Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Ç.8 Dönüş 2

@azamet_29_2


" Sen kimsin? " Dedi.


" Her yerde beni ve Ekin Beyi soruyormuşsun. Söyle neden?


Neden soruşturuyorsun?"


" Sen Yaşar mısın gerçekten? "


Geri çekilirken, " Evet." Dedi.


" İspatla! "


" Ne? "


" İspatla dedim.


Valla an itibariyle kimseye güvenemem."


Adam gözlerini devirerek elini cebine atıp cüzdanı, içindende kimliğini çıkarıp gösterdi.


" Oldu mu?"


" Olmaz mı?"


" Şimdi konuşmaya başla."


" Aç kulağını dinle o zaman Yaşar dayı. Beni Ekin yolladı."


" Ne? " Derken kocaman gözlerle bana baka kaldı adam.


O gözlerde hem şaşkınlık hem sevinç gördüm o an.


" Daha doğrusu yollamadı da Yaşar'ı bul dedi."


" Bekle" Dedi aniden.


Dikkatli gözlerle etrafını kolaçan edişini izlerken, cebinden telefonunu çıkarıp bir arama yaptı. Beni al. Dedi ve kapattı.


Sonra bana döndü.


" Burası güvenli değil. Daha rahat bir yerde konuşalım. "


2 dakika geçmeden bir araç hızla gelip ani bir firenle yolda durdu. Yaşar denen adam beni kolumdan tuttuğu gibi bulunduğumuz yerden çıkarıp gelen aracın arka kapısından içeriye tepti resmen. Sonrada yanıma oturarak bas! Dedi öndeki adama.


" Abi ne oluyor?" Diyen adama aldırmadan,


" Hemen anlat.! "


Güvenli dediği yer arabamıydı?


" Bak şimdi! " dedim ve durdum. Nerden başlayacaktım anlatmaya. Bana inanmazdıki.


" Hadi konuş. "


Diye kükredi birden.


Sabrı kalmamıştı. Merakla ne söyleyeceğimi bekliyordu.


" Tamam.


Ama tek şartım var.


Bana hiçbir şey sormayacaksınız. Çünkü cevabı uzun."


" Ya sabır!


Konuşsana be kızım! "


" Tamam ya bağırmasana! Bakın...


Bir kaç gün önce Ekin gelip beni buldu. "


Dediğim anda öndeki ve yanımdaki adamın gözleri gözlerime kilitlendi.


" Ekin abim kayıp değilmi, yaşıyor mu?" Dedi şoför olan.


" Evet. Yaşıyor."


" Nasıl, nerde? " Dedi Yaşar.


" Bilmiyoruz. Onuda sen bulacakmışsın."


Ellerini saçlarına geçirirken yine bağırdı.


" Doğru düzgün anlatsana şunu lan! "


" Bak bana inanmayacaksınız biliyorum ama inanın yalan söylemiyorum.


Şimdi kısaca anlatacam. Bir kaç gün önce Ekin'in ruhu gelip beni buldu."


Bana bakan kocaman gözlere aldırmadan devam ettim.


" Bedeninden ayılarak kaybolmuş. Çünkü ölümle yaşam arasında takılı kalmış.


Neyse işte. Bana dediki bedenimi bulmama yardım et.


Bende tamam. Dedim.


İkna etmek için türkü söyleyerek işkence etti kısmını atladım tabi.


" Neyse işte. Kim olduğunu ve neden bu hâlde olduğunu bilmiyordu. Sadece adının Ekin olduğunu hatırlıyordu.


Şimdi şöyle bir durum var. Ruh bedeni tamamen terk etmemişse yani kişi ölmemişse bedenden çok uzağa gidemiyor. Ben de buradan yola çıkarak Ekin'le birlikte bu bölgedeki hastaneleri dolaşıp Ekin'in o hastanelerde olup olmadığını sordum. Ama adını bilirken soyadını yanlış hatırladığı için bulamadık tabi.


Dün de tam birşeyler hatırlarken aniden ne olduysa oldu ve ortadan kayboldu. Benim tahminim bedenine döndü. Son olarak Yaşar'ı bul herşeyi anlat o beni bulur dedi. Malûm benim imkanlar kısıtlı.


Seni tanımıyordum. Soyadınıda bilmiyordum. Bu yüzden dünden beri heryerde sizinle ilgili birşeyler bulmaya çalışıyordum. Yani seni bulmak için."


