@azamet_29_2
|
Selam yeni bölüme hoşgeldiniz Umarım beğeniyle okursunuz. Hep aynı cümleyi kullanıyorum değilmi.😁 Hatalarım varsa sorry.😘😘 Sarsarak, " Keşke seni hiç kurtarmasaydım. Keşke... Duyduğum şeyle şok şekilde baktım. Çamurlu elleri hâlâ yakamda, "Senden nefret ediyorum! Dedi. Çiğdemin adını nerden öğrenmişti? " Ama en çokta kendimden nefret ediyorum." Dedi beni geriye iterek. "Sadece annemi seviyorum. Dedi annesinin mezarının yanına tekrar çöküp toprağı kazmaya başlayarak. Kollarından tutarak geri çektim. Ama inatla direndi. "Güneş yapma rahat bırak anneni." Diyerek belinden sarılıp kaldırabildim yerinden. "Şu haline bir bak. Ayakta duramıyorsun. "Sarhoş falan değilim. Diyerek Emir'ide konuya kattı. Emir eli alnında sinirli bakarken, "...İyide ben içincemi kötü. "Haaahh! "Yürü be kızım. Daha fazla delirtme beni hadi gidiyoruz." Dedim kolundan tutarak. "Bırak ya, bırak.! Diyerek kendini geriye doğru eğmeye başladı. "Gelmeyeceğim ben. Diyerek elimden kurtulmaya çalıştı. "Kes şunu aptal cadı! Diye bağırdım. Dudaklarını büzdü. "Çok kötüsün. Dedi bu kez burnunu çekerek. "Evet!" Dedim. "Evet.! Kendime çekerek gözlerine kilitledim gözlerimi. "Buna alışsan iyi olur. Dedim. Önce gözlerime baktı alık alık. Dizlerinin üzerine oturup bağıra bağıra ağlamaya başladı. Sağnak yağmur altında çektiğime bak. "Allah'ım bu kız hangi suçumun cezası. Diyerek Güneşi kaldırdığım gibi omuzuma attım. "Dönüyoruz Emir." Güneş'in omuzumda bırak beni, indir beni nidalariyla çıktık mezarlıktan. Arabaya geldiğimizde en son midem diyince yere indirdim. Aynı anda yere çökerek kusmaya başladı. Sinirle, Yanına eğilip elimi sırtına koydum. Üşümek, ıslanmak, ağlamak hepsi bir araya gelince kurmasını tetiklemişti. Emir, elinde bagajdan aldığı battaniye ile gelince hemen alıp omuzlarına örttüm. Arkasından bir kolumu beline sararak kaldırıp arabaya bindirdim. Yanınada ben bindim. "Sonunda hasta olacaksın cadı." Dedim.Ama gözleri kapalı haline bakınca duyduğunu bile sanmıyorum. "Emir hemen eve. "Tamam abi. "Ne Emir ne?" "Abi senin bu kızdan çekeceğin var." Şuana kadarki çekmemiş halim mi?" Emir önde kıs kıs gülerken. "Emir gülme karışmam." Diye hırladım. Eve gelir gelmez hemen inip Güneş'i kucağıma alarak içeri girdim. İkimizde ıslak sıçanlar gibiydik. "Gözlerin çok güzel Maviş. Duyduğum şeyle kocaman gözlerle Güneş'e baktığımda, kucağımda kahkaha ile gülmeye başladı. "Yemin ediyorum manyaksın. Dedim yukarıya çıkarken. Odasına girer girmez yatağa bıraktım. "Üşüyorum." Dedi titreyen çenesiyle. Hemen kucağıma alıp banyoya girdim. Kabine girip sıcak suyun altına ayaklarının üzerine yere bıraktım. Bacaklarının üzerinde duramadığı için ellerini ve başını omuzlarıma koydu. Parmaklarıyla sıkarak tutunmaya çalışıyordu. Sıcak suyun altında ısınana kadar bir süre durdum. Sonra suyu kapatıp çıkararak klozatin üzerine bıraktım. "Hadi çıkar şunları." Dedim ayağa kaldırarak. Bornozu eline verip banyodan çıktım. "Hâlâ giyinemedin mi.? " Kapıyı tıklayarak, "Hey sana diyorum." Dedim. İçerden ses gelmedi. "Giriyorum bak." Dedim ve girdim. Kolundan tutup. "Kalk hadi." Dedim. Başını kaldırdı,baygın gözlerle bana baktı. "Onunla yattın mı.? " Duyduğum cümleyle şok şekilde yüzüne baktım. "Ne? Dedim hayretle yüzüne bakarak "Onu..lla.." Anında, "Sus!" Dedim elimi ağzına kapatarak. "Tekrar ediyim deme ! Sen iyice kafayı yedin." Diyerek ayakta zor duran kızı kolundan tutup odaya götürüp yatağa bıraktım. Saçlarını kurularken yüzünü bana çevirdi. Dağınık saçlarının arasından gözlerime baktı. "Güzel mi? Yine kocaman ve şaşkın gözlerle baktım, bu kez sulu sulu bakan gözlerine. "Şimdide sapık olmayamı