Yeni Üyelik
17.
Bölüm

Böüm.15 Hoşcakal Ukala Kız

@azamet_29_2

Selam canlar. Yeni bölüme hoşgeldiniz. Hatalarım varsa affola.
Keyifli okumalar dilerim.

Oylar ve yorumlar itina ile alınır 🤗
****************************

Alparslan arkasını dönüp diğerine baktı.

" So the query is over."
" Böylece sorgu bitti."

" Yes."

" Güzel." Dedi Alparslan.

Aynı anda arkası döndüğü gibi karşısında kendisine bakan Eric'e dikti gözleri. Sol eliyle yakasından tuttuğu gibi sağ yumruğunu suratının ortasına geçirdi. Adam geriye sendelerken, Sezai Alpo! diye bağırsada ikinci yumruğa engel olamadı. Alparslan'ın ikinci yumruğu Eric'in burnunda patladı.

" O elin bir daha bu kızın bir yerine dokunursa hele ki morartırsa keserim o elini. Eric! "

Adam eli kanlı burnunda yattığı yerden boğa gibi soluyan Alparslan'a baktı. Pis bir gülümseme yolladığında Alparslan'ın devam eden atağını Sezai kesti. Kolundan tutup geriye çekerken Alpo! Diye bağırdı.

Alparslan'ın devam eden sinirli bakışları yerdeki adamdan kıza döndü. Başı önünde sessizdi.
Yerdeki adamı bırakıp kızın yanına geldi. Kolundan tuttu.

" Kalk gidiyoruz."

Kız başı önünde ayağa kalkarken aynı anda odada ki diğer adam yapıştı koluna.

" The girl will be with us from now on."
" Kız bundan sonra bizimle olacak."

" No! " Dedi Alparslan dişlerinin arasından.

" Yes!"

" Alpo! "

Sezai girdi araya.

" Bundan sonrası Alexde. "

Alparslan adının Alex olduğunu yeni öğrendiği adama baktı öfkeli. Aynı anda kızı duydu.

" İi-İzmir.."

Sinirli bakışlarını karşısındaki adamdan kıza çevirdi. Boncuk boncuk ter içinde olan alnını, baygın bakışlarını gördü ve titreyen ellerini. Gözleri irice açılırken Cenk! diye bağırdı. Aynı anda kızın kayan gözlerini gördü. Ardında olduğu yere yığılan bedenini yakaladı. Kızın elindeki oyuncak yere, bedeni Alparslan'ın kollarının arasına, başı geriye düştü. Cenk kapıdan içeriye dalarken Alparslan kızı hızla kucağına alıp,

" Hemen şekerli ılık su al gel. Şekeri düştü."

Panikleyen Cenk fırladı gitti.

" Şekeri mi var? " dedi Sezai Alparslan kadar olmasada telaşlı. Odadan çıkarken cevapladı adam.

" Şeker hastasıymış.
Şekeri düşüyormuş."

Hızlı adımlarla koridordaki dinlenme odasına yürürken hemen arkasında Sezai ve Alex vardı. Önüne geldiği kapıyı ayağıyla açarak içeri girdi.
Oturmakta olan bir kaç kişiye,

" Boşaltın odayı! " diye bağırdı.

Adamlar apar topar çıkarken kucağındaki kızı büyük koltuğa getirerek yatırdı. Sehba üzerindeki kalın iki klasörü ayaklarının altına koyarak bacaklarını yükseltti. O sırada Cenk girdi kapıdan elinde bir bardak suyla. Alparslan'ın yanına gelip beklerken, Alparslan bir eliyle kızın yanaklarına hafif hafif vurarak ayıltmaya çalışıyordu.

" Nisan?
Nisan iyi misin?
Uyan.. "

Kız gözlerini aralayıp yavaşça başını sallarken Cenk'ten aldığı bardak elinde boştaki eliyle kızın başını biraz kaldırıp bardağı dudağına dayadı.

" Yavaşça iç."

Kız titreyen elleriyle adamın elinden tutarak bir kaç yudumda içti suyu. Bardak bitince geriye bıraktı kendini.
Gözlerini kapatıp nefesini düzenlemeye ve kendine gelmeye çalıştı. Kısa süre gözleri kızın yüzünde inceleyerek bekledi Alparslan. Ardından,

" Daha iyi misin? "

Dedi yenileyerek.

