@azamet_29_2
|
Instagram azimet340 Hatalarım varsa affola canlarım. Dedi kız Koray'ın koluna vurarak. Ama adamdan ses gelmediği gibi kıpırdamadı bile. Kızın içine bir korku düştü. " Koray! İyimisin? Kız üzerindeki Koray'ı yana devirerek dizlerinin üzerine kalktı. Koray gözleri açık ve donuk öylece gökyüzüne bakarak yerde sırt üstü yatarken, kızın korkusu dahada arttı. " Erdem. " Dedi Erdem'e dönerek. Erdem yerden küfürler ederek kalktı. Sonra kıza dönerek. Panikle " Ben iyiyim ama Koray..." Erdem yerdeki adama bakarak iki adımda yanına geldi. " Yaralımı? " Kız bir yandan elleriyle adamın vucudunu yoklarken bir yandan, " Koray! " Dedi. O anda kolundaki ıslaklığı hissedince eline baktı. Sağ pazusunun arkasında kan vardı. Kız adamın kolunu çevirip bakarken korkuyla, " Erdem ambulans çağır." Dedi Bu sıradada Koray'a doğru eğilerek ellerimi yüzüne koyarak, " Koray, Koray cevap ver." Koray hareketsiz yatarken zihni 20 yıl geriye gitmiş o güne okulun önündeki saldırıya uğradığı güne dönmüştü. Şuan 7 yaşında ve kendisine bakan adamı ve elindeki silahı görüyor, ama korktuğu için hareket edemiyordu. Tam o anda ortaya çıkan genç bir kızın önüne geçişi ve kızın siyah kanadını çocuğa sararak sarılması. Duyduğu silah sesi, kızın kollarının çocuktan ayrılışı, yere yığılıp kalışı ve yanına düşen o tek ve siyah olan kanadı. " Aahh! " Derken gerisin geri oturdu olduğu yere. Eliyle alnını ovuştururken Koray kıza, kızda Koray'a bakıyordu. Koray boş boş kıza bakarken Erdem girdi araya. " Koray bey iyimisiniz? Koray kendine gelerek, " Gerek yok. " Ne? " " Ara iptal et Erdem." Dedikten sonra koluna baktı. " Sadece küçük bir sıyrık." Erdem tekrar arama yaparken aklı başına yeni gelen Koray ayağa kalkıp kızıda kollarından tutarak kaldırırken vücuduna bakarak, " Sen.. " İyiyim." " Sen Erdem. " " Bende iyiyim. Kimdi bunlar." Kız siyah aracın gittiği yöne bakarken gördüğü yüzü hatırladı. Yüzünde yanık izi vardı. Dedi içinden. " Hâlâ mı peşinde." Dedi kız gözlerini kısarak. Koray, " Kim? Kimin peşimde.? " " Kim mi, ne kimi? " " Az önce söylediğin şeyi sordum. " " Ne söyledim ki? " " Yinemi dedin. Ne demek istedin." " Benmi dedim ne zaman dedim." Koray pes ederek sormaktan vazgeçti. " Hemen içeri girin." Derken kızı kolundan tutarak eve yönlendirdi. " Yanınıza adam almadan dönemezsiniz." Koray Alperen'i ararken üçüde tekrar içeri girdiler. Sevgi hanım koşarak yanlarına geldi. Kadın elleri kalbinin üzerinde korkuyla, " Koray bey iyimisiniz? Neler oluyor polis çağırdınızmı? " " Bir şey yok Sevgi hanım korkmayın, iyiyiz. Sizde gidip dinlenin." Derken Alperen telefonu açtı. Koray daha alo demesine fırsat vermeden direk, " Alperen hemen yanına bir kaç adam al ve buraya gelin." " Neden birşey mi var? " " Birileri eve saldırdı." " Ne.? " İyiyiz " Tamam hemen çıkıyoruz." Koray telefonu kapatırken Çisel yanına geldi. " Ne?" " Koluna bakalım." Koray'ın gözleri kızın gözlerinde dolaştı. Endişelenmişmiydi. O anda geçmişten su yüzüne çıkan görüntüleri karşısındaki kızla yan yana getirdi zihninde. Aynı gözler, aynı üzgün bakışlar aynı saçlar ve.. " Koray diyorum. Koray..." " Ne.?" Dedi Koray daldığı düşünce girdabından çıkarken. " Başını çarpmış