@azamet_29_2
|
Kız yükseldi yükseldi, yıkılarak açılmış olan tavandan dışarı çıktı. Aynı anda Hilal ve Alperen deponun kapısından girdiler içeri. Koray'ın yanına koşarak gelilerken Koray biten son gücüyle yığıldı kaldı oldugu yere. Gözleri kapanırken gördüğü son şey kızın uzaklaşan görüntüsüydü. " Hoşçakal meleğim..." Son cümlesiydi.. Alperen korkarak çöktü yanına. Parmağını Koray'ın boynundaki damara bastırdı. " Yaşıyor! Koray'ı sırt üstü çevirirken etrafa bakındı. " Erdeem! " Erdem koşarak geldi arkadan. " Hilal sen yaraya bastır. Erdem, Ömer yardım edin! Erdem hastaneye yetiştirelim çabuk!" Hilal kazakla yaraya baskı ugularken 3 adam apar topar arabaya taşıdılar Koray'ı. " Koray lütfen dayan. Alperen direksiyona geçerken Erdem koşarak diğer kapıdan girip yanındaki koltuğa geçti. " Bas gaza çabuk. Alperen gaz pedalını sonuna kadar kökledi. Son hız ilerledi limana gelen yolun aksi yönüne doğru. Arkadaşı ölüyordu. Bölgeden caddeye çıkıp trafiğe karıştığında makas ata ata, yardı geçti trafiği. Nihayet sonunda hastaneye yetiştirebildi arkadaşını. Adam acil girişinde duran araçtan yine apar topar alındı sedyeye. Alperen Hilal ve Erdem dışarda Koray ve doktorlar içerde tam 3 saat geçti aradan. " Doktor, söyle nasıl Koray? " " Atlattı. Hilal duyduğu cümlelerle kendini dizlerinin üzerine bıraktı. Son 3 saatte o kadar gerilmiştiki bir anda rahatlayınca vücudu pelte gibi olmuştu sanki. Çok şükür. Allah'ım çok şükür. ***** 3 AY SONRA Alperen ve Hilal ofise geldiklerinde sekreter kadın, " Koray bey yok çıktı." Dedi yine. " Yinemi. " Dedi Hilal odaya girerlerken. Alperen: " Bu adamın sonradan çıkan teras merakını anlamıyorum. Erinmiyorda arkadaş." Dediğinde odadaki Erdem'i gördü. Erdem: " Aynen bende merak ediyorum sebebini. Geldiğimden beri yok. Hastaneden çıktığından beri her gün şirketin terasında sabah manzarası izliyor. Neyse bende yanına çıkıyordum. " Gelince konuşuruz ama şunu söyle. " Ne kadar sevinir bilmem ama tamam söylerim." Erdem Alperen ve Hilal'i arkasında bırakarak odadan çıkıp terasın olduğu B bloka geldi. Demir merdivenleri adımlayarak terasa çıktı. Yine aynı yerde aynı noktaya bakarken buldu Koray'ı. Ağır adımlarla yaklaşırken ceketinin yakalarını dikleştirdi soğuğa karşı. " Koray Bey bari Ocak soğuğunda burda durmayın hasta olacaksınız. Koray arkası dönük şekilde konuştu " Erdem, içimde bir yangın var, hiç sönmüyor. Geçmiyor Erdem... " Koray Bey bir doktora görünün lütfen." " Sen ne söyleyecektin? Adam derin bir nefes alıp bıraktı. " Çisel hâlâ bulunamamış ama Beşir yakalanmış." " Tamam. " Demekle yetindi Koray. " İşine dönebilirsin." Erdem içeri girerken Koray terasın kenarına doğru yürüdü. Gözlerini puslu gri gökyüzüne çevirdi. Söylediğin iki kelimeye tutunarak yaşıyorum... O anda ufukta bir karartı gördü Koray. 