İki adam sessizce beni dinledikten sonra yanımda oturan Yaşar kahkahayı patlattı.


" Kızım sen delirmisşin. Bütün bu söylediklerine inanacağımı mı sanıyorsun. Yok ruhmuşta, yok ölüymüş de."


" Öylemi? " dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.


" Ekin dediki üvey kardeşi onu Beydağlı adındaki gemide göğsünden vurmuş. Denize düşmüş Ekin. Deliysem bunları nerden biliyorum."


İkisininde yüzü değişti aniden.


Yaşar kaşları çatık önüne döndü.


Bir süre düşündükten sonra,


" Ali dön. Kızı bizim motele bırakalım."


Bana baktı.


" İnanılmaz olsada söylediklerine inandım. Şimdi sen beni iyi dinle. Peşindekiler Ekin abinin üvey kardeşi olan Acar'ın adamı olan Engin'in adamları.


Demekki senin Ekin'i ve beni aramandan kıllandılar ve peşine düştüler. O piçler evine kadar gireceklerdir. Güvende olman için seni bizim motele bırakacağım.


Telefonunu ver! "


Telefonumu cebimden çıkarıp Yaşar'a uzattım. Alıp kendi telefonunun numarasını girip çaldırdı. Geri uzatıp,


" Kaydet! " Dedi. Alıp isimsiz şekilde kaydettim numarayı. Tuhaf şekilde isimsiz kaydederim numaraları. Nedense daha rahat hatırlarım.


Öndeki adam, " Abi geldik! " dediğinde küçük bir motelin önünde durduk.


Önden inip," İn!" Dedi.


Peşinden indim. Kolunu belime dolayarak etrafı kolaçan ettikten sonra beni motel kapısına doğru yönlendirdi.


Bir anda kendimi bu adamların yanında ordan oraya götürülürken bulmama şaşırırken içeriye girdik.


Hızlı adımlarla resepsiyon bölümünün önünde durdu.


" Berkay! " Dedi görevliye çağırarak.


" Emret abi."


" Bu kız ben söyleyene kadar burda kalacak. Her ihtiyacını karşılayacaksınız. Başına birşey gelirse önce seni yakarım."


Ben şaşkın bir adam bir Yaşar'a bakarken adam,


" Tamam abi." Dedi.


Bana dönerek benide kendine çevirdi.


" Burdan çıkma."


" Ama..." Demiştim ki.


" ÇIKMA! " Dedi baskın emir kipiyle.


Yaşar'ın arkasından motelden çıkışını izlerken Berkay denen adam yanıma gelerek,


" Buyrun odanızı göstereyim."


Diyince el mecbur adamın peşinden asansöre doğru yürüdüm.


&


Aradan iki saat geçtiğinde odaya nefis görünen yemeklerin olduğu yemek servisi gelmiş,


Dördüncü saatte atıştırmalıklar ve içecekler getirilmişti.


Yiyecek içecekler böyleyse ben burda bir ay bile kalırdım doğrusu.


Yarım saat sonra kapı yeniden tıkladı. Kim o dediğimde,


" O da servisi."


cevabını alınca bir yandan,


"Başka bir şey getirmenize gerek yok. Daha bunlar bitmedi." Derken bir yandan kapıyı açtım.


Ama karşımda duran kişi hiç garsona benzemiyordu. Takım elbiseli ve hiç tekin olmayan bakışları olan adamın yan tarafından arkasına doğru bir bakış attım.


Öldüresiye dövülmüş olan Berkay arkada duran başka bir adamın ellerindeydi.


Anında korkuyla geriledim.


" Engin...


Bu o mu? "


Engin mi?


Engin mi demişti o?


O hâlde bu adam Acar...


Sıçtın Başak!


" Evet abi." dediğinde son gördüğüm şey Acar denen üvey kardeş olacak kalleşin havadaki yumruğu oldu.


Yediğim yumrukla bir anda kendimi yerde bulurken Acar'ın sesini duydum yeniden.


" Al şunu gidiyoruz! "


Son hatırladığım şey yerden yükselen bedenimin o adamın omuzuna atılışıydı.


*****


Gözlerimi zar zor araladığımda önce neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Ama beynimin içi allak bullak, mantıklı olan ne bir görüntü nede tek bir anı yoktu.