Başını salladı kız.

" Hıhı! "

Gözleri kapalı elleriyle iki yanını yokladı.

" İzmir nerede? "

Dedi. Bitkin geliyordu sesi.
İzmir adını verdiği oyuncak tavşanı arıyordu elleri.

Cenk'e baktı Alparslan.

" Alıp geliyorum."

Dedi adam tekrar çıkarak. Bu sırada arkalarındaki iki adam birbirine baktı.

" Alex.
we need to talk."
" Alex. Konuşmamız gerek."

Dedi Sezai. İki adam dışarıya çıkarken Cenk elinde tavşan geri döndü. Alparslan tavşanı alıp kızın eline bıraktı. Sıkı sıkı tuttu kız oyuncağı göğsüne bastırırken.

Bir süre dinledikten sonra gözleri açıldı kızın.

" Gittiler mi?"

İki adam kıza bakarken Alparslan,

" Kim gitti mi? "

" O Alex denen herif."

" Evet."

" Zor tuttum kendimi."

" Ne? Nasıl yani?
Yoksa numara mı yaptın? "

" Sayılmaz." Dedi kız.

" Şekerim düştü evet. Ama bayılmadım.
O kadar kötü değildim.
Sıkıldım o aptallardan o yüzden.
Baktım sen de daha büyük maraz çıkaracaksın araya girdim."

" Üçkağıtçı."

Dedi Alparslan gözlerini kısarak kıza bakarken.

" Bende Nisan memnun oldum."

Dedi kız sırıtarak.

" Yardım et de kalkmayım. "

Kızın uzattığı elini tutup oturmasına yardım etti Alparslan. Ardından Cenk'e döndü.

" Cenk yemek isteyelim.
Hanfendinin şekeri yerinde kalsın.
Kahvaltıdan sonra birşey yemedi."

" Tamam.
Namık amcayı arayım bize üç kişilik döner pilav ayran salata falan paketlesin yollasın. "

" Tatlı da eklesin."

" Tamam hemen arıyorum."

&

Yarım saat sonra gelen yemeklerin paketleri açılıp ortadaki büyük sehbahaya konuldu. Koltuklara oturup yemeğe başladılar. Alparslan kızı izleyerek yavaş yavaş yerken Nisan'ın iştahı yerindeydi. Düşen şekerini çıkarmak istercesine gözünün yaşına bakmadan yiyordu yemeğini ve salatasını.
Tuttuğu son lokmanın üzerine ayranı kafasına dikerken odanın kapısı açıldı. Hâle girdi içeri.

" Afiyet olsun. "

" Gel beraber olsun."

Dedi Cenk gülümduyordu. Bu arada hâlâ kıza açılamadığı geldi aklına.

" Sağolun ben yedim."

Başını salladı Alparslan. Niye geldin dercesine.

" Acil toplantı varmış. Sezai müdürde toplantı odasında. İkinizi çağırıyor. Şu son olaylarla ilgili."

İki adam birbirine baktı. Alparslan ellerini peçeteye silip yerinden kalkarken Cenk'te arkasından kalktı.

" Hâle biz dönene kadar Nisan hanımın yanında kal."

" Tamam." dedi kız Nisan'ın yanına gelirken. İki adam kapıdan çıkarken Nisan'ın başı önüne düştü. Elindeki ayranın kalanını sehbaya bıraktı. İştahı kaçmıştı. Bu toplantının hayra alamet olmadığını biliyordu.

Başını önünden kaldırıp Hâle'ye çevirdi gözlerini. Kızın yüzündeki ifade haklı olduğunu söylüyordu.

" Çay içer misiniz? "

" Teşekkür ederim. İçmem."

Hâle sehba üzerindeki kalabalığı toplarken Nisan küçük ıslak mendil paketinden aldığı mendille ellerini silip geriye yaslandı. Ayakkabılarını çıkarmadan dizlerini kendine çekti. Yanındaki tavşanını göğsüne yaslayıp sarıldı sonra.
İçine bir huzursuzluk çökmüştü. Alex denen o ajanın sözlerini hatırladı.

