Merhaba yeni bölüm geldi.
Keyifle okuyun beğenin yorumlayın. 😁😁😁
************************************
Nerdeyim?
Bir boşluktayım sanki.
Uyanığım ama gözlerimi açamıyorum.
Neden açamıyorum?
Hareket etmek istiyorum ama yapamıyorum.
Çok güçsüz hissediyorum. Neden?
***
"Ooo. Sen hâlâ buradamısın.
Senin evin yokmu ya.
Ya kendin için ya başkası için sürekli buradasın.
Burası bir hastane.
Benim hastanem. Otel değil yani.
Ayrıca hastanede sigara içmek yasak."
"Teknik olarak içinde değilim.
Açık pencerenin dışındayım.
Sen işine bak."
"Zaten işime bakıyorum."
***
Bu sesler de ne.
Nerdeyim..
Kim bu insanlar.
Biri yanıma gelip elini alnına koydu.
Parfümü kadın kokusu.
Bu,Pınar denen kadın olmalı.
"Ateşi yok.
Adı ne?"
"Güneş."
"Güneş?
İlk kez duydum bu adı."
"Neden hâlâ uyanmadı."
Kadın sağ koluma dokundu.
Koluma birşeyler yapıyordu.
"Zayıf düşmüş.
Baya kan kaybetmiş.
Kendine gelmesi zaman alabilir.
İşin varsa gidebilirsin ben buradayım.
"Hayır. Onunla işim bitene kadar buradayım."
"Öldürene kadarı mı yani?
Bakma öyle.
Onu ben öldürecem demiştin.
Hem madem öldüreceksin neden buraya getirdin.
Bıraksaydın ölseydi.
Zaten bu kolla biraz daha dursa kan kaybından ölürdü."
***
"Ne anlatıyor bunlar.
Ne öldürmesi? Ne ölmesi?"
***
"Hadii gerçek niyetini söyle Bora.
Neyin peşindesin?
Bu kızla alıp veremediğin ne?
Ne istiyorsun ondan."
***
"Bora mı?
Olamaz.
Bu o Maviş.
Beni buraya o mu getirmiş.
Hatırladım.. En son onlardan kaçmaya çalışıyordum ben.
Ama o... Iıyy kanlı elini görünce kaçtığım adamın kollarına düşmüştüm.
Kahretsin burdan nasıl kurtulacağım ben ya."
***
"Dün birileri beni öldürmek istedi.
Bulunduğum cafenin karşısındaki binaya keskin nişancı dikmişler.
Bu kızda işin içinde.
Uyanacak ve konuşacak.
Ondan sonra öldüreceğim onu."
***
"Adam ciddi ciddi beni öldürecek inanamıyorum ya. "
Aferim bana tam belaya çatmışım.
Pınar denen kadın bir yandanda kolumu pansuman ediyordu sanırım.
Batticon kokusu alıyordum çünkü.
O kadar kötümü kolum.
Şimdide tekrar sarıyor.
Uyanacaksam şimdi uyanmalıyım.
Bu adamla yalnız kalmak istemiyorum.
Pınar bir doktorsa,
görevi insan kurtarmak olduğuna göre beni de bu adamdan kurtarır heralde.
Yavaşça gözlerimi açmaya başladım.
Pınar:
"Uyanıyor."
Maviş bulunduğu yerden hemen yanıma geldi.
Elleri ceplerinde kırmızı gözlerle bana bakıyordu.
Yatakta yattığım içinmi bilmiyorum, şuan bana çok uzun görünmüştü ve de korkunç.
Pınar bana bakarak,
"Güneş.
Beni duyurmusun?"
"Nerdeyim?"
"Hastanedesin.
Korkma güvendesin.
Kolun yaralıydı Bora da seni buraya getirdi.
Nasıl hissediyorsun."
"Susamış ve halsiz."
Pınar hemen masadaki şişeden bir bardağa biraz su koyarak getirdi.
Başımı kaldırarak içmeme yardım etti.
"Her yerim ağrıyor."
Maviş:
"Keyfin olup uyandığına göre, anlatmaya başla hemen!"
"Neyi?" Dememle elini çenemde hissettim.
"Benimle oyun oynama.
Senin aklını alırım."
Dedi dişlerini sıkarak.
