Yeni Üyelik
36.
Bölüm

B.36 İntikam.

@azamet_29_2

Bora aniden elini kaldırarak.

"Kıpırdama dur." Dediğinde dahada sinirlendim.
Kıpırdamak içindemi izin...

Dememle arkamdaki merdivenlere doğru düşmem bir oldu.

Son duyduğum kelimeler,

"Güneş!

Allah kahretsin!"

*****
Güneş gözümün önünde merdivenlerden yuvarlamıştı.
Koşarak yanına indiğimde yerde sırt üstü yatıyor yarı açık gözlerle tavana bakıyordu.

Yüzünü ellerimin arasına aldım.
Saçlarını geriye doğru düzelttigimde alnındaki şişlik dikkatimi çekti.
Başını çarpmış olmalıydı.

"Güneş?
Güneş iyimisin.
Güneş cevap ver lütfen!"

Bir an korkuyla öldü sandım.
Kıpırdamıyor cevap vermiyordu.
Elimi boynuna koyarak nabzına baktım. Neyseki nabız vardı.

Yavaşça kucağıma alarak evden çıktım.

"Emir!"

Dışarda adamlarla konuşan Emir bana dönünce hemen yanıma geldi.

"Abi ?"

"Emir hemen Pınar'a gidiyoruz. "

"Tamam abi."

*****

Nerdeyim.?
Başım gözlerim ağrıyor.
Gözlerimi açamıyorum. Konuşmak istiyorum ama konuşamıyorum.
Kulağımda uğultulu sesler var. Kim konuşuyor.
Saçımda dolaşan el kimin.
Neler oluyor.

Biraz daha bekleyince uğultulu sesler yerini kelimeler bıraktı.
Yanımda iki kişi konuşuyordu.

İkiside tanıdıktı.
Biri gıcık Doktor Pınar,diğeri Maviş'ti.

Ne konuştuklarını dinlemek için kulak kabarttım.

"Pınar birşey olmadığına eminmisin.Neden uyanmıyor."

*Seni görememek için Maviş.
Dur ya..
Yine hastanedeyim ben.*

"Eminim Bora.
Birşeyi yok.
MR da çektik. Birşey olsa belli olurdu.
Bazen böyle oluyor. Beyin kendini kapatıp dinlenmek istiyor. Bırak uyusun zaten zor zamanlar geçiriyor."

* Vaaayy. Pınar beni düşünüyor
Gözlerim yaşardı beh!*

"Yemin ederim eski Güneş'i arıyorum.
Bu yeni Güneş tuhafıma gidiyor.
Kibar, ağlak, mızmız.

*Kim benmi.*

"Son vukuatı hariç...
Kıza dur kıpırdama dedim. Düşecekseksin demeye kalmadan merdivenlerden uçtu. Çünkü bana hırlamakla meşgul olduğu için dinlemiyordu."

* Ne anlatıyor bu.
Bi dakika.
Ağlak..?
Ağlak..?
Ben ağlıyorum.
Ağlayabiliyorum. Nasıl? Neler oldu?
Aahh! Başım..
Başım ağrıyor.
Hatırla Güneş hatırla.

Depo!!
En son depodaydık.
Kaçmaya çalışıyordum. Bora da arkamdan geliyordu.
Sonra.
Vurulmuştu.
Benimle kurşunun arasına atlamıştı. Yerde öylece yatıyordu,yarası ağırdı. Gözlerimi kapatıp elimi yarasına bastırmıştım.
O... O adama yalvardım.
Ben...
Ben o adama mı yalvardım?
Ben ilk kez biri için başka birine yalvardım.
O zaman ağlamaya başladım hatırladım. Evet Bora'dan özür diliyor hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

Yani Bora yüzünden başladı ağlamam öyle mi.
Sonra hastane... Hastanede açtım gözümü. Yataktan kalkmaya çalıştım ama kollarımdan bağlıydım. Hakan uykumda gözüme dokunmayım diye bağladıklarını söylemişti. Gözlerim sarılıydı tuzlu göz yaşı gözümü tahriş etmişti.

Sonra...
Sonra ne oldu. Hatırla Güneş sıçtığım beynini zorla.
Tamam o. O kız, Bora'nın resimini çizdiği kız. O vardı.
Bora'nın odasına gittiğimde onları görmüştüm.

Öpüşüyorlardı.
O an ordan gitmek istedim,yok olmak istedim. Gördüğüm şey kalbime ağır gelmişti. İyi ama neden.
Neden...
Neden...
Çünkü ona duyduğum hisleri depoda vurulduğunda farketmiş ve itiraf etmiştim kendime.
Ben...
Ben Bora'yı farkında olmadan sevmiştim.
Kahretsin! Ben bu oduna aşık olmuştum. Allah'ta benim...Be..

