@azamet_29_2
|
Selam canlar merakla beklediğimiz yeni bölüme hoşgeldiniz. ******************************* Güneş'in gözleri kaymaya başlayınca elimi ağzından çektim. Güneş? Aynı anda kucağıma yığılıp kaldı. "Güneş. Dedim sarsarak. Hemen nefesini kontrol ettim. Yine evdeki gibi atak geçirdi diye korktum. Ama kız korkudan bayılmıştı. Buna inanamıyordum. "Ne oluyor lan. "Tamam. " Emir arabaya doğru koşarak giderken Kızı sol kolumun üzerine yan üstü yatırdım. Üzerindeki kıyafetin arka kısmını yukarıya sıyırıp sırtına baktım. O koduğumun izleri hâlâ duruyordu. Kızı tekrar kucağımda düz çevirdim. Sağ kolunada bakmak istedim. Yarayı görmeliydim. Kolunda dirseğine kadar parmaksız bir eldiven vardı. Güneş'i yavaşça kucağıma alıp ayağa kalktım. Sokağın başına doğru yürürken yüzüne baktım kucağımdaki kızın. Güneş'ti işte. Fren sesiyle duran arabaya baktım. Emir di gelen. Emir arabadan inip hemen kapıyı açtı. İlk çalışta açtı yine. Alışmıştı, ben aradığımda hemen açıyordu. "Alo Bora?" " Pınar Güneş'i bulduk. Ama ters giden bir şeyler var. Sana geliyoruz. Bir saate orda oluruz." "Tamam bekliyorum." "Bir saat sonra Pınar'ın hastanesindeydik. Güneş kucağımda indim arabadan. İçeri girip acil müdahale odasına geldik. Pınar ve Hakan bizi bekliyordu.Tabiki Hakan'da merak etmişti Güneş'i. "Anlat neler oluyor, nerde buldun? Nereye ve neden gitmiş?" "İstanbul'un en uzak köşesine gitmiş nerdeyse." Dedim sinirle ileri geri yürüyerek. "Emir'in tanıdığı birileri benzeterek bizi aradı. Sabah o semte gidip bulduk pastaneyi. Dedim ve sustum. "Ama ne.?" Dedi Pınar. "Beni gördüğü anda bir koşuşu vardı. Yani resmen kaçtı benden. "Ben olsam bende kaçardım." "Pınar öyle bişey değil. Hakan: "Evet.Aynen öyle düşündüm bende. Şüphelendim... Pınar'ın muayenesini bitirdiği Güneş'in yüzüne baktım. "Gözleri yine kızarmış. "Gel dışarda konuşalım." Dedi Pınar. Birlikte odadan dışarı çıktık. Pınar: "Anlattığın şeyler Güneş'e uymuyor. Ne yalan söyleyeyim benimde kafam karıştı hiç bişey anlamadım." "Sen birde bana sor." Hakan: Bora. Hakan söyleyince fark ettim. Dalmıştım gerçekten. "Ordaki hâli gözümün önünden gitmiyor Hakan. Anlamıyorum, beynim yandı. Sanki. Güneş'in bedeninde başka biri varmış gibiydi." " Bi açıklaması vardır." " Vardır, vardır da. Ne!? " Bir süre yüzüme bakan, Hakan'ın gözlerine baktım. "Anladım ben." Diyen Hakan'a "Neyi anladın?" Dedim. " Sen... Demiştik bir anda odada bir gürültü koptu. Hemen odanın kapısını açıp içeri girdim. Güneş uyanmış malzeme masasını yere devirmişti. Elinde ise masadan aldığı makas vardı. "GÜNEŞ.?!" Dedim ellerimi yarım şekilde havaya kaldırarak. "Güneş ne yapıyorsun. " Uzak durun benden. Hakan: Dedi oda benim gibi ellerini havada tutuyordu. Güneş'in daha fazla korkmasını istemiyorduk. "Bu kızın Güneş olmasına imkan yok." Dedi Pınar. Hakan sakince devam etti. "Lütfen beni dinle Güneş. "Kimsiniz? " "Kimsiniz