Yeni Üyelik
37.
Bölüm

B.37 Keşke

@azamet_29_2

Selam camlarım yeni bölümden merhaba umarım beğenirsiniz.

Hatalarım varsa Sorry 😊😊
******************************

Kızlarla anlaşmıştım evlerinde bana bir oda vereceklerdi.
Bende hem arkadaşlarımla hem ayrı evde olacaktım.
Ama şimdi gel bunu Maviş'e anlat anlamazki.

"Aklın başına gelene kadar benim yanımda kalacaksın."

Diye kükreyecek yine.
Ama ben onunla aynı evde kalmak istemiyordum. Bu kafa bu hislerle olmazdı. Ona yakın olmak bana iyi gelmiyordu. Hem kızgın hem....

Derin bir nefes verdim.
Bir yol bulmalıydım.

Bir şekilde söyleyip ikna etmeliyim ama nasıl.

Ben barda bardakları silerken Maviş'te iki arkadaşıyla cam kenarındaki masada konuşuyorlardı.
Servis yaparken duyduğum kadarıyla ortak iş yapacaklardı.
Yer Bozkurt'tan işletmede Yılmaz ve Yavuz'dan olacaktı.
Bu arada bu Yavuz denen çocuk geldiklerinden beri bütün gün Ayla'yı kesmişti.
Bu durum Ayla'nında Ayla'nında dikkatini çekince iş karşılıklı bakışmaya kadar gitti.

"Hişt Ayla. "

"Hımm."

"Ayla. Sana diyorum."

"Efendim Yıldız."

Diyen Ayla dirsekleri barın üzerinde elleri yüzünde aklı bir karış havada Yavuz'a bakarak Yıldız'la konuşuyordu.

"Salyaların akıyor diyecektim." Dedi Yıldız.

Ayla korkuyla yerinde doğrulup dudaklarının kenarlarını silmeye başlayınca ben ve Yıldız sesli şekilde gülmeye başladık.

"Kız öyle değil.
Ağzın açık hayran şekilde çocuğa bakıyonya ondan öyle dedim."

"Aşkolsun Yıldız. Çok kötüsün."

"Ne kötüsü be.
Bu kadarda belli etme.
İçine düşeceksin çocuğun, şımaracak sonra."

"Şımarsın valla çok tatlı biri bence."

"Kız Güneş bu aşık olmuş valla."

Onların konuşması devam ederken benim gülmem dahada arttı.
Ama kapıdan giren kişiyi görünce bütün neşem söndü.

Bu o kızdı.
Hastanede Bora'nın yanında gördüğüm Bora'nın öpüştüğü kız.

Bora'nın sabah odasında gördüğüm resimlerin arasında bu kızın da resmî vardı özene bezene resmini çizmişti.

Ben gözlerimi dikmiş kıza bakarken Bora saniyelik şekilde eli yanındaki arkadaşının yakasında başını bir bana bir kıza çevirdi.

Tepkimi merak ettiğine eminim.
Hatırlayıp hatırlamadığımı anlamaya çalışıyordu. Hatırlıyordum işte.

Ben o depoda yaşadıklarımdan sonra. Bora'nın öleceğini sanarak ağlamaya başladıktan sonra. Hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi,Bora için hissettiklerimi farkedip o katile yalvardıktan sonra.
Bora'nın uyanır uyanmaz o kızla öpüştüğünü görmek o kadar acınası hissettirmistiki.

Ne kadar aptal olduğumu daha iyi farkettirmişti. Ilk iş kimseye görünmeden aptallığımıda alıp yok olmak istedim.

O kadar kız varken benim gibi arıza birine mi bakacaktı.
Nerden bakılırsa bakılsın bir erkeğin beğeneceği bir kız değildim.
Hele Bora'nın hiç sanmıyorum.
Sabıkalılar gibi kolunda yara izi sırtında hoc geçmeyecek kemer izleri olan bir kızı Bora çekici bulur muydu.
Tabiki bana değil bu kıza bakacaktı.
Bende kendimi ne sandıysam.

Hiçbirşey olmamış gibi Yıldız'a dönüp konuşmaya ve gülmeye devam ettim. Ama içimdeki kendime olan kızgınlık ve hayatıma olan kırgınlık yuvarlanan bir kartopu gibi gitgide büyüyordu.