Sol eliyle öyle bir sıkıyordu ki kesin parmak izi çıkacaktı.
Bir elimde sargı diğerinde serum olmasına rağmen iki elimle birden elini tuttum.
"Bırak.
Bıraksana be."
Diye bağırdım,sesimin çıktığı kadarıyla.
Pınar:
" Bora ne yapıyorsun bırak, manyak herif. "
Diyerek benden uzaklaştırdı Maviş'i.
Maviş bir yandan,
" Bırak Pınar.
Dalga geçmek neymiş gösteririm ben ona."
Diye bağırıyor bir yandan Pınar'ın elinden kurtulmaya çalışıyordu. Onlar tartışırken.
Olabildiğince hızlı yerimden doğruldum.
Hemen yataktan inerek kapıya yöneldim. Niyetim fırsattan istifade tüymekti ama daha iki adım atmıştım ki Maviş arkamdan gelip beni iki kolumdan tutarak yakaladı.
"Nereye cadı?
Bu kadar çabuk kurtulacağını mı sanıyorsun."
"Bırak beni.
Bıraksana be, deve. "
Dedim bağırarak. Bir yandanda elinden kurtulmaya çalışıyordum.
Bu arada elimde olduğunu unuttuğum serum hortumu gerilip elimden kelebekle birlikte hızla çıkınca,elimdeki acıyla elime bakma hatasını yaptım.
Gördüğüm kanla birlikte yine o baş dönmesi ve son gördüğüm yine o maviler ve...
"Kahretsin." Diye hırlayan Bora.
*****
"Bu kızın beyninde falan bir sorun olmasın. İkide bir de bayılıyor. "
"Ne alakası var Bora.
Senin yüzünden bu halde.
Sen korkuttun kızı.
Oda kaçmak istedi. Birden kalkınca başı döndü kızın hepsi bu.
Kibarca sorsaydın belki anlatacaktı."
"Beni öldürmeye kalkan birine karşı kibar olmam. "
"Belli. Kızı kolundan yatağa kelepçelemenden belli.
Manyaksın sen."
" Uyanınca yine kaçmaya kalkacak bende engel oldum."
"Bana bak,benim gitmem gerekiyor. Kıza zarar verme. Yoksa seni ben şikayet ederim polise."
Uyanmış ve ikisini dinliyordum.
Çare yok. Burada kaldım.
Bu manyak beni yatağa kelepçelemiş birde. Konuşturmadan bırakmayacak.
İyide ne söyleyecem. Hiç bana inanacak tipte birine benzemiyor.
Kapı sesinden anladığım Pınar gitmişti.
"Çok aptalım."
Dedim, bileğimdeki kelepçeyi sürekli çekip ritmik bir ses çıkararak.
"Seni kurtaracağıma eve gitseydim keşke.
Yada kafandan vursalardı, bende izleseydim. Şimdi bu halde olmazdım."
"O zaman neden engel oldun arkadaşlarına. "
Yanıma gelen Bora elleri cebinde üstten üstten bana bakıyordu.
"Çıkart şunu kalkmak istiyorum."
" Hayır.
Önce herşeyi itiraf edeceksin.
Bu işi kimlerin planladığını anlatacaksın. Arkadaşlarının isimlerini vereceksin. "
"Birincisi çıkar şunu.
İkincisi onlarla hiç bir alakam yok!"
"Önce konuş."
"Önce çıkar."
Kin dolu gözlerle baktı Bora yüzüme.
Sonra kapıya gidip kilitledi.
Anahtarı alıp cebine koyarak diğer küçük anahtarı çıkardı.
Kolumdaki kelepçeyi açtı.
Karşımdaki koltuğa oturuken belinden silahını çıkardı.
Oturup silahı yanına koyarken bacak bacak üstüne attı.
Yerimde yavaşça doğrulup bacaklarımı yataktan sarkıttım.
Bana bakan Bora'ya baktım.
"Bir tek yalanını sezersem kafana sıkarım."
Dedi kaşları çatık bana nefretle bakarak.
Gözlerimi devirdim.
"Sor." Dedim.
"Beni kim öldürmek istiyor."
"Bilmiyorum. Tek bildiğim senden önce cafede oldukları."
"Beni öldürmek istediklerini nerden biliyordun. Eğer knlardan degilsen."
