@azamet_29_2
|
Hatalarım varsa sorry.
" Yönetici Oganer!
Beni dünyaya geri yollayın!
Cezam neyse ödemeye razıyım!
Ama asla!
Dedikten sonra Ushan'a dönerek devam etti.
" BUDA SON SÖZÜM." *****
Kız kendi dünyasında geçirdiği 7 günden sonra dünyaya geri döndü.
Pansiyonun kapısının önünde durdu bir süre. Sonra ağır adımlarla içeri girdi. Hiç bir şey değişmemiş herşey yerli yerindeydi.
22 yaşında bıraktığı arkadaşı 29 yaşındaydı artık. Ve geçen yıllar arkadaşının yüzünde küçük izler bırakmıştı.
Sema yıllar önce bir sabah dedesinin yanına diyerek giden arkadaşını kapıda gittiği günkü gibi görünce şok oldu.
İnanamaz şekilde ayağa kalktı. Yaş dolu gözlerle gerçekmi hayalmi diye anlmaya çalışıyordu.
Oydu. Çisel'di.
Koşarak boynuna sarıldı arkadaşının.
" Çisel nerelerdeydin?
Derken iki gözü iki çeşme hıçkıra hıçkıra ağladı kız.
" 7 yıl...
Çisel de özlemle sarıldı arkadaşına ama gerçeği söyleyemedi.
"Yapmam gerekenler vardı Sema. Gelemedim, haber veremedim. Affet beni. " Dedi.
" Ama artık burdayım."
" Gel hadi mutfağa geçelim orda konuşalım."
" Anne, anne!
Çisel bir anda şaşkın arkasına döndü. Sonrada Sema'ya. Sema:
" Çisel kızımla tanış. Sima. " Dedi gülümseyerek.
" Sema sen..."
" Evet Çisel.
Dedi yine ağlamaya başlayarak kızına sarılırken.
Arkasından bir erkek sesi geldi bu kez.
" Hayatım kırmızı kıravatım..."
Demiştiki kız adama adam kıza baktı. Sonra Sema'ya döndü adam.
" Sema?
Dedi merakla.
" Evet Erdem.
Çisel."
Adam şaşırarak geldi oturdu masaya.
" Tam tarif ettiğin gibi."
Dedikten sonra elini uzattı kıza.
" Merhaba.
Sema utanarak adamın koluna vururken Çisel iyice afalladı.
" Sema hamilemisin? "
" Evet." Dedi kız utanarak.
Birden yüzü yine ciddileşti
" Çisel...
Kız Sema'ya baktı.
" Sema ne olur bana hiç bir şey sorma. Anlatabileceğim bir şey değil."
Sema derin bir nefes aldı ve verdi.
" Peki."
Bir gün anlatacağını umarak,
" Geri döndünya şimdilik bununla yetineceğim."
Erdem yerinden kalktı.
" Ben Sima ile çıkıyorum.
" Tamam canım."
Çisel giden adama ve kıza baktıktan sonra hızla kıza döndü.
Gülümseyerek,
" Asıl sen anlat Sema.
Kız gülümseyerek başladı sözlerine.
Üniversite bittikten sonra Avukatlığa başladım.
Hiç itiraz etmedi.
Evlendik ve burda yaşıyoruz.
" Hayır hayır.
" Sen ciddi misin? "
" Tabiki."
" Erdem çok memnun olacak buna. Yeni bir büro bakıyordu. "
" E buldunuz işte."
Dedi Çisel gülümseyerek.
Sonrada yerinden kalkarak,
" Sema ben biraz dinleneyim."
Diyerek odasına doğru ilerleyerek içeri girdi. *****
Sabah uyandığımda sonbaharın serin havasını hissetti kız.
Sema'yı gördü. Erkenciydi.
" Sen gerçekten anne olmuşsun Sema."
Kadın gülümserken Sima Çisel'in yanına gelerek,
"Çil teyze."
Dediğinde kız önce Sima'ya baktı sonra güldü. Küçük Sima kızın adını Çil teyze yapmıştı.
" Anem dedikiii.
Bir kıza bir Sema'ya baktı Çisel.
" Evet."
Derken kanadını arkasına alıp kızı kucağına aldı.
O an aklına Koray bebek geldi.
