@azamet_29_2
|
Kız hâlâ inanamaz şekilde yatağında yatarak karşısındakileri süzüyordu. " Sen Fırat, sen Şeref, sen de Akın.." İşaret parmağıyla bir bir gösterdi adamları. " Gerçek olduğunuza inanmak zor. " Derken kızı yine bir gülme aldı. " Büyümüşsünüz." Akın gülümsedi. " Sadece biz mi, sende büyümüşsün." " Öyle değil boy olarak... Hâlâ yatağın kenarında oturan Atlas kızın şen gülüşlerine bakarken yüzü değişti. " Gül.." " Hmm." Dedi kız Atlas'ın gözlerine bakarak. " Sen ne zaman konuşmaya başladın." Bu kezde kızın yüzü değişirken yatağın diğer tarafındaki Cihan'a baktı. Cihan ona hep ikinci hayatını ve Dilara'yı hatırlatıyordu çünkü. " Ben seni ilk gördüğümde zorda olsa konuşabiliyordun. " Dedi. " O gece... " Hiç unutmadım. " Sen peşimizden koşarken, o araba sana çarptığında... Aniden yerinde doğruldu kız. Meraklı bakışlarla mavilerini karalara dikti. " Sahi sen... " Nasıl mı ölmedim? " Senin abin mi vardı? Dedi kız işaret parmağı yüzüne dayalı düşünerek. " Senin abi dediğin kişi Beyazıt Evren. Sen ise Asilsoy. Soyisimler farklı ve bildiğim kadarıyla kardeşin yoktu. Nasıl oluyor anlamadım. " Atlas gülümseyerek konuştu. " Senin gibi benimde hikayem karışık. O gece seni götüren aracın peşinde deli gibi koşarken caddede bana çarpan arabayla kendimi yerde bulunca son gördüğüm şey karanlıkta ilerleyen aracınız olmuştu. Gözlerimi hastanede açtığımda ise gördüğüm kişi Beyazıt abiydi." " Anlamadım. Bu sırada kapı önünde konuşulanları duyan Beyazıt içeri girdi. Son olanlardan sonra hâlâ burda hastanedeydi. " Benim hatam." Dedi üzgün. " Atlas'a çarpan aracı kullanan bendim." " Aslında benim hatam." Dedi Atlas. " Dikkatsizce yola atlayınca kendimi bir anda kaputun üstünde buldum. Sonrada yerde. Hastanedenin yoğun bakımında geçen dört günden sonra uyandığımda abim vardı yanımda ve ondan, abimden yardım istedim. " Abimde beni yanına aldı. O bana kardeşim dedi ben ona abi. Seni her yerde aradı benim için. Ama bir gecede yurt dışına çıkarılacağın aklımıza bile gelmedi. Aylarca her yerde seni aradık durduk. Organ mafyalarının elinde öldün sanarak kahroldum. " " Son hatırladığım attığım o çığlık. Kızın gözlerinden yaşlar akarken, ellerinin tersiyle sildi. " Konuştuğunda anlayabildiğimi farkedince ne kadar sevindim anlatamam. Sımsıkı sarıldı bana, bende ona. Kendi annem gibi. Duyduklarıyla Atlas'ın yüreğinde daha ağır bir sızı belirdi. Kızın yaşadıklarını kendi suçu görüyordu. " Özür dilerim benim suçum. Engel..." Demişti ki.. " Hayır! " Dedi Şeref sıktığı yumruklarıyla. " Bu suç bizim." Yerinden hızla kalkıp odayı terk etti. " Geçen zamanı geri getiremeyiz. Maalesef olanlarıda değiştiremeyiz. Yaşı gereği daha olgun olan Beyazıt tam da uygun şekilde gerekeni söylemişti. " Şimdi! " Aah nihayet! " Dedi kız. " Cihan Gül'ün toparlanmasına yardım et. Fırat sende adamları topla." Cebinden bir kağıt çıkarıp Fırat'a verdi. " Bu ilaçları da aldır. Atlas, bizde biraz konuşalım." Cihan kızın yanında kalırken diğerleri dışarı çıktılar. Fırat hızlı adımlarla asansöre giderken Beyazıt Atlas'ın kolundan tutup koridordaki pencereye