ne ya? Dedim Hakan'a bakarak. "Nerdeyim burası nere. Dediğinde gözündeki yaşlar akmaya başlamıştı. Duyduğumuz şeyle şaşkın birbirimize baktık. "Güneş beni tanımadınmı? Tekrarladı. Ağladı ağlayacak şekilde bize baktı. "Ne diyorsun Güneş senin annen ö.." Hakan anında kolumdan tuttu. Hakan: "Güneş sakinleş. Dedi Hakan gözleriyle beni işaret ederek. "Annemi çağırın dedim." Derken elindeki makasla hâlâ bizi tehdit ediyordu. "Tamaam... Annenin numarasını biliyormusun?" "Ee.Evet.." "Tamam. "Hayır. "Tamam. "Numarayı söyle." Güneş olmayan annesinin cep numarasını Hakan'a söylediğinde ve telefon çaldığında daha çok şaşırdık. "Neler oluyor lan..! Dedim sinirle bağırarak. Güneş korkuyla bir adım geriledi onun bu haline dahada ayar olmuştum. Delirmeme az kalmıştı ki Hakan telefonu Güneş'e çevirdi ve hoparlöre aldı. "Alo. "Alo anne! Dedi dahada ağlayarak. "Güneş'im annem nerdesin? "Ta. mam." "Sen kimin yanındasın.?" Dediğinde Güneş hıçkırararak ağlamaya başladı. Hakan hemen telefonu kulağına aldı. "Alo hanım efendi. "Evet. Sen kimsin, kızım nerde.? "Burası bir hastane hanımefendi. " Hastane mi? Bir şeymi oldu? "Güneş iyi, siz sakince gelin burda görüşelim. " Dedikten sonra kadına konum attı Hakan. "Güneş'e baktım hala hıçkıra hıçkıra ağlarken sol kokuyla arada gözlerini siliyordu. Gozleri yine kızarmaya başlamıştı." Hakan: "Güneş... Birden Güneş'in elleri titremeye ve kesik kesik nefes almaya başladı. Pınar aniden Hakan'ın önüne geçti. "Güneş sakin ol. Duduğum şeyle ben daha fazla panik oldum. Pınar: Dediğinde tekrar Güneş'e baktım. "Güneş! Güneş kesik kesik nefes almaya çalışarak gözlerini açtığında omuzumdan dünya inmişti sanki. "Nefes almaya devam et Güneş." Dedi Pınar. "Bora yatağa yatıralım." "Tamam." Dedim yerden yavaşça kaldırıp yatağa bıraktım. Pınar yanına gelip, "Güneş sakinleş. Derin nefes al. Başını salladı. "Daha iyimisin demiştim ki." Tepkisi korkuyla geri çekilmek oldu. Dahada sinirlenmiştim. "Ne oluyor lan, ne oluyor anlamıyorum." Dedim Hakan'ın yakasına yapışarak. "Tamam Bora sakin ol." Dedi Hakan elimi yakasından kurtararak. "Annesiyim diyen kadın gelsin ondan öğreniriz herşeyi." "Gelsin... Dedim ellerimi saçlarıma daldırarak çekerken. Güneş odada, ben odanın dışında yarım saat delirmiş gibi ileri geri yürüyüp durdum. Hakan ve Pınar koltukta oturmuş. "Oğlum otur valla başım döndü." "Anlamıyorum Hakan. "Aslındaa. Hakan'ın yüzüne baktım. "Ne! "Gelin benimle." Dedi. Hakanla birlikte tekrar odanın önüne geldik. Sonrada Pınar'la birlikte yavaşça içeriye girdi. Ben açık olan kapının arkasında durdum. "Girebilirmiyiz?" Güneş'in belli belirsi, "Hı hı.." Dediğini duydum. Hakan: "Güneş sana birşey sormak istiyorum. Sadece tek bişey. Gözümüze baktı Güneş sessiz. "Güneş. Önce başını salladı evet anlamında. Sonra, "Düştüm. Kocaman gözlerle baka kaldım. "Tamam teşekkür ederim." Diyen Hakan beni kolumdan