Yeni Üyelik
21.
Bölüm

🌹D.M.R 21 Yeni Ceo

@azamet_29_2

" Ben hazırım. Gidip şirketimi alalım!"

Atlas yorgun sesiyle tamamladı az önceki cümlesini.

" Şüphelerim var..."

Gül koşar adım indi merdivenlerden.

" Hadi gidelim hemen."

Beyazıt ve Didem kıza, Atlas eli alnında yere bakıyordu.

" Gerçekten mi?
Gerçekten mirası kabul edecek misin?"

" Evet Akın.
Kabul edeceğim. "

" Gül iyi düşün. Bu iş evde resim çizmeye benzemez."

Sinirli bir bakış attı kız.

" Siz gelmezseniz ben Cihan'la giderim."

Diyerek kapıya yöneldi hırslı adımlarla. Atlas anında kolundan tutup geriye çekti Gül'ü.

" Otur, kahvaltını yap sonra da gidelim."

"Tamam!" diyerek hızlı adımlarla bu kez mutfağa yürüdü kız. Atlas arkadan,

" Ama şunu bilki hata yapıyorsun! "

desede cevap tamamen farklıydı.

" Acele edin."

İki adam pes edip Didem ile birlikte mutfağa geçtiklerinde Gül çoktan başlamıştı kahvaltıya.

Diğerleride masaya oturduklarında birlikte devam ettiler yemeye.

Alel acele yapdığı kahvaltıdan sonra Gül masadan kalktı. Salona geçti. Sonrada,

" Sizi dışarda bekliyorum acele edin!" diyerek kapıdan çıktı.

" Abilerim size kolay gelsin.
Gül sizi baya zorlayacağa benziyor.
Güle güleee." diyen Didem kahvaltıya devam ederken iki adam pes etmiş şekilde Gül'ün peşinden gitti.

Dışarı çıktıklarında Cihan ve Tufan ayakta kız arabanın yanında Pamuk'la oynayarak bekliyordu.

" Bu işin sonu nerde bitecek bilmiyorum abi."

" Yapacak birşey yok Atlas.
Şirket kıza kaldı. Oda başına geçmek istiyor. Bize de yanında ve destek olmak kalıyor."

" Destek olmak aklını ve yaşını büyütür mü? Şu haline bak bu kız hâlâ çocuk gibi."

" Bizim Kenan'ı yanına verelim bir süre."

" Kenan? "

" Genel sekreter yardımcımız ve danışmanımız."

" Hem akıl verir, hem takip eder, hemde bize saat saat rapor verir."

" İyi olur.
Çok iyi düşündün. Yanınada sağlam bir kaç adamımı bırakacağım. Başlarında da Şeref olur.
Şahin'in eski adamlarını değiştirmek gerek."

" E hadi acele edin biraz."

Atlas kızın şen haline baktı.

" Yinede içim hiç rahat değil abi." diyerek araca doğru ilerledi.

*****

Bir saatin sonunda Gül, Atlas, Beyazıt ve Cihan, Kızıltaş holdingde önceden Şahin'e ait olan odanın önündeydiler.

Onları Şahin'in sekreterliğini yapan kız Melike karşıladı.

" Hoş geldiniz efendim." derken karşısındaki kendinden küçük kıza bakışları şaşkınlığının derecesini gösteriyordu. Yinede sakin kalmaya çalışarak,

" Sizi bekliyorlar efendim." dedikten sonra önden kapıyı açarak yolu gösterdi. Atlas son kez şansını denemek adına,

" Gül emin misin gerçekten? "

Kızın kaşları çatılırken aniden Atlas'a döndü.

" Neden bana çocuk gibi davranıyorsunuz. Bu şirketin bana kaldığını söyleyip, başına geçmek istediğimi söyleyince sürekli emin misin diyorsunuz.

Eminim. Deneyimim olmayabilir ama kendime ve yeteneğime inanıyorum."

Kızın bakışları sinirli ve kararlıydı.
Ardından kapıya dönerken

" En kötü batar. " dedi gülümseyerek.