doğru yürüyerek kapıdan uzaklaştı. " Abi? " Saldırıyı araştırdık. Öfkeli gözlerle abisine bakan Atlas, " Önce şurdan bi çıkalım. " Hiç bir yerde yoklar. " Farketmez! Öfkeliydi Atlas. " Şahin'i öldürüp bizi buraya çektiler. Ardından bizide öldürmek için harekete geçtiler. Bu sırada da mekanı yaktılar." Elini sinirle alnında gezdirdi. " Sahi mekan konusunu düşünmedik hâlâ. Zarar büyük. " " Önce burdan çıkalım. Akşam üzeri olduğunda bütün işlemler hallolmuş, Gül Atlas'ın kolunda çıkarken her ihtimale karşı adamlar araçların etrafında elleri tetikte bekliyorlardı. Önden Gül ve Atlas, arkasından Beyazıt ve Cihan bindiler minibüse. Kuzey direksiyona geçerken Fırat ve Şeref Tufan ile birlikte öndeki araca diğer adamlar arkadaki araçlara binince hastaneden ayrılarak eve gitmek üzere yola çıktılar. & Bir saat sonra kapıda Pamuk karşıladı gelenleri. Gül'ü görür görmez pervane olmuş kuyruğuyla kıza yaklaştı. Tek isteği kızın onu sevmesiydi. Gül bir dizinin üzerine çöküp arkadaşını severken, " Güzel kızım beni mi özlemiş? Arkadan Şeref'in sesi duyuldu. " Karga yavrusunu Şahin sanırmış. Beyazıt önden giderken, Gül duyduklarını umursamaz şekilde, " Hadi gel güzel kızım." Dedi inadına. Sonra da yanında Pamuk, arkasında Atlas ile eve yöneldi. Salona ilk giren Beyazıt'ı Didem ve süpriz bir kişi daha ayakta karşıladı. Didem, " Nihayet gelebildiniz. Derken Beyza gülümseyerek yaklaştı ve, " Merhaba. Bunu söylerken gözleri Beyazıt 'ta Beyazıt'ın gözleri de Beyza'daydı. Adam şaşkın, " Merhaba." Diyebildi gülümseyerek. Beyazıt Beyza'yı tekrar görmenin şaşkınlığını ve mutluluğunu yaşarken, kapıdan giren Gül ve Pamuk'la kız bir anda Beyazıt'ın koluna sarılıp arkasına geçerken tiz bir çığlık attı. " Korkma." Dedi Beyazıt arkasındaki kıza sardığı koluyla. " Gül'ün arkadaşı." Kızın gözleri kocaman, " Arkadaş mı? B-bu mu? " Gül üzgün dudaklarını büzerken, " Hoşgeldiniz geçmiş olsun." Diyerek sarıldı kıza. Artık Pamuk'tan korkmuyordu. Atlas devam etti. " Gül.. Gül bir Beyazıt'ın arkasından sadece yüzü görünen kıza bir Pamuk'a baktı. Kocaman olan kahverengi gözleriyle gerçekten korkmuş görünüyordu. " Pamuk odaya çık kızım. Söylenen şey ile Pamuk hızlı şekilde merdivenleri çıkıp gözden kaybolurken salondakiler arkasından baktı. Didem Gül'ün koluna girerek, " Nasılsın Gül? " Derken yanındaki Atlas'a baktı göz ucuyla. Atlas bakışlarından anladı merakını. " Her şeyi anlattım." Dediğinde Didem sevinerek, " Çok sevindim gözünüz aydın." Dedi ve tekrar sarıldı kıza. " Beyza, bu delikanlı Atlas, bu iki güzelde Gül ve Didem. " Beyza Beyazıt'ın arkasından çıkarken, "Çocuklar bu hanımda Beyza Sıroğlu." " Memnun oldum. " Teşekkür ederim. Beyazıt Beyza ile bir koltuğa Gül ile Atlas'ta karşı koltuğa geçerken Atlas Gül'ün oturmasına yardım etti. Beyza, " Olanları haber kanallarında duydum ve çok üzüldüm. Bununla geçmiş olsun umarım tekrarlanmaz." " Sağol Beyza." Dedi Beyazıt. Gül Beyza'nın Beyazıt'a olan bakışlarını gördüğünde yavaşça yerinden kalkarak, " Ben odama çıkıyorum. Biraz uzanacağım. Sizde aşıkları yalnız bırakında kız evlenme teklifini