@azamet_29_2
|
Kız dolu gözlerle karşısındaki adama bakarken, adamda bir kıza birde yanındaki Erdem'e baktı. " Boş boş oturacak kadar vaktiniz varmı sizin." Demiştiki bir anda yerde gördüğü şeyle kaşları çatıldı. Yere eğilip gördüğü şeyi eline aldı. " Siyah bir tüy." Dedi. Kız adamın elindeki tüye baktığında içinden bir, " Eyvah." Çekti. Az önce kanadıyla uğraşırken düşen tüyü farkedememişti. Koray elindeki tüye bakarken zihnine hücum eden anılar ile gelen baş dönmesi yüzünde duvardan destek aldı ayakta durmak için. Sersemledi. Gözünün önünde bulanık bir silüet belirdi. Sadece bal gözleri netti. Kimdi? Kız panikle kalktı yerinden. " Koray iyimisin.? " Erdem ayağa kalkıp kolundan tuttu. " Koray Bey iyimisiniz? " Dedi, oda korkmuştu. Kız tam diğer kolundan tutacakken Koray yerinde doğruldu. " İyiyim." Dedi. Elindeki siyah tüye bakarak, " Bu nerden geldi? " Diye sordu çatık kaşlarla bu kez etrafına bakarak. " Bu nerden geldi? Dedim! " Kız: " Bilmem. Suçu kuşlara atmıştı. Bulabildiği en iyi bahane buydu çünkü kızın. " Ben atarım verin." Dedi kız. " Hayır!" Dedi Koray yüksek sesle. Kız şaşkın bakarken elinden bırakmadığı tüy ile hızla odaya girip kapıyı yüzlerine kapattı. " Cırtlak." Dedi kız gözlerini devirerek. " Ne yapıyorsun dur.!" Demesine aldırmadan sessizce kapıyı aralayarak kafasını içeriye uzattı. Koray odasındaki cam kitaplığa yürüdü. Kapağı açarak içinden bir kitap aldı. Küçüklüğünden kalma bir hikaye kitabı. Babaannesinin her gece kendisine okuduğu en sevdiği kitap. Kitabın sayfalarını araladı Koray. Uzun zamandır o sayfaların arasında duran siyah tüyü eline alarak kitabı rafa bıraktı. " Aynı." Dedi. Her hareketini izleyen kız, " Hay aksi." Dedi mırıltıyla. Koray: " Ama nasıl? Bir süre başı önde gözleriyle tüyleri inceledikten sonra tekrar masaya oturduğunda başını ellerini arasına alarak dirseklerini masaya dayadı. Düşündü. Sonra büyük olan tüyü eline aldı. Uzun zamandır, yani kendini bildi bileli ondaydı bu tüy. Babaannesi bebekken evlerine gelen bir misafirin yakasından aldığını söylemişti. " Bu tüy olmadan susmazdın, yemek yetmezdin." Demişti. Sonra diğer tüy... O dönem geçirdiği bir travma yüzünden hafızasının bazı kısımları silinmişti. Ne yaşamıştı neden hafızası silinmişti hatırlamıyordu. Ama o günden sonra her zaman 10 koruma ile gitti okullarına. Rüyalarında bir çift bal rengi göz görüyordu hep. Bulanık bir silüet sadece gözleri net. Zihninin içinden bir film şeridi gibi geçen anıları başında müthiş bir ağrıya sebep olmaya başladı Koray'ın. Parmaklarını şakaklarına bastırırken dişlerini sıktı. Zihninden geçen anılara öyle dalmıştıki şuan odada masanın hemen önünde dolu gözlerle onu izleyen Çisel'in farkında bile değildi. Çisel şuan karşısında o 7 yaşındaki çocuğu görüyordu. Ölen Elvan hanımı ve Zafer beyi hatırladı yine. O gece... Önce annesiz sonra babaannesiz sonrada babasız kalmıştı Koray. O anda Çisel'in aklına o sarışın geldi. " Darısı senin başına sarı çıyan! " Dedi sinirle ve yüksek sesle. Koray duyduğu sesle boş bulunup irkilerek geriledi. Sağ elini alnına bastırarak, " Ne yapıyorsun burda!? " Dedi bağırarak ayağa kalkarken. " Neden sessizce ve izinsiz giriyorsun!? Kız sakin, ellerini arkasında birleştirdi. " Hey cırtlak... Koray anında dondu duyduğu cümle ile. Duyduğu iki kelime bir anda bilinç altından yukarı fırladı. Hey, cırtlak..! Bu iki kelime beyninin içinde duvardan duvara vurarak yankılanırken saniyelik bir görüntü patlaması oldu zihninde. Ama ne olduğunu anlayamadan yine kaydoldu. Anında gözlerini sımsıkı kapattı. Bu anıyı bırakmamak devamını görmek, hatırlamak istedi. Hafızasından silinen o 24 saatte