" Hadi." diyerek içeriye dalarken Cihan'ın gülümseyen bakışlarını görüp sinirlenen Atlas'ın sesi çıkmadı.

Kız içeri girdiğinde arkasında şaşkın iki adam bırakmıştı. Nihayet odaya girdiklerinde başkan koltuğunun önündeki koltukta oturan 2 kişi hızla ayağa kalktı. Bu iki adam Şahin'in şirketinin avukatlarıydı.

" Merhaba Hakkı bey." dedi Gül. Önceden de tanıyordu kız bu adamı. Şahin'in yaşadığı zamanlarda eve gelir giderdi.

" Merhaba Rose Hanım.
Demek kabul ettiniz. Buna çok sevindim."

" Evet Hakkı bey, mirası kabul ediyorum. Gerekli işlemler neyse yerine getirin." diyerek Beyazıt'a baktı.

" Beyazıt Bey sizde yardımcı olup denetlersiniz değil mi?" diyeren ellerini birbirine geçirdi yalvarırcasına.

" Evet elbette."

" Teşekkür ederim." dedi kız gülümseyerek.

" Şimdiden bilmenizi isteriz. Her zaman yanınızda olacağız."

*****

Dördüncü günün sabahı Gül yanında Cihan ve Şeref ile birlikte geldi şirkete.

Üç gün önce avukatların sayesinde şirket ve yönetim artık Gül'ün idaresine geçmiş Gül artık bu şirketin ceosu olmuştu. Bu durumun ardından iş dünyasında çok hızlı yayıldı 20 yaşındaki bir kızın Kızıltaş holding'in başına gecişi. Medyada, haberlerde yer aldı Gül ve şirket..

Bir çoğunun aklından şu cümle geçti. O şirket artık battı, an itibariyle kimse bu şirketle iş yapmaz.

Üç gün boyunca Atlas ve adamları Gül'ün etrafında oldular sürekli. Her ihtimale karşı yalnız bırakmadı Atlas Gül'ü. Birlikte gittiler her yere. Birlikte dolaştılar şirketin içini ve dışını. Beyazıt üç gün boyunca ilk yapması gerekenler hakkında sürekli yanında olup bilgilendirdi Gül'ü. Bir ara,

" Nasıl yapacaksın bilmiyorum ama her departmanını ve çalışanını tanıman gerekecek. Çok uzun zaman alacak bir şeyi kısa sürede yapmaya çalışacaksın. Çok zorlanacaksın Gül. Yeni olduğun, deneyimsiz olduğun ve küçük olduğun için seni kandıramaya çalışanlar olacak. Yol yakınken vazgeçebilirsin istersen." Dedi. Ama,

" Hayır istemiyorum! " cevabı aldı.

" Sadece şansımı deneyim dedim."

Dedi Beyazıt bıkkın...

" Umarım başarabilirsin."

Atlas ve Beyazıt ne derse desinler,Gül kararını vermişti bir kere. Kendi işinin başında kendi ayakları üzerinde duracaktı. Atlas'a da destek olmak ve tedbir düşüyordu.
Kıza dönerek,

" Gül...
Bundan sonra Şeref seninle olacak.
Cihan gibi yanından ayrılmayacak.
En iyi adamlarımdan bir grupda sizinle olacak artık." Dediğinde

" Neden? " dedi kız.

Bu soruyla yeniden canı sıkıldı Atlas'ın. Daha bunun sebebini anlayamazken kocaman şirkete talip olmakta neydi.
Oğlum Atlas işin çok zor, dedi yine kendi kendine. Kıza ise,

" Şahin'in adamlarına güvenemeyiz Gül. Bu yüzden." Demişti.

Sinir harbiyle geçen günlerden sonra nihayet dördüncü güne gelindiğinde haberler saman alevi gibi sönüp gitti. Atlas Şeref'ten Gül'ün yanından ayrılmamasını artık sürekli yanında olmasını istemiş, Şeref'te kabul etmişti. Zaten kıza karşı bir mahcubiyeti varken bu teklif biraz olsun kendini iyi hissettirmişti çünkü.