2 büyük, hatta çok büyük kanat gördüğünde kafası karıştı. Çisel miydi değil miydi? Çisel'in kanatlarıda büyüktü ama bu kadar değildi. Ve bir tanesi beyazdı. Kanatları olan karartı yaklaştı yaklaştı, sonunda netleşti. Koray ilk kez Çisel"den başka kanatları olan birini görüyordu. Bunun şaşkınlığını sindirmeye çalışırken daha dikkatli baktığında kucağında taşıdığı Çisel'i gördü. ***** 3AY ÖNCE Kız yükseldi yükseldi, yıkılarak açılmış olan tavandan dışarı çıktı. Koray biten son gücüyle yığıldı kaldı olduğu yere. Gözleri kapanırken gördüğü son şey kızın uzaklaşan görüntüsüydü. " Hoşçakal meleğim..." Son cümlesiydi.. Kız son kez bir bakış attı Koray'a. Gözlerinden akan iki damlayı silerek hızla kanat çırptı doğuya doğru. Güneşin doğuşuna çok az bir zaman kalmıştı. Birazdan dünyasına açılan o büyük pencereden geçerek kendi topraklarına ulaşacaktı. Uzun zamandır bu ânı beklemişti, ama bu sefer çok farklıydı geliş sebebi. Sonunda güneşin ilk ışıklarıyla gökyüzü kızıla boyamaya başladığında nihayet sisli bir perdenin arkasında gibi duran dünyası göründü. Sonunda büyük sis perdesinden geçti ve dünyasına geldi. Durmadı. Saraya doğru uçmaya devam etti. Yaklaştı, yaklaştı. Saraydan çıkan Ushan Çisel'i gördüğünde şok oldu. Biri siyah biri beyaz iki kanadı vardı. Hızla yerden yükselerek balkona doğru uçtu. Kız içerde dedesini göremeyince hızlı adımlarla odadan çıkarak büyük kabul salonuna doğru ilerledi. Koridor boyunca yürürken onu gören herkes şaşkın ve hayran gözlerle baktılar beyaz kanadına. Hiç kimse bunu beklemiyordu. Bir siyah, bir beyaz kanat kimsede olan birşey değildi bu dünyada. Dedesi Oganer kızı gördüğünde kocaman gözlerle şaşkın kala kaldı. Yavaşça ayağa kalkarken hemen yanındaki Efken'de tıpkı dedesi gibi şaşkındı. " Dönmüşsün! " Dedi dedesi, beyaz kanadına hayran şekilde bakarken. " Nihayet. Çisel bir dedesine bir Efken'e baktı. " Neler oluyor? " " Efken ile evleneceksin." Çisel dönd, arkadaşına Efken'e baktı. " Bu ne demek oluyor? " Efken ağır adımlarla kızın yanına geldi. " Deden ve ailem bizim eş olmamızı uygun gördüler. Artık döndüğüne göre hazırlıklara başlayabiliriz. " Kız bir kez daha şaşırdı. " Ne yaptılar ne yaptılar. Dede! " Dedi kız sinirle dedesine bakarak. " Senin benimle derdin ne. Prens Ushan' dan sonra şimdide Efken mi? Olmaz dede. Ben..." Gözleri Efken'i buldu. " Ben çocukluk arkadaşıma eş olamam. Yapamam." Oganer öfkeyle baktı kıza. " Bu kadar şımarıklık yeter. Kız kollarını göğsünde birleştirdi. " Kusura bakma dede. Bu sözü Oganer'i dahada kızdırdı. " Buraya döndüm dede, çünkü iznini almak istedim. Ben sevdiğim adam için tekrar dünyaya döneceğim. Onunla orada dünyada yaşayacağım. " İşte şimdi kabul salonunun ortasına gerçekten bir yıldırm düşmüştü sanki. " Asla! " O halde iznin olmadan giderim. Kız dedesinin gözlerine bakarak iki adım öne geldi. " Sevgili dedeciğim. Ayağa kalktı kız. " Lütfen dedeme iyi bak arkadaşım." Dede Oganer, sakin ses tonuyla. " Bu kapıdan çıktığın anda kanatların dahil bütün özelliklerini kaybedersin. Kızın yüzü asıldı. Evet emindi. Ushan duyduğu şeylerle şok olmuştu. Kendi kendine gülmeye başladı. " Deli bu kız. " Eminim dede. " Lütfen Koray'a gidene kadar dayanın. O anda duydu son sözü. SENİ SOYUMDAN VE BU DÜNYADAN