Etrafıma bakarak nerde olduğumu anlamaya çalışırken gördüğüm kadına bakarak,


" Nerdeyim ne oldu?" Dedim inlercesine çıkan sesimle.


" Ekin bey merhaba ben sizin doktorunuzum. Nasıl hissediyorsunuz."


" Doktor mu.


Ne doktoru?


Ne oluyor?


Nerdeyim."


" Hatanedesiniz.


Nerdeyse bir aydır uyuyordunuz."


" Neden." Dedim aklım hâlâ karışıktı.


" Silahlı yaralanma."


" Silahlı yaralanma mı?"


" Evet. "


" Buraya nasıl geldim?"


" Kız arkadaşınız getirdi sizi buraya. Güvenliğiniz için kimliğinizi gizledik."


" Kız arkadaş mı? "


" Evet kız arkadaşınız. Nazan Hanım."


" Nazan mı? "


Duyduğum isimle herşeyi yavaş yavaş hatırlamaya çalışırken ve doktor,


" Şuan neredeyse tamamen iyileştiniz."


Dediğinde, ben çoktan o geceyi, Acar'ı, dövüşümüzü, vurulmamı, denize düşmemi, arka arkaya duyduğum silah seslerini...


Her şeyi hatırlamıştım. Ama Nazan...


Nazan bu işin neresindeydi? Onunla ilgili hiçbir şey hatırlamıyordum.


" Nazan benim."


Demiştim ki bir anda kapı açıldı.


Bulanık olsada gördüğüm yüzü hemen tanıdım. Nazan'dı.


Hızlı adımlarla yanımıza geldi. Doktora dönerek,


" Ben size, ben gelmeden onu uyandırmayacaksınız demedim mi? " diye çıkıştığında kafam iyice karışmıştı.


Neden bahsediyordu bu kız.


" Nazan! " Dedim biraz daha kendime gelirken.


" Ne olur burada!


Konuş, anlat! "


" Ekin lütfen sakin ol canım."


" Canım mı? "


Ne saçmalıyordu bu kız.


" Daha tam iyileşmedin. Bu beceriksiz doktor zamanından önce kesmiş ilacı. Ama merak etme. Hemen başka doktor.."


" Nazan!" Dedim sinirle bağırdığımı sandığım sesimle.


" Ne oluyor lan!


Ne çeviriyorsunuz?! İki kardeş bir oldunuz beni mi öldüreceksiniz? "


" Benn.. Ben sadece sana yardım etmeye çalışıyorum Ekin."


Dedi kendini beğendirme çabasıyla.


" O gece seni denizden ben çıkardım. Abim seni vurduğunda oradaydım. Başka bir tekneyle sizi izliyorduk. Sen denize düşüp açığa doğru sürüklenirken adamlarımla ben yetiştim. Seni kurtardım. Seni sevdiğim için yaptım."


Duyduklarımla şok olurken ne diyeceğimi bilemedim.


Acar beni öldürmeye kalkmış Nazan ise hastaneye getirmişti. Ve bir aydır burada bu hastanedeydim. Yani bedenim neresi olduğunu bilmediğim bu hastanede ruhum ise dışarda...


Derken Başak'ı hatırladım. Şu ana kadar unuttuğum çalı süpürgesi kızıl saçları olan kızı... Nerdeydi şimdi. Yaşar'ı bulmuşmuydu. Bulsada bulmasada artık gerek kalmayacaktı. Yavaşca yerimden doğrulmaya çalıştığımda Nazan kollarımdan tuttu.


" Ekin ne yapıyorsun. Kalkamazsın! "


" Çek elini." Dedim kollarını iterek.


" Uzak dur benden! Hiç bir kuvvet beni burada tutamaz."


Yerimden doğrulup yatağa otururken yanımızdaki doktor hiç bir şey anlamamış şekilde bize bakarak,


" Ekin bey sakin olun.


Bu kadar hızlı hareket etmeyin. "


" İyiyim ben.


Çıkmak istiyorum."


Dedim ayağa kalkarak.


Hâlâ açık olan kapıya yöneldiğimde arkamdaki Nazan hızla yanımdan geçerek kapının önüne gerilerek durdu. Ceketinin altından belinde olan bir silah çıkararak direk bana doğrulttu.


Ne yaptığını sanıyordu bu kız böyle?


" Üzgünüm ama buradan gitmene izin veremem.


