Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Ç.6 Miras Meselesi

@azamet_29_2


1 AY ÖNCE


" Abi yeter.!


Başım döndü. "


Bir saattir salonun ortasında ileri geri yürüyerek sürekli düşünen ve birşeyler planladı her halinden belli olan Acar kardeşi Nazan'a döndü.


" Kes sesini Nazan. Beni dahada sinirlendirme."


" Ne düşündüğünü iyi biliyorum abi.


Ama yapacak birşey yok.


Yılmaz baba vasiyetine ne yazdıysa o olacak. Ne avukatlar ne de Ekin daha fazlasını vermeyecekler bize. Boşuna kendini yorma.


" Çok aptalsın Nazan.


Ekin'in önümüze atacağı üç beş kuruşla şuana kadar yaşadığın gibi yaşayabileceğini mi sanıyorsun.


Kızım o paralar senin makyaj malzemene bile yetmez anlamıyormusun.!


Babalık öleli iki gün oldu. Bir hafta dolduğunda vasiyeti açıklanacak. Avukatlar bize sadece bir ev ve belli miktar para verirken diğer herşeyin Ekin'e kaldığını acıklayacaklar. Ardından kapıyı gösterecek bize o Ekin piçi.


Ah ulan! Bize böyle bir oyun oynadığını bilseydim o ihtiyarı ellerimle öldürürdüm. "


" Ne bekliyordun anlamıyorum?"


Dedi kız bacak bacak üstüne atarak. Kollarını göğsünde birleştirip devam etti sonra.


" Biz üveyiz abicim üvey!


Yılmaz Atalay öz oğlu dururken üvey evlatlarına bu kadarını verdiyse, buna da şükretmen gerekiyor. "


Öyleydi.


Ekin'in babası büyük iş adamı Yılmaz Atalay Eşi ölüp oğlu Ekin ile yalnız kaldığından ikinci eşi Melis ile evlenmiş Melis'in önceki evliliğinden olan iki çocuğunada babalık etmişti.


Ama kader işte. İkinci eşide geçirdiği kaza sonucu öldüğünde ikisi üvey olmak üzere üç çocukla hayatına devam etmek zorunda kalmıştı Yılmaz Atalay.


Bir süre herşey gayet yolunda gitmişti. Ama çocuklar büyüyüp işin içine para, zenginlik ve hırs girince işler değişmiş, çıkar çatışmaları yüzünden Ekin ve Acar karşı karşıya gelirken birbirlerine düşman olmuşlardı adeta.


Acar üvey de olsa baba parasıyla gece kulüplerine, kumar masalarına dadanırken Ekin'in babası ile çalışması ve işi öğrenmesi Acar'ın canını iyice sıkar olmuştu.


Nazan ise iki kardeş arasında kalırken birde Ekin'e duygular beslemeye başlamıştı.


Acar artık Ekin kadar babalığına da kin besliyordu. Ve bunu Yılmaz'a belli etmekten çekinmez olmuştu. Fakat bilmediği şey Yılmaz'ın uzun zamandır her şeyin farkında olduğuydu.


Üstüne birde Acar'ın kötü alışkanlıkları başlayınca Acar hakkında kararını vermişti.


Tedbirli adamdı Yılmaz Atalay. Her işini sağlama alırdı. Nitekim ölmeden öncede işini sağlama almıştı. Bir gün ne olur ne olmaz diye hazırlattığı vasiyetine bu tavırlarına uygun olarak iki kardeşe sadece hayatlarını idame ettirmeye yetecek kadar para ve bir ev bırakmış, geri kalan herşeyin Ekin'e kalacağını bizzat el yazısıyla yazmıştı vasiyetinde.


Nazan Acar'ın tam tersi şekilde Ekin'i seviyor hatta aşık olmuştu. Bu yüzden ne para ne miras derdinde de değildi. Bir mesleği vardı ve rahatlıkla yaşardı. Yani durumu abisinin abarttığı kadar da yoktu. Onun tek derdi Ekin'in kendisini görmesiydi. Acar kendi lüksünden taviz vermek istemiyor kardeşinidre bahane ediyordu. Acar sinirle


" Aklının ermediği şeylere burnunu sokma sen Nazan."