karar verdin? " " Benden güzel değilmi ? " Dedi burnunu çekerek. Başını önüne eğdi. "Ölene kadar vucudunda taşıyacağı yara izleri yoktur tabi. "Güneş. "Evet! " "Neh?" Dedim sinirle. YA SABIR!! Elimdeki havlunun altından çıkıp ayağa kalktı. Yüzüme doğru uzattı yüzünü. " Gençsiiin yakışıklısııın, etrafında biiir sürü kız var. " Allah'ım sen sabır ver! Güneş'i tutup gözlerini parmaklarımla açarak göz bebeklerine baktım. "Sen hap falanda mı aldın. Elimi tutarak bana yaklaştı. "Beni neden öptün? Dedi dahada yaklaşarak. Omuzlarından tutarak kendimden uzaklaştırdım. "Yok öyle bişey. Arkasını döndü. " Ben çok çirkinim değilmi? Dediğinde daha fazla dayanamadım. Arkasından kollarının üzerinden sarıldım. Bilmiyordu. Geri geri iki adım atıp yatağın kenarına oturdum. Güneş'i de dizlerime oturttum. Üzerindeki bornozu, bana dönük olan sırtından aşağı doğru,yaralarını görecek şekilde biraz indirdim. Hâlâ geçmemişti, geçecek gibide durmuyordu. Elimin üzerinde hissetiğim ıslaklıkla bornozu yukarıya çekip Güneş'i kendime çevirdim. Ağlayan baygın gözleriyle bana bakıyordu. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Dudaklarımı dudaklarına bastırarak küçük bir öpücük bıraktım. Alnımı alnına dayadım gözlerimi kapayarak. "Ayıldığında bunların hiç birini hatırlamayacaksın biliyorum. Güneş... Dedim. Gözlerimi açtığımda avuçlarımın arasında sızmış kıza baktım. Ellerimi biraz gevşettigimde üzerime yığıldı kaldı. Yüzünü izledim bir kaç saniye. Sonra kucağımdaki kıza sarıldım. Sıkı sıkı sarıldım bir daha izin vermeyecekmiş gibi korkarak sarıldım. Sonra Güneş'i kucağıma alıp ayağa kalktım. Yatağa dönüp örtüyü açıp yatağa yatırdım. "Küçük belam." Diyerek odadan çıktım. Baya bir uyanmazdı heralde. Bende "Kızım sen nasıl bir insansın. "Dedin ama seninle konuşmak istiyorum." Konuşacak ne varda yüzsüz şekilde geliyorsun. Olanların hepsinde parmağın var." "Ne. Ne parmağı." "Ben hastanedeyken sende hastanedeydin Çiğdem. Senin..." Dedim ve durdum bir süre. "Ne anlatıyorum ki ben. "Bora lütfen. "Sen yoluna ben yolum Çiğdem." "O çirkin ördeğin neresini beğendin anlamıyorum." Diye bağırdı aniden. Yavaş adımlarla yanına gelip durdum. "Kalbini. Dedim. "Emir! " "Buyur abi." "Çiğdem bir daha bu eve giremeyecek. Dışarıya kadar eşlik edin." "Bora?" Emir: "Çiğdem hanım bu taraftan buyrun." Dediğinde bende geri içeri girdim. Yerimden kalkıp mutfağa gidecekken bu kezde telefonum çaldı. Ekrana baktığımda arayan sekreterim "Ne unuttum lan ben. Hemen telefonu açtım. "Alo Ceyda?" "Alo Bora bey. "Hassiktir. 5 deki toplantıyı unuttum." "Ceyda sen onları oyala. "Ne söylenmemi istersiniz efendim.?" "Allah belasını vermiş gecikti de. Ceyda! "Akıl mı bıraktılar anasını satayım. "Gül hanım Güneş rahatsız. Diyerek kapıdan çıktım ,aynı anda Sevda içeri giriyordu. Az kalsın kıza çarpıp düşürecektim. "Abi ne bu acele." "Geç kaldım güzellik gelince görüşürüz. "Emiiir çabuk gidiyoruz."Diyerek fırladım. ***** Ne zamandır uyuyordum bilmiyorum ama başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Allah'ım bu nasıl bir ağrıydı böyle. Aynı zamanda terli ve üşüyordum. Neden böyle olmuştum. Yavaşça ayağa kalktım tek anladığım evdeydim işte, nasıl geldigimi umursamadım. İçimdekileri tamamen boşaltınca biraz rahatladım. Ama dişlerim resmen bir birine vuruyordu bu kezde. Sanırım ateşimde vardı. Üstelik çok susamıştım. Dizlerimi kendime çekerek neden üzerimde olduğunu bilmediğim bornozuma sarıldım. "Bora.?" Diyebildim dizlerimin üzerine düşerken. "Güneş. Ellerimi Bora'nın omuzlarına dayadım. Elini alnıma koydu. "Bora." Dedim. Ama devamını getiremedim. Bora'nın kucağına yığılıp kaldım. |
0% |