Bu sabahta Cihan, Şeref ve adamlarla birlikte geldiler şirkete.

" Günaydın." diyerek karşıladı sekreter kız gelenleri.

" Günaydın Melike."

" Bize kahve getirimisin?"

" Tamam, hemen."

" İstediğim dosyaları hazırladın mı? "

" Evet hazırladım."

" Öncekileri al. Elindekileride getir."

" İnceleyeceğinizi söylemiştiniz."

" Evet...
İnceledim."

" Klasorlerin hepsini incelediniz mi? "

Melike'ye inandırıcı gelmedi hiç.
Üç dört saatte inceleyeceği kadar ince değildi içerdeki on klasör.

"Evet.
Toplantıyı herkese haber verdin mi? "

" Verdim.
Yükleme bölümünden sorumluları çağırdın mı? "

" Evet."

" Giriş çıkışların tutulduğu defter ve hesapların kaydedildiği defteride getir. Kenan Beye toplantıyı hatırlattın mı? "

" Evet.."

" Güzel şimdi diğer dosyaları ve kahveleri getir lütfen."

Gül kendini izleyen iki adam Cihan ve Şeref ile birlikte odaya girdi. Masasına ve koltuğuna geçip keyifle oturdu.

" Teklif beklemeyin oturun lütfen."

Şeref odaya söyle bir göz gezdirdikten sonra,

" Değişiklik yaptırmışsın."

" Evet çok boğucu görünüyordu bende ufak bir iki değişiklik yaptım."

" Odayı tamamen mavi güllü duvar kağıdı ile değiştirmek ufak mı oluyor."

Güldü kız.

" Çok güzel görünüyor değil mi? "

" Şey güzel mi bilmem ama değişik göründüğü kesin."

O sırada sekreter kız girdi odaya elindeki kahveleri birer birer önlerine bırakarak odadan çıktı. Kahveler yudumlanırken kucağında 6 klasör ile yeniden geldi.

Yenileri bıraktıktan sonra önceki dosyaları alarak çıkarken kapıyı çekti.

Şeref çok anlamadığı için merakla sordu.

" Bu dosyalar ne? "

" Şirketin geçmişteki herşeyi.
Okuyup ezber yapıyorum diyelim.
Az önce gidenlerde şirket bünyesinde çalışanlar, cv leri ve konumlarıydı.
Neyseki hepsini kayıt altında tutmuş."

Derken güldü kız.

"Yoksa nasıl bulacaktım."

" Kızım manyak mısın bunlar ezberlenir mi? "

Cihan,

" Ezberlemeye çalışmıyor zaten.
Gül'ün okuduğu herşeyi anında hafızasına alabilmek gibi bir yeteneği var. Bu yeteneğini hızlı okuma ve anlama tekniği ile birleştirdi. Bir kitabı on beş dakikada okuyup hafızasına alabilir." diyerek bir yudum aldı kahvesinden.

Şeref kocaman olmuş şaşkın gözleriyle kıza bakarak,

" Ne diyorsun? Sen ciddi misin?
Süper zekasın yani!"

Kız gülerek Cihan'a döndü.

" Bu arada.
Gardiyan Cihan, kovuldun! "

Cihan, gülümseyen kıza bakarken Şeref duyduğu cümle ile,

" Zeki ama çatlak. " Diyiverdi.

" Hadii.
Neden kovdun şimdi köleni? "

Cihan sakin ve sessiz, Şeref yine şaşkın kıza bakıyordu hâlâ.

" Ve terfi ettin."

" Anlamadım."

Nihayet konuşmuştu adam.

" Terfi ettin." dedi kız ellerini çırparak. Hızla kahvesinden bir yudum alarak devam etti.

" Güvenlik müdürlüğüne yükselttim seni dayı. Dün gece yatakta pamuk'a sarılıp uyurken Akın geldi aklıma.."