kabul ettiğini söyleyebilsin." Diyerek şaşkın bakışlar eşliğinde merdivenlere yöneldi. Didem ve Atlas bir Gül'e bir Beyza'ya baktılar. Yine yapmıştı işte. Aklından geçeni pat diye söylemişti. Beyza'nın yanakları domates gibi al, al olmuş başı önüne eğilirken Beyazıt'ın sesli gülüşü salonda yankılandı. Atlas yerinden kalkarak, " Bu kız gerçekten deli." Dedikten sonra, " İzninizle bende biraz dinleneceğim." Diye bahane uydurup odasına yöneldi. Didem'de, " Bende Natali'ye söyleyim kahve yapsın." Diyerek mutfağın yolunu tuttu. Beyazıt, başı hâlâ önüne eğik kıza baktı. Gülümseyerek, " Gül'ün kusuruna bakma. Kız sessizken, " Gül'ün söylediği doğru mu? " Diye devam etti umutlu. " Olayları duyduğumda yüreğim öğle sıkıştıki nefes alamadığımı hissettim. " Beni mi aradın?" Şaşırdı adam. " Özür dilerim hiç farkında değilim. " O zaman daha da korktum." Diye devam etti. " Özür dilerim." " O zaman farkettimki sen benim için gerçekten değerlisin. Sana birşey olma korkusu canımı yakıyordu." Adam yüzünü kıza doğru yaklaştırarak gözlerini kızın gözlerine sabitlerken, kızın titreyen göz bebekleri karşısındaki mavilere takılı kalmıştı. Beyazıt kızın küçük çenesini büyük avucuna aldı. " O halde teklifimi kabul ediyorsun öyle mi? " Kızın gülümseyen dudakları hareket etti. " Hâlâ geçerliyse..." Mavi gözleri kahvelerde, " O halde yeniliyorum. " Evet." Dedi kız, gülümseyerek başını sallarken. Duyduğu cevap karşısında Beyazıt'ın yüreği hafifledi kuş oldu uçtu sanki. Kızın dudaklarına yaklaşarak bir buğse bırakırken Didem, " Kahvelerde geldii." Dediğinde Beyza panikle geriye çekildi.. Didem gördüğü şeyle yaptığına pişman olsada artık çok geçti. ***** Akşam yemeği saatinde Beyza dahil herkes yemek masasındaydı. Beyza ve Beyazıt sessiz, diğerleri ise göz ucuyla onları izliyorlardı. " Eee! " Diyen Gül, kaşığı ağzında gülümseyerek ikisi arasında gezdirdi bakışlarını. " Güzel haberi bizimle paylaşacak mısınız?" Beyza ellerinde çatal bıçak göz ucuyla Beyazıt'a bakarken Beyazıt gülümseyerek elini kızın masadaki elinin üzerine koydu. " Beyza yaptığım teklifi kabul etti. Gül kaşık ağzında alkışlayarak, " Tebrikleeer! Beyazıt bey ve Beyza hanım. Düğün ne zaman? " " Güül..." " Ne? Düğünsüz evlenmeyecekler heralde." Atlas gözlerini devirerek abisine baktı. " Tebrik ederim abi. " Tebrikler abi." Dedi Didem. " Nihayet mürüvvetini göreceğim." Sırıtarak devam etti. " Beyza sen almasan bu abim varya evde kalacaktı artık." " Dideemm! " Dedi Beyazıt. " Gül'ün huyu sana geçmeye başladı galiba." Bu sözle birlikte herkes gülmeye başladı. " Düğüne gelirsek. ***** Aradan bir gün geçmiş, akşam yemeğinden sonra herkes salonda oturmuş kahvelerini içerken Beyazıt önce Atlas'a baktıktan sonra, " Gül, miras konusunda ne yapmayı düşünüyorsun. Avukatlar yine ve bizzat beni aradılar. Başıboş kalan şirketin durumunun bir an önce belli olması gerekiyor diyorlar. Gül salonda oturmuş kendisini izleyen Atlas'a, Beyazıt'a ve Cihan'a baktı sırayla. Geriye yaslanıp dizlerini kendine çekerek kollarını dizlerine sararak, " Kocaman bir şirket. Dedi şüpheli sözlerle. Atlas, " Bence