Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Ç.özel Bölüm 1/2

@azamet_29_2

Nihayet gelen asansör boşaldığında binerek zemin katına bastım bu kez. Zeminden de ameliyathaneye inecektik. Asansör inerken Başak'ın hâli geldi gözlerimin önüne.. Yumruklarımı ve dişlerimi sıkarak içimden Başak'a seslendim.


" Başak lütfen..

Lütfen pes etme dayan..."


Az sonra duran asansörden çıkıp hızla ameliyathane katına yöneldim. Yaşar ve Kenan koşar adım bana yetişmeye çalışıyorlardı.


İki dakika sonra ameliyathane önündeydik. Kapı hâlâ kapalı ameliyat hâlâ devam ediyordu.

Yaşar'a döndüm.


" Ne zamandır sürüyor ameliyat?"


" 1 saat kadar oldu abi. "


Tekrar kapıyı buldu gözlerim.

Çaresiz bekleyecektik. Benim yüzümden bu hale gelmişti. Bu yüzden razıydım...

Beklerdim...

Yeter ki o kapının ardından sağlıklı çıksındı.

Beklerdim...

Yeter ki yaşasındı.


Kapı önündeki oturma yerine bıraktım kendimi.

Dirseklerim dizlerimde başımı ellerini arasına aldım.


Gözlerimi kapattığımda gözümün önüne Başak geldi yine. Sahil kenarında dağınık kızıl kıvırcık çalı süpürgesini anımsatan saçlarıyla onu ilk kez gördüğüm o âna döndüm. Arkasından geçen çocuğa ayakkabısını nasıl fırlattıgını hatırladım tekrar. İstemsizce gülümsedim. Değişik bir kızdı.


Sonra evinde türkü işkencesi ile bana yardım etmesi için ikna edişim... Çok kızmıştı bana. Ardından saçlarını ördüğüm âna döndüm. Nasıl mutlu olduğunu hatırladım. Bir kız saç örmeyi nasıl beceremezdi ki.

Ben örerdim, yine örerdim. Hergün evime geleceksin saçımı öreceksin dese hergün üşenmeden evine kadar gider kızıl saçlarını örerdim. Yeterki o kapının ardından sağ çıksın.


Orda öyle ne kadar oturdum bilmiyorum. Açılan kapı sesiyle hızla yerimde dikildim. Kapıdan çıkan hemşireler ve yatakla çıkan Başak'ı görünce yanına koştum. Kızıl dağınık saçlarını aradı gözlerim. Ama bonenin altına almışlardı. Teni bembeyaz kanı çekilmiş gibiydi. Hemşire kız,


" İzin verin yoğun bakıma alıyoruz. " Diyerek hızlı adımlarla götürürlerken doktor çıktı arkadan yüzündeki maskesini çözerek.


Yanına koşarak kolundan tuttum.


" Söyleyin doktor nasıl? "


" Biz elimizden geleni yaptık. Ameliyatı zor geçti. Kurşun biraz daha yana kaysa kalbine gelecekmiş. Çok kan kaybetmiş. Kan takviyesi gerekti. Durumu ciddiyetini koruyor. Yoğun bakımda gözetim altında tutacağız. Genç güçlü bir kız. Umarım atlatır."


" Ne kadar kalır yoğun bakımda."


Başını önüne eğdi.


" Dediğim gibi zor bir ameliyat geçirdi. Yaşama isteği ve kendi belirleyecek kalacağı süreyi."


Doktor uzaklaşırken yumruklarımı sıkarak arkasından baktım.


🌟🌟


Hayalet mi?


Saatlerdir gözlerim yoğun bakım odası ile koridor arasındaki camda içerde yatan kızı izliyordum. Rahat nefes alabilsin diye solunum cihazına bağlamışlar ve her an kalp atışlarını ve tansiyonunu izlemek için bağlandığı diğer cihazın kabloları bedenini sarmıştı sanki.

Bugün ikinci günün akşamı olmuş, iki gündür bu şekilde yatıyor ve tek bir kıpırtı göstermemişti. Sanki bitkisel hayata girmiş sadece nefes alıp veriyordu.


" Şuan orda o şekilde yatıyor olması tamamen benim suçum."


Dedim yine.


