@azamet_29_2
|
Selam canlarım. Gelmek isteyen herkesi bekliyorum. ******************************* Kız huzursuz ve müthiş bir baş ağrısıyla yavaşça yerinden kalkarak bacaklarını yataktan aşağı sarkıttı. " Başıımmm... Dedi. Kollarını ve bacaklarını dört bir tarafa açarak esnerken, tek olan kanadınıda sonuna kadar açarak gerdi. Koray tam kapıdan çıkacakken saniyelik geri dönüp, " Öyle içersen..." Demiştiki kocaman gözlerle kıza bakarak kala kaldı. Kızın hemen arkasında gördüğü şey kocaman siyah bir kanat mıydı? Kocaman açtığı gözlerini bir kaç saniye sonra kapatarak elleriyle ovuşturup tekrar açtı. Bir elini alnına dayayarak, aklımı mı kaçırıyorum. Diye düşündü anlık. Siyah tüy, siyah kanat, kayıp hafıza derken sonunda keçileri kaçıracam galiba. Dedi içinden. " Ne? " Az.. Neyse boşver. Diyerek odadan çıktı. Ama aklı hâlâ az önce gördüğü, yada gördüğünü sandığı o kanattaydı. Küçüklüğünden beri ara ara rüyalarında gördüğü kanadı şimdi Çisel'in sırtında görmesi hiç normal değildi. Hatta çok saçmaydı. Çok çok saçmaydı. Sinirle gülerek merdivenlere doğru yürüdü. Kız başındaki, gözlerine kadar inen ağrı ile yerinden kalkarken dengesini kaybederek sendeledi. Ama kendini toparlayarak yavaş adımlarla odadaki banyoya doğru yürüdü. " Bu nasıl ağrıdır ya. Banyoya girerek elini yüzünü yıkarken lavabo aynasına baktı. Gözlerinin beyazı ve alt kirpiklerinin hizası kızarmıştı. Ellerinin arasına aldı başını. Kafasının içinde kocaman bir taş vardı sanki. Zar zor açtı musluğu. Ellerini suyun altına turarak ıslatıp yüzünü yıkadı bir kaç kez. Gözlerine ve başındaki ağrıya iyi gelmesini umut etti. Koridordan merdivenlere gelip aşağı yöneldi. Korkuluklardan tutarak inerken salonda oturan Erdem'i ve Koray'ı görüp yanlarına kadar geldi. Koray bacak bacak üstüne atmış kollarını göğsünde birleştirmiş, çatık kaşlarla kızı izliyordu. " Çisel iyi misin? " " Değilim. " İyi oluyor sana. Kız başını iki elinin arasına aldı. " Biraz kısık sesle konuşur musun cırtlak. Başıma ok gibi saplanıyor sözcüklerin." Koray bir elini yine alnına bastırırken Erdem araya girdi. " Koray bey... Kız uyuklar gibi otururken Koray, " Olmaz önce ayılacak, sonra konuşacağız, sonra gidebilir seninle. Sevim hanım! " Tamam Koray bey." " Bağırma lütfen yaa! " Dedi Çisel yana doğru devrilerek köşe minderine yatarken. İki adam kızı izlerken kız elleriyle şakalarını ovalıyordu. " Başııımm..." Beş dakika sonra Sevim hanım elinde üç kahve ile geldi. Birini kızın önündeki sehpaya, diğerlerini iki adamın önündeki orta sehbaya bırakıp mutfağa döndü kadın. " Kalk hadi. " Şuan canım hiç kahve istemiyor. " Çisel biraz daha sindi koltuğa. " Çisel kahveni iç! " Yarın konuşalım ne olur. Erdem endişeli şekilde kıza baktı. Koray aklına gelen şeyle gözlerini kısıp kıza bakarak, " Daha hikâyenin kalanını anlatacaksın." Dediğinde kız duyduğu şeyle anında gözlerini açıp yerinde doğrularak