Yeni Üyelik
2.
Bölüm

B.2 Maviş

@azamet_29_2

Şuan tam gözlerimin içine bakıyordu.
Yani aradaki cam olmasaydı.

Maviş bakışlarını bulunduğum yerden çekerek kendi etrafında bir tur atarak baktı.

Sonra tekrar içeriye girdi..

"Eveeet Güneş.
Yeni işine veda et bakalım."

Dedim kendi kendime , yerimden üzgün kalkarken.

"Bir maviş kurtardım.
Ama karşılığında bir işi daha kaybettim.

Derin bir nefes aldım. Şimdi yeniden iş aramam gerekecekti. Yeni bir iş bul bulabilirsen."

Gün bitiyor bu saatten sonra iş aranmazda bulunmazda. Zaten uğraşacak gücümde yok doğrusu.

Yerimden kalkarak çay evinden çıktım. Zemin kata inebilmek için merdivenlere yöneldim.
Benim kim olduğumu bilmiyorlar peşime düşmezler bence.

Zaten ilk geldiğinde semaya kadar olan egosundan beni farketmemiştir bile.

Kızım Güneş hadi eve naş.
İş hanının arka kapısından kafamı uzatarak önce etrafa baktım.
Kimseler görünmüyordu.
Hâlâ burada değillerdir çoktan gitmiştir heralde.
O vukuattan sonra burda kalacak değilya.
Bende evin yolunu tutayım artık geç kalmadan. Yada gitmesemmi.
Birde o adama dert anlatmakla hiç uğraşmak istemiyorum valla.
Zaten bahaneye bakıyor her seferinde.

Başımı gökyüzüne kaldırdım.
Bulutlar beyazdan kızıla dönmeye başlamıştı. Derin bir nefes çektim.

"Sakin bir akşam üstü.
Denizin kokusu hafif bir meltem arada gemilerin sesi. "

Buradan eve kadar tabana kuvvet giderken tadını çıkararak yürürüm artık.
Eve kadar yürümek bir şey değilde bir saatten fazla sürecekti.
Ama yapacak bir şey yok.
Otobüse binersem zaten az olan paramı da harcamam gerekir. Zaten iş bulana kadar param olmayacak.
O zamanda evdeki ayyaş beni kapının önüne koyar yada...
Neyse yürü aptal Güneş.

Etrafı izleyerek yürümeye başladım. Bir süre gayette rahat yürüdüm.
Ama arkamdan birinin bana,

"Hey sen." Dediğini duyduğumda kalbime iniyordu neredeyse.
Donup kaldığım yerde yavaşça arkamı dönmemle bana bakan o yarmayı görmem bir oldu.

Yanındaki yüzü gözü kan içinde olan kişi Cem.. miydi?

Allah kahretsin.!
Bu,Bora denen adamın yanına gelen o iri yarı adamdı.Yanındakide Cem di.
Demek oluyorki beni satanda Cem di.

"Allah cezanı on kat fazla versin Cem."

Adam arkasına dönerek.

"Abi. Burda. "

Diye bağırdıktan sonra bana dönüp.

"Hemen kal orda."

Diye bağırdı.

"Pışııık anan güzelmi?"

Dedim parmağımın biri gözümde.

O an koşarak yarmanın yanına gelerek,elleri dizinde soluklanan ve bana çatık kaşlarla bakan Maviş'i görünce anında ters yöne dönerek koşmaya başladım.

"Yaah yinemi yah."

Yine başımı belaya sokmayı başarmıştım.

"Dur.!
Dur dedim."

Diye bağırarak arkamdan gelen adama bakmadan.

"Yok yaa. " Diyerek koşmaya devam ettim. Şuan tazı gibi koşmam gerekiyordu.

Bunlar beni nasıl tanıdı ya.
Kendimi belli etmemek için o kadar uğraşmıştım halbuki.

Bok var.
Karışmayacaktım işte.
Bıraksaydım vursaydı. En fazla şahit yazarlardı.

Peki bunlar beni nasıl buldu lan.
Nerde olduğumu nasıl anladılar.
Kameralar bile çalışmıyordu. Çünkü elektirik yoktu.
Yakalanırsam sorarım artık.

Son dönemece geldiğimde sokak başında frenleyerek duran siyah BMW arabaya bakıp içindekileri gördükten sonra,

"Hassiktir." Çektim.

Kokumu alıyor bunlar.Diyerek ara sokağa daldım.