" Abi kendini suçlama artık. O şerefsiz Engin'in onu vuracağını nasıl bikecektin."


" Acar ve köpeğini buldunuz mu?"


" Saklanıyor olmalılar. Yaralı kaçtılar ama hiç bir hastanede yoklar. Kesin bir delikte bekliyor.

Adamları dört bir tarafa saldık. Her yerde onları arıyorlar. Şirketteki adamlarınıda ayıkladık."


Yumruklarımı cana dayayıp önüme eğdim başımı.


" Abi gel birşeyler ye aşağıda. Sende güçten düşeceksin böyle giderse. O zaman ne kendine nede kıza bir faydan olur. İki gündür doğru düzgün yemeden, içmeden, uyumadan, ayakta duruyorsun."


Başımı yana doğru çevirip önce Yaşar'a sonra yeniden cama dönüp ona baktım.


Haklıydı. Uyandığında iyi olmalıydım. Yerimde doğruldum.


" Kenan buradan ayrılma birazdan geliyorum."


" Emredersin abi."


Başımı yeniden ona döndüm.

Birazdan geliyorum çalı süpürgesi. Dedim kısık sesimle.


Sonrada Yaşar ile birlikte gelen asansöre binip, cafeteryanın olduğu kata indik. Cafeterya ya geçmek için önce acil bölümünün olduğu koridordan geçmek gerekiyordu. Bizde öyle yapıyorduk.


Tam koridordan geçtiğimiz sırada acil müdahale odasından gelen sesleri duyduk. Ses çok tanıdıktı. Bir Yaşar'a bir odanın kapısına baktıktan sonra, Engin! Dedim.


Engindi sesin sahibi. neden buradaydı bilmiyorum ama onu ellerimle gebertme isteğiyle beklemeden hızla odaya daldım.


O piç sedyede, yüzü gözü kan içindeydi. Delirmiş gibi bakıyordu gözleri.


Bir yandan doktorun koluna yapışmış, bir yandan ağlamaklı şekilde yalvararak konuşuyordu.


" Yemin ederim!

Yemin ederim doğru söylüyorum!

Peşimde!

Peşimi bırakmıyor!

Öldürecek beni, öldürecek! "


Neden bahsediyordu bilmiyorum ama zerre umurumda değildi. Şuan tek isteğim onu ellerimle gebertmekti.

Hızla yanına gelip hemşireyi kenara iterek yakasından tuttuktan sonra boğazına sarılıp sıkmaya başladığımda Yaşar bir yandan doktor diğer yandan koluma sarıldılar.


" Gebertecem lan seni! Gebertecem! O kız yukarıda senin yüzünden canıyla cebelleşiyor. Senin yüzünden lan! Senin gibi adi şerefsiz bir piçin yüzünden! Öldürecem lan seni, öldürecem.


Doktor, " Bırak! Bıraksana be adam. Adam zaten yaralı! " Derken,


Yaşar, " Abi bırak şimdi sırası değil." Dedim


Arkamdaki hemşire,


" Güvenlik!" Diye bağırıyordu.


" Abi birde polisle uğraşmayalım. Sonraya bırak! "


" Elimden kurtulamayacaksın Engin! Kurtulamayacaksınız! Kökünüzüzü kurutacam lan kökünüzü! "


Dedim nefes nefese. Sonrada yatağa savurarak geriledim.


" Hayalet.." Dedi alakasızca.


" Hayalet olmuş dönmüş.

Hayaleti gelmiş. "


Korkudan titreyerek söylediği anlamsız gelen şeyi duyunca donup kaldım. Deyim yerindeyse şoke oldum.


Ne? Ne demişti o!

Hayalet mi?

Başak mı?


Kolumdan tutan Yaşar'ı geriye savurup yeniden Engin'in yakasına yapıştım.


" Ne dedin sen?

Bir daha söyle!

Ne dedin!? "


" O..

Onu gördüm. O kızıl...

O kızıl saçları sürekli gözümün önünde."


Diyerek ellerini saçlarına geçirirken korkudan göz bebekleri titriyordu.


" Peşimde!

Lütfen! "


Diyerek yakamdan tuttu.


" Lütfen bana yardım et. Kurtar beni ondan. Kurtarın o kızıl saçlıdan."


