@azamet_29_2
|
Selam canlarım. ********************************** Gözlerimi boynumdaki ağrı ile açtım. Yerimde doğrulduğumda boynuma birde sırtımın ağrısı eşlik etti. Ayağa kalkıp uzun uzadıya esnedim. Gece Pınar'ın verdiği ilaçtan sonra ağrısı geçmiş sızıp kalmıştı kız. Güneş'e yaklaşıp yüzüne baktım. Saçlarının bir kısmı yüzüne dağılmıştı. Kıvırcık olan saçları dağıldığında resmen kabarıyordu. O an aklıma o şerefsiz geldi. Dişlerimi ve yumruklarımı sıkarak bu kez o adamın yüzünü hatırlamasını umarak sinirle odadan çıktım. Koridorun sonundaki pencerenin yanına gelerek pencereyi açtım. Pınar olsa hastanemde sigara içme derdi eminim. Evet burası Pınar'ın hastanesiydi. Sigaramı içerken bir yandan da koridordaki insanları izliyordum. Sekreterler ve hemşireler nöbet değişimi yapıyordu. O sırada hemşirelerden birinin koşarak Güneş'in olduğu odaya girdiğini gördüm. Ters giden birşey olduğunu düşünerek elimdeki sigarayı camdan atıp koşar adım odaya döndüm. Kapıyı açarak hızla içeri girdim. "Ne oldu sorun mu var." Dedim telaşla. Güneş sinirle bakarak. "Senlik bişey değil çık." Dedi. Ona aldırmadım tabi. "Hemşire? " Dedim. Duymazdan gelerek. Hemşire kız: "Lavaboya gitmek istedi sorun yok." Diyince yanlarına gelerek. " Bana bırak." Dedim. Ayağa kalkamayacaktı biliyordum. Kucağıma almak istedim ama, " Bırak! Diye çemkirdi yine kendini geriye çekerek. "İnat etme, ayakta bile duramazsın. " "Dururum sana ihtiyacım yok." Diyince kaşlarımı çatıp geriye çekildim. İçimden, "Kalkta kendin gör Cadı." Dedim ama düşmesinide istemiyordum. Hemşirenin yardımıyla önce yatağın kenarına oturdu. Ama anında boşa basmış gibi olunca "İnat etme Cadı." Dedim,kucağıma alırken. Güneş zayıf bir kızdı. "Söyledim bacakların iyi değil,bir süre böyle güçsüz olacaklar." Dedim. Yüzünün halinden dişlerini birbirine bastırdığı belli oluyordu. Banyoya girince hemşireyi de çağırdım. Güneş'i klozetin üzerine bırakıp, "Siz burda yardım edebilirsiniz." Dedim ve çıktım. Banyonun dışın da bir süre bekledikten sonra hemşirenin çıktığını görünce yüzüne baktım. Başıyla aşağı yukarı işaret verince içeriye girip tekrar kucağıma aldım. Hiç bir tepki vermeden sadece önüne bakıyordu. Ne hissettiğini ne düşündüğünü tahmin edebiliyordum. Acınacak halde olduğunu düşünüyor ve utanıyordu. Hakan'ı bulup konuşmak için asansöre yöneldim. Hakan da Pınar la aynı kattaydı. Kapıyı çalmadan direk girdim. "Tam tahmin ettiğim gibi. "Sanane lan. Etrafa baktım. "Az önce viziteye çıktı. "İyi." Dedim, yanına gelip kolundan tutarak. "Sende geliyorsun. " "Nereye lan." "Cadı uyandı. "İyi tamam, bırak kolumu ben kendim yürürüm." Hakan'la birlikte asansöre binip kata çıktık. "Hakan bey bende sizi çağırmaya geliyordum. Dediğinde tepemden kaynar su boşalmış gibi hissettim. Koşarak odaya döndüm. Odaya girdiğimde. Güneş'i pencerede bir bacağı dışarda bir bacağı içerde gayet rahat çerçeveye yaslanmış, Pınar'la tartışırken gördüm. Pınar'ın yanından geçerek, "Güneş? "Sakın yanlış bişey yapma. Dedim ellerimi yarı havada turarak. Anî bir hareketimle aşağı düşmesini istemiyordum. "Artık kimin ne dediğini umursamıyorum. Sesi sakindi ve hoşuma gitmemişti. "Rahat bırakın artık beni. "Güneş saçmalama. "İstemiyorum. "Güneş!" Hakan da gelmişti. "Güneş bana bak lütfen. Dediğinde Güneş dediğini yapıp Hakan'ın gözlerine baktı. Hakan: "Benim adım Hakan. Güneş bir bana bir de Pınar'a baktı. Sevgili olmadığınızı anlamıştı sanırım. Hakan: Diye devam etti. "Güneş. "Nerden biliyorsun doktor. Ne yapsam olmuyor beceremiyorum. Hakan Güneş'i ikna etmek için elinden geleni yapıyordu. "Şuan sağlıklı düşünemiyorsun Güneş. Ama Güneş'in ikna olmaya niyeti yoktu. "Sen... Her gün