Hem senin iyiliğin, hem benim iyiliğim için.


Buradan çıkarsan abim seni bulur ve yine öldürmek ister.


Lütfen biraz daha burada kal. Sular durulduktan sonra ikimiz birlikte bu ülkeyi terk edip gideriz."


Şaşkın baka kaldım yüzüne.


" Nazan sen aklını mı kaçırdın!


Ne anlattığını zannediyorsun sen. Ne demek birlikte gideriz."


" Seni seviyorum Ekin...


Demek istediğim bu.


Senden vazgeçmeye de niyetim yok!


Lütfen sen de bana bir şans ver. "


Sinirle bir kahkaha attım bu kez.


" Sen kafayı mı yedin beh!


Nazan aklını başına al. Üvey de olsak kardeşiz aklının saçma sapan şeylerle doldurma.


Şimdi önümden çekil yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim! "


Bir anda elindeki silahı benim üzerimden kendi kafasına çevirdi.


" Nazan saçmalama indir o silahı, aklını mı kaçırdın sen? "


" Ben her şeyi göze aldım.


Seni kurtarırken de her şeyi göze almıştım. Ama hayatını da kurtarsam senin için bir değerim yokmuş. Senin gözünde bir değerim yoksa bu dünyanın da benim gözümde bir değeri yok! "


Nazan aklını kaçırmış şekilde bana bakıyordu. Elindeki silahın namnusu şakağında gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı.


" Nazan gerçekten saçmalıyorsun.


Olmayacak bir şeyin peşindesin. Aklını başına al."


Başını iki yana sallayarak,


" Benimle gelecekmisin? " Dediğinde,


" Gelemem.." Dedim.


Onunla hiçbir sıfatla hiçbir yere gidemezdim. Gözleri gözlerimde işaret parmağı tetiğin üzerinde yavaşça geriye doğru çekerken bir anda Yaşar'ı ve Kenan'ı gördüm arkasında. Gelmişler beni bulmuşlardı.


Yaşar âni bir hareketle Nazan'ı bir yandan tutarken bir yandan elindeki silahı eliyle birlikte havaya kaldırarak yapacağı şeye engel oldu.


Aynı anda hızla yaklaşarak elindeki silahı çekip aldım. Nazan bir anda neye uğradığını şaşırırken arkasındaki Yaşar'ı görmesiyle daha da şaşırdı.


Pes edip kendini dizlerinin üzerine bırakarak ağlamaya başladı. Bu arada odadaki doktor hızla Nazan'ın yanına gelerek,


" Nazan hanım iyi değilsiniz, gelin."


Nazan' ı yavaşça ayağa kaldırıp koluna girerek alıp götürürken,


Yaşar hızla yanlarından geçerek benim yanıma geldi.


" Abim.." Dedi sarılarak.


" İnanamıyorum sağsın yaşıyorsun. Seni ne kadar aradım bir bilsen. Herkes öldüğünü düşündü. Ama ben inanmadım. Herkes inansa da ben inanmadım abi."


" Sağol koçum.


Nasıl buldun beni? "


" O kız...


Kızıl saçlı kız.


Limanda, satılan Beydağlı'yı ve beni arıyormuş. Acar'ın adamları kızın bizi aradığını duyunca kızın peşine düşmüşler.


" Şimdi nerde iyimi?"


" İyi abi bizim motele yerleştirdim, sıkı sıkı da tembihledim.


Neyse işte bizimkiler de aynı şekilde kızın peşine düşüp yerini öğrenmişler, sonrada bana haber uçurdular. O beni ararken ben onu buldum. Acar'ın adamlarının ellerinden aldım.


Olanların hepsini anlattı. Önce inanmadık.


Ruh dedi. Ölü dedi. Ruhu ile konuştum dedi. Saçma sapan şeyler söyledi. İnanılacak şeyler


değildi. Ama gemide olanları anlatınca inandık.


Güvenliği için dediğim gibi bizim motele yerleştirdim.


Abi... Acar şirketin ve herşeyin başına geçti."


Öfkeyle sıktığım dişlerimin gıcırtısını kendim duyuyordum.


" Yaşar hemen bana kıyafet al getir. İlk iş gidip o Acar'a yaptıklarını bir bir ödeteceğim."


***************************


8. Bölüm bitti.


9. Bölümle devam.


Loading...
0%