Kız bundan sonra bizimle olacak!

Bundan sonra yanında Alparslan olmayacak mıydı. O adamlarla birlikte mi kalacaktı. Öyleydi galiba.

Üç tane suratsız ajan!

Dedi içinden. Alparslandan ayrılmak istemediğini farketti. Onun varlığına ve korumasına alışmıştı. Başka birilerini istemiyordu. Bu iş bitene kadar yanında onun olmasını tercih ederdi. Ama Alparslan'ın müdürü bile sen artık karışmayacaksın Alpo diyordu.

Derin bir nefes çekip bıraktı. İşler fena karışmış, sıkıntı büyük sorun ulusal güvenlikti. De. Kendisi pisi pisine dahil olmuştu konuya.
Kendi kendine söylendi durdu.

Sıçayım böyle işe. Benim ne alakam var ya! Kod falan yok bende. Ama peşimde bir it sürüsü yanımda üç tane goril olacak. Allah'ın cezası adam. Ölürken rahat bıraksaydın beni.

*****

Kız dakikalarca gidip geldi bu düşünceler arasında. Ne yapabileceğini bu durumdan nasıl kurtulabileceğini düşündü durdu.
Dakikalar sonra ne yapabileceğini bulamadı ama nasıl kurtulabileceğini buldu. Aklına gelen tek bir çözüm vardı. O da peşindeki adamların yakalanması..

Onlar yakalandığında hem babasının içinde olduğu sorun çözülürdü hem de peşindeki adamlardan kurtulurdu. Zaten yapılması gereken de yapılacak şey de buydu. Ama onlar yakalanana kadar yanında ajanlar yada polisler olacaktı. Rahat bir hayat isterken eski hâlini arar hâle gelmişti.

Kapı sesiyle çıktı dumanlı düşüncelerinin arasından. Gelen Alparslandı.

Hâle ayaklanıp kapıya yürürken adam kızın karşısındaki koltuğa geçip oturdu. O an adamın elinin üzerindeki küçük kesikleri gördü kız. Kesin bir yere yumruk attı. Diye geçirdi içinden.

" Eline ne oldu."

Dedi elini izlemeye devam ederek.
Alparslan bacağının üzerindeki eline baktı bir kez daha.

" Önemsiz! "

Dedi gözleri hâlâ elinde.
Kız gözlerini adamın elinden kaldırıp yüzüne çevirdi.

" Ne oldu toplantıda? Neye kızdın? "

Nisan az çok tanımıştı adamı.
Alparslan'ın gözleri önünden kalkıp kızı bulurken, toplantıda konuşulanları yeniden hatırladı adam.

Odaya girdiğinde sadece Amerika'lı ajanlar ve Sezai müdür yoktu odada. Müdürünün de üstünde biri daha vardı.

Ve yüzündeki ifadeden Alparslan'ın hakkında bir şeyler duyduğu gün gibi aşikardı. Dahası kimden duyduğu da. Hemen yan koltukta oturan Eric'in pis bakışlarından belliydi zira o kişinin Eric olduğu.

Üzerlerindeki bakışlar eşliğinde gelip masada kendilerine ayrılan sandalyelere oturmuşlar ardından konuya giren adamı dinlemeye başlamışlardı. İlk cümle,

" Burada konuşulan herşey burada kalacak." Olmuştu.

Ardından Baykuş'un Amerika'dan ayrıldığı andan itibaren başlayan hikâye, bir saat sonra kızı Nisan Yamaner'in bundan sonra Alex ve Eric ile birlikte kalacağı ve yarın akşam Amerika'ya döneceği cümlesiyle bitmişti.

"Kız bu gece burada kalacak."

Demişti Sezai müdür.

" Yarın sabah da Alex ve yanındakilerle birlikte geçici bir yere götürülecek. Ardından gece uçağıyla Amerika'ya dönecek. "

Bu süre içinde sadece Amerika'lı ajanlar olacaktı yanında. Son duyduğu cümlelerle Alparslan'ın sabrı taşmıştı.

" Müdürüm izninizle bende Nisan hanımın yanında olmak istiyorum. Onu herkesten iyi tanıyorum."

Demiş karşısında kendisine izleyen gözlere dikmişti gözlerini ve devam etmişti.