bacaklarını koltuktan aşağı indirip oturdu. İki adam kızın bir anda gösterdiği tepkiye şaşırarak bakarken, Çisel önündeki kahve fincanını tuttuğu gibi kahveyi tepesine dikti. Adamların şaşkınlığı bir doz daha artmış kocaman gözlerle kıza bakakalırken Çisel, " Aaahh! Diyerek ayağa fırladı dili dışarda. Erdem kocaman gözlerle kalırken Koray koca bir kahkaha atarak gülmeye başladı. " Sen gerçekten neyi nasıl içeceğini bilmiyorsun. " Diyerek önündeki su bardağını kıza uzattı. Kız Koray'ın elinden kaptığı suyu dikti bu kez tepesine. " Bu hikâye kelimesi seni nasıl ateşledi ama." Derken hâlâ gülüyordu adam. Bu arada Erdem'in telefonu çalınca Koray Erdem'e baktı. Erdem ekrana baktığında, " Koray bey müsadenizle bu telefona bakmam gerekiyor." Diyerek ayağa kalkarak salon kapısından bahçeye çıktı. " Sanırım ayıldın. Dedi Koray gülümseyerek. Kız anında hikaye anlatma moduna girerek elini çenesine koydu. Düşündü düşündü... Sonrada parmaklarından ikisi ile saçlarının diplerini kaşıyarak, " Nerde kaldığımı unuttum." Dedi sırıtarak. Koray bahaneye bakıyordu zaten, " O zaman hikâyeyi boş ver. Demişti ki.. " Hah! Tamam hatırladım." Dedi Çisel. Koray derin ve sıkkın bir nefes alıp verdi. Şansına sövdü içinden. Aslında hikayeyi merak bile etmiyordu. Sadece kızı ayıltmak için öyle söylemişti. Ama artık çaresiz dinleyecekti. Çisel, " Eveet kız bebeğin yanına gelmişti. " Nasıl ya! " Demiş. " Nasıl yaaaaaahh! Bumu? Kız resmen ballandıra, ballandıra hikaye anlatıyordu. Koray duyduğu cümle ile istemedende olsa güldü. " Sonraki gün kız kilometrelerce uzaklıktaki bulunduğu yerden bir ses duymuş. Bulunduğu yerden, gece oluşuna aldırmadan bebeğin olduğu eve gelmiş. Bebek kızı hemen tanıyıp susmuş. " Şuan sadece annesinin süt dolu göğüslerine aşık olan sen, büyüdüğünde bana aşık olmalısın ona göre. Yoksa senin yanaklarını sündürürüm hiç bir kız sana bakmaz anladın mı beni? Demiş. Sonrada, tek olan kanadını açarak en uçtaki tüyünü bebeğin burnuna sürerek gıdıklamış. Bebeğin çok hoşuna gitmiş keyifle gülmeye başlamış. Kız yalandan kızarak, " Nerde senin annen. Burda beklede anneni dürteyim. Kadın yorgunluktan uyuya kalmıştır heralde. " Diyerek bebeği yavaşça yatağa bıraktığında bir anda kanadındaki acıyla küçük bir çığlık atarken bebek kıkırdayarak gülmeye başlamış. Çünkü yaramaz bebek kızın kanadından büyük bir tüyü çekip almış." Çisel bal gözleri Koray'ın kara gözlerinde hikayeyi burada kesti. Bu yüzden kesmişti hikayeyide. Çünkü hikâyenin devamında Koray'ın annesinin nasıl öldüğü vardı ve Koray'ın şimdilik bunu bilmesine gerek yoktu. Bir süre kendine bakan kıza bakarak, " Eee.! " Dedi Koray birazda ilgiyle. " Bu kadar!" " Anlamadım... Kız sinsi bir şekilde gülümseyerek gözlerini kıstı. " Sanırım beğenmedin." " Saçma sapan bir hikaye bence. " Dedi kollarını göğsünde birleştirerek. " Yalnız burda konu hikaye değil. " Dedi kız, sesine