" Peki ne yapmayı düşünüyorsun."


" Bu akşam Ekin'le konuşacağım.


Ya gerçek hakkımı verir. Yada her şeyini alırım. "


" Ne?


O ne demek? "


" Ne demekse o demek."


Kız hızla yerinden kalkarak abisinin yanına gelip kolundan tuttu.


" Sakın aklıma gelen şeyi yapacağını söyleme."


Adam kızın gözlerine baktı sessizce.


" Abi saçmalama. Onu öldürecek..."


Demişti ki adam bir anda kızın ağzına kapadı büyük elini.


" Kes şu sesini Nazan.


Herkes duyacak bizi. Bunu mu istiyorsun?"


Kız hırsla çekti dudaklarını abisinin elinin altından.


" Hayır.


Buna izin vermem!


Ekin'e zarar veremezsin." diye ağzından kaçırınca abisi sinirle kızı yakasından tutarak kendine çekti.


" Üvey kardeşine aşık olman zerre umurumda değil kızım! "


Kız şaşkın abisine baktı. Abisinden gizliyordu çünkü bu durumu.


" Ne oldu şaşırdın mı?


O piçe aşık değil misin?


Herşeyi biliyorum benim aptal kardeşim.


Ama şunu unutma. O piç sana aşık değil. Yani aynı gemideyiz. Ekin beni siktir ederken senin onunla kalacağını sanma.


Ayrıca bu saatten sonra onun vereceği sadakayla yaşayacak değilim."


Kızı kolundan tutup kendine çekerken hırlayarak konuştu.


" Ya hakkımı verir ya canını! "


Kızı hırsla geriye itti sonra.


Nazan eli acıyan kolunda öfkeyle baktı abisi Acar'a.


Bu hırsı kızı da kokutmaya başlamıştı. Kaldı ki Ekin asla ona daha fazlasını vermeyecekti adı gibi biliyordu.


Acar telefonunu çıkarıp yakın adamı Engin'i aradı. İkinci çalışta açıldı telefon.


" Engin nerdesin? "


" Şirketteyim Acar bey."


" Ekin nerede? "


" Ekin bey şuan odasında taziyeleri kabul ediyor efendim. Yılmaz beyi tanıyan bir çok iş adamı gelip gitmeye başladı."


" Yalakalar! "


Dedi adam sinirle.


" Dertleri ölü değilya yatırımları boşa gitmesin. Anlaşmalar bozulmasın. Bilmiyorum sanki!


Adım adım izle. Her hareketinden haberim olacak.


Şirketten çıkarken de haber ver!"


" Peki Acar Bey. "


Acar telefonunu kapatıp salondaki küçük bara yöneldi. Kendine koca bir kadeh doldurup tepesine dikti. Ardından bir tane daha doldurdu.


Gözleri boşlukta çatık kaşlarla düşünmeye devam ederken Nazan tedirgin şekilde abisini izliyordu.


Acar'ın dengesiz öfkesi sonunda başına iş açacak diye düşünürken Ekin geldi aklına.


Acar'ın hırsından kararan gözleri ve mantığı Ekin'in canına mal olacak diye korkuyordu. Kendi kendine,


" Ona zarara vermene izin vermem."


Dedi kız. An itibariyle Acar da olacaktı hem gözleri hemde kulakları.


&


Gün boyunca evde kaldı iki kardeş. Acar akşama kadar saat başı rapor almıştı Engin'den. Nihayet akşam olunca Engin tekrar aradı.


" Acar Bey.


Ekin Bey çıktı. Lakin eve gelmiyorlar. Limana gideceğini söyledi. Gemideki mallara ilgili bir durum ve yapması gerekenler varmış. "


" Yanında kim var? "


" Doğan."