"Duydum..
Rusca konuşurlarken.
Bora Bozkurt dediler. Cafeye geleceğini söylediler. Keskin nişancı dediler banka dediler.
Üstünede sen geldin.
Yaşar, Bora bey masa ayırtmıştı eşlik et dediğinde, aha dedim. Merhum bu."
"Rusça konuşuyorlarsa sen nasıl anladın. Rusça biliyormusun."
"Hayır. "
"Dalga mı geçiyorsun benimle."
"Niye dalga geçeyim be.
Rusça bilmiyorum. Sadece biraz anlıyorum o kadar.
Konuşamıyorum yani."
"Nasıl?"
"Lisedeki arkadaşım Kırım'lıydı.
Dört yılda birşeyler öğreniyor insan hâliyle.
"Adamları tarif et."
"Edemem hafızam iyi değildir."
Sinirle ayağa fırladı Bora.
Yanıma gelerek silahını kafama dayadı.
Bastırarak,
"Yalan söylüyorsun.
Sende onlardansın.
Araştırdım, bir hafta önce girmişsin işe. Dünde kaçarak çıkıp gitmişsin.
Bence bir sebepten anlaşamadınız.
O yüzden beni uyarıp kaçtın.
Belkide kolundaki ve sırtındaki yaraları da onlar yaptı.
Beni uyarıp planı bozduğun için."
Elimi sırtıma koydum gayri ihtiyari.
Sadece gülümsedim.
"İster inan ister inanma."
"Adamları gördün ama tarif edemiyorsun buna ne diyeceksin.
Kimi kandırıyorsun?"
Dedi.
Silahın ucunu daha fazla hissettim başımda.
"Tarif edemem çünkü yüzleri aklımda tutma huyum yok."
"Sana inanmıyorum. "
Yavaşça ayağa kalkarak gözlerine diktim gözlerimi.
Boyu uzundu, bana yukardan bakıyordu.
Yüzünü iyice yüzüme yaklaştırdı.
Nefesini yüzümde hissettim.
Sigara ile karışık parfüm kokusu burnuma doldu.
"İnandır beni." Dedi dişlerini sıkarak.
"İnanmıyorsan bas tetiğe.
Bana da iyilik olur."
Dedim.
Mavi gözleriyle gözlerime baktı.
Gözlerini kırpmadan derin, derin baktı.
Bende aynı şekilde baktım.
Yalan söylemiyordum ve korkmuyordum.
Zaten bu boktan dünyaya çokta merakım yoktu sıksa işime gelirdi.
Silahını kafamdan çekti.
Belinin arkasına takarak sağ elini çenesine sol elini beline koydu. Odada ileri geri yürümeye başladı.
Sonra aniden bana döndü.
" Benimle geleceksin."
"Ne!?"
"Madem yüzleri hatırlamıyorsun tekrar gördüğünde hatırlarsın. "
"Anlamadım? Seninle neden geliyorum ya. Benim başka işim yokmu.
Hayır!
Hiç bir yere gelmiyorum."
Bora bana sinirli şekilde bakarken kapı tıkladı.
"Bora.?
Bora aç kapıyı."
Bora anahtarı cebinden çıkarıp kapıyı açtı.
Gelen Pınar'dı.
Yanında da o gece gördüğüm adam vardı.
"Bora, kapıyı neden kilitledin."
"Sanane."
Dediğinde bende kendimi yatağa bırakıp arkamı döndüm.
"Abi konuşmamız lazım. "
"Ne oldu Emir. "
"Abi morga gelmen lazım.
Görmen gereken bir şey var."
Bora sessizdi.
Düşünüyordu sanırım.
"Allah'ım gitsin ne olur."
" Geliyorum.
Pınar burda kal.
Sende. "
Dedi bana seslenerek.
Umursamadım sessizce gözlerimi kapadım sadece.
Kapının sesiyle anladım gitmişlerdi.
Morg ta ne görebilirdiki.
O katilin cesedi hariç.
Demekki onu görmesi gerekiyordu.
Belkide tanıdığı biri çıkar.
Böylelikle benim yakamı bırakır.
Yaa ben nasıl her seferinde başımı belaya sokuyorum.
Tam bir aptalım.
Sanane karışma ne hali varsa görsün.
Öldürmeyen allah öldürmez.