Gerçekten Başaktan bahsediyordu.


" Doğru düzgün anlat lan şunu!"


Dedim sarsarak.


" Dünden beri beni takip ediyor.

A-arabamla gidiyordum.

Bir anda yolumda belirdi. Yüzü bembeyaz dudaklarından kan akıyordu. Dağınık, yüzünün bir kısmını kapatan saçları sanki kan kırmızıydı. Korkuyla gözlerimi kapatarak frene bastım hemen. Ama...

Gözlerimi açtığımda kimse yoktu.

Hayal gördüm herhalde dedim."


Kekeliyordu.


" Sonra yola devam ettim. Bu kez aynadan arka koltukta oturduğunu gördüm. Hızla durup arkama baktım bu kez, yine kimse yoktu.

Ama bugün...

Bugün de peşimdeydi.

Karanlıkta yine önüme çıktı. Sonra bir anda arabamda belirdi. Tam yanımdaydı. Gülerek, öleceksiniz! Dedi. Korkuyla direksiyonu kırınca şarampole uçtum."


Etrafına bakarken,


"Buraya da gelmiş olabilir!" Dedi.


Engin'in söyledikleri kafamın içinde duvardan duvara çarparak yankılanırken bir anda aklıma gelen şeyle Engin'i yatağa savurup koşarak çıktım odadan.


Yine koşarak asansöre yöneldim.


" Abi? Abi ne oldu?

Neden, nereye koşuyoruz."


" Burada!

Burada Yaşar!

O kız burada."


" Abi? Ne diyorsun gözünü seveyim. Kız zaten burada yoğun bakımda."


Üst üste bastığım düğmeyle nihayet gelen asansörün kapısı açılınca hemen binip yoğun bakım katına bastım. Yaşar hâlen şaşkın bana bakıyordu.


" Abi ne oluyor anlat, korkutma beni! "


Konuşacak anlatacak vaktim yoktu. Bir an önce Başak'ın olduğu kata çıkmalıydım.


Nihayet duran asansörle açılan kapıdan dışarı fırladığımda gözlerimi hemen odanın olduğu yöne çevirdim. O an gördüğüm şeye inanamadım.

İşte...

Burdaydı.

Gözlerimin önünde.

Dağınık kızıl, kıvırcık saçları ve gördüğüm son haliyle silik şekilde görünen beden onundu. Oydu Başaktı. Kenan'ın yanında durmuş yoğun bakım odasında yatmakta olan bedenini izliyordu. Kenan şu an yanında kimin olduğunu bilse aklını kaçırırdı herhalde.


Tıpkı benim gibi Başak'ın ruhuda bedeninden ayrılmıştı. Tek fark onun ruhu şuan yere temas etmiyor yerden bir, iki karış havada süzülüyor, gerçekten bir hayaletti. Bu olana inanamazken tutamadım kendimi. Bir yandan koşar adım ona doğru yürürken,


" Başak."

Diye bağırdım.

Benimle konuşsun istedim, sesini duymak istedim. Kenan'ın anlamaz bakışları eşliğinde yaklaşırken, ağır hareketlerle yönünü bana döndü.


Duymuştu, görmüştü beni. Yavaşlarken yüzüne baktım. Engin'in dediği gibiydi. Teni bembeyaz dudağından aşağı sızan bir yudum kan, saçları kızıldan çok kırmızı şekilde bana baktı bir kaç saniye.


Engin'in hayalet, hayalet diye bahsettiği gerçekten Başaktı. Gördüğüme inanamaz şekilde bakarken bir anda silinip kayboldu.


" Başak." Diye bağırdım ardından. Ama çoktan yok olmuştu. Bir anda kolumda hissettiğim elle Yaşar'a döndüm.


" Abi ne oluyor aklını mı kaçırdın? Korkutma beni.

Ne Başak'ı. Sen iyi değilsin gel bi doktora gidelim."


Yaşar'ı dinlemiyordum bile. Olduğum yerde gözlerimi yere dikerek bir süre düşündüm. Neler oluyor anlamaya çalışıyordum. Başak'ın bana söylediği şeyleri hatırladım sonra.