Ama neden hem bu kızı hemde beni öpmüştü.
Neden ?
Neden böyle birşey yapmıştıki.
Onu mu, yoksa beni mi idare ediyordu?

*****

Yılmaz ve Yavuz ile Gündüz gecede tekrar buluşup bu restaurant işini anlaşma ile bağlayacaktık. Öğlen sessiz geçen bir yolculukla Güneş ile birlikte çıkıp mekana geldik.

Bizden bir kaç saat sonrada Yılmaz ve Yavuz geldiler. Mekana görüp geldikleri için geç kalmışlardı.

Kahvelerimizi içerken bir yandanda detayları konuyorduk.
Yani ben Yılmaz ile konuşuyordum. Yavuz'un aklı burda değildi. Geldikleri günden beri Ayla'ya takılmıştı.

"Ne diyorsun Bora Bey?" Dedi Yılmaz.

"Anlaştık mı.?"

"Tamam anlaştık.
Mekan bir yıllığına sizin. Sonrasına bakarız."

"Bu zaman içinde 3te 1ide senin. Sonrası için yeniden anlaşma yapılacak."

"Peki iç mekanı nasıl halledeceksiniz."

"Tanıdık biri yardım edecek. 2 gun içinde hallolacak."

"Tanıdık biri. Kim. ? "

Demiştimki kapıdan giren kişiyi görünce şaşırdım.

Solumda oturan Yılmaz'ı sinirle yakasından tuttum.
Panikle bir kapıdan giren Çiğdem'e bir Güneş'e bakıyordum.

"Yılmaz onun ne işi var burda.
Yoksa...
Çiğdem mi.?"

"Evet tanıdığım tek iç mimar o. İşindede iyi."

"Başka biri yokmuydu lan ülkede."

"Yoktu birader.
Vaktim kısıtlı olduğu için Çiğdem'i çağırdım. "

"Allah cezanı versin Yılmaz."

"Hem ne var seninde arkadaşın değilmi."

"Değil. "

"Pardon sevgilindi değil mi özür."

"Yılmaz kes sesini."

Demiştimki Çiğdem yanıma gelip Yılmaz ve Yavuz'a sarıldıktan sonra birde bana sarıldı.
Yetmiyor gibi aniden öptü.

Anında.

"Kes şunu Çiğdem."

Dedim omuzundan iterek.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen."

Aynı anda arkama çevirdim başımı, ama Güneş yoktu.
İyikide yoktu. Lavaboya gitmiş olmalıydı. Yani umarım.
Güneş'in bizi böyle görmesi isteyeceğim son şey bile değildi.

Zaten onu öptüğüm için kafası karışıktı dahada karışmasını istemiyordum.

"Ne yapıyormuşum.
Sevdiğim adamı öpüyorum." Dedi Çiğdem.

Yavuz arkadan.

"Waaooo." Dediğinde.

"Yavuz alırım ayağımın altına." Dedim sinirle.
Yok öyle birşey Çiğdem.
O iş bitti senin sayende.
Şimdi dönüşü yok. O yüzden bir daha kalkışma.

Güneş kaza öncesi yine Çiğdem'in arsızca yaptığı şeyi yanlış anlayıp Çiğdem yüzünden kaçmıştı.
Orda Çiğdem beni öptüğünde ben kendimde bile değildim oysa.

Dahası Güneş'in hafızası yerinde olmadığı için bunu anlatamıyordumda.
Beni dahada yanlış anlamasından korkuyordum.

Şimdi karşısına geçsem sen hafızanı kaybetmeden önce beni seviyordun desem.
Bende seni seviyorum desem.
İnanmayabilir kötü niyetle onu kandırmaya çalıştığını düşünebilirdi.
Bunun olmasını istemem.
Umarım az önce olan şeyi görmemiştir.

*****

İdare edilen bendim sanırım.
Yoksa o kız Bora'yı öpmezdi.
Görmüştüm...
Barın altına kendimi atmadan önce onu öperken görmüştüm işte. Aralarında bir şey olduğu belliydi.
Bora bana bakamasın diye hızla aşağı eğilmiştim.