olabilirmisin? Adam hâlâ aklı o görüntülerde kıza bakarak, " Alt kattaki banyoda çanta." Dedi. Erdem ben getiririm derken kız Koray'ı kolundan tutarak koltuğa getirip, " Otur ve gömleğini çıkarda koluna bakayım. " Koray'ın elleri üzerindeki gömleğe giderek düğmeleri buldu. Bir bir düğmeleri açarken gözleri hâlâ kızdaydı. Gömlek adamın üzerinden ayrılmaya başladığı sırada kızın gözleride adamın vücudunda dolaşmaya başladı farkında olmadan. Kız kalbinin atışlarının değiştiğini hissedince gözlerini başka tarafa kaydırdı. Koray'ın sağ kolunda pazusu, omuzu ve kürek kemiği üzerine yapılmış büyük bir kanat dövmesi vardı. " Yok artık. " Dedi kız. " Ne oldu? " " Bu kara kanat senin ruhuna islemiş. Dövmesinimi yaptırdın? " " Yardım edeceksen et, yoksa bırak." " Yordom odocokson ot yokso borok! " " Ne homurdanıyorsun." Şımarık şey. Dedi kız ağzının içinde homurdanmaya devam ederek. Sonrada kutudan aldığı baticon ve pamukla yarayı güzelce temizledi. Ardından sargı beziyle güzelce sardı. Üzerini bantlarken bilerek biraz bastırdı ama Koray oralı bile değildi. Şuan dalan gözleri başka alemde ve Yarın ilk iş yarın kızı sorguya çekecek, bu konuyu aydınlatacaktı. Kapının önünden gelen araç sesleriyle kapıya döndü bakışlar. Koray hızla kalkarak konsoldan aldığı silahı kapıya çevirerek bekledi. " Koray. Alperen Koray'ı iyi tanıyordu. Olanlardan sonra içerde silahla bekleyeceğini tahmin edebiliyordu. Koray silahını indirip, " İçeri gel Alperen. " Hilal hızlı adımlarla Koray'ın yanına gelerek koluna baktı. " İyimisin? " " Küçük bir sıyrık. " Hilal bir Koray'a bir kıza ve Erdem'e baktı. " Sizde bir şey varmı?" Çisel başını iki yana salladı. " Yok." Koray: " Hilal kızı ve Erdem'i pansiyona bırakıp gelin." " Tamam." Dedi Hilal koltuktaki kıza bakarak. " Gidelim." Çisel ve Erdem ayağa kalktı. Koray'ın kendine bakan kara gözleriyle karşılaştı. Adam bir kaç saniye baktıktan sonra, Çisel, " Dikkatli ol." Dedikten sonra tekrar kapıya döndü. Arkasından da Hilal ve adamlar çıktılar. Hilal ve adamlar Çisel ve Erdem ile birlikte siyah minibüse bindiler. Hilal oturduğu koltukta Erdem'e hitaben. " Erdem bey neler oldu anlatın. Neden bu gece buradasınız." Dedikten sonra kıza döndü bakışları. " Hemde Çisel hanımla birlikte." Çisel bu cümlede bir kinaye hissetti. Anlaşılan Hilal'in de Koray'a karşı duyguları vardı. Çıyandan sonra birde seninlemi uğraşacağız ya. Dışından ise, " Ay bugün yemeğe çıkmıştık, sızınca beni evine getirmiş sağolsun." Diyiverdi. Ama bunu derken kendini Mehtap gibi hissedince, kendi haline bile gıcık oldu. Hilal duyduğu cümleyle şaşkın kala kaldı. " Anlamadım. Çisel kıza bakarak gülümsedi. " Bana yemek sözü vardı. Onu yerine getirdi." Hilal belli etmemeye çalışsada bozulmuştu. Yolun kalanını sessiz ve dikkatle giderek kızı ve Erdem'i pansiyona bırakıp, kapınının dışına iki adam bıraktı Hilal. Sonrada bindiği minibüsle gerisin geri Koray'ın evine doğru yola çıktılar. ***** Saldırı gecesinin üzerinden 2 gün geçmişti. Olay gecesi Hilal Çisel ve Erdem'i pansuyona bırakıp geri dönmüş, Alperen ve Koray ile birilikte kamera kayıtlarını izleyip birşeyler bulmaya çalışmışlardı. Ama bulabildikleri tek şey siyah plakasız bir