Bana bir sebepten ötürü arada kalmışsın demişti. Şuan Başak'ta tıpkı benim gibi bir sebepten arada kalmıştı demek ki. Biraz daha düşündükten sonra Engin'e olanları hatırladım ve Engin'in söylediklerini.


Öleceksiniz dedi. Demişti. Bu yüzden... Bu yüzden arada kalmış olmalı. Acar ve Engin'e yaptıkları şey için kızgın olmalı. Hesap sormak istiyor belki de. Onu vuran Engin olduğu için önce Engin'le başladı. Acar'ın yerini de biliyor olmalı. Ve sıra Acar da.


" Yaşar hemen aşağıya inelim! Yolda anlatırım."


Kenan'a döndüm.


" Kenan sakın! Ne olursa olsun buradan ayrılma yoksa karışmam! "


Dedikten sonra Yaşar'ı kolundan tutarak hızlı adımlarla asansöre doğru yürüdüm. Asansörün önünde durup düğmeye bastım. Beklerken,


" Dinle Yaşar.

Bana olanları biliyorsun. Başak'ın sana söylediklerini hatırlıyor musun?"


" Evet abi hatırlıyorum. İnanılmaz şeyler anlatmıştı."


" İnanılmaz ama doğruydu. Vurulduktan sonra hastanede yatarken bir şekilde ruhum bedenimden ayrılmıştı. Unutmuş olsam da o an aklımdaki tek şey Acar'dan ve Engin den yaptıkları şeyin intikamını almaktı. Bu yüzden ölümle yaşam arasına takılıp kalmıştım. Yani bedenim ölmek isterken ruhum yaşamak istiyordu. Bir ay kadar bir ruh olarak aynı yerde dolaştım durdum. Sonra Başak'tan yardım istedim. Çünkü beni görebilen tek insan Başak'tı."


Yaşar bir hikaye dinlermişçesine yüzüme bakıyordu. Bakışlarına aldırmadan devam ettim.


" Az önce Kenan'ın yanında Başak'ı gördüm."


" Ne?

Ne diyorsun abi?

Yani o kızın hayaletini mi gördün? Onunda mı ruhu..."


" Aynen.

Tıpkı Başak'ın beni gördüğü gibi ama daha net. Tıpkı Engin'in tarif ettiği şekildeydi. Yani Engin gerçekten Başak'ı görmüş. Hayalet, hayalet diye bağırması bu yüzden.


Şuan benim yaşadığım şeyin aynısını Başak yaşıyor. Bir sebepten bedeninden ayrılmış. Ve o sebep Engin ile Acar olmalı. Önce Engin'i bulduğuna göre onların peşinde.

Hemen Engin'den Acar'ın yerini öğrenmeliyiz. Sıradaki Acar olmalı. Başakta Acar'ın olduğu yerde."


" Abi söylemez. Öldüreceğini biliyor. O köpek sahibine çok sadık."


" Söylemezse az önce yapmadığımı yapar ellerimle gebertirim onu. "


Asansör durmuş kapı açılmıştı. Koşarak acil müdahale odasına doğru ilerleyerek direk odaya daldık. Ama Engin yoktu. Odadaki hemşirenin kolunu tutup kendime çevirerek Engin nerede diye sordum.


Yatan hasta katındaki odalardan birine alındığını söyleyen hemşire ile yine hızla odadan çıkıp asansöre yöneldim.


" Kahretsin!

Adi herif yerinde durmuyor ki."


Yeniden asansöre binip yatan hasta katının tuşuna bastım. Az sonra kata gelir gelmez koridordaki sekreter kıza adını söyleyerek Engin'in hangi odada olduğunu sorup, 201 no'lu odada olduğunu öğrenince anında odaya doğru ilerledim. Engin itiyle bir an önce konuşmalıydım. Bu yüzden koşar adım gelip direk daldım içeri.


Piç herif yatağında yatıyor hemşire koluna serum takıyordu. Soluğu yatağın yanında alıp yakasından tuttuğum gibi kendime çekerek sordum.


" Söyle şerefsiz piç. Acar nerede? Nerede saklanıyor."


Aşağıdayken yaşadığı korkusu geçmiş aldırmaz şekilde gözlerime bakıyordu. Bu sırada hemşire kız,


" Ne yapıyorsunuz beyefendi. Hemen çıkın buradan. Yoksa hastane polisini çağırırım."