Eski mahallelerin arasında izimi kaybettiririm diye düşündüm. Kendimi çöp konteynırının yanına bıraktığımda kalbim patlamak üzereydi.
Ama sonunda adamları ekmiştim galiba.
En sonunda da duraktaki dolmuşu görmemle yerimden son gayretle kalkıp kendimi dolmuşa atmam bir oldu.

Hızlı şekilde dolmuşun arka tarafina geçerek arka camdan baktığımda geride kalan görüntü, birbirine bakan takım elbiseli avanaklardı.

Derin bir nefes alıp kendimi arka 4lü koltuğa attım sırt üstü.
Dolmuş nihayet mahalleye geldiğinde 1 saat geçmişti. Ama hala bacaklarım zonkluyordu. Yorgunluktan gözlerim kapanıyordu.
Saat 8 olmuş eve geç kalmıştım tabi.
Fırçaya hazır olsam iyi olacak bu kez sabaha kadar söylenecek babam.

Dolmuştan inip 5 dakika yürüdükten sonra eve gelmiştim. Eski gece kondu evimizin kapısını anahtarımla açarak içeriye girdim.
Daha içeriye adım atmadan rutubet kokusu karşılıyor insanı.

Salona girmek için mutfağın önünden geçerken babam olacak adamı buzdolabını karıştırırken gördüm.
Ayakta zor durduğu için sol tarafını buzdolabına yaslamıştı.

"Nerdesin lan sen.
Bu saate kadar nerde sürttün. "

"Ne sürtmesi ya.! "

Dedim sinirle.

"İşten çıktım eve gelirken peşime birileri düştü.
Belkide eve hiç gelemeyecektim. Belkide öldürülecektim. Sense nerde sürttün diye soruyorsun.
Sen çalışsanda ben evde oturup seni beklesemya."

"Kim ne yapsın lan seni." Dedi aldırmaz.

"Evet kim ne yapsınki beni değilmi . Ne işe yarıyorumki bu dünyada. "

Dedim,salona geçerek.
Kanepeye oturup başım önde ellerimi birbirine geçirip arkama yaslandım.
Arkamdan yine bağırdı.

"Benim şişem nerde."

"Ne bileyim ben."

Dedim. Kafamı kaldırıp boynumu kıtlattım.

"Seninle birlikte evde oturup içmiyorum sonuçta."

"Lan doğru konuş benimle seni gebertirim."

"Hı. Tabi."

"Şişem nerde lan? "

"Dolaba bak yaa, ben nerden bileyim."

"Yok.
Yok işte. "

Gözüme ilişen kanepenin üzerindeki boş şişeye bakarak.

"Ayyaş herif kaç şişe içtiğini bile bilmiyorsun.
Boşuna dolabı kurcalama. Kurcalasada ne bulacaksa.
Şişe boş burda,içmişsin onuda."

"Ne anlatıyon lan. Ben içmedim. "

"Kim içti o zaman farelermi? "

Dedim duvarın dininden hızla geçen fareyi gösterek.

"İçkilere verdiğin parayla başka bir eve taşınırdık şimdiye kadar.
Bırak artık şu zıkkımı."

Dedim yüksek sesle bağırarak.

"Ben senin yüzünden içiyorum. Unutmak için içiyorum.
Annenin acısını unutmak için. "

"Suçu bana atma ayyaş herif.
Herkes anlatıyor annemi içip içip nasıl dövdüğünü.
Ben öleyim diye karnına nasıl vurduğunu mahallenin hepsi biliyor. Beni bahane edip vijdanınımı rahatlatıyorsun. Pis ayyaş."

"Git bana içki al."

"Ben kime söylüyorum ki zaten.
İçki falan almıyorum. Geber!"

Dedim dişlerimin arasından.

"Ama önce borcunu öde, sonra kendin git almaya."

" Sen öde o zaman."

Dedi pis pis bakarak.

"Adi,şerefsiz, pislik beş para etmeyen ayyaşın birisin.
İnsan demek için bile şahit ister.
Kaldı ki baba olacaksın. Annem öleceğine sen ölseydin. Geberseydin keşke."

Sinirle yanıma gelen babam önce yakamdan tuturak bana vurdu.
O tokatla kendimi yerde buldum.

Sonra belinden çıkardığı kemeri ardarda bana savurmaya başladı.
Sırtımda hissettim acıyla gözlerimi kapattım.
Sadece başımı koruyordum.
Hem vuruyor hem bağırıyordu.