esrarengiz bir tını ekleyip yavaşça ayağa kalktı. Ağır ağır Koray'a yaklaşırken Koray'ın gözleri kızın bal gözlerinde takılı sordu. " Ne peki konu? " Dedi kızın kendine doğru gelişini izleyerek. Kız oturmakta olan adamın hemen önünde durarak ellerini arkasında birleştirdi ve Koray'ın yüzüne doğru eğildi. Adamın gözleri ise kızın bal rengi gözleriyle dudakları arasında gezindi. " Senn..." Dedi kız birazda fısıltılı. " Ben mi? " Dedi Koray anlamaz şekilde. " Evet sen..." Dedi Çisel yavaşça doğrulup geri geri giderek tekrar koltuğa oturdu. " Sana olanda bu bence. Koray anlamasada açıkça kendinden bahsediyordu. " Sen ona aşık olduğunda oda kendi dünyasına gidecek, bu yüzden etrafında dolaşıyor." Koray tek kaşı havada kızın gözlerine bakınca, Çisel'de konuyu direk anlatamadığı için biraz sulandırmaya karar verdi. " Yada etrafında kargalar geziyor ve o tüyler kargalara ait." Koray sol elini alnına dayayarak sinirli şekilde gülerken, " Bu muydu hikaye, hikaye dediğin. Yani başka bir dünyadan gelen benim aşık olmam gereken kanatları olan bir kız var öylemi? O tüylerde o kıza ait. " " Kanatları değil, kanadı." Diyerek düzeltti Çisel. " Tek kanadı var." " Tek. " Kargaların etrafımda dolaşması bile daha mantıklı." Çisel yakında anlarsın dercesine sessiz gülümsedi sadece. Koray ayağa kalkarak tıpkı az önce kızın yaptığı gibi ağır adımlarla yaklaşarak ellerini arkasına koyup kıza doğru eğildi. " Birincisi şuan aşık olmak gibi bir düşüncem yok. İkincisi diyelim ki aşık oldum... Beni bırakıp gitmesinede izin vermem. Üçüncüsü olmaz ama, diyelim ki böyle bir kız var ve kazara ona aşık oldum. Ve niyetini öğrendim. Asla izin vermem gitmesine." Kız kendine izleyen kara kuytu gecelere benzeyen gözlere baktı. " Nasıl izin vermeyeceksin. " Basit." Dedi Koray yerinde doğrularak ellerini ceplerine sokarken. " Kanatlarını keserim! " Kız kocaman gözlerle baka kaldı adama. Ciddi olamazdı değil mi? Öyle birşey yapmazdı. Adam kaşlarını çattı. " Beni kendine aşık edecek! En başta beni kullanması adice bir davranış. Bunu öğrendiğimde ondan nefret etmem bir yana bunu onun yanına bırakmam. " Ne? " " Nasıl yaparsın ya! Adam kıza bakarak gülümsedi. " Tabi öyle birşey olsaydı. Kız korkudan deli gibi atan kalbiyle baka kalırken Koray kalktığı koltuğa dönüp yeniden kuruldu. Kızın içini duyduğu şeylerle bir huzursuzluk kapladı. " Şimdi sıra bende. Koray'ın söylediği şeyle düşünce girdabından çıktı. " Yoksaa..." Dedi kanadına bakarak. Sonra devam etti. " Anlamadım. " Kimsin! " Ne? Kim miyim? " " Kimsin? Dedi ve durdu. " Bana tanıdık geliyorsun." " Benmi? " Dedi kız birazda panikle. " Sanamı tanıdık geliyorum. " Evet. Koray'ın gözleri kısılırken kaşları çatıldı. Gözünün önüne rüyaları ve kesik kesik hatırladığı anılar geldi. " Seni hayatımın bir noktasında gördüm kesinlikle. Bak Çisel. Ben o günden sonra, yani yedi yaşımdan beri sık sık