Diyince Yaşar kızın kolundan tutup odadan çıkmasını engelledi


" Konuş Engin.

Yoksa gebertirim seni."


Yine aldırmaz şekilde gözlerime bakıyordu. Konuşmak gibi bir niyeti zaten yoktu. O an saniyelik bir bakış attım Yaşar'a.


Yaşar, yanındaki hemşirenin arkasına geçip gözlerini ve ağzını elleriyle kapatıp arkasını çevirdi. Aynı anda kolundaki serum hortumunu çıkarıp Engin'in boynuna dolayıp sıkarken, hırlayarak tekrar sordum.


" Acar nerde Engin.

Hemen konuşacaksın.

Yoksa sende o hayalet kız gibi ortalarda gezersin."


Engin elleri ile bileklerimden tutarken bir yandan dişleri arasından,


" Bırak! Nefes alamıyorum bırak beni." Desede bırakmadım. Aksine dahada sıkarak tekrar konuştum.


" Sana Bir daha sormayacağım Engin. Acar nerede?

Ya söylersin ya da şuracıkta gebertirim seni!"


Nefesi kesilmeye yüzü değişmeye başladığında başını aşağı yukarı sallamaya başladı.


Serum hortumunu gevşettiğimde derin bir nefes çektikten sonra öksürmeye başladı. Aynı anda rahatlamasına izin vermeden yakasından tuttum tekrar.


" Konuş lan!

Vaktim yok hemen konuş! "


" Beykoz'da. Beykoz'daki beyaz yalı'da saklanıyor."


Engin'i yatağa doğru savurduktan sonra kulağına doğru yaklaşarak,


" Yeniden görüşeceğiz Engin."


Ardından, " Yaşar gidelim." dedikten sonra odadan çıktım.


Yaşar hemşire kızı bırakıp,


" Sessiz ol. Yoksa geri gelirim." diye tehdit ettikten sonra arkamdan koşarak bana yetişti.


" Yaşar Kenan'ın yanına adam çağır. O odaya doktorundan başka kim girmeye çalışırsa gebertsinler. "


Yaşar arama yaparken asansörle aşağı indik. Hastane binasından çıkıp park halindeki araca ilerledik. Hemen araca binip hızla hareket ettik.


" Şerefsiz köpek dünden beri yalıda saklanıyormuş."


" Orası tadilattaydı abi. Bizimkiler yinede ilk gün bakmışlardı. Demek ki bizimkileri atlattıktan sonra geldi oraya."

Yaşar'ın sürüşüne bakıp,


" Yaşar bir ayda yeteneklerini mi kaybettin bas şu kaza.! " Dedim.


Bana saniyelik bir bakış atan Yaşar bir anda gazı kökledi. Araba öne fırlayarak ilerlemeye devam ederken ister istemez gülümsedim.


Kafamın içinde olanları ve nasıl düzeleceğini düşünüp durduğum bir süre daha yol aldık. Bu arada kaç kural çiğnedik bilmiyorum, umurumda da değildi. Şuan tek isteğim vardı Acar'ı, yani Başak'ı bulmak. Kısa süre sonra Beykoz'daki Beyaz yalının olduğu mahalleye geldik. Saat iyice ilerlemiş geceye dönmüştü.


Yaşar inip belindeki silahı kontrol ederken ben de torpido gözündeki silahımı aldım. İçindeki kurşunları kontrol ettikten sonra belime takıp indim. Yavaş ve dikkatli şekilde yalının yan tarafindan deniz tarafında olan girişe doğru ilerlemeye başladık. Ön tarafa geçtiğimizde giriş kapısının iki tarafinda yerimizi aldık önce. Sessizce etrafı kolaçan ederken yerde yatan birini gördüm. Yaşar yerinde kalıp beni korurken yerdeki adamın yanına gelerek yakasından tutup kaldırdım.


" Uyan piç herif."


Adam uyanıp gözlerini kocaman aralayarak bana bakarken, sol elimle ağzını kapatıp namnuyu kafasına dayadım.


" Sessizce cevap ver. Ne oldu burada? "


" Ha, hayalet."


Dediğinde beklediğim cevabı almıştım. Kabzayı kafasına geçirdiğim gibi olduğu yere bıraktım.


