@azamet_29_2
|
Selam camlarım yeni bölümden merhaba umarım beğenirsiniz. Hatalarım varsa Sorry 😊😊 Kızlarla anlaşmıştım evlerinde bana bir oda vereceklerdi. "Aklın başına gelene kadar benim yanımda kalacaksın." Diye kükreyecek yine. Derin bir nefes verdim. Bir şekilde söyleyip ikna etmeliyim ama nasıl. Ben barda bardakları silerken Maviş'te iki arkadaşıyla cam kenarındaki masada konuşuyorlardı. "Hişt Ayla. " "Hımm." "Ayla. Sana diyorum." "Efendim Yıldız." Diyen Ayla dirsekleri barın üzerinde elleri yüzünde aklı bir karış havada Yavuz'a bakarak Yıldız'la konuşuyordu. "Salyaların akıyor diyecektim." Dedi Yıldız. Ayla korkuyla yerinde doğrulup dudaklarının kenarlarını silmeye başlayınca ben ve Yıldız sesli şekilde gülmeye başladık. "Kız öyle değil. "Aşkolsun Yıldız. Çok kötüsün." "Ne kötüsü be. "Şımarsın valla çok tatlı biri bence." "Kız Güneş bu aşık olmuş valla." Onların konuşması devam ederken benim gülmem dahada arttı. Bu o kızdı. Bora'nın sabah odasında gördüğüm resimlerin arasında bu kızın da resmî vardı özene bezene resmini çizmişti. Ben gözlerimi dikmiş kıza bakarken Bora saniyelik şekilde eli yanındaki arkadaşının yakasında başını bir bana bir kıza çevirdi. Tepkimi merak ettiğine eminim. Ben o depoda yaşadıklarımdan sonra. Bora'nın öleceğini sanarak ağlamaya başladıktan sonra. Hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi,Bora için hissettiklerimi farkedip o katile yalvardıktan sonra. Ne kadar aptal olduğumu daha iyi farkettirmişti. Ilk iş kimseye görünmeden aptallığımıda alıp yok olmak istedim. O kadar kız varken benim gibi arıza birine mi bakacaktı. Hiçbirşey olmamış gibi Yıldız'a dönüp konuşmaya ve gülmeye devam ettim. Ama içimdeki kendime olan kızgınlık ve hayatıma olan kırgınlık yuvarlanan bir kartopu gibi gitgide büyüyordu. Ama neden hem bu kızı hemde beni öpmüştü. ***** Yılmaz ve Yavuz ile Gündüz gecede tekrar buluşup bu restaurant işini anlaşma ile bağlayacaktık. Öğlen sessiz geçen bir yolculukla Güneş ile birlikte çıkıp mekana geldik. Bizden bir kaç saat sonrada Yılmaz ve Yavuz geldiler. Mekana görüp geldikleri için geç kalmışlardı. Kahvelerimizi içerken bir yandanda detayları konuyorduk. "Ne diyorsun Bora Bey?" Dedi Yılmaz. "Anlaştık mı.?" "Tamam anlaştık. "Bu zaman içinde 3te 1ide senin. Sonrası için yeniden anlaşma yapılacak." "Peki iç mekanı nasıl halledeceksiniz." "Tanıdık biri yardım edecek. 2 gun içinde hallolacak." "Tanıdık biri. Kim. ? " Demiştimki kapıdan giren kişiyi görünce şaşırdım. Solumda oturan Yılmaz'ı sinirle yakasından tuttum. "Yılmaz onun ne işi var burda. "Evet tanıdığım tek iç mimar o. İşindede iyi." "Başka biri yokmuydu lan ülkede." "Yoktu birader. "Allah cezanı versin Yılmaz." "Hem ne var seninde arkadaşın değilmi." "Değil. " "Pardon sevgilindi değil mi özür." "Yılmaz kes sesini." Demiştimki Çiğdem yanıma gelip Yılmaz ve Yavuz'a sarıldıktan sonra birde bana sarıldı. Anında. "Kes şunu Çiğdem." Dedim omuzundan iterek. "Ne yaptığını sanıyorsun sen." Aynı anda arkama çevirdim başımı, ama Güneş yoktu. Zaten onu öptüğüm için kafası karışıktı dahada karışmasını istemiyordum. "Ne yapıyormuşum. Yavuz arkadan. "Waaooo." Dediğinde. "Yavuz alırım ayağımın altına." Dedim sinirle. Güneş kaza öncesi yine Çiğdem'in arsızca yaptığı şeyi yanlış anlayıp Çiğdem yüzünden kaçmıştı. Dahası Güneş'in hafızası yerinde olmadığı için bunu anlatamıyordumda. Şimdi karşısına geçsem sen hafızanı kaybetmeden önce beni seviyordun desem. ***** İdare edilen bendim sanırım. Yıldız: "Dizlerim ağrıdı Yıldız. "Evet ayakta durmak çok yoruyor. Ayla yanıma eğildi. "Güneş... Adı Çiğdem miymiş.? "Kızlar ben biraz dışarı çıkıp hava alsam, daraldım." "Tamam canım ama gecikme. Dedi Yıldız arkada bize bakan Can'ı göstererek. "Tamam. Ayla: "Güneş. "Arkadan çıkacağım. Dedim ve arka taraftan koridora ordan arka merdivenlere geldim. Mekânın