ne vardı öğrenmek istiyordu. Sendeledi, geriye doğru dengesini kaybetti. Yerine oturmaya çalışırken tekerlekli koltuk geriye gidince boşta kalan bedeniyle bir dizinin üzerine bıraktı kendini. Sol eli yerde sağ kolu masada kendini toplamaya çalışırken kız korkuyla yanına koştu. " Koray? Koray iyimisin? " Derken yerden destek aldığı kolunu kaldırıp altına girdi kaldırmak için. Koray cevap vermedi. Hâlâ zihnindeki ucundan tuttugu o anının peşinde daha fazlasını hatırlamaya çalışıyordu. Beynindeki bütün damarlar elektirik yüklenmişti sanki. " Erdem.!" Diye bağırdı Çisel. " Erdeem! Yetiş! " Erdem kapıdan girdiğinde ikisini yerde görünce oda panikle yanlarına koştu. " Koray Bey! Ama olmadı. Kız üzerine yığılan adamla olduğu yerde kala kaldı. " Koray.! " Dedi korkuyla. " Koray cevap ver... Erdem hemen telefonuna sarıldı. Bir arama yaptı. " Mithat çabuk ofise gel. Hemen !" Diyerek kapattı. " Ambulans çağırsana Erdem! " " Şirket dokturunu çağırdım." Dedi Erdem. " Ne oldu, neden fenalaştı? " Bir haftadır işler yüzünden doğru düzgün uyumuyor. Ondan olmuştur. Sen yakasını aç bende ayaklarını yukarı kaldırayım." Kız adamın gömleğinin düğmesine uzandığında elleri titredi anlık. Şuan karşısında o küçük çocuk değil O sırada acılan kapıyla, koşarak içeri girdi Mithat. Hemen yanlarına gelerek çantasından tansiyon aletini ve sitetoskopu çıkardı. Siyah gömleğinin kol düğmesini açarak yukarıya sıvadı. Tansiyon aletini koluna takarak tansiyonunu ölçtü. Başını kaldırıp bakarak, " Tansiyonu düşmüş. Yinemi uykusuz kaldı. " Dedi Erdem'e dönerek. Erdem: " Bu adamdaki titizlik bende olsa 3 gün yaşarım. " Derken ayağa kalktı. " Yardım edinde koltuğa alalım." Mithat, Erdem ve Çisel birlikte adamı kaldırıp koltuğa yatırdılar. " Bırakalım dinlensin." Dedi Mithat. Erdem Mithat'a bakarak, " Sen yanında kal. " Tamam sen çık." " Çisel sende gelen olursa alma. Randevu verip yolla. " " Tamam." Dedi kız. Gözleri hâlâ Koray'ın yüzündeydi. Bir kaç dakika sonra Mithat yeniden tansiyonuna bakmak istedi ama âlet çalışmadı. Yerinden kalkıp, " Siz yanında kalın ben diğer âleti alıp geliyorum. " Dedikten sonra hızlı adımlarla çıktı ofisten. Bu sırada kız koltukların ortasındaki büyük sehpaya oturmuş Koray'ı izliyordu. " Kendine daha iyi bakmalısın cırtlak." Derken aklına gelen şeyle sinsi bir gülümseme peydah oldu yüzünde. Tek olan kanadını açarak en uçtaki tüyleri adamın burnuna dokundurdu. Kanadı adamın avuç içindeydi ve tutuyordu. Panikten kocaman oldu gözleri. Yönünü dönerken kanadının ucu adamın eline doğru kayınca Koray kendinde olmadığı halde hissederek tutmuştu. Kız ellerini ağzına kapatarak bakarken Adam gözlerini açınca dahada panikledi. Koray yerinden doğrulmak için dirseğinin üzerine kalkarken eliyle destek almak isteyince açılan avucunun içinden hızla kanadını çekti Çisel. "Neyseki görmüyor. Dedi içinden. " Ne oldu? " Dedi Koray. Kızın kanadını tuttuğunun farkında bile değildi. " Fenalaştın. Koray yerinde doğrulup koltuğa oturdu. Dirseklerini dizlerine koyarken başını ellerinin arasına aldı. Kapattığı gözleriyle olanları hatırlamaya çalışırken kızın gözleri saniyelik şekilde açık düğmelere gidip geldi. Bu sırada dışarda sesler artınca kız adamı bırakıp ofisten çıktı. Adamlar yüzleri asık kıza bakarak konuştular. " Koray beyle randevumuz vardı. " Bana bak ihtiyar. Dedi kız masasına yumruğunu vurarak. " Biz, en iyiyiz! " Yaşlı adam bir süre durdu. " Tamam anladım Atmaca kız. Kız adamın aniden U dönüşü yapışına şaşırsada, " Hemen haber veriyorum." Diyerek kapıyı açıp içeri daldı. Yine kapıyı tıklamamıştı. Masasında elindeki tüylere bakarak oturan Koray kızı yine direk