Yeni Üyelik
2.
Bölüm

İLK TANIŞMA

@aysuuu

Arabadan indiğimde garip bir şekilde bazı insanların gözleri üzerimdeydi. Sanki beni birine benzetmiş gibilerdi.

Ayaz'a " bu insanların gözleri niye benim üzerimde" dedim.

-Çünkü Buse Soyaslan'a çok benziyorsun.

 

-Buse Soyaslan kim?

-Soyaslan ailesinin ilk gelini. İkizler Doğu Soyaslan ve Kuzey Soyaslan'ın annesi. Yirmi iki yıl önce bir kızını yoğun bakımda kaybetmiş. Doktorların yaptığı bir dikkatsizlikten dolayı. Ve yıllar önce kaybettiği kızı ile adaşsın.

-Bi dakika lütfen şaka de.

-Hayır ciddiyim kızının adı Zeliha Bloom Soyaslan.

-Peki bu evde kimler yaşıyor ve kaç kişiler.

-Evde yedi kişi yaşıyor Doğu ve Kuzey Soyaslan onların beş kuzeni. Amcalarının 2 çocuğu var bir kız bir erkek. Doruk Soyaslan ve Deniz Soyaslan. Hala'ları Leyla Soyaslan'ın üç çocuğu var iki kız bir erkek. Aslım ve Elif Soyaslan ikiz kızlar Berk Soyaslan onları abisi. Evde yedi kişi var bu akşam bir yemek yiyeceklermiş. Yemeğe avukatları Ahmet İnanç da gelmiş. Tam yemeğe oturacaklarken avukat Ahmet İnanç tam omurilik kemiğinden vurulmuş ve ölmüş.

-Çok garip avukatı öldüren kişi ya avukatın arkasındaydı ya da çok iyi bir nişancı.

Cesede yaklaştığımız zaman burnuma yine aynı kan kokusu ve aklıma bir anı geldi Miray yerde kanlar içinde etrafında insanlar bana sorular soruyorlar ben hiç bir şey duymuyorum. Tam düşücek gibi olurken belimden bir el beni tuttu. Bu kişiyi tanıyordum. Ayaz bana bahsetmişti bu Kuzey Soyaslan'dı. Ortalama bir doksan sekiz boylarındaydı dağınık karamel renginde saçları vardı yeni çıkmaya başlayan karamel renginde sakalları parlıyordu. Kömür siyahı gözleri vardı bembeyaz pürüzsüz bir teni vardı fazla pürüzsüzdü.

-Dikkat edin yoksa düşeceksiniz.

-Teşekkür ederim sadece hafif bir başım döndü.

Oda beni annesine benzetmiş olacaktı ki baştan aşağı beni süzdü.

-Anneme çok benziyorsunuz.

-İnsan insana benzer derler.

-Siz fazla benziyorsunuz sanki ikiz gibisiniz.

Hafif tebessüm ettim. Kendini bana tanıttı.

-Ben Kuzey Soyaslan.

-Bende Zeliha Bloom Ateş cumhuriyet savcısıyım.

Adımı söylediğim an gözleri yerlerinden fırlayacakmış gibi oldu. Kendimi tanıttıktan sonra olay yerine ilerlemeye başladım o sırada Ayaz'ın çoktan gittiğini fark ettim. Tam olay yerine girecekken bir adam beni tuttu.

-Hanımefendi lütfen işimizi zorlaştırmayın burası zaten kalabalık lütfen geri çekilin.

Deyip bir anda beni ilerletmeye başladı. Adama baktığımda boyu maşallah diyordu neredeyse 2.03 metreydi dağınık kahverengi saçları vardı. Siyah çukur gözleri o kadar derin bakıyordu ki sanki dudaklarıyla değil gözleriyle konuşuyordu. Süt beyazı bir teni vardı. Kalkık düz bir burnu vardı dolgu dudaklarıyla göz kamaştırıyordu bir anda kendi kendime "bana ne bundan"dedim adam kas bahçesiyse bunda bana ne kendine gel Bloom.

-Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz da bana böyle davranıyorsunuz.

-Kim olduğunuzu bilmiyorum ve bilmek istemiyorum lütfen işimi zorlaştırmayın

Derken bir anda Alaca geldi. Bloom sonunda geldin herkes seni bekliyor hadi. Adam kaşlarını çattı. Kendimi ona tanıttım.

-Ben cumhuriyet savcısı Zeliha Bloom Ateş cinayet bürodan.

-Ben üzgünüm savcım kim olduğunuz bilmiyordum.

-Bundan sonra böyle küstahça davranıcağınıza insanların kim olduğun tanıyın.

Adam dediğim laflardan sonra kaşlarını çattı.

-Pardon ben mi küstahım.

-Burda sizden başka küstah göremiyorum.

-Bakın hanımefendi yaptığım yanlış için özür diledim. Siz burda bana gelmişsiniz küstah diyorsunuz asıl siz benim kim olduğumu biliyor musunuz.

