@ayswy_
|
Araçta öylece dışarıyı izliyordum. Hayır ben sadece işimi yapan bir polis memuruydum neden böyle olmuştu ki şimdi? Başka polis memuru mu yoktu? “Hayır anlamıyorum neden ben?” bunu söylediğimde bana dönen bakışları hissettim omzumun üzerinden arkaya baktığımda bunu sesli dile getirdiğimi yeni idrak edebiledim. Kuruyan dudaklarımı ıslatıp onlara “Ne bakıyorsunuz?” diye çıkıştım. “Güzelliğin gözlerimizi kamaştırdı ondan baktık.” Sarışın bana göz kırptığında gözlerimi devirdim “Beni bu yüzden kaçırıyorsanız alayınızı sikeyim.” Barış bana bakınca bende ona baktım birbirimize karşı bir savaş başlatmış gibiydik. “Sik desem sikeceksin sanki.” diye alaylı konuşunca burnumdan soludum “Yapar gibi bakıyor şuan dikkatli ol Barış.” dedi sesini neredeyse hiç duymadığım saçlarının bazı yerlerinin turuncu bazı yerlerinin ise beyaz olduğu kız. “Vallahi katılıyorum, yedi ceddimizi siker bu manyak.” Konuşan kişiye baktığımda bununda ilk defa konuştuğunu anladım bir elinde sigarası vardı kolunu camdan dışarı sarkıtıyordu. Ben ona bakınca göz göze geldik tebessüm ettiğinde ona en sert bakışımı yolladım. “Pardon abla” boşta olan elini havaya kaldırıp ben suçsuzum imajı çekti kendine. “İstersen ters kelepçe de takabilirsin.” göz kırpınca o gözünü oymak istedim “Oldu, yatağa da atıp tersten düzden o da yetmedi yanlardan da siksin mi kardeşim?” Konuşan yine başka bir erkek olmuştu. İsimlerini bilmeden her şey benim için çok zordu açıkcası bu kadar pisliğin arasında durmak sinir bozucuydu. “Ben sizi şuradaki şişeyi alıp üzerine oturtmadan önce sesinizi kesin.” diye araya giren Barış’a zaten ayrı bir gıcıktım “Kadınım diye susmalarına gerek yok.” ona ters bir bakış attıktan sonra yine diğerlerine döndüm “İsimlerinizi öğrenebilir miyim artık? Barış dışında.” Herkesten bir Oww sesi yükselince kaşlarımı çattım. “Tam olarak neye Oww’ladığınızı bana da söyleyebilir misiniz?” Sözü sarışın devraldı. “İsimlerinizi falan öğrenmişsiniz hayırdır?” imalı bakışlar attığında “İsmini öğrendim diye herifi yatağa atacak biri gibi mi duruyorum? Ayrıca o benim ismimi daha bilmiyor.” diye söylendiğim sırada Barış konuştu. “Çiğdem Aslı.” dediğinde ağızım açık kaldı araçta derin bir ölüm sessizliği gibi bir sessizlik olduğunda Sarışın dilini damağına vurdu ve az önce sorduğım soruyu yanıtladı. “Yok,” derin bir nefes alıp kızlara baktı “Öncelik sizde hanımlar.” bakışlarım anında kızlara döndü ilk olarak mavili kız dudaklarını araladı. “Ben Ezgi,” biliyorum zaten. “Ben Ecem.” dedi siyah ve kısa saçlı olan kız saçları çenesine değiyordu duru bir güzelliği vardı diyemem çünkü maşallah filli boya gibiydi. “Gaye.” dedi pek konuşmayan turuncu ve Beyaz saçlı kız “Kaan” dedi pek uzatmadan kulağında beyaz kablolu kulaklığı olan sarışın adı Kaan’dı demek, vay. “Alper” dedi hafif çekik kaşlı dağınık ve kahverengi saçlı olan tatlı çocuk, konuşma tarzı pek öyle değildi aksini söylüyordu fakat iyi biri gibiydi. Bir dakika, az önce aralarında bir tane pembe saçlı kız vardı o şimdi neredeydi? Bunu pek sorgulamadım çünkü beni ilgilendiren bir şey değildi. Şuan 3 kız 3 erkek kalmışlardı beni saymazsak tabii. “Benim adımı sağolsun Barış söyledi zaten,” dedim ve onların sohbetine daha fazla dahil olmak istemediğimde hemen önüme dönüp koltuğa iyice sindim ve başımı cama yasladım o sırada Barış, “Sakın uyuyayım deme, seni taşımak zorunda kalmayalım birde.” dediğinde onun görmeyeceğini bilsem bile gözlerimi devirdim araç sağa doğru döndüğünde ona bakmadan konuştum “Tamam babacım uyumam, uyardığın için sağol.” diğer herkes söylediğime gülse de Barış sadece sabır diledi ve direksiyonu daha sıkı kavradı. Sakinliğini gerçekten de iyi koruyan bir adamdı, yani gördüğüm kadarıyla.. Ama gerçekten de eve gelmeye 5 dakika kala uykuya dalmak üzere olan çocuğunu uyulmaması için uyaran bir baba gibiydi. Haksız mıyım? Hayır. 