Bir anda bir kahkaha koptu odada.
Şeref elleri karnında öne doğru eğilmiş kahkaha ile gülüyor, Cihan ve Gül ise Şeref e bakıyordu.

" Akın mı geldi aklına, hem de pamuk'a sarılırken mi? Bunu Akın'a söylemezsem çatlar ölürüm."

Gül devam etti.

" Haklıydı.
Burdaki adamlara güvenemeyiz.
Dayı, sen müdür olarak yeniden şekillendirmelisin güvenlik bölümünü.
En iyi adamlarını bulup önemli noktalara yerleştirmelisin. Tanıdıkların, arkadaşların var. Getir ve kendi ekibini kur. Önce güvenlik ve sadık adamlar...
Ne dersin? "

Cihan ve Şeref gülümsedi.
Çok iyi bir hamleydi. Önce güvenlik ve sadâkat.

" Tamam, oldu bil."

" Güzel." dedi kız keyifli.
Sonra geriye yaslanıp çekmecesindeki saplı şekerlerden birini aldı. Üzerinden renkli paketi çıkarıp ağzına koydu.

" Hmm. Portakallı.."

Cihan son yudumu içip ayağa kalkarken telefonumu çıkarıp bir arama yaptı.

"Ben çalışmalara başlayayım. Şeref sen toplantıda bile yanında ol. İşim biter bitmez bende gelirim."

" Tamamdır."

Dedi geriye yaslanıp kahvesini içerek.
Gül ağzında şeker önündeki klasörlere geçerken Şeref bir kahve daha alıp oturdu koltuğa ve kızı incelemeye başladı.

Elindeki dosyaların sayfalarını açıp yukardan aşağıya bakıp çeviriyordu sadece ona göre. Sanki resimlerine baktığı bir kitab vardı önünde. Aradan geçen bir saatin sonunda dosyaları kenara bırakıp geriye yaslandı.

" Ne yani. Bitti mi? "

" Evet." dedi kız.

" Bana sadece yüzüne baktın gibi geldi."

Kapıdan giren Melike ile kapıya döndü kız.

" Toplantı için gelmeye başladılar Rose Hanım."

" Tamam sen çıkabilirsin geçiyorum.
A! Melike! Ben salona girdikten sonra al gelenleri."

" Peki efendim."

Kız masadaki notlarını ve hesap defterlerini eline alıp,

" İlk toplantım.
Çok heyecanlıyım!
Hadi gidelim! "

Gül heyecanla ofisindeki iç kapıdan hemen yandaki toplantı odasına geçti.
Arkasından da Şeref yürüdü.
Odadaki oldukça uzun olan masanın baş kısmındaki koltuğa otururken Şeref ayakta durmayı tercih etti.

Az sonrada diğer kapıdan giren herkes sırayla ve şaşkın kıza bakarak yerlerine otururken kız gayet sakindi.
Kimse bu kadar genç birini beklemiyordu. Birde minyon olunca karşılarında sanki çocuk varmış gibi bir görüntü oluşmuştu.

An itibariyle güvenlik müdüründen genel yazı işleri müdürüne, iletişimden, depo sorumlusuna kadar amir konumundaki herkes önündeydi.
Bir kaçı ile özel konuşacak diğerleriyle tanışmış olacaktı. Toplantının amacı buydu.

Sekreter kız Melike'de gelince,

" Evet toplantıya başlayalım."

*****

" Atlas.
Atlas! "

" Efendim abi."

" Dalmışsın.
Ne düşünüyorsun? "

" Gül bugün tanışma toplantısı yapacaktı. Aklım onda.
Abi, kimse Gül'ü ciddiye almayacak gibi geliyor bana. Etrafındaki herkes onun yanında çakal kalır.
Nasıl baş edecek onlarla.
Niye böyle inat?
OOFF! Acaba yanında mı dursam hergün."

" Sen bilirsin oğlum.
Nikahlı eşisin niye burdasın diye soran olmaz. "

" Dalga geçme abi."

