Yeni Üyelik
34.
Bölüm

🌹D.M.R 34 Balayı

@azamet_29_2

*****

...Yaklaştı yaklaştı, arzuyla öptüğünde Gül'ün dudakları arasından bir inilti duydu. Hoşuna gitti bu inilti. İçindeki arzuyu körükledi. Dili dudakları arasından kayarak kızın dilini bulurken arzuyla öpmeye emmeye devam etti. Bir süre sonra, zorlukla geri çekildi adam. Alnını kızın alnına dayadı. İkiside nefes nefese kalmışlardı.

" Kollarımda olacağın ânı sabırsızlıkla bekliyorum Gül'üm."

*****

Milas havalimanına geldiklerinde öğleni geçmişti. Dün gece yine geç yatmış bu sabah erken kalmışlardı. Gül teyzesi, eniştesi ve Nigar ile yıllar sonra yeniden görüştüğü için çok mutlutlydu. Ama zaman az konuşacak şey çoktu. Bu yüzden gece geç saatlere kadar konuşmuş özlem gidermişledi.

Bu konuşmaların çoğunluğu yalandı maalesef. Gül yaşadıklarını değil olmasını istediklerini anlatmıştı hep.

Önceleri, yani küçükken teyze ve eniştesine çok öfkeliydi Gül. Onların yüzünden tanımadığı ve yanında olmaktan korktuğu insanlarla yaşamak zorunda kalmıştı. Herşeyi unutsa hastanede uyandığı anları asla unutamıyordu. Dili farklı rengi farklı doktorlar, bedenindeki acılar, iğneler serumlar...

Kaçmak istediği ama yakalandığı anlar. Günlerce uyutulması...

Yaşadığı kabustan beter günlerinin arasındaki tek teselli zamanları Dilara anne dediği kadının yanında geçirdiği zamanlardı.

Ama maalesef o da oğlunun acısına dayanamamış bir gece ansızın bırakıp gitmişti Gül'ü ve yine yalnız kalmıştı kız.

Bunların hiç birinden bahsetmedi teyzesine. Küçükken öfkeli olsada büyüdükçe ve kendini onların yerine koyunca affetti herkesi. Başka biri olsa ölene kadar kin tutardı. Ama Gül yapamadı. Çünkü Gül'ün kalbide, ruhuda adı gibiydi.

İşte bu yüzden...
Akşam sohbetleri uzayıp geç yatınca ve erken kalkınca yorgun bedeni yol boyunca sızıp kalmıştı kızın..

" Gül'üm.." Diyen Akın'a baktı kız uykulu.

" Uykunu alamadıysan biraz daha uyuyabilirsin." Dedi Atlas.

Zira hâlâ koltuğunda oturuyordu Gül. Atlas kıza doğru biraz daha yaklaştı. Gözleri gözlerinde ardından dudaklarında gezdi.

Daha da yaklaşırken hızla ayağa kalktı Gül. Kollarını havaya kaldırarak esnedi.

" Ne güzel uyumuşum."

Sadece zaman kazanmaktı kızın niyeti. Koltuktan kalkmasa yine öpecekti Atlas, farkındaydı. Bu yüzden kalkmıştı aniden.

Çünkü adam sevdiği kızı çok güzel öpüyor ayaklarını yerden kesiyordu. Kız öpülen dudaklarıyla kendini tutamayınca farkında olmadan inliyor, bunu duyan Atlas'ın ateşi harlanıyor, bu kez daha ateşli öpmeye başlıyordu kızı.

Bunu düşününce bile yanakları yanmaya başlamıştı Gül'ün.

Atlas kıza bakarak güldü önce. Sonra ayağa kalktı.
Yavaşça yanına gelerek kollarının arasına alıp alnına bir öpücük bırakırken kız kaçtığı yerde buldu yine kendini.

Ardından kulağına doğru kavis aldı Atlas'ın dudakları ve tenine değen nefesi.

" Uykunu almana sevindim Gül'üm. Zira önümüzdeki bir kaç gün uyuyamayacaksın."

Gül'ün mavileri irice açılırken tepeden tırnağa kıpkırmızı kesilip kalakalmıştı.

" Hadi inelim! "

Dedi aniden adamı iterek.

" Otele yerleştikten sonra daha gezeceğiz."

Diyerek hızlı adımlarla çıkışa yöneldi. Amacı kırmızı yanaklarını da alıp Atlas'tan kaçmaktı, çünkü utanmıştı.

Atlas arkadan gelip aniden yine sarıldı. Fısıltılı sesiyle,

" Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkanıdır Gül'üm."