tutarak birlikte odadan çıkararak kapıyı kapattı. "Duydun." "Yani... Dedi Pınar. "Öyle olma ihtimali yüksek." Ben hâlâ şaşkındım. O sırada koridorda hızlı hızlı adımlarla gelen kadını gördüm. "Güneş. "Sen... Tanıdım. Seni... Yalancı.." Demiştimki. Kapı açılıp Güneş çıktı. Güneş koşarak bu kadına sarıldı ağlayarak. " Anne. " "Annemi?" Gerçekten de annesi sanıyordu. Korkmuş şekilde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı yine. "Tamam. "Hemen gidelim burdan lütfen." "Tamam birazdan gideceğiz." "Nereye gidiyorsunuz hanım efendi. Dedim kollarımı göğsümde birleştirerek çatık kaşlarla. "Bana anlatmamız gerekenler var." "Size anlatacak bir şeyim yok." Dedi kadın bir iki adım öne çıkarak. "O halde polise anlatacaklarınız vardır. Belkide. Dedim dişlerimin arasından tıslayarak. Kadının gözlerinde hüzün, korku şaşkınlıktan oluşan bir dalgalanma oldu. Gözleri doldu. "Tamam." Dedi kısık sesiyle kadın, omuzları düşerken. "Herşeyi anlatacağım.Ama bana biraz zaman verin." Aniden, "Ne zamanı diye bağırdım." Sonra Hakan'ın omuzumu tutarak uyarmasıyla daha sakin şekilde, "Ne zamanı. 45 gündür onu aramadığım yer kalmadı. Şimdi. "Anlayın lütfen Güneş'in yanında konuşamam. " "Ya Sabır!" Dedim. Pınar yanımıza gelerek. "Ben Güneş'i uzaklaştırım sizde konuşun." Sonra Güneş'in yanına giderek. "Güneş. Iıı. Özel olarak. Güneş endişeli şekilde kadına baktı. "Güneş'im. Güneş. "Tamam." Dedi Pınar yanına aldığı Güneş'i asansöre doğru götürürken kadında yorgun kendini koltuğa bıraktı. "Adın ne.? " Dedim tam karşısındaki koltuğa oturarak. "Güler Kaya." Dedi başını öne eğerek. "Hemen başla anlatmaya Güler Kaya." "45 gün önceydi dediğiniz gibi. 2 senedir gözümün yaşı dinmedi. Dönüşte trafik ışıklarına yaklaşırken kırmızı ışığı gördüm ama yeşile dönünce durmama gerek kalmamıştı. Bende durmadan gaza yeniden bastım. Yoldan geçenlerden yardım istedim. Hemen arabama taşıdık. Sonrada hastaneye doğru giderken birden bir korku düştü içime. "Salim kim.?" "Emekli cerrah arkadaş. Güneş'i muayene ettiler röntgen MR ne gerekiyorsa yaptılar. O sırada Güneş uyandı. Sinirle ayağa kalkıp, "Sende yaralı bir kedi bulmuş gibi alıp eve mi götürdün." Kadın başını salladı. "Yok artık. rRahatlığa bak ya. "Güneş bize merdivenden düştüğünü söyledi." Dedi Hakan. "Ona benim kızım olduğunu, pastanenin üst kata çıkan merdiveninden düştüğünü söyledim." "Medyada tv de bir yerde arayan soran olursa haber verecektim ama." "Vallahamı.?" Dedim alaycı şekilde gülerek. "Sağol yaa." "O günden sonrada benim yanında." "Peki nasıl bir geçmiş uydurdun?" Ona babasının kazada öldüğünü uzun zamandır pastanenin üst katında yaşadığınızı söyledim. Anlasanıza... "Hakan bu kadının kafası iyi bence. "Bana bak Güler Kaya. Kadın ayağa kalkatak bana diklendi. "Peki benim yanında bırakmazsan sen... "O. O benim... ******************************* Eveeet bölüm sonu canlarım. |
0% |