ederek.

 

Ezgi ile birlikte yürümeye başladık kabinin önüme gelince ben içeri girdim Ezgi de broşürü incelemeye başladı.

 

Üzerimdekilri çıkartıp kırmızı bikinimi giydim. Çıkarttığım kıyafetleri tekrar çantaya koyarken siyah paeromu da en üste koydum çantanın yan cebinden güneş kremimi de çıkartıp dışarı çıktım.

 

Elime biraz güneş kremi sıkarken " Ezgi sırtıma güneş kermi sürer misin? " dedim. "geliyorum" deyip yanıma geldi önce elimdeki broşürü çantamın cebine koydu sonra da eline bıraz güneş kremi sıkıp arkama geçti.

 

"Etkinlikler çok güzel değil mi ve itiraz istemiyorum üçümüz de dans etkinliğine katılıyoruz kitap da okuruz hem bence gece vakti kamp ateşi çok eğlenceli olur. " Dedi heyecanlı bir ses tonuyla.

 

"Kesinlikle çok güzel olur. Hem spor etkinliklerine de katılabiliriz belki yeni arkadaşlar da edinebilirz" dedim kollarımı kremlerken.

 

"Bitti" dedi Ezgi ve önüme geçti.

 

"Ya ben hangi akılla vücudumu kremlerden geldim şuan anlayamıyorum keşke evden çıkmadan sürseydim" dedim. "Bilmem kendine sor bak ne kadar iyi bir arkadaşım eğer ben olmasaydım sen akşama kadar bu güneşin eltında kremsiz bir şekilde kalacaktın" dedi elini gururla göğsüne vurarak.

 

"Sen gerçekten de mükemmel bir arkadaşsın. Çantamı nereye bırakayım?"

 

"Biliyorum aşkım biliyorum. Gel iskelenin kenarına bırakalım. " Dedi

 

Çantlarımızı iskelenin üzerine bıraktıktan sonra denize atladık. İkimiz de aynı anda su yüzeyine çıkınca Derince soluklandık.

 

" Hadi yarış yapalım sınıra en çabuk kim ulaşacak." dedi Ezgi. "Tamam kazananın ödülü ne olacak." dedim. "Kazanan kaybedene bikini alsın" güzel ödül "anlaştık o zaman " dedim elimi uzatarak Ezgi de elimi sıkıp "anlaştık." dedi.

 

Aynı doğrultuda gelip hazırlandık. Ezgi'nin " Hazır 3,2,1" demesi ile ikimiz de denize daldık. İkimiz de bir dalıp bir çıkıyorduk. Nefesimi tutup tekrar daldım.

 

Ezgi ile aramızda çok az mesafe vardı ve Ezgi kazandı ama ben suyun altından çıkmadım madem kaybettim bari eğleneyim değil mi

 

"Yaşasın kazandım bikinim mavi olsun" diye sevinç nidaları atarken birden duraksadı "Asrın, Asrın ,ASRIIN" diye etrafında dönerek seslenmeye başladı.

 

O beni göremiyordu ama ben onu denizin altından net bir şekilde hem görüyor hem de duyuyordum. Nefesim daralmaya başlayınca Ezgi'nin arkasına kadar yüzüp birden su yüzeyine çıktım. "Efendim " dedim nefes nefese .

 

Ezgi büyüp bir çığlık atıp refleks olarak beni suyun içinde itti. Geriye savrulurken kahkahalarla gülüyordum.

 

Ezgi olanları kavrayınca sinirden olduğuma emin olduğum bir gülme krizine girdi. Ezgi ne zaman sinirlense gülme krizine girerdi. Gözlerinde yaş akarken gülmesini durdurup sinirli bir şekilde bana baktı.

 

"Asrın Rüya Arslan seni öldüreceğim. Beni bu kadar korkutmaya hakkın yok. Bak bunu birdaha sakın yapma. Ya birdahaki kayboluşunda gerçektek boğulırsan, su yüzeyine çıkamazsan ve ben senin beni kandırdığına inanırsam o zaman ne olacak ha "

 

Dediklerinde haklı olduğunu anlayınca gülmeyi bıraktım ve ona doğru yüzüp ıan sıkıca sarıldım. "Özür dilerim. Çok haklısın birdaha asla böyle birşey yapmayacağım yemin ederim lütfen beni affet" Ezgi de sarılmama karşılık verip "Tamam affettim ve sende söz verdin birdahs asla ne bana neden başka birine böyle bir şaka yapmayacaksın tamam mı? " Dedi birbirimizden ayrılıp tekrar

"söz veriyorum " dedim."Hadi kıyıya yüzelim. Yoruldum hem akşam oluyor Tüğçe de merak etmiştir" dedi Ezgi ce yüzmeye başladık.

 

 

"Hoşgeldiniz kızlar " dedi Tüğçe kapıyı açınca. "hoşbulduk"

"Hoşbulduk"

Dedik Ezgi'yle ve içeri girdik. Tuğçe'nin akşam yemeği hazırlamış olduğunu görmem ile gözlerimin parlaması bir oldu. Masaya oturup yemeklerimizi yedik.

 

Yemeği Tuğçe hazırladığı için mutfağı da ben ve Ezgi toğarladık. "kızlar film izleyelim mi ?" Dedi Tuğçe.

 

Tuğçe'nin fikrini ben ve Ezgi de onaylayınca Tuğçe bizim için film seçerken ben ve Ezgi de atıştırmalık hazırladık.

 

Güzel bir günğn ve canım arkadaşlarım ile muhteşem bir gecenin ardından sıyala duş alıp odalarımıza dağıldık. Gri seten pijamalarımı giyip. Uykuya daldım.

 

∞BÖLÜM SONU∞

 

Loading...
0%