Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.BÖLÜM-FOTOĞRAF

@ayshe.myfirst

Eve yerleşmiştim.Annemlerin evinde benim eşylarım buraya kıyasla daha fazlaydı,ama olsun onlar burayab gelip gitikçe getirirlermiş.Annem öyle söyledi.Buraya taşınalı neredeyse iki gün olmuştu ve ben iki gündür eşya yerleştiriyordum.Ve beni eve bırakan askeri bir daha görmemiştim,tabii göremezsin kızım,adam alt tarafı eve bıraktı ne olmasını bekliyordun? Yeni evine hoşgeldin diye ziyarete gelmesini mi? Aklımdakileri bir kenara bıraktım ve işime odaklandım.Şuan siyah çantanın içinde getirdiğim eski küçüklük fotoğraflarımızı ve aile fotoğraflarımızı yerleştiriyordum.Tam en eski olan ve çerçevesinin fotoğrafın tarihinden büyük olduğunu düşündüğüm o resimi elime aldığımda,gözüm karardı ve tutunma ihtiyacı hissettim.Doğal olarak çerçeve ben tutunuyım derken düştü ve kırıldı.

-Ahh salak kafam.!

Yere eğildim ve fotoğrafta bir şey varmı diye bakmak için elime aldım.Ama fotoğrafta bir şey dikkatimi çekti.Fotoğraf ikiye katlanmıştı ve diğer yarısında da bir aile vardı.Fotoğrafta ben yiğit ve hatırlamadığım bir erkek çoçuğu anne ve babalarının önündeler ve gülümsüyorlar annem ve babam yan yanalar ama babam birinin omzuna elini atmış bir şekilde duruyor,yanlarında ise yüzleri yırtılmış bir adam ve bir kadın var o ailenin ise sadece oğullarının yüzü gözüküyor.Kaşlarımı çattım ve yerden kalkarak kendimi koltuğa attım,fotoğrafı daha dikkatli incelemeye başladım.Sanırım kadın,kadın hamileydi! bir yedi veya altı aylıktı karnı şişti,eşinin ve oğlunun eli kadının karnındaydı.Adam ise babamdan daha iri yapılı ve kaslı duruyordu,dış bir göz olarak söyleyebilirim ki bu adam asker olmalıydı.Ama yine de bizim ailemizle olan bağlantılarını anlamamıştım.Bu aile kimdi ve ben bu aileyi neden hatırlamıyordum.Gözlerimi kıstım ve bu sefer erkek çoçuğunu incelemeye başlayamadan kapı çaldı.Kaşlarım hala çatıp bir haldeyken,fotoğrafı gri eşofmanımın cebine soktum ve fermuarını çektim.

-Kim o?

diyerek kapıya yaklaştım ve kapının deliğinden baktım.Kuryeydi.Ahh bu hengamede yemek siparişi verdiğimi tamamen unutmuştum.Kapıyı açtım.

-Yemek siparişi!

-Tamam tamam bir saniye bekleticem.

diyerek kapıyı çok az aralık bıraktım,ve parayı almak için içeri girip cüzdanımı aldım.Geri döndüğümde kuryeyi görmeyi beklerken Metehanı görmeyi beklemiyordum tabii ki de.Kuryeye parayı kendi cebinden vermiş olmalıydı.Çünkü kuryenin burda olmaması buna işaretti.

-Daha ne kadar orada dikileceksin savcı? Alsana şu paketi.Ayrıca bir daha da kurye bile olsa evinin kapısını kimseye açık bırakıp gitme.

-Hayır annemle de benzemiyorsunuz veya tanışmıyorsunuz ki desem o mu gönderdi seni? Diye.

Mırıldanarak söylediğim şeyi duymuş olması gerek ki dudakları hafif kıvrıldı,ama bunun üzerimdeki çamaşır suyu olmuş çizgi film karakterim desenli salaş t-shirt'üm ve ayağımdaki tavşanlı panduflarımla bir ilgisi olduğunu sanmıyordum.

-Eeee beni içeri davet etmeyecek misiniz savcı hanım?

Bunu söylerken ayakkabılarını çıkarıydu.

-Gelirken kapıyı kapa.

diyerek elindeki poşeti aldım,arkamı dönüp salona ilerledim.Salonda az önceden kalma cam kırıkları vardı.Onları hatırlayınca yemek poşetini orta sehpanın üzerine koydum,ve yere eğilip cam parçalarını büyükten küçüğe doğru toplamaya başladım.Ama şuanda ne metehanın burda olması ne de çerçevenini kırılması umrumda değildi.Fotoğraftaki aile kimdi? Ve biz onları nereden tanıyorduk? Ben bunları düşünürken elime batan camlardan bir haberdim.

-Ateş! Elin kanıyor! Ne yapıyorsun bırak!

Diyerek elmi tutan metehanla anladım neler olduğunu hızla kafamı olumsuz bir şekilde salladım,ve ayağa kalktım.Benim kalkmamla o da yerden kalktı ve

-İlk yardım çantası gibi bir şey var mı?

-E-evet,girişteki ayakkabılıkta,ikinci çekmece.

Hızlıca ilk yardım çantasını almaya gitti ve ben de bu yabancı ailey sonra düşünmek için bir kenara bıraktım,ve düşünmem gereken asıl konuyu buldum.Metehanın burada ne işi vardı? Tam o sırada söylenerek içeri girdi.

-Kızım insan azıcık dikkat eder annenin evinde de bu kadar dikkkatsiz miydin sen?

Kaşlarımı çattım ve;

-Senin ne işin var burda,yani niye geldin öyle çat kapı? Askeriyeden mesaj falan gelmedi önemli bir dava mı var yoksa?

-Derin bir nefes aldı ve her şeyin başlayacağı o cümleyi söyledi;

-Hayır,albay seninle tanışmak istedi.Ne konuşacak bilmiyorum ama seni daha önceden tanıdığını ima edip duruyor.Klasik albay savcı tanışması işte,şimdi getir de elini saralım.

Sanki bir kukla gibi ne derse yaptım.O elimi sardı,ben ise albayın neden benimle hemen ayağına çağırarak tanışmak istediğini düşündüm,tabii nereden tanıştığımız da meçhuldü.Harbi bu meşhur albayın ismi neydi?

-Albayınızın ismi ne?

-Oğuz,Oğuz Kandemir.

Bu isim bir yerdenn tanıdıktı ama ben ve zayıf hafızam bu adamı hatırlamadık belki yüzünü görünce hatırlardım.

-Hımm anladım... Teşekkürler bu arada,elimi sardın.

-Önemli değil ama bir dahakine dikkat et.

-Tamam ederim.,

-Albay seni şimdi çağırıyor istersen sen bana mutfağı göster ben bu cam kırıklarını toplayayım sen de üzerini değiştir.

-Tamam,bana uyar.

 

 

Nağğberrrrrrr bir sonraki bölüme hazır mısınızzz gençlikkkkkkkkk oy ve yorum sayısı çok az ama onu baştan söylemeliyim biraz daha bu aktif yazara destek olursak sevinirimmm.Eeeeee sizin hayat nasılll gidiyorr benimki biraz yoğun malum okul falan filan sizden ne haberrrrr bu bölüm biraz gizemli oldu ama diğer bölümlerde anlıyacaksınızz no merak yes okumaaak.:)(;)(:)(;Şimdi klasik uyarımızı yapalım.Bu hikaye tamamen kurgudur,ilk hikayemdir amatörce yazılmıştır ve lütfen bunları bilerek okuyalım.Sizleri seviyorummm...

Loading...
0%