reddi miras yap. Dediğinde kız dudaklarını büzdü. Sonrada sanki konu kendi değil de Atlasmış gibi, yönünü Atlas'a dönerek meraklı gözlerle, " Sen ne yaptın? Diyince Atlas yine şaşaladı. " Neden soyuyorsun bunu? " Hadii... Atlas sıkkın bir nefes alıp verdikten sonra. " O piçleri hâlâ bulamadık. Gece gündüz arıyorum. Mekânın kalan kısımlarıda yıkılıyor yeniden yapılacak. " " Senin başka yerin var mı? " " Evet dört mekan daha var ama küçük." " En güzeli ve ilgi çekeni burasıydı sanırım." " Öyle. " Kız birden Beyazıt'a çevirdi yüzünü. " Şirketi batırırsam en kötü ne olur." Bu kez Beyazıt afallayarak baktı kıza. Beyazıt tam ağzını açacakken kız aniden, " Boş ver duymak istemiyorum." Dedi. Beyazıt'ın yüzü şekilden şekile girerken Gül bu kez, " Senin bir şirketin var, deneyiminde. " Elimden gelen birşey olursa elbette yardımcı olurum. Ama bu konuda " Sen ne dersin gardiyan." Dedi kız bu kez. " Sen kabul et yada etme tamamen destekliyorum. Her zaman yanında olurum. " " Tam bir kölesin." Diyen Atlas'a bakarken saniyelik bir gülümseme yolladı Cihan. " Diyelim kabul ettim." " O zaman Kızıltaş holdinge gidip avukatlarla konuşacağız. Gereken herşeyi onlar halledecekler. Ama dediğim gibi reddi mirası da düşün." Kız yerinden kalkarak merdivenlere yöneldi sessizce, " Çok uykum geldi. Yarın sabah vereceğim cevabımı." Diyerek merdivenleri çıkmaya başladı. Atlas ve Beyazıt Cihan'a baktılar. Atlas, " Hey köle! " Şuan kafası karışık olsada bence bu işi yapabilecek yeteneği var. ***** Sabah erken saatte uyandı kız. Ayağa kalkarak ellerini havaya kaldırarak yumruk yaptı. " Yapabilirim." Dedi kararlı şekilde. Sonra da, " Yapamazsam en kötü şirket batar." Dedi aldırmaz şekilde omuz silkerek. İlk iş banyoya girip hızlı bir duş aldı. Kabinden çıkıp bornozunu giydikten sonra küçük havluyu saçlarının üzerine koyarak banyodan çıktı. Tuvalet aynasının önündeki pufa oturup saçlarını önce havluyla kuruladı sonra güzelce taradı. Hava sıcak olduğu için kurutma makinesine gerek duymadı. Yerinden kalkıp dolabına doğru yürüdü. Gül desenli kapağı açarak içinden diz altına kadar gelen beyaz pileli bir etek üzerine uçuk pembe crop prenses kol bir bluz alıp giydi. Bu sırada Beyazıt, Atlas ve Didem salonda kahvaltının hazırlanmasını bekliyorlar bir yandanda yapılacakları konuşuyorlardı. Söz dönüp dolaşıp Gül ve miras işine gelince Didem, " Gül'ün bu mirası kabul edeceğini ve şirkete başkan olacağını sanmıyorum. Tamam deli dolu bir kız. Ama zeki. Bu işin sorumluluğunu almanın ne kadar zor olduğunu tahmin eder heralde. Beyaz abim bile zor baş ediyor." Didem'in sözleri Atlas'ın endişelerine biraz su serpmişti. Haklı diye düşünürken bir yandan da haklı çıkmasını umut ediyordu. Natali, " Kahvaltı hazır." Diye seslendiğinde birlikte ayağa kalkıp mutfağa geçerken Beyazıt, " Evet Gül zeki bir kız. Atlas, " Benim bu konuda.." Demişti ki kız merdivenlerin başından bağırdı. " Ben hazırım. Gidip şirketimi alalım!" Atlas yorgun sesiyle tamamladı az önceki cümlesini. " Şüphelerim var..." ******************************* Bölüm sonu canlarım.
|
0% |