@azamet_29_2
|
Avuçlarımın arasındaki kıza baktım. Gözlerine, yüzüne, dudaklarına... Sonra ben orada bıraktım inadımı. Pes ettim. Güneş'in kor dudaklarına bastırdım dudaklarımı. ***** Bora elimdeki kesiği sardıktan sonra sırf yanında daha fazla kalmamak için hemen bara döndüm. Barın arkasına geçince Yıldız hemen dibimde bitti. "Güneeeşşş." Yıldız'a baktım. "Ne iş.?" " Ne, ne iş. " "Kızım salağamı yatıyorsun. Yoksa bizi mi salak sanıyorsun." Bizim patron kimseye özel ilgi göstermez ama seni kucağında taşıdı, elini sardı. Sana bakışlarını görmeliydin." Ayla: "Şey... "Haaa! "Evet kan görünce bayılıyorum." "Aoo senin işin zor be kızım." "Neyse boş verin beni. "Haklı." Dedi Yıldız. "Can aylaklık etmeyin diye bağıracak valla." Biz konuşurken Bora gelen iki kişiyle cam önüne geçerek oturdu. "Yıldız beni biraz idare et. "Tamam Güneş. "Tamam." Diyerek barın arkasındaki koridora geçtim. Tam kapıya gelmiştim ki yine aynı şey oldu. Daha öncede buraya gelmiştim ben. Ayaklarım benden izinsiz koridorun sonuna doğru ilerledi. Yürüdüm, yürüdüm... Hatırladığım görüntülerle korku sardı bedenimi. O ânı zihnimde yeniden yeniden görüyordum. Başım dahada kötüleşmiş zihnim bulanmaya başlamıştı. Kafamın içinde eski yeni birçok görüntü dönüp durmaya başlamıştı. "Güneş!" O an duyduğum sesle kendime gelmeye çalıştım. "Güneş bana bak!" Bu cümle tanıdıkdı. "İyimisin.?" Duyduğum ses Bora'nın dı. "Başım..." Dedim. "Başım çatlıyor sanki." Ellerimi başımın iki yanına bastırarak öne eğdim. "Bora... Beni öldürecek. Bora'nın ellerini yüzünde hissettim. "Güneş! "Korkma ben burdayım.Kimse... Dedi. Yaş dolu gözlerle baktım gözlerine. Bora endişeli bana bakıyordu. Birden dudaklarıma bastırdı dudaklarını. "Nefes al cadı." Dediğinde sanki denizin dibinden yüzeye çıkmış gibi derin bir nefes çektim ciğerlerime. Bu Güneş bana çok yabancıydı. Bir adım geri çekilip yüzümdeki göz yaşlarımı başparmaklarıyla sildi. Ellerimi ellerine koyarak indirdim. "Bunu bir daha yapma." Dedim ve hızlı adımlarla geldiğim yöne doğru ellerimle gözlerimi silip yürüyerek işimin başına döndüm. Arkama dönmedim, bakmadım. Yanımdan geçti,çıkışa yöneldi. "Güneş. "Hayır." Dedim sadece işimle ilgilenerek. Akşama kadar sargılı elime bakmadan sessizce işimle ilgilendim. Çalışma saati dolmuş saat 6 olmuştu. İlker geldiğinde arabaya binip yola çıktım. "Güneş kendine gel artık." Dedim kendi kendime. "Bu şekilde devam edemezsin. Dedim yeniden kendimi, motive etmek için. "Geldik." Arabadan çıkıp eve yöneldim. "Güneş kızım." Arkamı dönüp baktığımda salonda oturmuş elindeki sigarasını içen bir adet Bora gördüm. Yanında Sevda yanlarında da bi kadın ve bir de erkek vardı. Kadın ayağa kalkarak hızla yanıma geldi ve bana sarıldı. Bense bir sütun gibi olduğum yerde duruyordum. Kadın bu kez bir adım geri çekilerek ellerini yüzme