Çisel:
" Hadi Sima annenin hazırladığı kahvaltıları bitirelim. Sonrada okuluna gidersin." Dedi.
Sima'yı sandalyeye bırakıp kendide sandalyesine oturdu kız. Sema:
" Çisel...
Memleketine gitti. Ne zaman döner bilmiyorum." Dedim.
" Bugün onları görmeye gideceğim bende. Cırtlak'ta okula başlamıştır heralde."
" Evet 1.sınıfa başlamış olmalı.
Biliyormusun sen yokken Zafer beyin karısının katilleri ölü bulundu."
" Gerçekten mi?
" Adamları öldüren Zafer diyorlar. Ama delil yok tabi."
Çisel karısının nasıl öldüğünü hatırladı birden.
Önüne dönerek hızlı hızlı yedi kahvaltısını sonra kalkıp koşturarak odasına girdi.
Üzerine Sonbahar'a uygun kıyafetler giyerek küçük cüzdanını cebine sıkıştırıp geri geldi.
" Benim çıkmam lazım görüşürüz." Dedikten sonra pansiyondan çıkıp biraz yürüyerek gördüğü ilk taksiye binip Zafer beyin 2. Evinin yolunu tuttu.
Yarım saat kadar sonra geldiği evin bahçe kapısında durduklarında inen kız taksinin ücretini verip yolladı.
Kapının önündeki görevlilere Elvan hanımı ziyarete geldiğini söyledi.
Adam elindeki telefonla bir arama yaptı. Konuşup kapattığında kapı açıldı.
" Buyrun Elvan hanım sizi bekliyor."
Kız bahçeye girerek ağır ağır eve doğru yürürken içinde bir heyecan hissetti. O cırtlak şimdi nasıl bir çocuk olmuştu merak ediyordu.
Giriş kapısına yaklaştığında içinde garip bir duygu hissetti. Aynı anda Elvan hanımı ve bir çocuk sesini duydu.
Sonrada açılan kapı ile ok gibi fırlayan erkek çocuğunu gördüğünde yanından koşarak geçen çocuğa baktı.
O an zaman yavaşladı durma noktasına geldi sanki.
Kızın gözleri kısa dalgalı saçlı, buğday tenli, kara kaşlı, kara gözlü, yaşına göre daha uzun ama zayıf olan çocuğa takıldı. Koray'dı bu yaman çocuk. Büyümüştü.
Arkadan bağıran Elvan hanımın sesiyle kendine geldi kız.
" Koray!
Koray kollarını göğsünde birleştirdi.
" Hayır.! "
" Ben o okula gitmeyeceğim."
" Ne Demek...Gii..t."
Diyen kadın karşısında Çisel'i görünce eli göğsünde nefes nefese yerinde durdu.
Çisel kadına baktı bir süre.
" Merhaba Elvan hanım."
" Kızım. Hoş geldin.
Sende hemen buraya gel Koray.
" Hayır işte.
Kız çocuğa döndü.
" Hey Cırtlak.
Koray duyduğu sesle kıza baktı.
Çocuk işaret parmağını kıza doğru uzatarak,
" Seni ilgilendirmez bal göz."
O sırada çocuğun elindeki kara tüyü gördü kız.
Ama görünen oki artık görmüyordu.
Bir dakika bal göz mü demişti o?
" Bal göz.? "
Kız bir anda kahkaha ile gülmeye başladı. Dünyada olduğu sürede ilk kez böyle kahkaha atıyordu.
Yaşlı kadın bir kahkaha atan kıza bir Koray'a baktı.
" Elvan hanım Koray bugün gitmese, biraz konuşsak.
Koray kıza bakarken sinsi bir şekilde gülümsedi.
"Avcunu yalarsın."
" Varmısın iddiaya Cırtlak."
Çocuk kıza baktı bir süre.
" Tamam. " Dedi.
Bu kızın meydan okuması hoşuna gitmişti.
" O zaman önden buyur Koray beyefendi."
Çocuk ve Elvan hanım önden içeri girerken kızda arkadan girdi.
" Tekrar hoşgeldin kızım."
Dedikten sonra mutfağa yöneldi.
" Siz oturun kızlara söyleyim bir kahve yapsınlar bize."
Kahve bahanesiyle ikisini yalnız bırakmak istemişti aslında kadın.