"Bu sefer ağlayacaksın.
Ağla. Ağla. Ağla."
Ben ağlamadıkça daha çok vuruyordu. Bugüne kadar hiç ağlamıştım.

Ben...
Ağlayamıyordum.
Doğduğumda bile sadece kedi gibi bir ses çıkarmışım o kadar.

O ayyaş bir süre sonra sendeleyerek oturdu. Soluk soluğa kalmıştı eli kalbinde. Ama ölmüyordu işte.

Neden katlanıyorum ben buna. Çünkü anne katiliyim ben. Bu adamda cezamdı.

Ama bu kez öncekiler gibi değildi. İçkisizlik başına vurmuştu adeta. Sehbahadaki şişeyi eline alarak duvara vurdu ayağa kalkarak.

Ne olacağı anladım.
Hırsı geçmemişti.
Hızla yerden kalktım ama kalkmamla birlikte elindeki kırık şişeyi bana savurdu.

Kendimi korumak için kolumu siper edince cam şişenin kolumda bıraktığı acıyı hissettim.
Koşarak kendimi odama attım.
Sol elimle kapıyı kilitledim.
Kapıya dayanıp yumruklamaya başladı.
Onu umursamadan başımı yana çevirerek yatağımdaki çarşafın ucunu yırttım.
Hâlâ koluma bakmıyordum bakamazdım. Gözlerim kapalı sardım ve bağladım kolumu.
Kan kokusu burnuma gelmeye başlayınca midemdeki bulantıda kendini belli etmeye başladı.
Evdeki sırt çantama birkaç parça giysi koydum fermuarı çektim.
Bu arada o ayyaş hâlâ kapıya vuruyordu.

"Aç ulan aç kapıyı.
Benden kurtulabileceğinimi sanıyorsun. Aç!"

Burdan koluma bakmadan çıkmalıydım. Yoksa buraya yığılır kalırım. Bu kez bu ayyaş beni öldürür. Hızla kapıya yöneldim.
Önce kapının önünde durdum. Sakinleşerek elimi anahtara götürdüm.

"Aç ulan.
Kapıyı aç. Aaç!
Bu kez kurtulamayacaksın."

Kapının anahtarını hızla açarak sıkı bir omuz attım.
Kapı arkasındaki adama çarpınca, devrilen adamın yanından koşarak geçip evden dışarı attım kendimi.

Yokuş aşağı olan sokağı koşarak inmeye başladım.
O adi pislikte kapıdan çıkarak peşimden gelmeye çalışıyordu.
Yürüyebilse belki yetişirdi.

Artık geri dönmeyecektim.
Yokuş yol bittiğinden yavaşladım. Yolun karşısına geçerek sahile doğru yavaş şekilde yürümeye başladım.
Bir yandanda nefesimi düzenlemeye çalışıyordum.
Kolumda hem acı hem ağrı vardı. Ama bakmıyordum.
Saçma bile olsa sarmıştım işte. Kanamanın duracağını umuyordum. Hastaneye gitsem işin ucu karakolda bitecekti.

Sahile yakın bir yere giderek orada oturmayı düşündüm.
Komşumuz Cemile teyze annemin babamdan kaçtığı zamanlarda buraya geldiğini saatlerce oturduğunu söylemişti.
Hatta son zamanlarında zavallı annemi yine burada görmüş. Elini karnına koyarak benimle konuşuyormuş.

O günlerde de babam annemi dövüyormüş özellikle karnına vuruyormuş benim ölmem için.
Ama ölmemişim işte. Belki ben o günlerde ölseydim annem yaşardı.

Sahile yaklaşarak kayalıkların üzerine oturdum.
Çantamı sırtımdan çıkarıp yanıma koydum. Sağ kolum hala acıyor hafiften de uyuşmaya başlamıştı.

Karanlıkta denizi izlerken bugün yaşadıklarım aklıma geldi.
O aptalların yüzünden yine işsiz kalmıştım.

Sahi,şimdi aklıma geldi.
Hazır dışardaydım ve artık o eve dönmeyeceğime göre sahil kenarındaki dükkanları gezip iş bakabilirdim.
Ama önce hırkamı giymeliyim kolum hissettiğim gibiyse kimse bana iş vermez.
Ayağa kalkarak çantamdan siyah hırkamı aldım ve giydim.
Kayalardan çıkarak yola doğru yürümeye başladım.