-Kimsiniz bakın çok merak etti. Söylesenize kimsiniz?

-Özel görev ajanı. AKTUĞ ALGAN BALAZ

-İnanın kim olduğunuz umurumda bile değil şimdi izin verirseniz görevimi yapacağım.

Cesede doğru ilerlemeye başladım cesedin yanına geldiğimde ortalık kan gölünden ibaretti. Sanki her şeyi baştan yaşıyordum etrafta yine bir ton insan ağlayan üzülen sorular soran. Alaca " omurilikten iki kurşun var sağ taraftan" Alaca da benim abim gibiydi Ayaz'dan bir farkı yoktu. Cinayet büro amiriydi Lara'da onunla beraber cinayet büroda çalışıyordu. Lara etraftaki insanlara olayın nasıl olduğunu soruyordu ama kimseden çıt çıkmıyordu. O sırada meymenetsiz ajan Aktuğ geldi.

-İşiniz bittiyse artık cesedi kaldıralım.

-Hayır daha bitmedi.

-Neyi bekliyorsunuz cesedin tekrar dirilmesini mi?

Meymenetsiz Adam boş boş konuşurken sağ tarafa doğru ilerlemeye başladım arkamdan "orada hiç bir şey yok 10 defa baktık." dediğini duydum o sırada gözüme bir parıltı çarptı.

-Çabuk bir eldiven ve poşet getirin

Bu bir kolyeydi üzerinde Anka kuşu sembolü olan bir kolye Ayaz hemen eldiven ve poşet getirdi kolyeyi poşetin içerisine koydum.

-Bu katilimizin düşürdüğü kolye.

Ajan Aktuğ elimdeki kolyeye baktı sonra bir anda elimden alıp "biz inceletiriz laboratuvarda"dedi. Sinirle hemen kolyeyi aldım.

-Hani on defa bakmıştınız hiç bir şey yoktu. Bu kolye bende kalacak Alaca bunu laboratuvara yolla çıkan sonuçları sadece bana yolla.

Adam sinirle burun kemiğini sıktı.

-Çok merak ediyorum siz niye bu kadar inatçısınız. Az önce de bana küstah dediğiniz için özür dilemediniz.

-Pardon da ben sizden özür dilemem anca rüyanızda görürsünüz. Ayrıca ben inatçı değilim ama siz küstahsınız.

Ardından malikanenin içine doğru yürümeye başladım Ayaz'ın da dediği gibi tam yedi kişi vardı. Beni görünce hepsi ayağa kalktı kendimi o an milletvekili hissettim.

-Ben savcı Zeliha Bloom Ateş.

Hepsi kendini tanıtmaya başladı.

-Doğu Soyaslan hoşgeldiniz sayın savcım.

Ortalama bir doksan yedi boylarındaydı. Kuzey Soyaslan'ın ikizi olduğu belliydi onu gibi karamel saçları vardı. Birbirlerini kopyala yapıştır yapmışlardı ama ikiside yakışıklıydı.

-Ben Doruk Soyaslan Doğu'nun kuzeni.

Esmer tenliyidi oda bir doksan yedi boylarındaydı simsiyah saçları, sakalları, gözleri vardı kemerli bir burun yapısı vardı ama oda az yakışıklı değildi.

-Ben Deniz Soyaslan Doruk'un kız kardeşiyim. Ve tek kardeşi.

Bu kız kumral güzeliydi çok net beline kadar uzanan saçları yemyeşil gözleri minik bir burnu vardı.

-Berk Soyaslan Aslım ve Elif'in abisiyim.

Bu çocuk sarışındı nedense sarışın erkek sevmezdim ama bu çocuk sarışınken bile yunan heykeliydi. Göl mavisi gözleri vardı dağınık sapsarı saçları vardı hokka bir burnu çocuk kısacası yunan adalarından kaçırılan tarihi bir eserdi. Ama boydan bir tık eksi yemişti bir doksan beş boylarındaydi ben bir doksan beş üzeri severim. Sanki beni de boyum çok uzunmuş gibi hepi topu bir yetmiş üç boyundayım.

-Ben Aslım ve buda ikizim Elif tanıştığımıza memnun olduk.

Bu iki kızda esmer güzeliydi uzun siyah saçları kalkık minik burunları kömür siyahı gözleri ortalama ikiside bir altmış sekiz boylarındaydı. Hepsiyle tanıştıktan sonra onlara bir kaç soru sordum ne sorduysam bilmiyoruz sanki yirmi beş senelik avukatları benim.

-Bu böyle olmicak en iyisi biz sizi bu gece adliyede misafir edelim.

O sırada içeri bay meymenetsiz geldi. - Bu gece misafirlerimiz olacak kendilerini adliyeye götürelim. Ajan tamam dedikten sonra adliyeye gitmek üzere arabalara bindik...

 

Loading...
0%