Beyazıt gülerek,

" Oğlum kız inatla istedi.
Yapabilirse yapar yapamazsa batar ne yapalım. Boş yere gelmedik bugün.
Çıkıp bakalım nasıl yürütüyor işleri."

Kuzey'in kullandığı araç şirketin kapalı garajına girip durdu.

Beyazıt ve Atlas inerek asansöre binip ofis katının düğmesine bastılar.
Bir dakika kadar sonra kata gelen asansörden inen abi kardeş direk kızın odasına gelerek içeri girdiler. Oda boştu.
Yandaki aralık kapıdan toplantı odasında olduklarını anlayan Atlas sessiz adımlarla kapının yanına kadar gelip durdu. Beyazıt'ta onun yanına gelerek aralık kapıdan içeriye baktılar. Kızı koltuğunda, Şeref'i de hemen arkasında dikilirken gördüler. Cihan yoktu. Beyazıt,

" Burda bekleyelim dedi kısık sesiyle. Gerekirse müdahale ederiz gerekmezse bu şekilde kendine güveni tazelenir."

İki adam kapının önünde deyim yerindeyse kapı dinlemeye başladılar.
Gül'ün sesi duyuldu.

" İyi günler beyler.
Ben Rose Kızıltaş Asilsoy."

Atlas kendi soyadını kızdan duyduğunda garip bir heyecan hissetti anlık. Gül İlk kez söylüyordu çünkü.

" Şahin Kızıltaş'ın varisi. Yani bu şirketin yeni başkanı benim.
Herbiriniz hakkında az çok bilgi edindim. İsterdim ki her birinizle özel olarak bizzat karşılıklı tanışalım ama mümkün görünmüyor.

Bu yüzden bu toplantı ile hem tanışalım istedim, hemde bazı değişiklikler olacak bunu söyleyeyim dedim.."

" Ne gibi değişiklikler."

Diyen kişi halkla ilişkilerden Önerdi.

" Şöyle ki Öner bey..
Öncelikle."

Diyerek güvenlik müdürüne çevirdi yüzünü. Gülümsedi.

" Güvenlik müdürü Cemal Bey. Şuandan sonra sizi görevinizden alıyorum."

Atlas ve Beyazıt birbirine bakarken,

" Ne?
Anlamadı!
Görevden alınmak mı? Neden? " dedi adam şaşkın.

" Yerinize Cihan Maran'ı getirdim."

Atlas ve Beyazıt yine birbirlerine baktılar. Kız odada ki konuşmasına devam etti.

"İsterseniz Cihan beyin altında çalışabilir yadan an itibarıyle ilişiğinizi kesebilirsiniz. Sadece siz değil gerekli görürsem personelide değiştireceğim.
Bu yüzden karar sizin. "

Adamın yüzü değişirken, ne söyleyeceğini bilemez şekilde bakıyordu sadece. Gül devam etti. Her birinin yüzüne sırayla ve gülümseyerek bakarak,

" Sizler bulunduğunuz bölümlerde en yetkili kişilersiniz.
Her birinizin cv sini okudum.
Yapmış olduğuz işleri ve raporlarıda.

Gördüm ki işini hakkıyla yapanlar olduğu gibi kayırma yoluyla işe alınanlarda var. Hatta birden fazla konumda olup maaş alanlarda. Cihan bey bu taşları ayıklayacak.

Şimdilik isim vermeden konuşacağım. Malûm utanmayın diye."

diyerek gülümsedi yine.

" Bazı amirler görevi dışındaki işlerede el atmış.
Bu tekrar edilmeyecek.
Her biriniz sadece ve sadece kendi görevlerinizle ilgileneceksiniz. Hem kendinize hemde altınızda çalışanlara çeki düzen vereceksiniz. Yaptığınız işleri bizzat gelip bana rapor edeceksiniz. Aksini görürsem...

Hepiniz yeni bir iş ararsınız.
Bu sebepten, ikinci bir emrime kadar genel müdürlüğü kaldırıyorum.
Derdi olan direk bana gelecek."