Aynı anda içeriden gelen silah sesini duydum. Sonra bir el daha ve bir el daha. Hızla kapıya gelerek açıp içeriye girerken etrafıma bakındım. Bütün eşyaların üzeri beyaz örtülerle örtülmüş duvarlarda geçici olan iskeleler vardı. Köşelerdeki sarı ışıklar hâlâ yanmaktaydı. O sırada üst kattan gelen Acar'ın sesini duydum.


" La*et olsun. Defol git rahat bırak beni. Ben bişey yapmadım bırak peşimi! "


Sesinde korku ve acziyet vardı. Kalıbımı basarım Başaktı konuştuğu.

Bir el silah sesi daha geldi. Ardından üst kattan eli yarasının üzerinde koşarak aşağı inen Acar'ı görmemle eve girdiğimiz kapı aynı anda kapandı. Acar kaçacak yer bulamayınca korkuyla etrafına bakınarak geri geri adımlarken bir anda göz göze geldik. Yeni farkettiği bizi beklemediği açıkça belliydi.


Aynı anda o bana ben ona silahımızı doğrulttuğumuzda,


" Ne oluyor lan!? "


Dedi şaşkın ve panikle.


" Ne oluyor burada?"


Sonra Yaşar'ı farketti. Dahada panikledi.


" Hepiniz geberip hayalet mi oldunuz lan!"


Korkudan aklı gitmişti galiba. Salak herif bizide hayalet zannediyordu.


" Üzgünüm Acar efendi. Şansta bir yere kadar. Hayalet değilim. Senin Azrail'inim."


Dedim hırlayarak.

Şaşkınlığından faydalanıp sol elindeki silahı alırken elimdeki silahın kabzasını kafasına geçirdim. Ne olduğunu anlayana kadar bir anda kendini yerde bulurken elindeki silahı yana savurup üzerine atlayarak bütün gücümle yumruklamaya başladım.


Olanların tek suçlusu vardı oda Acar dı. Aç gözlülüğü yüzünden hem beni öldürmeye çalışmıştı, hem de Başak'ın ölümle pençeleşmesine sebep olmuştu.

Bunu hatırladıkça öfkem dahada artarken arka arkaya sağlı, sollu yumruklamaya devam ettim. Yüzü kan içinde yerde kaldığında nefes nefese ayağa kalktım. Hırsım, sinirim, öfkem geçmemişti hâlâ. Bu kezde arka arka tekmelerimi geçirdim karnına kaburgalarına. Attığım tekmelerden sonra olduğu yere yığılıp kalırken ellerim dizlerimde soluklandıktan sonra yerdeki silahım aldığım gibi yüzüne çevirdim.


" Buraya kadar Acar efendi.

Hesap verme saati. "


Dedikten sonra tam tetiğe basarken Yaşar'ın eli yüzünden silah havaya kalkmış tavana sıkmıştım.


Bütün öfkemle Yaşar'ın yakasına yapışıp kendime çekerek silahı kafasına dayadım.


" Delirdin mi lan! Sen kimsin, ne hakla engel oluyorsun bana."


"Abi kızma! "


Dedi elleri bileğimde.


" Senin için yaptım.

Bu iti öldürürsen hastanede yatan o kız ne olacak? "


Saniyelik öfkeyle pişman olacağım bir şey yapacakken Yaşar tutmuştu beni. Başak olmasa umurumda bile olmazdı onu gebertmek. Ama Başak...


Ben karakol, savcılık, mahkeme üçgeninde gezerken Başak hastanede savunmasız ve yalnız kalırdı. Yaşar haklıydı bir bakıma.


" Haklısın." Dedim omuzunu kavrayar

ak. Elimdeki silahı belime taktım.


" Kusura bakma.

Ara polisi gelip alsınlar."


Yaşar telefonunu çıkarıp polisi ararken ellerimi saçlarıma geçirmiş etrafıma bakınıyordum. Daha doğrusu gözlerimi dört açmış onu arıyordum.


" Başak." Dedim.


" Başak hâlâ burada mısın?

Başak!

Başak cevap ver!

Yada bi işaret ne olursa. Lütfen..."


****************************


1. Bölüm sonu

Özel bölüm 2 ile devam

Loading...
0%