" Ve herkesten iyi koruyabilirim. "

Alex alaycı gözlerle bakmış,

" FBI ajanlarından daha iyi koruyacaksın öyle mi? " Demişti çat pat türkçesiyle.

O sırada Sezai yeniden girmişti araya.

" Alpo zorlama artık. Bitti. "

Demişti ciddi ciddi. Ardından,

" Alparslan bey! "

Demişti diğeri.

" Neden bu kadar abartıyordunuz anlamıyorum. Bu bir görevdi ve görevinizi tamamladınız. Cezanızda kaldırıldı. Bundan sonrasını onlara bırakıp,"

Göz ucuyla ajanlara bakarak tamamlamıştı cümlesini.

" Evinize dönün."

Sonunda da ayağa kalkıp,

" Toplantı bitti konu kapandı." Diyerek odadan çıkmıştı.

Geride kalan Alparslan'ın Sezai müdüre döktüğü dillerde bir işe yaramamış son karar verilmişti artık. Kız pis pis bakan bu üç yarma ile kalacaktı. Alparslan'a da sinirini kapının camından çıkarmak kalmış odadan çıkarken kapı canını yumruklayarak aşağı indirdikten sonra kızın yanına dönmüştü

&

" Nisan.."

" Hmm."

" Toplantının konusu..."

" Biliyorum..."

Dedi adama bakmaya devam ederken.
Biliyordu.

" Sonuç ne? "
Adam yorgun ve canı sıkkın şekilde verdi yanıtı.

" Bu gece burada kalacak, yarın gecede Amerika'ya döneceksin. Bu olay çözülene kadar orada kalacaksın."

" Yani eve mi dönüyorum? "

" Evet!
Ve..."

" Ve, ne? "

Kızın mavileri adamın mavi gözlerinde cevabı bekliyordu sakin olmak için çabalarken.

" Benim...
Görevim. Burada bitiyor."

Duraksayarak söyledi cümlesini adam. Yüzü asıldı kızın. Sol yanında bir ağırlık hissetti nedenini bilmediği. Boğazı düğümlendi nedense. Sesi kesildi. Alparslan,

" Bundan sonra Alex ve Eric bir de o diğeri... 24 saat yanında onlar olacaklar. "

Derken kız adamın yüzünü izliyordu hâlâ. Aslında içindeki duyduğuyu sorguluyordu.

Neden böyle garip olmuştu. Alparslandan ayrılmak neden tuhaf hissettirmişti ki. Eninde sonunda ayrılmayacaklarmıydı zaten. Diğer ülkelerde de yanında korumalar olmuş zamanı gelince onlarda bırakıp gitmişlerdi.

" Nisan? "

" Ha! Ne? "

" İyi misin?
Dalıp gittin. "

" İyiyim.
Sadece evden ayrılırken kesinlikle geri dönmemek üzere çıkmıştım. Annemin yanına kaçma planları yaparken şimdi geri dönmek...Ve babasız olarak dönmek...

Zaten sevmiyordum o adamı. Beni annemden zorla ayırdığı için her zaman kızgındım ona.
Ama garip hissettim..."

Dedi başka şeyler söyleyerek. Ardından unursamaz davranmaya çalışarak,

" Bari çantamı alsaydım gelirken."

Dedi. Yerinde doğruldu.

" Senin evinde kaldı.
Birde kıyafetlerim.
Çamaşır makinesinde kaldılar. "

Gülümsemeye çalıştı adam.

" Çantanı aldırım evden.
Kıyafetler zaten senin değildi."

" Doğru."

Dedi kız.

" Kız arkadaşının kıyafetlerini vermiştin bana."

İkiside gülümsedi.
Oysa eski komşusuydu yaşlı kadın.

" Neyse. Otelden eşyalarını da aldırırım. Evine döndüğünde istediğin kadar marka kıyafetlerin olacak elinin altında. "

" Evet eve döndüğümde daha rahat olacağım. Sadece.."

Dedi ve durdu. Sesindeki titremeyi bastırmaya çalıştı.

" Etrafımda yine tanımadığım adamlar olacak."

Alparslan geriye yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi.