Yıldız:
"Güneş ne oldu."

"Dizlerim ağrıdı Yıldız.
Biraz dinlendireyim."

"Evet ayakta durmak çok yoruyor.
Önceleri bizde çabuk yoğruluyorduk.
Ama sonra sonra insan alışıyor."

Ayla yanıma eğildi.

"Güneş...
Çiğdem'in yaptığı şey yüzünden buraya saklanıyorsun değil mi? "

Adı Çiğdem miymiş.?
Dahası onlarda görmüştü olanları.
Şimdi onlarda bana acıyan gözlerle bakıyordu.
Çünkü Bora'nın bana farklı baktığını söylemişler bununla sevdiğini falan ima etmişlerdi. Ama öyle birşey görüldü üzere yoktu.

"Kızlar ben biraz dışarı çıkıp hava alsam, daraldım."

"Tamam canım ama gecikme.
Şuan Can, cani cani bize bakıyor."

Dedi Yıldız arkada bize bakan Can'ı göstererek.

"Tamam.
Birazdan gelirim." Diyerek barın arkasına doğru yürümeye başladım.

Ayla:

"Güneş.
Çıkış burda nereye gidiyorsun?"

"Arkadan çıkacağım.
Müşterilerin arasından geçmek istemiyorum."

Dedim ve arka taraftan koridora ordan arka merdivenlere geldim.

Mekânın arka girişiydi burası. Gelen mallar buradan girerdi.
Bu gece içinde mallar gelmişti hatta. Kasa kasa içkiler konmuş Can'ın akşamdan sonra yerlerine taşımasını bekliyorlardı.

Bazı insanlar içkiyi neden bu kadar seviyorlar. Gerçekten her şeyi unutturuyormu. Diye düşündüm.

Acıları,özlemleri, pişmanlıkları geçiriyormu gerçekten.
Babam içmekte haklımıydı.
Gerçekten içince ,anneme olan özlemini bastırıyormuydu.

Düşündüm... Düşündüm...
Elimin o şişeye gitmesine engel olamadım. Elime alıp havaya kaldırdım. Çevirerek önüne arkasına heryerine baktım. Hiçte sihirli bir şeye benzemiyordu.
Üzerini okudum bu marka iyi miydi kötümü.
Bundan içersen herşey güzelleşirmi.
Güzelleşiyorsa bende alkolik olabilirdim o zaman.
Nede olsa kanımda var. Çünkü bu dünyayı çekemiyorum artık
Diye düşündüm.

Sonrada düşündüklerime inanamadım.
Ben...
Ben nasıl böyle düşünceler içinde bulmuştum kendimi.

Alkolden alkolik olmaktan bahsediyordum. Elimdeki şişeyle birlikte dışarı çıktığım da yağmur başlamıştı. Hayret içerden fark etmemiştim ama baya baya yağıyordu.

Tabi artık Ekim ayıydı. Yağmurun yağma mevsimi olan Sonbahar ve yağmur. Sevdiğim şeyler listesindeydi. Ellerimi iki yana açarak gökyüzüne kaldırdım başımı.
Yüzümü boynumu kollarımı heryerimi ıslasın istedim.

Vücudumdaki aklımdaki bütün sıkıntılar üzerimden aksın gitsin istedim. Sonra annemi hatırladım.

"Zavallı annem.
Benim yüzünden ölen annem.
Kısacık ömründe hiç gün görmeyen güzel annem."

Dedim ağlamaya başlayarak. Evet ağlıyordum.
Ağlayabiliyordum bu kez.

Eski komşumuz söylemişti.
Annemde severmiş yağmuru.
Saatlerce camın önünde dışarda yağan yağmuru izlermiş. Canım annem o adamın yanında olmasa ne kadar romantik bir kadındı belkide.

Elimdeki şişeye çevirdim başımı. Saçlarımı ıslatan yağmur saç uçlarımdan damlalar şeklinde aktı.
Şişenin kapağını açtım.
Yavaşça burnuma yaklaştırdım. Kokladım, farlı bir kokusu vardı. Yavaşça ağzıma görürdüm. Bir yudum aldım. Tadı berbattı.

" Nasıl içiyorlar bunu."

