@azamet_29_2
|
Selaaamm. ********************************* "Kimseyle hiç biryere gelmiyorum." "Zaten evleneceğim kız yalanını söylemişsin. Yüzüme bakıyordu çatık kaşlarıyla. "Bize biraz izin verin. Bu cadıyla Dedim. Sonra peş peşe pastanenin dışına çıkarken, Hakan yanımda durarak kulağıma doğru kısık sesle, "Bora bak! "Sen benim öyle bişey yaptığımı gördün mü hiç ." "Akıllı bişey yaptığımı diyecektin sanırım." Dedi imalı şekilde. "Çık Hakan. "O kadar diyosun." Konuşmalarımızı duymasada dikkat kesilmiş bizi dinlemeye çalışan Güneş'e baktım." Hakan da çıkmıştı ki Güneş ayağa fırladı. "Benim sizinle özel konuşacağım birşey yok." Yanımdan geçip gidecekken, "Bekle küçük cadı." Dedim önüne geçip durdurarak. "Öncelikle." Dedimiğimde Güneş bir adım geri gitti bana bakarak. Devam ettim. "Etrafında.. Ben bunu söylerken oda küçük küçük geriye adımladı. Sonunda duvara yaslandığında gözlerime baktı. Sağ kolunu göstererek, "Kolundaki ve sırtındaki yaraların sebebini bilen tek kişi de benim. Güneş elini sırtına götürdü gayri ihtiyari. Cümlem bittiğinde Güneş ile aramda bir karış mesafe ancak kalmıştı. "O kulağını aç, beni iyi dinle! Şimdi! Gönüllü, yada gönülsüz. Dedim kaşlarım çatık. Yüzüme baktı bir kaç saniye. Sonra kaşlarını çattı ve yanımdan uzaklaşmak için hızlı bir hamle yaptı. Hâlâ inatçıydı. Hafızası gitsede inadı yerinde duruyordu hâlâ. Hızla kollarından tutup duvara yasladım. Ellerini arkasında birleştirdim. "Cezalısın." Dedim. Seri şekilde iki bileğini tek elimle kavrarken diğer elimle çenesinden tutup yukarı kaldırdım. Şok olmuş şekilde kaldı. Acıyla, "Ahh!." Dedi kurtulmaya çalışarak. Dudaklarının arasından çıkan boğuk sesi dudaklarımın arasında kayboldu. Kanamıştı ısırdığım yer. Elini dudağına götürürken yüzüme bir tokat attı. "Seni adi pislik!" Dedi dolu gözlerle çemkirerek. "Bak bu halin daha tanıdık geldi işte." Dedim umursamaz şekilde. Dudağındaki kanayan yere dokundu. "İşte bu kadar. Dedim kucağıma alırken. "Seni kan tuttuğunu bilende benim." Dedim. Kapıya geldiğimde bizi gören Hakan anında kapıyı açarak. "Ne yaptın lan kıza." Dedi dişlerini arasından. "Ne oldu. Güneş'in nesi var?" "Birşeyi yok eve gideceğimizi duyunca sevinçten tansiyonu düştü." Ben arabaya doğru giderken Güler hızla önüme geçti. "Onu bir daha görebilecekmiyim?" "Hayır.! Dedim ve hızla arabaya yürümeye devam ettim. "Siz ona bakmayın önce Güneş bi iyileşsin kendi karar verir. Ama bence sizi görmek isteyecek siz sadece sabırlı olun." Emir kapıyı açtığında kucağımda Güneş ile arka koltuğa bindim. Dışardaki Hakan'a bakarak. "Hakan yürü gidiyoruz." Hakan da apar topar gelip binince hareket ettik. "Ne vaatlerde bulunuyordun o kadına?" "Ne yaptın lan kıza. "Tansiyonu düştü dedimya." "Yalanını sevsinler." "Hem soruma soruyla cevap verme." "Ne zamandan beri tansiyon düşerken dudak kanıyor. Vurdunmu lan kıza yoksa?" "Hayır." "Vurmuşsun işte. Hakan'a ters ters baktım. "Sinirlerimi zıplatma Hakan. Gevrek gevrek yüzüme baktı Hakan. "Dudağını nasıl kanattın." "Emir kenara çek." "Tamam abi." Emir