" Tamam. Şimdi kulağını aç ve beni iyi dinle. "


Dedi Acar sesini kısarak kıza arkasını dönerken. Adamıyla konuşurken Nazan uzaktan izledi bir süre daha abisini. Konuşmanın başını duysa da gerisini, Acar'ın Engin'e gizli gizli ne söylediğini duymaya çalıştı ama duyamıyordu. Kısa olan konuşmadan sonra,


" Takipte kal." Dediğini duydu sadece.


Adam telefonunu kapatıp cebine soktuktan sonra yerinden kalkıp kapıya yönelirken Nazan da oturduğu koltuktan kalkarak,


" Nereye gidiyorsun? "


" Ekin'le konuşmaya."


Dedi Acar.


" Bu sorunu vasiyet açıklanmadan halledeceğim. "


Kız hızlı adımlarla Acar'ın yanına gelerek kolundan tuttu.


" Abi!


Abi sakın saçma sapan birşey yapma."


Acar hırsla kolunu tutup kızı kendine çekti.


" İstediğimi yaparsa kimsenin canı yanmaz! Haaa! Yapmazsa, suç onun. "


Acar kızı hırsla iterek kapıdan çıkarken Nazan da arkasından çıktı. Abisinin arabasına binişini ve gidişini izledikten sonra kendide arabasına koştu.


Hızla direksiyona geçen kız motoru çalıştırıp gaza bastıktan sonra bahçeden çıkarken bir yandan da telefonunu çıkarıp bir arama yaptı. Bu evde gizli işler çeviren ve kendine çalışan adamları olan sadece Acar değildi. Nazlı'nın da adamların arasında sadece kendine çalışan adamları vardı. Telefon ilk çalışta açıldı.


" Buyrun Nazan hanım." Dedi konuşan ses.


" Ali kulağını aç beni iyi dinle."


*****


Saat biraz daha ilerlemiş, Acar limana gelmiş, Engin ve bir kaç adam limanın girişinde Acar'ı bekliyorlardı.


Adam arabasını depoların önünde karanlık bir yere çekti.


Motoru kapatıp torpido gözünden silahını aldı. Araçtan iner inmez belinin arkasına takarak yanına gelen Engin'e doğru yürüdü.


Engin'in arkasında üç adam daha vardı. Adamlara göz ucuyla baktıktan sonra Engin'e döndü.


Engin, " Hepsi de sağlam adam


Acar Bey." Dedi.


" Tamam." Dedi Acar.


" Hadi gidelim."


Birlikte limana giriş yaparak Ekin'in bulunduğu yük gemisine doğru yürüdüler.


Büyük geminin önüne geldiklerinde Acar başını yukarıya doğru kaldırarak gemiye baktı. Ve üzerinde büyük harflerle yazan yazıya.


Beydağlı yazıyordu.


Beydağlı şirketin göz bebeği olan en büyük yük gemisiydi.


Acar adamları ile birlikte geminin önünde duran diğer adamların yanına geldi. Engin adamlara Ekin Bey gemide mi diye sordu. İki adamdan biri öne çıkarak sessizce baktı Engin'e. Kısa süre sonra,


" Doğan abi ile birlikte gemiye çıktılar." Dedi.


Acar gemiye yönelirken Engin'e bir bakış attı. Engin'de yanındaki iki adama.


Arkadaki iki adam yerlerinde kalırken Acar, Engin ve diğer adamla gemiye çıkmak üzere yürüdü. Az sonra güverteye çıktıklarında sigara içerek Ekin'i bekleyen Doğan ile karşılaştılar. Geminin loş spot ışıkları altında adama doğru yürüyerek yanına gelirken,


"Sahibin nerede? "


Dedi elleri ceplerinde alaycı şekilde.


Doğan da en az Ekin kadar hazetmiyordu Acar'dan. Bu yüzden de cevap vermek yerine sigarasını yere atıp ayakkabısının burnuyla ezdikten sonra ellerini ceplerine sokarak yüzüne bakmaya başladı.