🏔 Araç koskoca beyaz bir köşkün önünde durduğunda aracın arka kapısı açıldı. Ben Barış’a baktığımda o bana hiç bakmadan kendi kapısını açtı ve araçtan indi bende hemen kemerimi çıkartıp elimi kapının koluna götürdüm ve açarak aşağı indim evi incelemeden edemedim. Gerçekten koskocaman bir yerdi üzerimde dolanan yüzlerce gözü hissedebiliyordum, yüzlerce diyorum çünkü bu bahçede neredeyse yüz hatta daha fazla koruma var gibi görünüyordu. Evin önüne geldiğimizde bizi bekleyen Barış hepimiz toplandığımızda gümrüğünü kaldırıp kapıya üç kez tıklattı. Kapı bir süre sonra açıldığında ellili yaşlarında olduğunu düşündüğüm bir kadın bizi gülümseyerek karşıladı. Herkes hızlıca içeri girdiğinde bende kadına tebessüm ederek girdim bir katta en fazla ne kadar salon olabilirdi ki? 2, 3 ya da 4? Burada bir katta sadece 10 oda vardı. Bakın altını çiziyorum 10! Köşk’ün içerisi dışına göre daha kasvetliydi. Neredeyse her yer siyahtı. Dekor olarak konulmuş yapay çiçekler, perdeler, halılar ve koltuk takımlarından ziyade. Herkes büyük salonda koltuklara kurulduğunda ben ayakta kalmayı tercih ettim. Onlar da hiçbir şey söylemediler zaten, Barış’ın gözlerinin bende olduğunu biliyordum fakat ben ona bakmıyordum. “Ne anlatacaksanız anlatın, ben polisim farkındaysanız ve mesaim var.” dedim ve zaten üzerimde olan delici bakışlarıyla göz göze geldim “Yarın izinlisin” dedi Ezgi Ne demek yarın izinliyim? Neler dönüyordu burada? “Serdar Komiser ile yakın gibiydiniz bunu sana söylememiş olamaz diye düşünmüştük,” dedi Gaye Bana bir operasyondan bahsetmişti fakat.. ÇELİK YUMRUK İLE OPERASYON’A MI KATILACAKTIM?! “Söylemişti,” diye fısıldadım gözlerimi Barış’tan çekip boşluğa bakmaya başladım “Fakat sizinle olacağı hakkında bilgi vermemişti.” Adım sesleri işittim başımı kaldırdım ve olan bitene baktım takım elbiseli bir adam gelmiş projeksiyon’u ayarlıyordu. Koskoca köşkü olanın projeksiyon’u neden olmasın, değil mi? “Bunun hesabını size değil Serdar Komiser’e soracağım. Neyse geçelim buraları planımız ne?” diye sorduğumda takım elbiseli adam projeksiyon’u halletmiş ve çıkıp gitmişti. Barış bu sorumu bekliyormuş gibi gülümsedi ve ayağa kalktı derin bir nefes alıp verdikten sonra projeksiyon’un başındaki bilgisayara doğru gidip orada bir şeyler ayarlardı. Projeksiyon da İstanbul’un en tehlikeli semtlerinden biri olan Esenyurt vardı ve oranın en lüks restorantı olan S.***** vardı. Gözlerimi kısarak Barış’a baktığımda o da baka baktı “İstanbul’un en belalı semtine mi gideceğiz?” diye sorduğumda kimseden yanıt çıkmayınca ekledim “Benim için hava hoş.” Sarışın yani Kaan ıslık çaldığında bütün gözler bu sefer ondaydı “Evet hoş, hoş olmasına da kim kimin neyi olacak ona bir karar verelim bence.” dediğinde “Bu sarışına katılacağımı hiç düşünmezdim ama katılıyorum.” dediğimde Kaan gülümsedi. Ezgi “Senin bir fikrin yok mu Barış?” diye sorduğunda o hala bilgisayarım başındaydı. Ekrana tekrardan iki fotoğraf yansıdı, birinde yaşlı bir adam en fazla 50-60’larında gösteriyordu. Diğer fotoğrafta ise neredeyse benim yaşlarımda bir genç Kadın vardı. Kaşlarımı çattım bunları biliyordum büyük bir uyuşturucu çeteleriydi. “Bunlar o meşhur uyuşturucu çetesi değil mi ya?” dedim ve daha fazla düşündüm “Ben buldum kim olacağımızı” dediğimde tüm gözleri üzerimdeydi sessiz oldukları için devam etme kararı aldım. “Sarışın ile Alper erkek kardeş rollerini ele alacaklar. Ecem ile Ezgi de aynı şekilde kardeş olacaklar ama Alper Ecem’in Kaan ise Ezgi’nin sevgilisi olacak burada okey miyiz?” diye sorarken bira nefesim kesilmişti sanırım, herkes başıyla onayladığında devam ettim “Barış ile Gaye sevgili rolünü alır diye düşünüyorum bende Gaye’nin kız kardeşi olurum.” bu sefer Barış ile Gaye öyle bakıştılar ki ne olduğunu anlamadım ikisi de aynı anda “Hayır.” diye isyan edince derin bir nefes aldım “Daha iyi bir fikriniz varsa sunun ortaya” diyerek çıkıştım Barış bilgisayarın başından kalkıp yanıma geldiğinde bir adım geriledim ve daha fazla yaklaşmaması için onu uyardım. “Ben senin sevgilin olacağım Gaye ise Ege’nin” bir saniye Ege ne alakaydı? Onunda bu olaydan haberi vardı ve bana söylememiş miydi? Ona bunun hesabını çok pis soracaktım beti benzi atana kadar boğacağım o aptalı. “Peki,” diyerek kabul ettiğimde bu sefer Barış’ın kaşları çatıldı. Hep benim çatılacak değil ya, biraz da onunkiler çatılsın. “Kabul, Ne zaman bu operasyon?” Arkamdan gelen adım sesleriyle beraber onun sesi duyuldu “Yarın akşam.” Başkomiser Serdar Altılay.
Devam Edecek..
|
0% |