REDDEDİYORUM! Çisel onune bakarak gülümsedikten sonra hızla kanat çırparak yerden yükseldi. Sonkez geriye baktığında Efken hüzünle arkasından bakıyordu. Hızla uçmaya devam etti. 3 saattir bu dünyadaydı. Yani dünyada 3 ay. Dedesinin kehaneti kendini bulmadan bu dünyadan ayrılmalıydı. Dişlerini sıktı. Dünyaya geçmeyi başarsada kanatlarındaki tüylerin bir bir düştüğünü izlemeye başladı. Dedesinin sözleri etkisini gösteriyordu. Kız dahada hızlansada artık olmuyordu. Sonunda kaybettiği gücüyle kız gökyüzünden aşağı düşmeye başladı. " Sana son bir iyilik yapıyorum." Dediğinde aslında vicdan azabını dindiriyordu. Kız Ushan'a baktı. " Neden?" " Son deliliğin ve sevgine sahip çıkışın hoşuma gitti." Dedi sadece. ***** Koray ilk kez Çisel"den başka kanatları olan birini görüyordu. Bunun şaşkınlığını sindirmeye çalışırken daha dikkatli baktığında kucağında taşıdığı Çisel'i gördü. Şuan kalbinin nasıl attığını tarif edecek kelime yoktu artık bu dünyada. Kız tutmuştu sözünü. " Bekle döneceğim." Demiş şimdi de sözünü tutmuştu. Bu arada Ushan yaklaştı yaklaştı ve terasın üzerine gelerek tam Koray'ın yanına indi ve Çisel'i ayaklarının üzerine bıraktı. Kız yere iner inmez koşarak Koray'a sarılarak göğsüne kapadığında hem ağlıyor hem, " İyisin, yaşıyorsun!" Diyordu hıçkırıkları arasında. Koray hayâl olmasından korkarak özlemle sarıldı aşık olduğu kıza. Sıkıca sinesine bastırdı. Yüzünü boynuna gömdü. Kokusunu ciğerlerinin en ücra köşelerine kadar çekti. " Sensin, gerçeksin." Dedi hasret yüklü sesiyle. Kız başını kaldırarak Koray'ın kara gözlerine baktı. Ardındanda dudaklarına bastırdı dudaklarını. " Yanımda bari yapma." Dedi Ushan kollarını göğsünde birleştirerek başını yana çevirirken. Kız onu izleyen Ushan'ı unutmuştu. O anda gördü Koray kızın parça parça olan kanatlarını. " Çisel..." Dedi hem üzgün hem korkuyla kanatlarına bakarak. Parmaklarını taneyle kalmış tüylerin üzerinde gezdirirken Ushan girdi araya. Koray'a bakarken kaşları çatıldı. " Bu aptal benim eşim olmamak için bir kanadını, senin eşin olmak için iki kanadını feda etti. Şuan görünenlerde birkaç günde yok olacak ve tamamen kanatsız kalacak. Koray Ushan'a baktı öfkeyle. " O herif sen misin? " " Ooo sert insan. Evet bendim ama dönüş yolunda kendimi affettirdiğimi sanıyorum. Çisel bundan sonra bizim dünyamıza ait değil. Reddedildi. Koray kıza baktı şaşkın. " Ben seni seçtim eşim olarak. Sende beni seçersen bir ömür seninim. Seçmezsen ömrümü yine seni uzaktan da olsa izleyerek bu dünyada bitiririm.. Koray'ın gözleri doldu. Çisel'in yüzünü avuçlarının arasına aldı. " Özlemim... Hoşgeldin dünyama. Bir ömür yanımda ol. Ushan kıza baktı. " Umarım her zaman mutlu olursun. Bir dizi üzerine çöküp iki büyük kanadını iki yanına açarak kızı selamladı. Sonra kanatlarını yeniden kaldırarak açtı. " Belki bir gün yeniden görüşürüz." Dedikten sonra yerden yükselerek kendi dünyasına doğru yola çıktı. Bugün Çisel'in dünyadaki ilk gerçek günüydü. Ve bundan sonra her günü sevdiği ile en güzel günleri olacaktı. Ve mutlu son
|
0% |