Bu kızın Koray'ın üzerinde etkisi vardı biliyordu, geçmişte görmüştü.
Elvan hanım gittikten sonra, kız karşısında oturan çocuğa baktı bir süre. Şuanki hali öncekinden daha tuhaf hissettiriyordu. Sürekli ağlayan o bebek büyümüş ve karşısında onunla konuşacak hale gelmişti.
Konuşmaya başladı kız.
" Söyle bakalım cırtlak, neden okula gitmek istemiyorsun."
" Okuluda ordaki çocukları da sevmiyorum.
" Neden sevmiyorsun?
Çocuk cevap vermedi.
" Yoksa seni dövüyorlarmı, yada alay mı ediyorlar. Yada hakaret..."
" Kimse beni dövemez.
" Yani sende onlar gibi kötü çocuk olmak istiyorsun."
" Evet. Onlar gibi olursam onları döverim. Herkes beni sever, sayar."
" Bak sen şu işe.
Ama yanlış...
Ve o çocukta senin gibi bir çocuk olduğunda sizin gibi bir çocuk daha olur. Bu böyle devam eder gider.
Ha bu arada kimse sana saygı yada sevgi duymaz.
Ama sen, hem güçlü, hemde zayıfları ve ihtiyacı olanları koruyabilir ve gerçek saygı ve sevgiyi ve tabi gerçek arkadaşları bulabilirsin."
Çocuk bir süre kızı dinledikten sonra başı önde elindeki kırık tüye bakarak düşünmeye başladı.
Doğru olabilirmiydi?
" Neden elinde o tüyle dolaşıyorsun?"
Dedi bu kez kız.
Çocuk elindeki tüye bakarak,
" Bu tüy çok farklı ve özel.
" Hmm.
" Büyüteçle baktım.
Kız bir anlık kendi kanadına baktı.
" Hadi ya! " Dedi.
" Gerçekten mi.? "
Kendinin bile bilmediği bir şeyle.
" Desene ben çok şanslıyım.
Çocuk heyecanla ayağa kalktı.
" Gerçekten mi? "
" Evet...
Gel seninle anlaşalım..
Sen bundan sonra dediklerimi dikkate alıp okuluna gideceğine söz ver, bende sana o tüylerden bir tane vereyim."
Çocuğun gözü parladı önce.
" Yalan söylüyorsun.
Kız gülümsedi.
" Ben yalan söylemem.
" Göster o zaman."
" Gösterirsem sende benim dediğimi yapacakmısın? "
Dedi kız tek kaşını havaya kaldırarak.
Çocuk ayağa kalktı.
" Yaparım ama gerçekse ve bana verirsen. "
" Garanti veriyorum gerçek.
Kabul ediyormusun? "
Çocuk bir kaç saniye bekledi.
Koray, " Tamam."
Dediğinde kız ayağa kalkıp elini uzattı.
Koray' da uzattı elini. Tokalaştılar.
" Anlaştık."
Dedi kız.
Sonrada elini pantolonunun arka cebine doğru uzattı.
Çocuğun gözleri parladı adeta.
" Yakından bakmak istiyorum." Dedi.
" Olur. " Dedi kız.
Tüyü uzatıp çocuğa verdi.
Koray eline aldığı tüyü inceledi. Diğeriyle yanyana getirip kıyasladı. Aynıydı. Mutlu oldu gerçekten.
Sonra istemeye istemeye kıza uzatırken kız,
Koltuğa oturarak,
" Sende kalabilir.
Şimdi ve her zaman."
Dediğinde dahada mutlu oldu çocuk.
Kız bir süre gözleri ışıl ışıl olan çocuğu izledi.
O anda aniden verdiği kararla ayağa kalktı.
Şu andan itibaren Koray'a yaklaşmayacaktı.
Bu çocuk büyüdüğünde kıza aşık olacaksa kızı unutmalıydı.
" Hangi okula gidiyorsun cırtlak."
Koray gözleri tüylerde dalgın şekilde okulunun adını söylediğinde kız hızla yerinden kalkarak hızlı adımlarla yaşlı kadının yanına gelerek,
" Elvan hanım bana müsade."
" Kızım biraz daha kalsaydın kahve içecektik."