kabuslar görüyorum." Kız merakla dinlerken Koray devam etti. " Karanlıkta bir çift bal rengi göz. Ve Siyah bir kanat. Kime yada neye ait anlayamadığım görüntüler. İlk o gün fark ettim bal rengi gözlerini ve seninle tanıştıktan sonra yeni anılar hatırlamaya başladım. Bal gözlerin yanında siyah saçlar belirdi hafizamda. Netleşmeyen o silüet senin şekline bürünmeye başladı. Sonra küçük yaştaki halime sarılan bir kız. Tıpkı sana benzeyen." Kız anlamıştı her şeyi. O gün okula gidişimi ve uyandığım hastane odasını hatırlıyorum sadece. İşin garibi şu. Ben yedi yaşındayken sen yirmli yaşlardaysan şimdi kırklarında olmalıydın. Ama nasıl bu kadar çok benzeyebiliyorsun. " Kız Koray'ın ciddi bakışlarının ağırlığını üzerinde hissederek, " Kırk yaşlarında değilim garanti veriyorum. " Dedi gülümseyerek. O sırada kapıdan Erdem girdi. " Çisel artık kalkalım. " Tamam." Dedi kız, " Kalkalım. " Yerinden kalkarak kapıya doğru ilerlerken hâlâ oturarak kendini izleyen Koray'a baktı göz ucuyla. Başına gelen şeyden henüz haberi olmuş hem şaşırmış hem üzülmüştü. Kendisine aşık etmeye çalıştığı adam kanatlarını kesebilir miydi? " Buna izin vermem." Dedi içinden yumruklarını sıkarak. Erdem'le birlikte kapıdan çıkarken. " Koray bey verdiğimiz rahatsızlık için kusura bakmayın." Çisel Koray'a bakarak, sen benim kaderimsin Koray Demirkıran. Evime dönebilmemin tek yolu sensin. Bana aşık olmalısın." Dedi içinden. Koray kendini izleyen kıza bakarak, " Yarın ayık gel şirkete. Kız sinsi şekilde gülümsedi. " Üç gün sonra ben gitmek isteyeceğim ama sen göndermeyeceksin. " Göreceğiz. Bu arada seni işe alacağımdan nasıl bu kadar emindin." Kız sessiz gülümsedi. " Altıncı hissim kuvvetlidir." Demekle yetindi. " Demek altıncı his.. Çisel bir yanında Koray bir yanında " Kusura bakma Erdem, benim yüzümden bu saate kadar burda kalman gerekti. Eşin Sema'da merak etmiştir heralde. " Önemli değil. Ama tekrar etme lütfen. Yani Koray beyi rahatsız etmeyelim. " Kız yanındaki Koray'a bakarak, " Hala üç günüm var o yüzden onu umursamıyorum." Dedi. Gerçekten umursamaz şekilde. " Yinede şansını zorlama bence küçük ayyaş. " Dediğinde Erdem, " Hadi Çisel hadi." Dedi, bir kaç metre ilerdeki arabaya doğru yürürken. Kızda ağzının içinde homurdanarak yürüdü Erdem'in peşinden. Tam o an karanlık yolda gece kadar siyah bir araç belirdi. " Yere yatın! Kız yanlarından geçen araca bakarken koşarak yanına gelen Koray kurşun sesleriyle birlikte kızı yere iterek hızla üzerine kapandı. Kız bir anda kendini yerde Koray'ın ağırlığını üzerinde hissetti. İkiside bir süre yerde kaldılar. Kesilen seslerle önce Çisel açtı gözlerini. Ciğerlerinde hissettiği baskı Koray'ın ağırlığıydı. " Tamam. Dedi kız Koray'ın koluna vurarak. Ama adamdan ses gelmediği gibi kıpırdamadı bile. Kızın içine bir korku düştü. " Koray! İyimisin? ********************************* Evet bölüm sonu canlarım.
|
0% |