" Sana yeni bir eğlence çıkacak. Her birine yeni isimler takarsın artık. Üçü de Amerikalı olduğu için eyalet isimleri. "

" Aa. Yok!
Goril bir.
Goril iki.
Goril üç, derim ben onlara. "

Histerik bir gülümseme belirdi adamın yüzünde. Alemdi bu kız. Evet öyle ki nedenini bilmediği ama gözlerinden okuduğu üzüntüsünü saklamaya çalışacak kadar alemdi.

" İstediğin bir şey varmı?
Çay, kahve."

Kız kısa bir an düşündü.

" Evet. Şu üçü bir arada olanlardan kocaman bir kupa kahve ve bir paket sigara birde sen."

Şaşırdı Alparslan..

" Sigara kahve neyse de neden ben? "

" Sohbet ederiz..
Sabahı nasıl edeceğiz."

" Tamam." Dedi adam. Yerinden kalkıp odadan çıktı. On dakika sonra elinde koca kupalarla iki kahve ve bir paket sigara ile geri döndü.

Hâlâ aynı yerde oturan kızın karşısına geçip oturdu.
Kupanın birini kızın önüne diğerini kendi önüne bıraktı. Paketten çıkardığı bir dal sigarayı çıkarıp kıza uzatırken,

" Sigaradanda alkolden de nefret ettiğini söylemiştin."

" Evet." Dedi kız sigarayı alırken.

" Ama babama kızdığım için içtiğimide söylemiştim.
Şimdide o yüzden içiyorum. Babama kızgınım."

Diyerek yaktı sigarasını. Derin bir nefes çekip bıraktı. Ardından sıcak kahveden bir yudum aldı. Kupayı sehbaya bırakırken koltuktaki tavşana ilişti gözü. Yırtık olan dikişlerine baktı. Ve belinde takılı paket lastiğine.

İçinde bir şey olmamasına rağmen Alparslan tarafından sökülmek zorunda kalmıştı.

İçinden eve gidince diktiririm artık diye düşünürken vaz geçti. Böyle kalmasına karar verdi. Bu hâli ona Türkiye'yi ve İzmir'li İzmir'i yani Alparslan'ı hatırlatacaktı.

Gözlerini yeniden karşısında onun gibi sigara içen adama çevirdi.

" Ne zaman özgür olacağım dersin? "

" Peşindeki adamlar yakalandıktan sonra bir süre daha koruma altında kalırsın. Tamamen güvende olduğunu düşündüklerinde seni başka bir kimlikle başka bir şehre veya ülkeye yerleştirirler büyük ihtimalle. Bir sürede bu şekilde uzaktan takip ederler. Güvende olduğunu düşündüklerinde tamamen serbest kalır dediğin gibi özgür olursun."

" O zaman istediğim her yere gidebilirim değil mi? "

" Tabi ki."

" Annemi görmek için biraz daha beklemem gerekecek galiba."

Kızın sıkıntılı hâline baktı adam.

" En son ne zaman gördün anneni. Yada konuştun? "

" Çook, çok uzun zaman önce.
Babam hiç bir zaman izin vermedi onu görmeme yada görüşmeme."

" Ya annen. "

Dedi Alparslan.

" Annen neden görmeye gelmedi? "

" Eminim babam izin vermemiştir. Yoksa gelirdi. Hangi anne evladını görmek istemez ki."

Derin bir nefes daha çekti sigarasından.

" Yaşarken de huzur vermedi ölürkende.

Bu arada..
Cenazesi ne oldu?"

" Amerika'ya gönderilmiş. Üzgünüm ama sen dönene kadar defnedilmiş olur."

Önüne düştü kızın bakışları. Orada olsaydı babasının cenazesine katılırmıydı acaba.

Katılırdım. Diye düşündü. Sevsin yada sevmesin babasıydı o adam.

" O adamları nasıl bulacaksınız? "

Gülümsedi adam.

" Elbette bir yolunun buluruz biz. Sen kafayı takma. Sadece sağ sâlim evine dön. O kasıntı Alex beğenmesede türk polisinin elinden hiç bir suçlu kurtulamaz."

Geç saatlere kadar sohbet ettikler. Sonunda da hareketli gününde etkisiyle kız koltukta sızıp kaldı. Alparslan elinde sigara karşı koltukta kızı izlemeye devam ederken kız kolları arasında tavşanı derin derin uyudu.