Şimdi o polisler gibi yakamı bırakmayacak.
Benim bundan acilen kurtulmam ve izimi kaybettirmek lazım.
Ama nasıl.
Yerimde doğruldum tekrar.
Yatağın kenarına oturdum. Pınar koltukta bana bakıyordu.
Ona aldırmadan kalktım.
Giysi dolabına yürüdüm.
"Ne yapıyorsun."
Cevap vermeden kapağı açarak içine baktım.
Çantam. Çantam buradaydı ve ayakkabılarım.
Çok sevinmişdim.
Çantamı çıkarıp içinden pantolon ve badi aldım.
Pınar:
"Ne yapıyorsun gidemezsin daha iyileşleşmedin.
"Buradan gidiyorum. " Dedim.
Olabildiğince çabuk giyinmeye çalışarak.
"Beni burada zorla tutamazsınız.
Siz bir doktorsunuz.
Sizi şikayet ederim.
Diplomanızın elinizden alınması için her şeyi yaparım. O yüzden beni engellemeyin sakın."
"Bora peşini bırakmaz. "
"Ona her şeyi anlattım.
Benimle bir işi kalmadı. "
Dedim ayakkabılarımı giyinirken.
"Beni zor durumda bırakacaksın."
"O manyağın arkadaşı olmasaydın o zaman."
Dedim odadan çıkarken.
Koridora çıktığımda asansörü buldum ilk olarak.
Asansöre binerek zemin düğmesine bastım.
Asansör hızla inmeye başladı.
Nihayet burdan gidiyorum.
Bu binadan çıkar çıkmaz son hız başka şehre gideceğim.
Yeter artık bıktım bu şehirden.
Asansörün kapısı açıldığında zemine inmişti.
Hastanenin çıkışı nerede diye etrafa bakmaya başladım.
Gördüğüm tek şey şuan hızlı adımlarla asansöre gelen gelen Bora ve yarma Emir'di.
Beni fark etmemişlerdi.
Onlar beni görmeden hızla koşmaya başladım.
Kapıdan çıkamazdım beni görebilirler. Ne tarafa gitmeliydim.
Danışma bölümünü görünce koşarak o yöne gittim.
Arkasına geçerek yere çöktüm. Çantamı sırtıma aldım.
Bulunduğum yerden başımı biraz çıkararak Bora'ya baktım.
Şuan telefonu çalıyordu. Telefonunu cebinde çıkararak kulağına götürdüğünde kaşları çatıldı.
O pislik doktor beni satmıştı sanırım çünkü birden etrafına bakmaya başlamıştı.
Hızlı adımlarla girişin her yerini aramaya başladılar.
Emir dışarıya çıkarken Bora kantine doğru gidince bende hızla kalkıp arkaya, garaja doğru koşmaya başladım.
Tam binadan çıkmış arabaların olduğu yere gelmiştim ki.
Arkamdan bağıran Bora'nın sesini duydum.
"Cadı,kal orda."
"Cadı.?" Yine cadı demişti.
" Cadılar alsın seni. Bir dahada getirmesin İNŞALLAH."
Dedim dönerek.
Elindeki silah bana dönüktü.
Arkasında da Emir ve Pınar bana bakıyordu.
Pınar'a bakarak.
"Senin o diplomanı elinden aldıracağım yemin ederim." Dedim.
Bora bana bakarak,
"Benimle içeri geliyorsun." Dedi.
"Hayır gelmiyorum.
Beni zorla burada tutamazsın. "
"Tutarım."
"Tutamazsın."
"Tutarım."
"Beni burada tutman için vurman lazım. "
Dedim burnumu dikleştirerek.
Başka hiç bir güç beni burada,
tu ta maz.
Onuda herkesin içinde yapamayacağına göre hadi eyvallah."
Dedim arkamı dönerek.
"Cadı!"
Dedi Bora yine arkamdan yüksek sesle bağırarak.
Tekrar arkamı döndüm
"Ne var yine."
Bir kaç saniyelik zamanda dahada yaklaşmıştı bana.
Silâhı bana dönüktü hâlâ.
"Seni burada tutarım. "
Dedi ve tetiğe bastı.
***********************************
Evet Bölüm sonuuu. Yeni bölümler de görüşmek üzere canlarım.