Bu kez gerçekten alev alevdi kızın yanakları.

" Yaa Akın." Dedi yine iterek. Sonrada kapıda aldı soluğu.

Önden Gül indi, arkadan da Atlas.

Onlar için hazır bekleyen siyah Jeepe valizleri konmuş şoför açık kapı önünde yeni çifti bekliyordu.
Atlas kızın yanına gelene kadar kız derin nefesler alıp heyecan ve korkusunu yatıştırmaya çalışıyordu.

Atlas tam yanına geldiğinde elini belimde hissetti Gül.

" Hadi bin gülüm. Sıcakta bekleme.."

Bu kadar sıcak normal değildi.
Cayır cayır yanıyordu bu şehir.
Aracın arka koltuğuna geçip oturdular. Şoför de kapıyı kapatarak direksiyona geçip oturdu. Neyseki araçta klima çalışıyordu.

" Atlas bey, Gül hanım Bodrum'a hoşgeldiniz."

" Hoşbulduk Cem."

Şaşırdı kız.
Yavaşça Akın'a doğru yaklaşıp,

" Tanışıyor musunuz? "

" Cem, abimin buradaki kollarından biridir."

Anladı kız. Beyaz abi dediği adamın kolu baya uzundu. Sevinmişti doğrusu. Bu benim ve şirketim için iyi bir şey diye düşündü.

" Tatiliniz boyunca emrinizdeyim Atlas bey."

" Sağol Cem."

" Yarım saat, hadi kırk dakika bir yolumuz kaldı gülüm. Sonra otelde olacağız. Önce otele yerleşir biraz dinlenir sonra yemek yeriz."

" Tamam. Sonrada gezelim."

Atlas kıza baktı göz ucuyla.

" Acelen ne gülüm. Daha buradayız. "

Kıza doğru yaklaşarak küçük çenesini tutup kendine çevirirken eğilerek kulağına doğru fısıldadı.

" Bizim bugün başka planlarımız var unuttun mu? "

Kızın yanakları yeniden kazanırken Atlas keyifle gülümsüyordu.

*****

Araç bir süre daha yol aldıktan sonra nihayet otelin önüne gelip durdu. Cem önden inerek kapıyı açarken görevli belboylar anında aracın yanına geldiler. Yeni çifti araçtan indiğinde belboylar valizlerini alarak önde ama ağır adımlarla ilerlediler.

Cem, " Atlas Bey numaram sizde var. Ben buralarda ve her dakika emrinizdeyim."

" Sağol Cem.
Odaya yerleşelim yemeğe gideceğiz."

" Çıkarken beni çaldırın yeter. Anında burada olurum efendim."

Adam arabaya binerek uzaklaşırken kız eli çenesinde arkasından baktı.

" Seni çok mu seviyor, yoksa çok mu korkuyor."

" Ne seviyor ne korkuyor.
Saygı duyuyor gülüm.

Hadi odamıza çıkalım. "

Birlikte kapıya yürüyerek içeri girdiler. Resepsiyona yöneldi çift.
Adam anında tanıdı gelen kişiyi.

" Hoş geldiniz bay ve bayan Asilsoy. Buyrun kartınız."
Diyerek belboylardan birine uzattı kartı. Genç çocuk aldığı karttan sonra eliyle asansörü işaret ederek,

" Buyrun Atlas bey." Dedi.

Atlas ve Gül belboylar ile birlikte balayı katına çıktılar. Bu katta odalarda numaralar yoktu. Kapılar özel şekilde gelen çift için süslenirdi. Atlas'ın özel isteği üzerine ayrılan odanın kapısı mavi güller ile süslenmişti.
Birlikte odaya yürüdüler. Genç çocuklar önden, Atlas ve Gül arkadan girdiler odaya. Belboylar kartı yerine takıp valizlerini bırakarak bahşişleri kapıp çıktılar. Kız gördüğü yatağa doğru hızlı adımlarla yürüyerek yorgun bedenini bırakıverdi üstüne.

Kapalı gözleriyle dinlenmeye çalışıyordu. Duyduğu ayakkabı sesiyle gözlerini açarken bir anda üzerine eğilen Atlas'la burun buruna geldi. Adam iki eli iki yanında dayalı eğilip kızı burnundan öptü.

" Sıcak yormuş olmalı gülümü. İstersen burda yiyelim gülüm."

" Olmaz! "

Dedi kız kalkmaya çalışarak.

" Dışarda yiyeceğiz dedin."

Atlas gülümseyerek doğruldu yerinde.

" O zaman hazırlan çıkalım."