*****

Sabah olmuş kahvaltı yapılmış kızın eşyaları ve çantası getirilip kıza teslim edilmişti. Valizi garajdaki arabaya yerleştirilmiş çantası ve tavşanı elinde odada bekliyordu. Az sonra kapıdan Alparslan ve Cenk girdiler.

Adam sessizce kendini izleyen mavilerde gezindi bir kaç saniye. Hiç istemiyordu gidiş saati geldi. O üç goril aşağıda seni bekliyor demeyi.

" Evet gitme zamanı geldi galiba." diyerek bu cümleleri kurmaktan kız kurtardı Alparslan'ı.

" Evet. Araç aşağıda seni bekliyor."

Derken sol yanında bir huzursuzluk hissetti adam da kız gibi.
" Tamam." dedi kız. Odadan çıktılar. Birlikte ve sessiz asansöre yöneldiler. Yine sessizce binip Cenk'in garaja inen G tuşuna basmasından sonra hareket etti asansör aşağıya doğru ağır ağır.

Adam kıza kız adama kısa bakışlar atıyor ama ağızlarından tek kelime çıkmıyordu. Az sonra durdu asansör. Kapı açıldı. Florasan lambaların yer yer aydınlattığı garajda asarsör önünde bekleyen biri minibüs iki araç onları bekliyordu.

Kız durdu. Yan kapının önünde ki Eric'e içerdeki koltukta oturan Alex'e direksiyonda ki o siyahi adama baktı. Dakikalardır onları bekliyorlardı. Bu adamların yainda gitmeyi hiç istemiyordu aslında ama yapacak bir şeyi de yoktu.

Arkasına döndü. Bir Cenk'e bir Alparslan'a baktı. Gözleri anlayamadığı şekilde dolmak üzereydi ama engel oldu. Yüzüne sahte bir maske taktı.

" Eveeeet!
Karagöz ve İzmir'li İzmir..
Artık sizden kurtuluyorum."

Alparslan kollarını göğsünde birleştirdi.

" Bizde senden ukala Nisan Yamaner."

Aslında ikisininde demek istediği bu değildi. Ve bunu ikisi de biliyordu.

" Doğru dur da başkalarına bakıcılık yapmak zorunda kalma."

Dedi kız araca doğru yürürken.

" Gerçekten ukalasın."

Kız yürüdü yürüdü tam Eric'in yanında durdu. Sonra aniden geriye dönüp Alparslan'ın yanına gelip aniden kollarını adamın beline dolayarak yüzünü göğsüne kapattı.

Adam şaşkın gözleri kocaman oldu. Nisandan böyle bir hareketi kesinlikle bekleniyordu çünkü. O aksi ukala ve küfürbaz bir kızdı.

Yaşadığı anlık şaşkınlıktan kurtulup ardından kollarını kıza doladı. Belliki buna ihtiyacı vardı.

" Teşekkür ederim İzmir. Yaptığınız herşey için.

Ve özür dilerim. Yaptığım herşey için."

Saniyeler sonra,

" Gitmemiz gerekiyor. "

Diyen Alex'in bozuk türkçesi kızı kendine getirirken,

" Sesini sikeyim senin." diye hırladı adam. Geri çekildiğinde ağlamamak için zor tutuyordu kendini kız.

" Bu işler bittiğinde tatile buraya geleceğim."

" Tamam." Dedi Alparslan.

Kızın elindeki tavşanı alıp cebinden bir kalem çıkardı. Tavşanın kulağının içine birşeyler yazdı ve kıza verdi.

Ardından kolunu kızın beline sardı arkadan. Araca yönledirip binmesine yardım etti. Kız koltuğa otururken Alex'e döndü.

" Onu koruyamazsanız tek tek bulurum sizi."

Dedi ve geri çekildi. Eric çatık kaşlarla kapattı kapıyı. Ardından hızlı adımlarla öndeki adamın yanına binip oturdu. Saniyeler sonra hareket eden minibüsün arkasından baktı adam.

" Hoşçakal ukala kız."

*****************************

Selâm canlarım.
Bölüm sonu. Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın 🤗

Loading...
0%