babandan sevgi yerine dayak görmek nedir bilir misin? Bilmezsin. "Yeni bir hayat çözer." Dedim. "Geçmişine bir perde çekip geleceğe bir pencere açalım birlikte." O an aklıma gelenleri hiç düşünmeden söyledim. Yaptığı şeyden vazgeçirmek için konuşmaya devam ettim. "Farzetki burdan atladın ve öldün. Gözlerini bana çevirip baktı. Pencereye doğru bir adım daha attım. "Yapma Güneş." Dedim. Sonra sakin şekilde bir adım daha yaklaştım. "Bir daha bunu yapma sakın. Kucağımdaki Cadı'yı yatağa taşırken, "Bir daha kendini öldürmeye kalkarsan seni öldürürüm." "Söz veriyormusun.? " "Sen manyaksın gerçekten." Dedim Güneş'i yatağa bırakarak. Hakan yanımıza gelerek, Güneş'e baktı. "İyimisin. Güneş yatakta bacaklarını aşağı sarkıtmış ellerini kucağında birleştirmiş yüzü ellerine dönük şekilde konuştu. "Hata değildi cesaretimi zar zor toplamıştım. "Saçmalamayı kes artık. "Sana soran yok." Pınar: Güneş Hakan'a baktı. Birden elini alnına koyarak kahkaha ile gülmeye başladı. Biz ona bakarken o hâlâ gülmeye devam ederek. " Yani... Dedi birden susarak. "Galiba gerçekten kaçırdım yada çok az kaldı. " Hakan: Güneş: Dedi yatağa uzanıp arkasını dönerek. "Tamam. Dedi Hakan. "Ne mutlu bana. Pınar: "Güneş, serumu takmamız lazım. "İstemiyorum." "Güneş çabuk iyileşmek istiyorsan söyleneni yap." Dedim. Güneş önce sessiz durdu. Pınar da elindeki girişe serumu tekrar taktı. Pınar ve Hakan çıkarken Pınar'a yaklaşıp. "Ben burda kalacam." Dedim kısık sesle. "İyi olur aynı şeyi tekrar edebilir. Yanında birileri olmalı bir süre. Onların ardından kendimi koltuğa bıraktım. Güneş hâlâ arkası dönük ve sessiz duruyordu. Bu şekilde yarım saat kadar durduk. Sonunda ayağa kalkarak yatağın yanına gelip baktım. "İlaç ne için." Dedim. Kız önce Güneş'e baktı. "Sakinleştirici." Dedi. " Pınar hanım biraz uyusun kendini toplasın. Dedi." ***** Güneş gün boyu uyudu. "Vücudu zayıf düşmüş. Bir süre oturduğum yerde onu izledim. "Anlat. Ne yaptın." "Abi. Akın görüntüleri tarıyor. "Ivan.?" " Ivan.? Mort.Ölmüş." "İyi olmuş. " "Bir şey daha var abi." "Ivan'ın kolunda akrep dövmesi çıktı. "Yani kızda listelerinde." "Öyle olmalı." " Tamam yeni bişey öğrenince bana haber ver." Emir: "Pencereden atlamalıydım sabah." Dedi sırt üstü dönüp tavana bakarak. "Gittikçe daha kötüye gidiyor. "Hepsi senin suçun." Yerimden kalkıp,Güneş'in yatağının kenarına oturdum. "Şimdide kendi kendine mi konuşmaya başladın. "Yanlış. Seni kurtarmasaydım başıma bunlar gelmeyecekti. "Nerdeydin Cadı.? "Benden kaçıp onların eline nasıl düştün." Bir süre sessiz yüzüme bakıp yerinde doğruldu. "Çekil kalkmam gerekiyor." "Nereye?" "Nereye olabilir. Banyoya." "Bakıyorumda bu işlerden anlıyorsun." "Evet. "Öylemi.? Senide mi dövdüler." Dedi alaycı şekilde. "Evet." Dedim. "Bende senin gibi kaşınmıştım." Dedim Güneş'i kucağıma almak istediğimde. "Senin götürmeni istemiyorum." Yüzüne baktım sakin şekilde. "Ya benimle gelirsin. Dedim kısık sesle. Bir süre sessiz ve dişlerini sıkarak bekledikten sonra iki kolunu havaya kaldırıp bekledi. "Aferim. Böyle akıllı ol işte." Dedim kucağıma alarak. Bir süre sonra kapı açılınca yine kucağıma alarak yatağa getirip bıraktım. Sonrada tekli koltuğa geçip oturdum. "Seni kim dövdü merak ettim. Cümlesini tamamlayamadı. Kapı tıklayarak içeri Hakan girdi. Bu sırada Hakan da elleri doktor gömleğinin cebinde yanımıza gelip. "İyi akşamlar. Şimdi nasılsın." "Sizin başka işiniz yokmu?" "Biriniz dibimden ayrılmıyor. "Evet anladım daha iyisin. Dedi sandalyeyi yatağın yanına çekerek. "Ne anlatmamı istiyorsun doktor." "Anneni nasıl öldürdün ordan başla." Anında gözlerimi Hakan'a çevirdim. ********************************* Selam güzellerim. |
0% |