Kızın karşısındaki genel müdür ve herkes şaşkın kıza bakıyordu.

" Boyundan büyük hamleler."

dedi içlerinden biri kısık sesiyle. Gül duysada sadece güldü ve devam etti.

" Müdür bey.
Gördümki üç yıldır izin yapmamışsınız. Size yıllık izin kullanma şansı veriyorum. Keyfini çıkarın."

Sonunda gemilerin yükleme bölümünden sorumlu olan Halit dayanamayıp araya girdi.

" Rose hanım. Bir şey söylemek istiyorum izninizle."

Kız ellerini yanaklarını dayayarak dirseklerini masaya koydu. Gülümsedi yine. Adam kızın sürekli gülümseyen hâline sinir olsada birşey söyleyememenin baskın siniriyle bakarken,

" Tabi buyrun." dedi kız.

Şuan şirinlik yapan bir çocuk gibiydi yüzü.

" Siz bu konuma geleli henüz üç gün oldu. Bu süre içinde hem bizim hem şirket hakkında herşeyi öğrendiginizi ima ediyorsunuz ki.. Bu imkansız.
Farkında olmadığınız bir şey var."

" Öyle mi neymiş? "

" Bu şirket yıllardır belli bir sistem üzerinden işliyordu. Geleli üç gün olduğu halde köklü değişiklikler yapıyorsunuz. Bu illaki sıkıntılar ve takıntılar çıkarır. Ve tepkiler ve tehditler oluşturur.

Atlas duyduğu kelime ile sinirle çattı kaşlarını. Aba altından sopa gösteriyordu güya. Bahsettiği tehdit bizzat kendisiydi zira. Tam odaya dalacakken Beyazıt engel oldu Atlas'a.

" Rose hanım, yaptığınız çok saçma. Hem yaşınız küçük, hem denemiyiniz yok. Buna karşın buradaki hemen herkesin sizin yaşınız kadar olan deneyimlerini bir kenara bırakarak saçma şekilde yenilik yapıyorsunuz.

Size önerim hamlelerinizi dikkatli yapın. Buradaki tecrübeli insanlara daha fazla itimad göstermelisiniz. Aksi halde çalışanlarınızı ve şirketi kaybedebilirsiniz."

Kapı ardından konuşulanları dinleyen Atlas kızın yüzüne dikkat kesildi. Ne diyeceğini merak etmişti gerçekten. Kız elini çenesine koydu önce. Sonra,

" Olabilir.
Bazılarınızı ben kovacağım, bazılarınız beni beğenmeyip, küçümseyip kendisi ayrılacak. Böylelikle gençlerinde yolunu açacağız değil mi? "

Adam kızın sakinliğine gittikçe sinir oluyordu. Yüzü gülerek devam etti kız.

" Kimler beni beğenmeyip, kimler küçümseyip patron yerine koymaz ve gider bilmiyorum. Yolları açık olsun.

Ama benim kovacaklarımın başındaki kişiler siz ve yanınızdaki Nihat bey olacak."

Masaya bomba düşmüş etkisi yapan bu cümle ile Atlas ve Beyazıt dahil herkes kıza odaklandı şaşkın. Ne yapmaya çalışıyor anlamaya çalışıyorlardı.

" Ne?
Ne demek oluyor bu?
Neden kovulacak kişi oluyoruz? "

" Çünkü hırsızsınız."

Adam şok şekilde kaşları havada kıza bakarak ayağa fırladı.

" Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?
Kim oluyorsunuzda bana hakaret ediyorsunuz. Derhal özür dileyin!"

Derken yumruğunu masaya geçirdi.

Aynı anda Şeref kaşları çatık bir adım öne gelirken Atlas tükenen sabrı ile odaya daldı.

Gül hiç aldırış etmeden geriye yaslanıp bacak bacak üstüne atarak devam etti.
İşaret parmağını ikisi üzerinde gezdirerek,

" Halit bey ve Nihat bey. İkinizde birer hırsızsınız. " Diye tekrar etti inadına.