Dedim bir yudum daha alıp zorla yutarak. Sonra olduğum yere bağdaş kurup oturdum. Birazını daha içtim. Yağmur durmadan yağıyor üzerimden geçiyordu.
Ama sıcak yağıyordu, çok sıcaktı.

Sıcak olmasa içimdeki yangın sönerdi.
Göğsümde yanan ateş dinerdi.
Bir süre sonra elimdeki şişeye bakmaya çalıştığımda gözlerim çift görüyordu artık.
Şişeyi kulağıma getirip salladım. Dibinde az birşey kalmıştı.
Onuda kafama dikip kendimi sırt üstü yere bıraktım.
"Sigarayada başlayacağım." Dedim kahkaha atarak.

"O sırada yanıma gelen Ayla'nın sesini duydum.

"Güneş.
Güneş iyimisin. Ne yapıyorsun burda böyle.
Bu ne?
Sen içkimi içtin?
Kızım sen delimisin. Hadi kalk gel içeri. Hasta olacaksın burda böyle.. "

Dedi kolumdan tutarak.

Kolumu çekerek,
"Bırak Ayla yağmur çok sıcak.
Biraz daha kalmak istiyorum.
Hem yağmurda ağlayınca kimse görmüyor.
Belki annemin göz yaşlarıdır bunlar.
Bırak eriyim kanalizasyona karışıp kaybolayım.
Benim layık olduğum tek yer orası.

"Ayla."
Dedim kolundan tutup kalkarak, tekrar bağdaş kurup oturdum.

"Ayla biliyormusun ben annemi öldürdüm.
Bu yüzden lânetlendim, ölemiyorum.
Cezam bitmedikçe ölemiyeceğim.
Can'a söylesen beni öldürse.
O cani yapabilir.
Bora yapmıyor çünkü."

"Kızım senin kafan uçmuş."
Sakın kıpırdama geliyorum.
Diye diyerek gitti Ayla.

"Senden nefret ediyorum Maviş.
Hayatımın içine ettin."

Dedim ağlamaya devam ederek.

"Anne...
Anne keşke sen yaşasaydın, ben ölseydim."

Ayağa kalktım.

"Annecim seni çok özledim."

Dedim.
Caddeye doğru yürümeye çalıştım. Ayakta zor duruyordum. Yoldan geçen bir taksiyi çevirip bindim.

*****

Yavuz, Yılmaz ve Çiğdem'in konuşmalarını dinleyerek masada sessizce oturuyor arada bir bara dönüp bakıyordum.
Güneş hala yoktu. Yarım saatten fazla olmuştu. Ya hala dönmemişti yada gelip yeniden gitmişti.

Bir kez daha arkama döndüğümde Ayla'yı gördüm. Üzeri saçları ıslak hızlı hızlı Yıldız'ın yanına gelip birşeyler söyleyince Yıldız panikle üzerindeki önlüğü çıkarmaya başladı.
Ters bişey vardı.
Hızla yerimden kalkıp yanlarına gittim.

"Ne oluyor?"

Beni görünce Ayla:

"Şeyy..."

"Ne oluyor dedim.! " Diye bağırdım yüksek sesle.

"Güneş ilemi ilgili. "

"Bora bey. Güneş sarhoş olmuş arkada dışarıda yerde yatıyor getiremedim.. "

Dediği anda devamını beklemeden koşarak arkaya gidip merdivenlerden inip dışarı çıktım. Kimse yoktu.
Sadece yerde boş bir şise vardı.

Arkamdaki Ayla:

"Nerde?
Gitmiş.
Nereye gider.?" Dedi etrafa bakarak.

Ayla'ya döndüm.

"Ne oldu anlat."

"Güneş hava almak için diyerek dışarı çıktı. Sonra onu yerde sırılsıklam yatarken buldum. Şişenin hepsini içmişti.

Bir sürü şey saçmaladı durdu.
Annemi öldürdüm dedi. Lanetliyim dedi. Bora beni öldürmüyor Can öldürsün dedi. Acayip acayip şeyler söyledi durdu."

"Hatırlıyor." Dedim şaşırarak.

"Birde..."

"Birde ne?"

"Sanırım sizi gördü. Yani Çiğdem hanımla. Az önceki.. "

"Kahretsin..."
Koşarak tekrar içeri girdim hemen.

