@azamet_29_2
|
"İyileş bir an önce. "O ne demek ya." "Anlarsın. Güneş derin bir nefes vererek gözlerini kapattı. "Bu ne biçim şans ya. Dediğinde dişlerimi birbirine bastırdım. "Çok aptalsın. Dedim ve sustum devam etmedim. "Yediğin dayakla kaldın "Her neyse. Dedim lafı çevirerek. "Ağrın varmı? " "Yok." Dedi somurtarak. "Olursa söyle." "Daha ne kadar burda kalacağım. "Bilmiyorum. "İç kanamamı.? "Nasıl hatırlayacaksın. Pınar'ın sayesinde hayattasın. "Sevgilinden öyle birşey yapmasını istemedim. "Sevgilim?" Dedim şaşkın. "Rahat bırak beni. Dedi başını diğer yana çevirerek. "Uyu bakalım. " Dedim konuşacaklarımı yarına erteleyerek. O gözlerini kapattığında bende kendimi koltuğa bıraktım. "Uyu Cadı. Bir süre öylece arkası dönük Güneş'i izledim. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Cadının inleme sesiyle uyandım. Uykusunda hem kıpırdanıyor hem inliyordu. İlk çalışta açtı. "Alo. "Pınar, kızın ağrısı var. "Tamam geliyorum şimdi." Telefonu kapatıp Güneş'e baktım. Pınar gelene kadar Güneş uykusunda dişlerini birbirine geçirerek inleyip durdu. Pınar geldiğinde. "Niye geciktin." Dedim kızarak. "Ağrıdan dişlerini sıktı durdu." "İlaç yoktu gelirken ecza deposundan aldım." Pınar elindeki ilacı şırıngaya çekip damar yolundan verdi. "Üzülme birazdan geçer ağrısı. Dedi sırıtarak. "Komik değil. " Hıımm. " "Hakan yarın burada mı?" "Evet, neden? " "Şu kızla bir konuşsun istiyorum. Üstelik kendini annesinin katili sanıyor." " Annesi hakkında bir şey diyemem ama , ağlama konusuna gelince, belkide göz pınarları kurumuştur." "O ne lan, öyle bişeymi var?" "Evet var. "Bu kızın durumu öyle bir şey değil. Yarın Hakan bi görsün." " Görsün diyorsun da, ya kız istemezse. "Bir şekilde konuşur Hakan." "Neyse benim gitmem lazım nöbetçiyim." "Tamam sağol." Pınar gidince yine koltuğa oturup Güneş'e baktım. Hareketleri yavaşlamaya sesi azalmaya başladı. Bir süre sonrada sızdı kaldı. Bu kadar acıya bir erkek bile zor dayanır. ***** Sabah uyandığımda etrafımda kimse yoktu. Hâlâ ağrılarım vardı. O kadar serumdan sonra lavaboya gitmem gerekiyordu ama kalkamıyordum. Yardıma ihtiyacım vardı. Yatağın yanındaki hemşire düğmesine bastım. "Hemşire hanım lavaboya gideceğim yardım edermisiniz." Dedim. O sırada odaya Bora girdi. "Ne oldu sorun mu var." Dedi telaşla. "Senlik bişey değil çık." Dedim. "Hemşire? " Dedi, beni duymazdan gelerek. "Lavaboya gitmek istedi sorun yok." Dedi kız. Bora yanımıza gelerek. " Bana bırak." Dedi, beni kucağına almak isteyerek. " Bırak! Kendimi geriye çekerek. "İnat etme, ayakta bile duramazsın. " "Dururum sana ihtiyacım yok." İnatla istemedim. Kaşları çatık geriye çekildi. Hemşirenin yardımıyla önce yatağın kenarına oturdum. Tam düşecekken Bora tuttu kollarımın altından. "İnat etme Cadı." Dedikten sonra kucağına kaldırdı. "Söyledim bacakların iyi değil,bir süre böyle güçsüz olacaklar." Bense içimden kendime küfürler savunuyordum. O pislik herif bacaklarımı tekmeleyip durmuştu, bu da faturasıydı. Bora banyoya girince hemşireyi de çağırdı. "Siz burda yardım edebilirsiniz." Dedi ve çıktı. Hemşirenin yardımıyla işimi halledip yatağa dönecekken yine Bora'nın yardımına muhtaç olmuştum. Beni kucağında tekrar yatağa getirirken ki halim acınasıydıydı. Beni yatağa bıraktığı anda arkamı dönüp örtüyü üzerime çektim. Bora hiç birşey söylemeden odadan çıktı. Bora'nın ardından hemşire yanıma gelerek serumu tekrar takmak isteyince, "Takmayın istemiyorum." Dedim. "Ama olmaz. "İstemiyorum dedim. " Diye söyledim yüksek ve sinirli bir sesle. "İlaçları başka şekilde verin. Ama serum istemiyorum. Hemşire beni ikna edemeyince mecbur, bırakıp çıktı. Şimdi gidip Pınar hanfendiye beni şikayet edecekti eminim. Allah'ım ne yapmalıyım. Ne yapacağımı şaşırdım. Olduğum yerde doğrulup pencereye baktım. Bacaklarım gerçekten beni taşımak istemiyordu. Arkamı pencereye döndüm. Şuan bir bacağım dışarıda bir bacağım içeride sırtım ve başım çerçeveye yaslı manzarayı izliyordum, kendimi aşağı bırakmadan önce son kez. O sırada kapı açıldı. Korkuyla, "Güneş.!? Dedi. "Güneş yapma! Dedi. Sonra yanındaki hemşireye, "Oya çabuk git Bora'yı ve Hakan'ı çağır." Diyerek yolladı. "Bir adım daha atma." Dedim sakin şekilde. "Geri çekil. O sırada paldır küldür Bora ve yanında biri daha geldi. Bora, "Güneş? "Sakın yanlış bişey yapma. Dedi yine elleri yarı havada. "Artık kimin ne dediğini umursamıyorum. "Rahat bırakın artık beni. "Güneş saçmalama. "İstemiyorum. "Güneş. " Dedi Bora'nın yanındaki adam. "Güneş bana bak lütfen. Dediğini yapıp gözlerine baktım. "Benim adım Hakan. Dediğinde bir Pınar'a bir Bora'ya baktım. Sevgili değillermiş diye geçirdim içimden. "Aynı zamandada doktorum." Dedi devam ederek. "Güneş. "Nerden biliyorsun doktor. Dedim ince bir gülümsemeyle. "Ben... Ne yapsam olmuyor beceremiyorum. "Şuan sağlıklı düşünemiyorsun Güneş. "Sen... Her gün babandan sevgi yerine dayak görmek nedir bilir misin? Bilmezsin. "Yeni bir hayat çözer. Bora bana doğru bir adım attı. "Farzetki burdan atladın ve öldün. Bora'ya baktım. "Yapma Güneş. Sonra bir adım daha yaklaştı. Bir daha bunu yapma sakın. ************************** Evet Bölüm sonuuu. |
0% |