" A! bu arada..
Zeki olmayan Zeki bey... Sizde gidenlerin arasındasınız."

" Ne?
Ben mi? Bendemi hırsızım? "

" Tabiki hayır.
Siz yetenek sizsiniz! "

Halit,

" Rose Hanım.
Bana hakaret ettiniz. Bunu size..."

Demiştiki Atlas'ın sesi yankılandı odada,

" Sakın devamını getirme karışmam! "

Gül ayağa kalkıp sinirle iki elini masaya vurarak bağırdı.

" Siz ikiniz hırsızın âlâsısınız! "

Elindeki iki defteri alıp adamın önünüe fırlattı kız.

" Gelen ve giden mallar!
Gidilen ülkeler.!
Satılan ve iade olanlar.!
Alınan ve verilen paralar.!
Hepsi burada kayıtlı.!
Hesaplar üzerinde oynanmış.!
Döviz üzerinden satışlarda, kurlar üzerinde oynanmış.!
Ne yıllar ne rakamlar tutuyor.! Yanında ki yardakçı seninle işbirliği içinde.!
Hem çalmış hem çaldırmışsın.!

Ve bütün bunları anlayamayan Zekiii bey var bide tabi.

Gemilerin bakımları, onarımlarını bile olduğundan fazla gösterilerek cebine atmışsın."

Tekrar vurdu elini masaya.

" Hâlâ hakaretten mi bahsediyorsun?"

Nefes nefese yerine oturdu kız.
Sol elini yanağında dirseğini masaya koydu. Yine gülümsedi.

" An itibarıyle kovuldunuuuuz."

Dedi alaycı şekilde.

" Hiç bir tazminat ödenmeyecek. Hakkınızda çalıştığı şirketi dolandırmaktan dava açılacak.

Melike...

Avukatlara haber ver hemen açsınlar davayı."

" Peki efendim."

Hem oturanlar hem Atlas hem Şeref şok şekilde kızı izlediler.
Bu kızdan böyle cümleleri, böyle bir öfke çıkışını ve böyle bir performansı kimse beklemiyordu.

" Sanırım anlatabildim.
Bu şirket benim. Bundan sonra patronda, başkan da benim!
Ben ne emredersem yapacaksınız. "

O anda Cihan girdi içeri. Yirmi dakikadır araladığı kapıdan kızı izliyordu zira.

" Siz ikiniz yürüyün! "

Adamlar şaşkın bakarken odaya giren Beyazıt'ın işaretiyle Şeref adamların yanına gelip korkutan gözlerle yolu işaret etti. Gül,

" Toplantı bitti beyler işlerinize dönebilirsiniz."

Şeref ve Cihan adamları çıkarırken geri kalanlar odadan çıkıp işlerinin başına döndüler.
Sekreter kız da çıkınca Gül kendini geriye yaslayarak kahkaha ile gülmeye başladı.

" Yüzlerindeki ifadeyi kendileride görebilseydi keşke.
Ay çok eğlenceli bu iş. Bayıldım! "

Atlas yine ters köşe olmuş şekilde kıza baktı. Elini alnına bastırıp sinirle güldü.

Gerçekten gel git akıllı dedi içinden.
Gül yerinden kalkıp Atlas'ın yanına gelerek bir anda kollarını beline sararak,

" Teşekkür ederim.
Beni savunduğun için." derken sıkıca sarıldı Atlas'a.

Atlas hiç beklemediği bu hareket karşısında şaşkın abisine bakarken, Beyazıt işaret parmağını şakağına dayamadan daire çizerek gel git dedi dudak hareketleriyle.
Sonrada gülerek odaya yöneldi.

Kız Atlas' tan ayrılıp elinden tutarak odaya çekiştirirken Atlas'ın gözü kızın sıkıca tuttuğu eline kaydı.

Kalbini duydu sonra, kulaklarında atan...

*********************************

Evet bölüm sonu canlarım.
Gelecek bölümde görüşmek üzere.❤

 

Loading...
0%