koydu. "Güneş beni hatırladın mı? " Yüzüne baktım...Baktım. "Benim Zehra teyzen." "Üzgünüm hatırlamadım." Koltukta oturan adam ayağa kalktı bu kez. Yanıma yaklaştı. "Peki ya beni. Beni hatırladın mı? " Bir adama bir kadın kaydı bakışlarım. "Hatırlamıyorum. Kimsiniz." "Ailem yada akrabam mısınız.?" "Gel kızım otur." Dedi kadın sargısız elimden tutarak. Zehra yanıma otururken elimi ellerinin arasına aldı. Ben bir Bora'ya bir kadına baktım yine. Bora: "Zehra hanımı ve Halil ustayı tanıyorsun. Onlarda seni. Bora hafızamın gelmesini çok istiyor gibiydi. "Güneş. O an bir heyecan bastı beni. Sargılı elimle elini tuttum. Dedim heyecanla. "Şu kadarını bilki tıpkı annene benziyorsun. Duyduğum şey hoşuma gitmişti. Demek anneme benziyordum. Adam girdi söze. Biraz düşündükten sonra. "Benim yanımda çıraklık yaptın bir süre. Bunu hatırladın mı.?" "Ben mi? "Anlıyorsun hemde iyi anlıyorsun." Yine olumsuz şekilde cevap verdim başımla. "Kız olduğun anlaşılmasın diye sana Güney ismini takmıştık. Bunu hatırladın mı? " "Üzgünüm hatırlamadım. Hatırlayamıyorum."Dedim derin bir nefes vererek. "Acaba kafamı bir yerlere mi vursam." Dediğimde Bora'nın öfkeli bakışlarını gördüm. "İyice saçmalamaya başladın." "Hiç birşey hatırlayamamak çok kötü." Dedim sıkıntılı. "Şey.." "Benim yanıma her gelişinde benden bir şey anlatmamı istiyordun. "Neydi anlatın lütfen. Zehra önce Bora'ya baktı sonra Sevda'ya. Sevda'ya dönüp. "Güzelim bize biraz izin verirmisin?" "Tamam abi." Dedi Sevda gönülsüz. Sevda üst kata çıkıp gözden kaybolunca hepimiz Zehra'ya döndük. Sen bu hikâyeyi her duumak istediğinde "Yapma kızım. Derin bir nefes aldı Zehra teyze. Bir kaç saniye baktım üzgün bakan kadının gözlerine. Sonra da Bora'ya. "Bora bence iyi fikir değil." Dedi. "Hayır anlatın lütfen." Bora yüzüme, gözlerime baktı. "Eski vurdum duymaz Güneş değilsin. "İyiya belkide çok üzülürüm. "O gece ben nöbetciydim." Diyerek başladı kadın. "Sancıyla geldi annen. Baban yoktu komşusu vardı yanında. Suyu gelmeye başlamıştı. Çok sancısı vardı. Annen hem bağırıyor hem de doğman için ıkınıyordu. Sen hala doğmamıştın. Dedi Zehra. " Annen... Çocuk doktoru seni hemen alıp kalp masajı yaptı. Doktorlar müdahale ettiler. Ama anneni kurtaramadık. Ben... 1 hafta seni kimse almaya gelmeyince çocuk esirgeme kurumuna gönderme kararı verdiler. Baba annen seninle iyi ilgileniyordu. Sessiz şekilde göz yaşlarımı salıverdim. Söylediği şeyler unutulacak şeyler değildi. Başımı iki yana salladım yine. "Hatırlamıyorum. Yerimde doğrularak ayağa kalktım. Merdivenlere doğru yürürken. "Geldiğiniz için teşekkür ederim. Ama boşa zahmet etmişsiniz." Dedikten sonra üst kata odama çıktım. Yatağıma oturup düşündüm. ***** Bir duş iyi gelir diye düşünmüşdüm. Sonra Zehra teyzenin söylediği sözler aklıma gelince,hevesle aynada kendime baktım. Demek