---

Soğuk rüzgar, gecenin karanlığını keskin bir bıçak gibi delip geçiyordu. Sessizliğin içinde yalnızca rüzgarın uğultusu duyuluyordu. Eski sanayi bölgesindeki terkedilmiş depo, şehrin geri kalanından izole olmuş gibiydi. Kimse, dışarıdan bakıldığında terk edilmiş bu binanın içinde bir çatışmanın fitilinin ateşlenmek üzere olduğunu tahmin edemezdi.

Adam, karanlık köşede sabırla beklerken gözleri önündeki kapıyı tarıyordu. Siyah üniformasıyla adeta gölgelerin bir parçası gibi görünüyordu. Kulaklığından gelen statik sesler arasında, operasyona dair son bilgiler aktarılıyordu. "Hedef, içeride olmalı" dedi komutanın sert ve kararlı sesi. Derin bir nefes alarak göreve odaklandı. Bu, sıradan bir operasyon değildi; hem kendisi hem de ülkesinin güvenliği için kritik bir görevdi.

O sırada, binanın arka tarafında başka biri vardı. Uzun deri ceketinin yakasını kaldırmış, gölgelerin arasında sessiz adımlarla ilerliyordu. Yabancı ajanın gözleri çevreyi dikkatle tarıyor, tehlikeyi sezinlemek için her sese kulak kesiliyordu. Bu, onun için sıradan bir görevden çok daha fazlasıydı; kişisel bir hesaplaşmanın başlangıcıydı. Adı Sandra Westwood'du, ve şu an Türkiye topraklarında, düşman bölgesindeydi.

İkisi de aynı hedefe doğru ilerliyor, farklı amaçlarla aynı tehlikeye doğru sürükleniyorlardı. Ancak ne Adam ne de Sandra, bu gece karşılaşacakları kişinin hayatlarını geri dönülmez bir şekilde değiştireceğinin farkındaydı.

---