Onları o şekilde görünce sinirle hastaneden kaçtım yine. Sonra caddede salak salak karşıya geçerken en son bir arabanın bana çarptığını hatırlıyorum.
Sonra başka bir hayatta uyandım, yalan bir hayatta.
O kadın bana yalan söylemişti.
Sonra bu öküz gelip beni zorla evine getirmek istemişti.

Kabul etmeyincede.
Bi dakka...
Laaannn! Bu Maviş beni öp....
Bu öküz beni öp.. tü..mü..

Yetmiyor gibi dudağımı kanayıp beni bayıltıp zorla evine götürdü. Allahım delirecem sonunda.
Seni adi piç kurusu.

Dur bi dakika.
Çalıştığım yerdede öptü beni bu pislik.
Lan vukuatın arkası kesilmiyor.
Ulan Bozkurt.
Bende senden bunun intikamını almazmıyım. Burnundan fitil fitil getirmezmiyim Bora Bozkurt.

Hadi bakalım, kaldığımız yerden devam ama değişik yoldan.

Yavaşça gözlerimi açtığımda Bora hemen yanıma geldi.
Başımı yana çevirip yüzüne baktım.

Gözleri endişeli bakıyordu. Biraz üzüldüm sanki haline.
Arkasından da Pınar geldi.

"Ne oldu?
Nerdeyim ? "

Dedim şaşkın ve afallamış numası yaparak.

* Ne kadar kibar olursam o kadar iyi.*

"Merdivenden düştün aptal cadı.
Neden dur dediğimde durmuyorsun? Neden ben birşey söyleyince yapmamak için inat ediyorsun.? Neden kendine zarar veriyorsun.?"

Dedi. Bu kez elimi işaret etti çenesiyle.

Elime baktım, sargının boyu biraz daha büyümüştü.

Banyoya girecekken sinir krizi geçirdiğimi o zaman hatırladım.

*Anında değiş zaten.
Öküz! Ne olacak.
Mavi gözlü öküz.*

Pınar yanımızda durarak,

"Tamam Bora sakin ol biraz." Dedi sakinleştirmek ister gibi.

"Güneş.
Nasıl hissediyorsun."

"Başım acıyor."

Dedim elimi başımdaki şişliğe koyarak.

"Normal.
Düşerken başını çarpmışsın. Mide bulantısı,baş dönmesi gibi birşey varmı."

"Yok."

Dedim kırık bir sesle.

"Teşekkür ederim."

*Hay dilimi eşek arısı soksun.
Ben Pınar'a teşekkür ediyorum hale bak ya.*

Yavaşça yerimden kalkmaya çalışırken Bora kolumdan tuttu.

"Gerek yok. Sağol."

Dedim kolumu çekmeye çalışarak.
Aklıma gelen cinlikle,

*Aslında niye gerek yokmuş ki. Bakalım ne kadar kıymetimiz var.*

Ayağa kalkınca başım dönmüş numarasıyla sendeledim.

Anında bana sarılıp,

"İyimisin." Diye sordu.

"Hızlı kalkınca oldu, önemli değil." Dedim içimden sırıtarak.

"Hadi gel baş belası."

Diyerek aniden kucağına kaldırdı beni.

"Pınar Sağol.
Gidebilirmiyiz?"

"Ne demek. Gidebilesiniz. Sanmıyorum ama kusma, bayılma, baş dönmesi olursa getir."

"Tamam."

Diyen Bora'nın kucağında hastaneden çıkarken içten içe acımıyordum bu öküze.

*Taşı bakalım şimdi Bora bey.
Sana kızacam diye düştüm o merdivenden. Bundan sonra benden çekeceğine bak.*

Arabaya geldiğimizde yere bırakarak Emir'in açtığı kapıdan arabaya binmemi sağladı.
Kararım kesindi.
Bir süre oynayacaktım,sonrada gerçekten o evden ayrılacağım.

Bora yanıma geçip oturdu.

"Emir gidelim."

"Tamam abi."

Bora'nın göz ucuyla bana baktığını görünce masum zavallı Güneş rolüne devam ettim.

"Özür dilerim."

" Neden."

"Evde olanlar için."

"Hatanı bilmen iyi birşey."

*Öküzsün işte öküz. O bahçede dediklerini umutmayacam Öküz Bozkurt.*

"Banyoya girecekken elimi görünce sonrada hafızam ve kan tutması meselesini hatırlayınca birden sinir kirizi falan geçirdim sanırım. Kendime hakim olamadım.

Aynaya vurmaya başladığımı hatırlıyorum. Sonrada kendimi dışarı attım."

* İyi çevirdin Güneş aferin.*

"O zaman bırak."

"Neyi." Dedim şaşkın.

"Hatırlamaya çalışma artık. Bırak.
Sıfırdan başla."

O an aklıma geçmişim geldi birden.