araç, karanlıkta yüzü anlaşılamayan biri şoför 2 adamdı. Koray Alperen'den emniyetede haber vermesini ve yakındaki mobese kameralarından benzer araçları bulup incelensini istemişti. Hilal ise bu süre içinde Alperen'in işlerini halledecekti. Koray bu iki gün boyunca evde kaldı. Çünkü aklını başına toplamaya çalışıyordu, buna ihtiyacı vardı. O 2 günün 3 öğününde Erdem aramış nasıl olduğunu neden şirkete gelmedigini sorup durmuştu. Çünkü Çisel Koray'ı merak ediyor Erdem'e rahat vermeyip arattıyordu. Koray o geceki olayla hafızasından silinen 24 saati tekrar hatırlamaya başladıktan sonra gece boyunca başka görüntülerde hatırlamaya başlamıştı. Bu yüzden kızla konuşmayı ertelemiş kafasının içindeki görüntüleri ve yaşadıklarını bir sıraya koymaya çalışıyordu. Başarmıştı da. Sonunda bu sabah erken saatte kalkmış odasından çıkarak salona inip kendini koltuğa bırakmıştı. Bugün şirkete gidecek ve kızla konuşacaktı. Kararlı şekilde tekrar üst kata çıkarak odasına girdi. Hızlı adımlarla merdivenleri inerken Sevgi hanımın kahvaltı yapacak mısınız sorusuna hayır cevabını vererek kapıdan çıkarak arabasına doğru yürüdü. Bindiği aracı çalıştırıp gaza basarak garajdan çıkıp şirketin yolunu tuttu. İçinde bir heyecan vardı. Biliyordu, emindi. Kızın anlattığı hikaye aslında kendi hikayesiydi. Yani bu kız bu dünyadan değildi. Sinirle gülerken buna inanamıyorum. Dedi. O kadar heyecanlıydı ki o yol bitmez tükenmez gibi geldi adama. Nihayet yarım saat daha ilerledikten sonra şirkete gelmişti. Aracını kapalı garajda rastgele bir yere gelişi güzel park edip inerek hızlı adımlarla asansöre doğru yürüdü. Açılan kapıdan binerek ofisinin olduğu katın tuşuna bastı. Sonunda duran asansörle açılan kapıdan çıkar çıkmaz koridorun sonundaki kızın masasına baktı ilk. " Anlamıyormusun be adam, Koray bey yok. Yarın gelin. " " Dünde yarın dediniz.?" " Koray beyi cebime saklayıp sana keyfimden mi öyle dedim. " Sizi şikayet edeceğim." " Etmezsen adam değilsin." " Kovulmanızı sağlayacağım." Kız gıcık bir gülümseme ile adama doğru uzattı yüzüyle, " Zaten son günüm." " Bana bak küçük cadı..." Bu cümleyle kız iyice sinirlenerek elini masaya vurarak " Bana bak kart horoz! " Koray işler daha kötü hâl almadan müdahale etmeye karar verdi. " Ne oluyor burda? " 2 adam ve kız gelen Koray'a döndüler. " Sekreteriniz bize hakaret ediyor Koray bey. " Diyince kız hırlayarak, " Seni..." Demiştiki, Koray araya girdi. " Çisel.." Çisel durdu. " Kenan bey her şeyi duydum. Önce siz hakaret ettiniz. Hem Çisel hem adam Koray'a baktı şaşkın. " Nasıl? Koray kollarını göğsünde birleştirdi. " Evet siz." " Ben bir sekreterden özür dilemem. " Bende egosu tavanda biriyle iş yapmam. Güle güle Kenan bey." Karşısındaki adamın şaşkınlığı dahada artarken sinirle çatıldı kaşları. " Siz kaybedersiniz." " Sizi kazanmasamda olur. Güle güle." Adam arkasını dönerek sinirli adımlarla asansöre doğru giderken Koray odasına döndü ve durdu. Kıza sırtı dönük şekilde bir kaç saniye bekledikten sonra, " Birazdan yanıma gel. Konuşacağız." Diyerek içeriye girip kapıyı kapattı. Koray'ın ardından elindeki metni hızlı şekilde bilgisayarsa kaydedip onaylayıp kapattıktan sonra ofis kapısına geldi. Kız