Acar ellerini ceplerinden çıkarıp sinirle yumruk yaparken Ekin çıktı güverteye. Sağ eli cebinde,


" Hayırdır Acar?


Gece gece kokumu mu takip ettin."


" Konuşmalıyız."


Dedi Acar it yerine konduğunu görmezden gelerek.


"Seni gece yarısı buralara getirecek kadar önemli olan şey ne olabilir? "


"Bilmemezlikten gelme Ekin. Hakkım olan miras payımı konuşacağız. "


" Konuşacak bir şey yok Acar.


Babam alacağınız payın ne olduğunu vasiyetinde yazmış.


Beş gün sonra avukatlar vasiyetnameyi açarak herkesin gözü önünde okuyacaklar. Siz de payınızı alıp defolup gideceksiniz. Yerinde olsam bu kadarına bile şükrederdim.


Babam vicdanlı adanmış ki har vurup harman savurduğun, kumarhanelerde, barlarda harcadığın paraları mirasından men ederek ödetmedi sana."


" Yok öyle yağma Ekin efendi.


Bizim bu mirastan alacağımız küçük bir sadaka değil. Hakkımız daha fazla ve sen bu hakkı bize vermek zorundasın."


" Öyle bir zorunluluğum yok! Dediğim gibi vasiyetnamede ne yazıyorsa onu alacaksınız.


İkiniz de bana minnet duymalısınız. Babamın vasiyetine uymayıp sizi beş kuruşsuz kapının önüne de koyabilirdim."


İki adam konuştukça iki taraf daha da geriliyordu. Sonunda Ekin Doğan'a dönerek,


" Gidelim." Dedi.


Ekin gemiden inmek üzere yürürken aniden kolundan tuttu Acar.


" Beni görmezden gelebileceğini mi sanıyorsun sen!? "


Ekin hırsla kolunu çektiği gibi Acar'ın yakasından tutup suratının ortasına kafasını gömdü. Acar eli burnunda yere düşerken, Ekin öfke ile konuştu.


" Bana dokunabileceğini mi sanıyorsun sen!? "


" Acar Bey." diyen Engin hemen Acar'ın yanına gelerek kalkmasına yardım ederken Acar sinirle çekti kolunu Engin'in elinden. Aynı anda karşısındaki Ekin'in üzerine yürüyerek Seni aşağılık şerefsiz piç diye bağırarak yumruğunu suratına geçirdi.


Bir anda ortalık karıştı. Acar ve Ekin yumruk yumruğa birbirine girerken Doğan da Engin ve yanındaki adama girişti.


Ekin arka arkaya attığı yumruklardan sonra yere düşen Acar'ın üzerine oturarak suratını yumruklamaya devam etti. Bu sırada Doğan da Engin'i kıstırmış tekme tokat girişmişti.


Az sonra Ekin soluk soluğa yerdeki adamın üzerinden kalktı. Nefesini düzenlerken konuşmaya devam etti.


" Şimdi hemen buradan defolup gidiyorsun! Bir daha da sakın karşıma çıkayım deme.


Gördüğüm yerde gebertirim seni."


Ekin üzerindeki kıyafetini çırparak düzeltirken Doğan yanına geldi.


" Hadi gidelim yoksa katil olacam bu piçin yüzünden."


Doğan ile birlikte iskele tarafına geçerken arkalarında yüksek sesle söylenen adını duydu Ekin.


Geriye dönüp baktığında Acar ve Engin ellerinde silah kendilerine bakıyordu.


" Payımı vermezsen herşeyini verirsin."


Dedi ve tetiğe bastı. Arka arkaya kurşun sesleri yankılandı


gecenin sessizliğinde.


Ekin göğsünde hissettiği acıyla gemiden düşerken buldu kendini. Ardından buz gibi suya düşerken derinlere çekildiğini hissetti. O gece dört adam kayboldu gecenin karanlığında .


****************************


6. Bölüm bitti.


7. Bölümle devam.


  


Loading...
0%