içerde görünce, " Ya Sabır.! " Çekti. Kız yanına kadar gelip, " Daha iyimisin? " Diyince adam çatık kaşlarla baktı kıza. " Niz." Dedi kız gülümseyerek. " İyiyim. " O halde misafiriniz var." " Kimmiş? " Dedi Koray. Kız eli çenesinde, " Şeeyy...Bilmem. " Bağırırken mi?! " " Evet. Adam kaşları havada bir kaç saniye alık alık baktı kıza. " Çisel çık dışarı! " Diye bağırdı. " Düşen tansiyonum sinirden fırlamadan adamları içeri al. Bana da bir ağrı kesici getir! " Kız dudağını büzerek arkasını dönüp, " Bazı insanlara hiç iyilik olmuyormuş gerçekten. " Diyerek çıktı. " Lütfen buyrun." Diyerek adamları içeri alırken, Koray tüyleri hızlı şekilde yeniden kitaplığa koydu. Gelen kişilerle Koray adamlara baktı. Karşısındaki adam ünlü iş adamlarından biri olan Bulut Arman'dı. Koray gelen Bulut ve sekreterlerinin yanlarına gelip tokalaşarak buyur etti. " Hoş geldiniz buyrun oturun. " Dediğinde masanın önündeki kahverengindeki koltuklara oturdu misafirler. " Çisel misafirlerimize ve bana kahve getir." " Peki efendim." Dedi kız ilk kez, odadan çıkarken. Koray saniyelik şaşırsada belli etmedi. " Koray bey konuyu ikimizde biliyoruz. Bu yüzden kısa ve öz konuşacağım. " Evet Bulut Bey. " " Açıkçası sekreterinizden yediğimiz azar..." Demiştiki Koray araya girdi. " Sekreterimin yaptığı hareket yüzünden kusura bakmayın. Kendisi çok yeni. Bugün ilk günü." Adam kahkaha ile güldü. " Demek ilk günü. " Anlamadım. " " Kız masaya yumruğunu geçirerek biz en iyiyiz dedi." " Ne? " Dedi Koray şaşkın. " Hatta, bizden daha iyi bir şirket bulursanız hiç oyalanmayın hemen onlara gidin dedi." " Ne yaptı? " Adam üst üste afallıyordu. " Koray Bey şuana kadar görüştüğüm şirketlerde, bırakın çalışanları sahipleri bile tevilli konuşuyordu. " Adam kahvesinden keyifle bir yudum daha aldı. " Siz bu güveni çalışanlarınıza bile verdiyseniz, bizede verirsiniz diye düşünüyorum. Koray bu kadar kolay bir anlaşma beklemiyordu. Hâlinden memnun, birazda şaşkın şekilde anlaşma metnini hazırladıktan bir süre sonra karşılıklı imzalar atıldı ve anlaşma yapıldı. İki tarafta hayırlı olsun dedikten sonra Bulut ve adamları ofisten çıkarken Koray eşlik etti. Kapının önünde tekrar el sıkıştıktan sonra adamlar asansöre binerek ayrılırken nerdeyse 1 saattir kapının önünde oturan Mithat ayağa kalkarak Koray'ın yanına gelerek. " Koray Bey nasılsınız. Misafirleriniz olduğu için giremedim." " İyiyim Mithat sen işine bakabilirsin." " Eminmisiniz? " " Eminim Mithat. Git!" " Peki Koray Bey. Yine kötü hissederseniz heber verin lütfen. " Mithat'ın gidişiyle Koray kıza döndü. Elleri ceplerinde kızın Bal rengi gözlerine bakarken kız ise siyah gözlere bakıyordu. " Neden bakıyorsun? " " Nasıl etkiledin bu adamı? " " Anlamadım." " Her neyse hadi çık." Dedi Koray arkasına dönerken. " Çık derken eve erken gitmekten mi bahsediyorsun." Koray iki parmağıyla burun kemerini sıkarak, " Hayır. Dedikten sonra kollarını göğsünde birleştirerek. " Burdan kaçan bütün sekreterler titiz ve çok çalışmak zorunda oldukları için kaçtılar. Sıradakide sensin. O güne kadar öğle yemeği arasından bahsediyorum. " " Haaa anladım! Tamam. O halde ilk öğle arası yemeğimde bana eşlik edermisin.." Koray kıza baktı şaşkın şekilde. " Anlamadım. " Evet." Dedi kız elleri arkasında. " O sarı çıyandan daha iyi arkadaş olurum. " Koray kaşlarını çattı. " Saçmalama." Dedi. Ama kız pes etmeyecekti. " Eğer yemekte bana eşlik edersen sana çok güzel bir hikaye anlatırım." " Hikaye dinleyecek yaşı çoktan geçtim." " Onu görebiliyorum. " Dedi kız tepeden tırnağa adamı süzerek. " Ama bu hikâyenin içinde o kara tüylerde var." *******************************
|
0% |