Kız hızla yerinden kalkarak önce odadaki banyoya girdi. İşlerini hallettikten sonra elini yüzünü yıkayıp saçlarını düzelttikten sonra banyodan çıkıp valizine koştu. Fermuarını açtığı valizden yazlık askılı elbisesini ve şapkasını çıkardı. Tam yeniden banyoya yönelmişti ki Atlas önünde durup burada da giyebilirdin gülüm."

Dediğinde kız omuz silkerek yeniden banyoya yöneldi. Arkasından gülme ile karışık gelen sesi duymaktan kurtulamadı ama.

" Ne zamana kadar kaçacaksın küçük tilkim."

*****

Yarım saat sonra ikiside hazırlanmış kendilerini bekleyen Cem'in yanına iniyordu. Dışarda aracın yanında bekleyen adam gelenleri görünce hemen arka kapıyı açtı. Gül hızlı, Atlas sakin adımlarla gelip arka koltuğa yerleştiler. Adam kapıyı kapatıp öndeki yerini aldı.

" Nereye gidelim Atlas Bey."

" Geçen yaz abimlerle gittiğimiz yere gidiyoruz."

" Anladım efendim güzel tercih. "

Kız aklına gelen şeyle bir anda yüzünü asarak kollarını göğsünde birleştirdi. Sonra hızla çevirdiği gözleriyle yanında oturan adama bakarak konuştu.

" Demek geçen yıl burdaydın.
Evlendiğin kızı eski kızların yanına mı getirdin? "

" Ne? " Dedi Atlas şaşkın. Gül,

" Dur Cem!
Dön geri! "

Dedi aniden.
Bu otelden de bu şehirden gitmek istiyorum. Hem Cem hem Atlas şaşkın kıza bakarken Cem'in gözleri Atlas'a kaydı.

" Gül saçmalama yok öyle birşey ne kızı. Valla iş gezisiydi. İnanmıyorsan Cem'e sor."

" Valla iş gezisiydi yenge."

" Bozacının şahidi şıracı."

Atlas girdi araya.

" Gül gerçekten abarttın. Neden yalan söyleyeyim."

Dudaklarını büzdü kız.

" Yemin eder misin? "

" Yemin ederim.
Yalanım varsa mavi güllerine hasret öleyim deli mavim. "

" Tamam inandım! " Dedi kız. Sonrada,

" Cem bas gaz çok acıktım ben!"

İki adam alık alık kıza bakarken kız keyifle camdan dışarıyı izlemeye başladı. Atlas gülsem mi ağlasam mı diye düşünürken kızın keyfi anında yerine gelmişti.

Bu kız gerçekten Deli mavi adını sonuna kadar hakediyordu.
Bir süre sonra nihayet bahsedilen mekana geldiler. Kendileri için ayrılan masada başbaşa uzun ve keyifli bir yemek yedikten sonra bol bol resimler çekindiler. Akşam üzeri dönüşte sahile inip dondurma yiyerek yürüyüş yaptılar. Sahilde de resim çekmeyi ve çekinmeyi ihmal etmediler.

Gül gün boyunca gezdiği gördüğü her yeri hafızasına kazıyarak gezdi. Çünkü ilk kez geldiği gördüğü yerlerdi. Bu güne kadar Amerika da yaşadığı için sadece internetten görmüştü buraları.

" Artık dönelim."
Diyen Atlas'la

" Tamam." Dedi kız günün anlam ve önemini unutarak.

Bir süre sonra tekrar otele geldiler. Resepsiyondan kartını alırken odaya meyve istedi Atlas. Sonrada kızla birlikte asansöre binerek odaya çıktılar. Kız yine yorgun kendini yatağa bırakırken Atlas üzerindeki gömleğin düğmelerini açmaya başladı. O sırada hızlı oda servisi kapıyı çaldı. İstenilen meyve servisi gelmişti. Atlas kapıyı açıp içeriye aldı servisi. Gelen çocuğa bahşişini verip yolladıkdan sonra üzerindeki gömleğin tamamen çıkararak banyoya doğru adımlarken kızın yanında durdu.

" Ben duşa giriyorum."

Kız bitkin yatarken zorla kaldırdığı elini sallayarak tamam dedi ve yatağa bıraktı. Baya yorulmuştu.

Atlas gülümseyerek banyoya girmiştiki kız yerinden fırlayarak banyo kapısına baktı.

" Banyo? "

Gözleri banyo kapısında kala kaldı bir süre. Adam sadece terlediği için girmemişti ki banyoya.

Yutkundu kız. Eli ayağı birbirine dolaşmaya başlarken kalbî çarpmaya başladı.

 

Loading...
0%