yol kenarına çektiğinde. Hakan: "İn aşağı." "Ne.?" "İn aşağı dedim." "Manyaksın işte manyak." Diye söylenerek indi. "Taksiyle dönde aklın başına gelsin." "Bas Emir eve gidiyoruz. " Emir gaza dahada yüklendi. Sevda ve Çiğdem. "Bu kim.?" "Neden geldin.?" "Önce ben sordum. " "Gidebilirsin.? "Bu o kız mı.? "Çiğdem! "Seninle konuşmak istiyordum ama." "Ben istemiyorum. "Henüz konuşmamız bitmedi yine geleceğim." Onu umursamadan üst kata çıkarken Çiğdem de evden çıktı. Güneş'i önceden kaldığı odaya getirerek yatağına bıraktım. Üzerini örterken dudağındaki kurumuş kana takıldı gözüm. "Hak ettin cadı. Dedim odadan çıkarken. "Abi. "İyi sadece tansiyonu düştü." Birazdan kendine gelir. "Tamam abi." Sevda yeniden aşağı giderken bende cadının odasına girdim. Hâlâ uyuyordu. Görmemişin göz yaşı olmuş,sürekli ağlamış. Yılların acısını çıkarıyor sanki. Dedim kafamı sağa sola hızlı hızlı sallayarak. Odadaki sandalyeyi alıp yatağın yanına bırakarak oturdum. Komidinin üzerindeki ıslak mendil paketinden bir tane alıp Güneş'in dudağındaki kuru kanı sildim. Sonrada kollarımı göğsümde birleştirerek uyanmasını beklemeye başladım. Önce tavana sonra etrafa bakarken beni görmesiyle yerinde doğrulması bir oldu. "Nerdeyim? Dedi o ana tekrar dönmüş gibi bakarak. "Seni pislik." Diyerek aniden yastığı suratıma fırlattı. "Ne yaptında bayıldım? " Bir süre gözlerim kapalı sakin kalmaya çalışarak bekledim. Sandalyeden kalkarak yerdeki yastığı ayağımın ucuyla kenara ittim. Yatağın kenarına oturup. "Sana birşey yapmadım. Gülmeye başladı Güneş. "Bari başka yalan bulsaydın. "İnanmıyormusun? "Hayır! Dedi. Ellerini havaya kaldırarak. "Aferin böyle akıllı ol işte." "Şimdi sor." "Neyi.?" "Ne istersen. Güneş önüne döndü. Sessiz ellerini izliyordu. "Hadi sorsana." "Korkuyorum." "Neden.?" "Ya bu halimden daha kötüyse. "Duymadan bilemezsin. "Annem nasıl öl..." Dedi hâlâ önüne bakıyor sormaya öğrenmeye korkuyordu sanki. Ama kaçarak olmazdı. Bir şekilde hatırlaması gerekiyordu. Kibarlaştırmadan anlatmaya karar verdim. "Adın Güneş Atasoy. Dedim ve durdum. "Babanın marifeti. "Ne? "O, her nasılsa sonradan oldu." Dedim parmaklarımı saçıma geçirip kaşıyarak. "Seni kurtarmak için senin yerine vurulduğumda sende ağlamaya başlamışsın. Başka bişey varmı sormak istediğin." "Benim... "Yok.?" "Çokta iyi bir hayatım yokmuş. Bir süre sustuktan sonra. "Benim hayatıma nasıl girdin." "Ben senin hayatına girmedim. Bana yapılan bir suikastı tesadüfen öğrenip benim hayatımı kurtardın. Sonrada peşimdeki adamlar yüzünden benimle birlikte yaşamak zorunda kaldın." "Peki sen... "Benim adım. "Güneş'in yüzü asıldı. "Başka sormak istediğin birşey..?" "Başını ağır ağır iki yana salladı hayır dercesine." Ayağa kalkarak kapıya yöneldim. "O halde hadi kalk. "Şeyy..." Dediğinde dönüp yüzüne baktım. "Ney." "Söylediğin doğrumuydu." "Hangi söylediğim?" "Şey işte... "Hayır. "Peki. "O an kullanacak kan gerekiyordu. Dedim küçük bir gülümsemeyle. Diğer yastığıda alarak hızla bana fırlatdığında "Hadi ********************************** |
0% |