Yanından geçtiğim arabayı ve içindekileri görünce anında irkildim.
Hatta aklım çıktı.
Bu sabah önümü kesen arabaydı bu.

Neyseki onlar beni görmemişti. İşten vazgeçerek sahile doğru gerisin geri yürümeye başladım panik yapmadan. Şuan en son istediğim şey bu adamlarla aynı turu tekrar atmaktı.

Kumluk yere doğru giderken karanlığa sığındım.
Kumlara oturdum.
Ellerimi dizlerime koyup derin bir nefes aldım.
Alnımı dizlerimin üstündeki ellerime koyup gözlerimi kapattım. Bugün işten çok koşmak yormuştu beni.
Yarın karşıya geçip başka bir iş bakabilirim.

Kumlardaki yürüme sesini duyunca başımı kaldırdım.
Tam önümde bir çift siyah ayakkabı vardı.
Başımı yukarı kaldırdım bu kez.

"Hayy..Şansımı sıssss..."
Sabahki yarmaydı bu.

Anında panikle yerimden ayağa kalkarak adım adım geriledim
Anında panikle yerimden ayağa kalkarak adım adım geriledim.
Adamın öfkeli yüzünü karanlıkta bile görebiliyordum.
Ben geriledikçe o da bir adım öne geliyordu.

" Bak sen gökte ararken yerde bulduk.
Sabahtan beri aramadık yer kalmamışken kendi ayağınla gelmen iyi oldu."

"Defol git,rahat bırak beni.
İyilik ettik diye düştüğümüz hale bak ya. İnsanlık ölse daha iyiymiş."

"Benimle geleceksin."

" Yok yaa, anan güzelmi."

Dediğim gibi önüne dönüp en hızlı şekilde koşmaya başladım.
Bir yandanda arkama bakıyordum arkamdan geliyormu diye.
Ama kolları bağlı öylece orda duruyordu.
Niye gelmiyor diye düşünmeye kalmadan çarptığım şeyle gerisin geri yere düştüm.

Şuan arkamdaki adamı başaşağı bana doğru gelirken görüyordum.

Kendimi düzelttiğimde dahada kötüydü manzara.
Maviş. Kollarını göğsünde birleştirmiş saçlar dağınık kaşlar çatık burnundan soluyordu.

"Sonunda seni buldum küçük cadı."

" Cadı?
Kimsiniz tanıyamadım?"

Dedim yattığım yerden.
Ama bu dalgalı cümle dahada köpürttü Maviş'i.

Kollarımdan tuttuğu gibi beni ayağa kaldırdı.
Anında kollarımı kurtarıp.

"Yavaş ol be! "

Dedim.

"Defolup gidin başımdan yoksa bağırır herkesi başınıza toplarım.
Birazda siz uğraşırsınız. "

Maviş elleri ceplerinde gözlerime bakıyordu. Dudağının kenarında küçük bir gülümseme kırıntısı vardı.
Hiç korkmadım der gibiydi.

"Sen istedin. "

Diyerek arkamı dönerek avazım çıktığı kadar çığlık attım.

Anında Maviş'in bir elini ağzımda bir elini acıyan kolumda hissettim.

Beni çekiştirerek arabaya doğru götürüyordu. Sokak lambasının altındaki arabaya doğru giderken bir anda durdu.
Yanındaki yarma belinden çıkardığı silahı göbeğime dayadı.

"Birdaha bağırırsan tetiğe basarım." Dedi. Şakası yoktu.

Silâhı görünce olduğum yerde kaldım.
Kolumdan tuttu Maviş arabaya doğru çekmeye devam ederken.

"Yaa iyilik ettik kurtardık diye peşime düştünüz. Bırakın gideyim kimseye söylemem valla bak."

Birden durdu.
Kolumdaki elini bırakıp eline bakarak," Bu ne..! " Dedi.

" Ne, ne!" Dedim unutup bakarak. Bakmaz olaydım.

Elindeki kendi kanımı görmemle birlikte film koptu. En son Maviş' in kollarının arasına düştüğümü hatırlıyorum.
Sonrası puslu bir gece.

************************************

Evet canlarım yeni bölüm sonu.
Nasıl buldunuz. Yorumlar ve beğeniler itina ile alınır.

Hepinizi seviyorum. Sizleride hayaletlerim.

Loading...
0%