kapıdan girerek masanın önüne kadar gelerek durdu. " Otur." " Neden." " Konuşacağız." " Ne hakkında." " Sen, ben ikimiz. Siyah kanatlar, tüyler, geçmiş ve gelecek." Kız şaşkın baktı. " Anlamadım." " Çisel Çığ. Kız Koray'ın ne söylediği anlamaya çalışarak, beklerken Koray ayağa kalkarak ağır adımlarla masanın bir kaç adım önünde bekleyen kızın yanına geldi. Hemen önünde durdu. "Ne anlatacağım." Bir anda Koray sağ koluyla belinden sararak kızı kendine çekerek bastırdı. " Na- Na- pıyorsun? " " Herşeyi anlat. Çisel arkasına yönelen eli önce gözleri sonrada başıyla takip etti. Koray elini kızın sırtına doğru uzatırken Çisel belinde sarılı koldan kurtulmaya çalışıyordu bir yandan. Şaşkın kocaman gözlerle ve korkuyla kala kaldı. Adam avucunda hissettiği yumuşak tüyleri sıkıca tutarken gözlerini kapattı. Kalbi heyecandan yerinden çıkacakmışcasına atmaya başlarken dudaklarından o cümle döküldü. " Sen o kızsın! " Kızın şaşkın ve korkuyla bakan gözleri hemen önündeki adamın yüzüne döndü. Kapalı gözleri açıldığı anda kara kuytu geceler kıza odaklandı. " Sen o bal gözsün." Derken eli hâlâ görmeden tutabildiği kanadındaydı. Kız gözleri Koray'ın gözlerinde, " Bırak. Derken dahada kuvvetli şekilde ittirerek adamdan uzaklaşmaya çalışırken adam kızı ve kanadını daha sıkı tutuyordu. Sonunda Koray ne yaptığını farkına vararak ellerini kızdan çekecekken kız bir anda kendini geriye çekerek, arkasındaki büyük sehpanında üzerinden atlayacak şekilde odanın kapı tarafına doğru sıçradı. Koray şaşkın kala kaldı. Aradaki mesafe nerden bakılsa 3-4 metreydi. " Canımı yaktın dedi kız." Ama adam cevap vermek bir yana hâlâ alık alık bakıyordu. Kız, " Sende alışkanlık haline getirdin ama ha! " Adam başını santim yana kaydırarak, " Ne? Diyince kız çenesiyle sol elini işaret edince Koray gözlerini sol eline çeviri. Elinde siyah bir tüy vardı. Üst üste yaşadığı şaşkınlıklar biteceğe benzemiyordu. Çisel kırık bir gülümseme ile gülümsedi Koray'ın haline bakarken. Adam bir eliyle alnını oluşturdu. " Buna inanamıyorum. " Kanatları değil." Dedi kız yüzüne çöken bir hüzünle. " Tek kanadı olan bir kız." Koray'ın yüzünde aniden bir ciddiyet belirdi. " Otur. " Oraya gelmem. Adam bir kıza birde elinde kalan tüye baktı. " Çisel otur ve her şeyi anlat yoksa delirdiğimi düşünmeye başlayacam. " Kız derin bir nefes alarak ağır adımlarla gelerek Koray'ın karşısındaki koltuğun en uzak yerine oturdu. " O hikayedeki kız sendin. O... " Evet. O bebekte sendin." Kız derin bir nefes alıp verdikten sonra, " Koray Demirkıran. " Evet." Dedi Koray kararlı şekilde. " Bu hikâyenin sonunda ikimizinde canı yanacak sanırım." Koray daha bir dikkatli baktı kıza. Ne demeye çalıştığını anlayamadı. Kız gözlerini Koray'ın gözlerine dikti. Bütün hikayeyi adamın gözlerine bakarak anlatacaktı. " Adım Çiselin Çığmarin. Sana göre tam 127 yıldır bana göre 100 yıl 10 gün falan benim dünyama göre 101 gün oldu bu dünyaya geleli." " Nasıl oluyor bu." " Dünyalarımız arasında zaman farkı var çünkü. Kendi dünyamdan adi bir prens musvettesiyle evlenmemek için kendi kanadımı kestiğimden dolayı yöneticimiz tarafından ceza olarak sürüldüm. Cezam kaderimdeki insanoğlunu bulup kendime âşık etmek ve onunla evlenmek. Ama onun olmadan çıkan kanadımla geri dönmek." Koray duyduğu şeyle sinirlerinin gerildiğini hissetti. " 100 yıl.. Bir gün pansiyona Efken geldi." " Efken kim.? " " Yönetici olan dedemin adamı. 