Annem, annemin ölümüne sebep oluşum.Açlık sefalet.Alkolik babam.
Yaralarım.
Sırtımda şaklayan kemer sesleri. Kolumdaki kesik.

Ve aniden aklıma gelen bayılana kadar yediğim dayak. Halının sırtımdan akan kana boyanması.

Üst üste aklıma gelen görüntülerle
aniden gelen kusma hissine engel olamadım.
Bir elimi Emir'e doğru uzatırken diğerini ağzıma kapattım.

"Dur.
Dur lütfen. Midem..."

Halimi gören Bora,

"Emir çek kenara." Dediği anda durduk. Hemen kapıyı açıp olduğum yere attım kendimi.
Zaten boş olan midemdeki bütün safrayı kusmaya başladım. Bora anında yanıma gelip diz çöktü.

Belki de haklıydı sıfırdan başlama konusunda. Ama artık çok geç olmuştu. Merdivenden düştüğümde herşeyi hatırlamıştım.

"İyimisin?
Hadi hemen hastaneye dönüyoruz."

"Gerek yok iyiyim."

"Değilsin."

Dedi bir eli sırtında diğeri kolumda.

"Yüzün kireç gibi oldu."

Elimi kolumdaki elinin üzerine koydum. Bir an panik hâline bakıp üzüldüm çünkü.

"İyiyim. Sen öyle diyince birden babamın beni dövdüğü bir günü hatırladım. Beni bayılana kadar dövmüştü."

Dedim sulanan gözlerimle. Uyandığımda düştüğüm o halıdaki kanı görünce tekrar bayılmıştım.

İkinci kere uyandığımda komşumuzun evindeydim. O anı yüzünden midem bulandı.

İyiyim yani hastaneye gerek yok."

"Tekrar ederse seni dinlemem ona göre."
Dedi bana sarılarak.

Yanımdaki arabanın gövdesinden destek alarak ayağa kalkarken Bora da kolumdan tutarak yardım etti. Tekrar arabaya binip eve doğru yola çıktık.
Bir saatin sonunda evin salonunda oturuyordum.
Bora önce mutfağa girip geri döndü.

"Kalk hadi."

"Nereye? "

"Kahvaltını yap. İyice zayıf düşeceksin."

"Evet işe gitmem gerekiyor unuttum. Hızlıca yiyip çıkayım."

Dedim elim alnımda.

Hemen kalkıp mutfağa doğru yürüdüm.

"Bugün gitme dinlen."

"Sanane işe gitmek için senden izin mi alacağız."

Demek istedim ama diyemedim. Onun yerine.

"Gitmeliyim evde sıkılıyorum çalışmak iyi geliyor." Diyebildim.

Planlarımı gerçekleştirmek için çalışmalıydım.

"Tamam o zaman seni bırakırım."

"Tamam." Dedikten sonra hızlı bir kahvaltı yapıp çıktık.

Gündüz geceye geldiğimizde kızlar hızla yanıma gelip neden geciktiğim konusunda beni sorguya çekerken
Bora da Can'ın yanına giderek birşeyler söyledi.

Ne söylediğini duyamadım ama bir ara Can göz ucuyla bana baktı.
Sonrada başını salladı onaylayarak.

Bora konuşması bitince bir iki saniye bana bakıp mekandan çıktı.

Arkasından Can.

"Hadi oyalanmayın işinizin başına." Diye emir verince bizim konuşmada yarım kaldı.
Ama durmadı kızlar hem siparişileri hazırlatıp hem konuşuyorduk.

Yıldız:

"Güneş ne oldu geciktin."

"Sorma merdivenlerden düştüm."

"Aaaa." Dedi Ayla.

"Ay iyiki bir yerin kırılmamış. Daha dikkatli olmalısın.
Sonra..."

"Sonrası hastanede açtım gözümü.
Sonrada Eve uğrayıp geldim.

"Kızlar ya bişey söyleyeceğim ama aramızda." Diyerek konuyu değiştirdim.
İki kız yanıma gelip kulak kesildi.

"Benim acilen bir ev bulmam gerekiyor. "

"Ne?
Neden?" Dedi Ayla.

"Ayrılmak istiyorum o evden."

Yıldız:
"Kızım sen salak mısın?
Roma heykeli gibi adamın evinde yaşamak yerine ev mi arıyorsun."

"Evet.
Kim istiyorsa onunla o evde yaşasın ama ben o evde yaşamak istemiyorum. "

"E o zaman bizimle kal."

"Haa! Ciddimisiniz?"

Ayla:
"Evet bizde boş bir oda var zaten.
Bizimle yaşamak sorun olmazsa bizimle kalabilirsin bence."

"Ya çok teşekkür ederim. Gerçekten ikinizde çok iyisiniz."

********************************

Evet bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Loading...
0%