arka girişiydi burası. Gelen mallar buradan girerdi. Bazı insanlar içkiyi neden bu kadar seviyorlar. Gerçekten her şeyi unutturuyormu. Diye düşündüm. Acıları,özlemleri, pişmanlıkları geçiriyormu gerçekten. Düşündüm... Düşündüm... Sonrada düşündüklerime inanamadım. Alkolden alkolik olmaktan bahsediyordum. Elimdeki şişeyle birlikte dışarı çıktığım da yağmur başlamıştı. Hayret içerden fark etmemiştim ama baya baya yağıyordu. Tabi artık Ekim ayıydı. Yağmurun yağma mevsimi olan Sonbahar ve yağmur. Sevdiğim şeyler listesindeydi. Ellerimi iki yana açarak gökyüzüne kaldırdım başımı. Vücudumdaki aklımdaki bütün sıkıntılar üzerimden aksın gitsin istedim. Sonra annemi hatırladım. "Zavallı annem. Dedim ağlamaya başlayarak. Evet ağlıyordum. Eski komşumuz söylemişti. Elimdeki şişeye çevirdim başımı. Saçlarımı ıslatan yağmur saç uçlarımdan damlalar şeklinde aktı. " Nasıl içiyorlar bunu." Dedim bir yudum daha alıp zorla yutarak. Sonra olduğum yere bağdaş kurup oturdum. Birazını daha içtim. Yağmur durmadan yağıyor üzerimden geçiyordu. Sıcak olmasa içimdeki yangın sönerdi. "O sırada yanıma gelen Ayla'nın sesini duydum. "Güneş. Dedi kolumdan tutarak. Kolumu çekerek, "Ayla." "Ayla biliyormusun ben annemi öldürdüm. "Kızım senin kafan uçmuş." "Senden nefret ediyorum Maviş. Dedim ağlamaya devam ederek. "Anne... Ayağa kalktım. "Annecim seni çok özledim." Dedim. ***** Yavuz, Yılmaz ve Çiğdem'in konuşmalarını dinleyerek masada sessizce oturuyor arada bir bara dönüp bakıyordum. Bir kez daha arkama döndüğümde Ayla'yı gördüm. Üzeri saçları ıslak hızlı hızlı Yıldız'ın yanına gelip birşeyler söyleyince Yıldız panikle üzerindeki önlüğü çıkarmaya başladı. "Ne oluyor?" Beni görünce Ayla: "Şeyy..." "Ne oluyor dedim.! " Diye bağırdım yüksek sesle. "Güneş ilemi ilgili. " "Bora bey. Güneş sarhoş olmuş arkada dışarıda yerde yatıyor getiremedim.. " Dediği anda devamını beklemeden koşarak arkaya gidip merdivenlerden inip dışarı çıktım. Kimse yoktu. Arkamdaki Ayla: "Nerde? Ayla'ya döndüm. "Ne oldu anlat." "Güneş hava almak için diyerek dışarı çıktı. Sonra onu yerde sırılsıklam yatarken buldum. Şişenin hepsini içmişti. Bir sürü şey saçmaladı durdu. "Hatırlıyor." Dedim şaşırarak. "Birde..." "Birde ne?" "Sanırım sizi gördü. Yani Çiğdem hanımla. Az önceki.. " "Kahretsin..." Çiğdem ve çocuklar hemen yanıma geldi. Çiğdem: "Çiğdem bir daha gözüme görünme sakın, anladın mı?" Dedim sinirle. Son yarım saate bakınca Güneş'i yağmurun altında kendi kendine konuşurken ve elindeki içkiyi içerken izledim. Yere oturup şişeyi bitirip sırt üstü yere attı kendini. En son Ayla ile konuştuğunu Ayla yardım istemek için içeri girincede ayağa kalkarak caddeden bir taksi çevirdiğini gördüm. "Mezarlığa bırakmış kızı." Dediğinde. Hızla odadan çıkıp dışarıya koştum. "Emir yürü gidiyoruz." Dedim aceleyle. "Abi? "Yolda anlatırım Emir yürü." Arabaya binince, "Mezarlığa gidiyoruz." "Abi mezarlıkta işimiz ne.?" "Bizim manyağın hafızası yerine gelmiş. İlk iş içip kafayı bulmuş. Sonrada soluğu mezarlıkta almış." "İçkimi içmiş? "Bas gaza Emir. Bu sarhoş manyağı mezarlıkta başına bişey gelmeden bulalım." Yarım saat kadar sonra mezarlığa geldiğimizde yağmur şiddetini dahada arttırmıştı. Hızla mezarın yanına geldim. "Annem. Yanına yaklaşarak bir dizimin üzerine çökerek seslendim. "Güneş ne yapıyorsun? Dedim kollarından tutarak. "Defol git. Dedi koluyla beni iterek. "Annemin yanına gidiyorum. Dedi dahada ağlayarak. "Yanında uyumak istiyorum. "Abi bu kıvırcık sonunda iyice delirdi." Sinirle arkamdaki Emir'e baktım. "Pardon abi." " Güneş. "Rahat bırak beni. Git başımdan. Yalpalayarak ayağa kalktı. İlkkez alkol aldığı için şuan bir sarhoştan daha sarhoştu. Yanıma gelip yakamdan tuttu. Sarsarak, " Keşke seni hiç kurtarmasaydım. Keşke... Duyduğum şeyle şok şekilde baktım. ******************************* |
0% |