100 yıl dolmuştu ki Efken gelip seni kocan olacak kişiye götürmeye geldim dedi. Beni getire getire senin yanına getirdi. Yani bebek olduğun zamandı o zaman. Seni görünce dalga geçiyor sandım. Ben bir bebek görmeyi beklemiyordum. Adam elini birden kulağının üzerine görürdü. Anlaşılan şaşırmaların günüydü. " Kaderime razı olup pansiyona dönecekken sen birden ağlamaya başladın. Yakalanmamak için hemen balkona çıktık. Seni duyunca... " Dedi ve durdu Çisel. Üzgün gözlerle Koray'a baktı ve devam etti. Bilmeliydi artık. "Annen geldi." Dedi gülümseyerek. Koray birden ayağa kalktı. " A.. Aannemi gördün..mü? " Başını salladı kız sesiz ve üzgün. " Tamamen annene benziyorsun. " Pansiyon? Dedi yerine oturarak. " Evet . " "Erdem neden hatırlamıyor? " " O pansiyon aslında benim. Uzun yıllar benimdi yani. Bekle orayı da anlatacağım. Ertesi gün pansiyonda kulaklarımda bir ağlama sesi duydum. Bebek ağlama sesi. Sendin. Binanın tepesinde sen beni nasıl tuttuydun aynı öyle. O yüzden gülmüştüm. Sanki yer değişmiş gibi hissetmiştim. Zannettimki annen uyuya kaldı. Gidip ona görünmeden kaldırmak istedim. Hemen odadan çıkıp salona baktım. Koray getirdi devamını. " Annem ölmüştü değilmi. Onlar annemi, babamda onları öldürdü." Kız devam etti. Adamlardan biri seni almaktan bahsedince hemen odaya döndüm. Biz çatıdayken baban geldi. Evin içinde bir kaç silah sesi daha duydum. Bizim çatıda olduğumuzu bilmiyordu. Seni bulamayınca sinir krizi geçirdi. O içeri girince hızla aşağı inerek seni beşiğine koyarak ağlattım. Ki baban bulabilsin diye." Çisel cenaze kısmını es geçti. Bir kaç gün sonra Efken yine geldi. Dedemin yanına gittiğimde duyduklarımla şok oldum. Koray'ın bakışları kızı buldu. Kız sinirle yumruğunu sıkarak öfkeli şekilde konuştu. " Tabiki kabul etmedim. Geri gönderin beni dedim dedeme." Kızın öfkeli gözlerine hüzün çöktü birden. " Geri döndüğümde 7 gün için 7 yıl geçmişti. Aradan 7 yıl gelmişti. Seni merak ettim. Ertesi gün diğer evinize geldim." " O anımda silinmişti ama onuda hatırladım. " Evet bana, sen karışma bal göz demiştin. Yinede sebep ne olursa olsun okula gitmek için söz verdin ve tuttun takdir ettim." " O gün, yani yaşadığım korku ve şok ile unuttuğum o gün beni korumak için o kurşunun önüne atladın. Bana nasıl sarıldığını ve kanadınla nasıl sardığını da hatırladım... Neden yaptın? " Bunun seninle yani kocam olacak adamla bir alakası yoktu. Ben o gün küçük Koray'ı korumak istedim. 20 gün... Dünyada ise 20 yıl geçmişti. Kendime gelir gelmez yeniden buraya döndüm. İşte hepsi bu. " Çisel Koray'ın gözlerine bakarak anlatmış Koray hikayeyi başından sonuna kadar dinlemişti. " Bugün." Dedi Çisel. " İddianın son günü. Kız ayağa kalkarken Koray'a, Koray ise kızın bal gözlerine bakıyordu. Koray ağır hareketlerle yerinden kalktı. " Çisel Çığ... Kızın dolan gözleri kara kuyulara taķıldı. Kapıyı yavaşça açarken, Koray'ın sesi duyuldu. " Ben sana aşık olamam. ****************************** Evet canlar bölüm sonu.
|
0% |