Çiğdem ve çocuklar hemen yanıma geldi.

Çiğdem:
"Bora ne oluyor ?"

"Çiğdem bir daha gözüme görünme sakın, anladın mı?"

Dedim sinirle.
Sonrada kamera odasına inerek kamera görüntülere baktım.

Son yarım saate bakınca Güneş'i yağmurun altında kendi kendine konuşurken ve elindeki içkiyi içerken izledim. Yere oturup şişeyi bitirip sırt üstü yere attı kendini.
Kocaman gözlerle hayretler içinde baktım. Güneş nasıl içki içerdi. O ayyaş babasından çektiklerinden sonra nasıl...?

En son Ayla ile konuştuğunu Ayla yardım istemek için içeri girincede ayağa kalkarak caddeden bir taksi çevirdiğini gördüm.
Hemen plakasını ve numarayı alıp durağı aradım.
Adam söylediğim plakadaki aracı arayarak kızı nereye bıraktığını sordu. Aynı anda bana.

"Mezarlığa bırakmış kızı." Dediğinde.
Sol yanımda bir acı hissettim.
Neden.
Neden oraya gitti.

Hızla odadan çıkıp dışarıya koştum.

"Emir yürü gidiyoruz." Dedim aceleyle.

"Abi?
Nereye gidiyoruz. "

"Yolda anlatırım Emir yürü."

Arabaya binince,

"Mezarlığa gidiyoruz."

"Abi mezarlıkta işimiz ne.?"

"Bizim manyağın hafızası yerine gelmiş. İlk iş içip kafayı bulmuş. Sonrada soluğu mezarlıkta almış."

"İçkimi içmiş?
Kıvırcık mı.?
Gercekten mi?"

"Bas gaza Emir. Bu sarhoş manyağı mezarlıkta başına bişey gelmeden bulalım."

Yarım saat kadar sonra mezarlığa geldiğimizde yağmur şiddetini dahada arttırmıştı.
Demir kapıdan girerek hızla annesinin mezarının olduğu yere doğru yürüdük. Onu ilk tanıdığında hakkında araştırma yaparken annesinin mezarınıda görmüştüm.
Bu yüzden yerini biliyordum.

Hızla mezarın yanına geldim.
Gördüğüm şey mezarın üzerine eğilmiş elleriyle mezarı kazan bir Güneş'ti.
Bir yandanda kendi kendine konuşuyordu.

"Annem.
Ben geldim. Seni çok özledim."

Yanına yaklaşarak bir dizimin üzerine çökerek seslendim.

"Güneş ne yapıyorsun?
Delirdin mi? "

Dedim kollarından tutarak.
Bana çevirdi yüzünü.
Yüzü gözleri kıpkırmızıydı.

"Defol git.
Rahat bırak beni."

Dedi koluyla beni iterek.

"Annemin yanına gidiyorum.
Ondan başkasına ihtiyacım yok benim.
Sadece annemi istiyorum."

Dedi dahada ağlayarak.

"Yanında uyumak istiyorum.
Ona sarılmak istiyorum.
Kemiklerine bile olsa razıyım.
Eminim hâlâ anne sıcağı vardır.
Hâlâ anne kokuyordur."

"Abi bu kıvırcık sonunda iyice delirdi."

Sinirle arkamdaki Emir'e baktım.

"Pardon abi."

" Güneş.
Şu yaptığım çok saçma kalk hadi.
Rahat bırak onu. Rahatsız ediyorsun."

"Rahat bırak beni. Git başımdan.
Senden nefret ediyorum."

Yalpalayarak ayağa kalktı. İlkkez alkol aldığı için şuan bir sarhoştan daha sarhoştu.

Yanıma gelip yakamdan tuttu. Sarsarak,

" Keşke seni hiç kurtarmasaydım.
Keşke geberseydin.
Keşke o depoda...
Orda... O adama yalvarmasaydım...

Keşke...
Keşke seni sevmeseydim."

Duyduğum şeyle şok şekilde baktım.

*******************************
Evet Bölüm sonu canlarım. Sonraki bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın. Beğeni ve yorumlar itina ile alınır.

Loading...
0%