" Sağolun, dönmemek üzere başka bir ülkeye gidiyorum. Gitmeden son kez görüşmek istedim. İyi günler."
Kadının şaşkın bakışları arasında evden çıkıp bahçe kapısının yolunu tuttu Çisel. ***
Pansiyona geri dönen Çisel odasına girerek ciddi ciddi düşünmeye başladı.
Burdan, bu şehirden, bu insanlardan uzaklaşacak ve kendini unutturacaktı.
Geleceği ve dünyasına geri dönebilmesi buna bağlıydı.
*****
Artık ortadan kaybolabilirdi.
Sonunda akşam oldu.
Sema, Erdem ve kızları Sima ile birlikte son akşam yemeğinde bir araya geldiler.
Erdem:
" Çisel.
" Rica ederim burayı kendi eviniz olarak kabul edin. "
Dedi kız.
" Bundan sonra ben olmayacağım zaten. Sizin gibi insanları tanımaktan onur duydum.
Yemekte eskilerden yenilerden ve geleceklerine dair planlarından konuştular. Sema ve Erdem şehrin hatta ülkemin en iyi avukatları olmanın hayaliyle yaşıyorlardı.
Tabi bu arada Sima ve yeni bebekleri için güzel bir gelecek istiyorlardı.
Onlar hayallerini anlatırken Çisel tek hayali olan kendi dünyasına geri dönmekten bahsetmeden onları dinledi sadece.
İnsanlar hayallerine tutunarak yaşıyorlar dedi içinden. Yoksa bu zor dünyalarına katlanamazlardı.
Akşam yemeğinden sonra kız masayı kaldırmaya yardım ederek bulaşıkları makinaya dizdi.
Sıcak kahvelerini içerken Sima babasının kucağında uyuya kalınca babası odaya çıkarıp yatırdı biricik kızını.
Çisel veda cümlelerini sıraladı, ama onlar bilmeden.
" Sema, Erdem...
İyiki sizlerle tanıştım.
" Bende iyiki seninle tanışmışım Çisel. İyiki üniversiteyi kazanıp geldiğimde ilk bu pansiyona gelip oda istemişim."
" Erdem sanada teşekkür ederim her ne kadar geriden gelerek yetişsende iyiki yetiştin bize.
" O ne demek Çisel. Yoksa yinemi..."
" Öylesine diyorum Sema. Öylesine."
Çisel gülümseyerek ayağa kalkıp arkadaşının yanına gelerek arkasından boynuna sarıldı.
" Seni özleyeceğim." Dedi ve devam etti.
" Hadi bana müsade.
" İyi geceler Çisel. "
" Sizede iyi geceler. " Dedi kız ikisine son kez bakarak. *****
Sabah ilk iş yine pansiyonun çatısından baktı kız doğan güneşin açtığı pencereden kendi dünyasına.
Olanları hatırladı.
Çaresi yoktu. Kendi dünyasına dönebilmek için cezasını çekecek burda kalacak ve kendine aşık olan kocasıyla evlenip aynı gün onun olmadan evine dönecekti.
Tek seçenek buydu onun için.
Pansiyonun çatısından içeri girdi kız.
Giriş kapısının önünde durdu. Geriye dönüp son kez göz gezdirdi pansiyonun içinde.
Son kez geldi okulun önüne.
Okulun önündeki park etmiş araçların arasına geçerek gelen siyah aracı takip etti gözleriyle.
Önce şoför indi araçtan.
Tam o anda fark etti Çisel yolun karşısındaki yüzü ve boynu yanık olan adamı.
7 sene önceki gece, geldi gözünün önünde tekrarladı kendini.
Adam elindeki silahı Koray'a çevirdi. Koray ve Çisel adamı görmüştü. Ama
Bir anda duyulan silah sesiyle çocuk sımsıkı kapattı gözlerini.
Aynı anda şoför arabadan çıkıp silahını çekti. Önce kurşunun nerden geldiğine sonrada Koray'a baktığında çocuğa sıkıca sarılmış kızı gördü.
Çisel Koray ile kurşunun arasına girmişti.
Sırtında hissettiği acı ve ağlayarak kendisini izleyen Koray'ın bakışları arasında kesildi nefesi.
********************************
Evet bölüm sonu canlarım.
|
0% |