anneme benziyordum. Gerçek annem yaşasaydı,şimdi yanımda olsaydı ne güzel olurdu. Gözümden kaçmaya çalışan bir damlayı yakalayıp tekrar gözüme hapsettim. Derin bir nefes alıp verdim. Üzerimdeki pijama üstünü çıkardım. Sudyenime sıra geldiğinde dün aklıma gelen anıyı hatırladım. Ne elime bakabiliyor ne sargıyı değişebiliyordum. Aynadaki Güneş'e baktım "Nasıl bir insansın sen ya." Dedim. "Özel gününde ne halt ediyorsun acaba. Onun içindemi yardım istiyorsun aptal. Dedim bağırarak. "Yeter artık arafta kalmış gibiyim. Dedim hıçkırarak. Hani ağlamayacaktım ben. Bir süre yerde öylece bekledim. Elime bakmadan banyodan çıkarak giysi dolabıma gittim. Dolabı açıp sol elimle bir kazak bir pantolon aldım. Gözlerimi kapatarak giyindim. Yıldız'ın evinde bir süre kalabilir sonra kendi evime çıkabilirdim. Sırt çantamıda alıp eşyalarımı içine atıp,alıp çıktım odadan. Koridoru geçip merdivenlere geldim. Hızlıca inip kapıya geldim. Beni görünce yanıma gelmeye başladı. Elimi arkama saklayarak hiç bişey olmamış gibi yürümeye devam ettim. "Kıvırcık? "İşe gidiyorum." "Bu saatte ve İlker olmadan mı. "Yalan söylemiyorum. Diye ekledim. "Otobüs durağının buraya mesafesi ne kadar haberin varmı?" "O yüzden erken çıktım. Tam yanından geçecekken,aniden önüme geçti. Sol eliyle omuzumu tutup beni sabitledi. Benim alık bakışlarım arasında. Bir arama yaptı. "Alo abi." Dediğinde Bora'yı aradığını anladım. "Bırak! Bırak beni." Dedim iki elimle kolundan tutup kurtulmaya çalışarak. "Alo Emir. "Abi burda bir kaçak var... "Ne.? "Tamam abi." Bora'yı araması iyi olmadığı gibi hâlâ bu devden kurtulamamıştım. Yeni farkettiği elimle sağ bileğimi kavrayıp havada tuttu. " Eline ne yaptın. Bu elinlemi kaçıyorsun. Başım önüme eğik elime bakamıyor sadece kurtulmaya çalışıyordum. "Ne yaptığını sanıyorsun sen. Cadı!" Duyduğum ses Bora' ydı tabiki. "Cevap vermedim." "Abi." Demesiyle. "Eline ne yaptın." Diye hırladı bu kez. Elimi görmüştü. Emir'in elindeki kolum Bora'nın eline geçince beni hızla kendine çevirerek. "Belamısın sen ya! Ne diye kendine zarar veriyorsun. "Hayır." Dedim kendimi geri çekerek. "Ben o eve gelmek istemiyorum." "Ne demek gelmek istemiyorum. "Ben Yıldız'ın evinde kalacağım bir süre. Sonrada kendime bir ev bulacağım." Aniden iki kolumdan tutup beni kendine çekti. Nefesi yüzümü yalayıp geçti. "Bana bak manyak cadı. Dediği anda beni tutup çuval gibi omuzuna attı. Eve sokarak merdivenleri tırmanıp yere indirdi. "Yürü şimdi odana, o elini saralım." "İstemiyorum ya. "Gerekirse bağlarım. Ama bu evden gitmene izin vermem." " Yeter ya. Yeter. Dedim geri adımlayarak. Bora aniden elini kaldırarak. "Kıpırdama dur." Dediğinde dahada sinirlendim. Dememle arkamdaki merdivenlere doğru düşmem bir oldu. Son duyduğum kelimeler, "Güneş! Allah kahretsin." ****************************** |
0% |