Yeni Üyelik
5.
Bölüm

🌹D.M.R 5 Geçmiş ve gerçek

@azamet_29_2

Bazen öyle bir güneşle uyanır ki insan,
günün başı bilinmez, sonu bilinmez.
Dönüm noktası denen bir saniye var zamanda, geçsen varılmaz, dursan kalınmaz.
Birde kader var yöneten.
Alsan alınmaz satsan satılmaz.

***************************

" Eveet.
Eşiniz de geldiğine göre artık konuşabiliriz. Daha önce de konuştuğumuz gibi biz Gül'ü evlat edinmek istiyoruz. Gerekli bütün evrakları hazırladık yani kanunen bir sıkıntı olmayacak. "

Leman:

" Yani bilemiyorum nasıl desem.
Gül uzun zamandır bizimle onu çocuklarımızdan hiç ayırmadık. İlgilendik, baktık, yedirdik, içirdik, giydirdik her ihtiyacını karşıladık.

Kardeşimin kızı. Çok isterim bizimle yaşasın ama ben, yani biz ona yetemeyiz. Konuşamıyor, okula gidemiyor, eğitim alamıyor.
Onun için üzülüyoruz.
Ama çaremizde yok. Bizimde maddi durumumuz çok kısıtlı. Okuma yazma bile öğrenemedi. Özel eğitim alması gerekiyor."

Şermin,

" Emin olun onun için ne gerekiyorsa yapacağız. En iyi okullara yollayacağız. Özel eğitim almasını sağlayacağız. Bir dediği iki olmayacak."

Adam başını önüne eğdi.
Ne kadar zengin olsamda bir evladımız olmadı. Eşim üç kez düşük yaptı. Üçüncüde neredeyse kaybediyordum onu. Doktorlar zor kurtardılar Şermin'imi. Sonunda Allah'ın dediğine boyun eğdik.
Belkide bir yetimi almamız için bize evlat vermedi diye düşündük. Sonra tesadüf işte bir gün doktor arkadaşım Gül'den bahsetti.
Gül'ün hastaneye geldiği gün oda oradaymış. Anne babası yangında ölmüş dedi. Hâline çok üzülmüş hatta.

Bizde neden olmasın dedik. Bir bebek olmasada olur, yaşı büyük olsada olur dedik."

" Ben Gül'ü çok sevdim."
Dedi kadın.

" Mümkünse hemen alıp götürmek istiyoruz."

Leman kadına baktı bir süre imali şekilde. Orhan ve Şermin ayağa kalktı. Şermin,

" Bu güne kadar onunla ilgilenmişsiniz. Çok emeğiniz geçmiş. Yaptığınız iyiliğin karşılığı değil ama bunuda hediyemiz olarak kabul edin lütfen. Bir nevi bizim kızıma bakmışsınız gibi hissediyoruz."

Diyerek Leman'ın yanındaki kocası olacak adama bir çek uzattı kadın.

Metin çekin üzerindeki sıfırları gördüğünde gözleri kocaman oldu.
Leman ile birbirlerine baktılar.
Leman,

" Şey hemen bugün mü?
Bugün olmasa. Önce onunla konuşsam anlatsam. Yarın gece gelseniz almaya."

Şermin adamın elindeki çeki geri aldı..

" Tabiki.
Siz anlatın herşeyi.
Bizde yarın gece gelir kızımızı alırız."

Adam kadının geri aldığı çeke bakarak,

" Tamam. O halde yarın gece görüşürüz." Dedi.

Şermin ve kocası Orhan,

" O halde bize müsade yarın görüşürüz."

Adam yavaş adımlarla salondan çıkarken Şermin'de Leman ve kocasına sıcak bir gülümseme bırakarak eşinin arkasından çıktı.

Kapıdan çıktıklarında az önce mahallede ağır ağır dolaşan siyah büyük lüks araç hemen kapının önünde duruyordu.

Şermin ve Orhan hızlı adımlarla arabanın arka kapısından koltuğa binerek şoförün gaza basmasıyla yokuş aşağı ilerleyerek uzaklaştılar.

Biraz uzaklaştıktan sonra kadından bir kahkaha koptu.

" Kendimi bilmesem üç çocuk düşürdüm sanacaktım Orhan. Sen meğer ne oyuncuymuşsun öyle.. "

" Bende senin önüne gelenle yattığını bilmesem iyi bir kadın sanırdım."

Dedi sırıtarak.
Şermin duyduğu cümle ile elini göğsünün içine daldırıp çıkardığı sustalıyı adamın boğazına dayarak azımsanmayacak şekilde bastırırken,

" Bir daha söylesene erkeksen.
Sıçarım senin vereceğin işede parayada. Seni şuracıkta boğazlarım, bok yoluna gidersin piç herif."

Adam başı geride gözleri kadında öylece beklerken, kadın göğsünün altında hissettiği demirle gözlerini aşağıya çevirdi.

" Kim daha hızlı denemek ister misin?"

Derken silahı biraz daha bastırdı kadının bedenine. Bu sırada öndeki adamdan uyarı geldi. Aynadan arkadaki ikiliye bakarak,

" Kesin şu hırlaşmayı!
Yarın geceye kadar sabredin! Kızı aldıktan sonra birbirinizi ister kesin ister vurun. Ama yarın geceden sonra yapın. O çocuk için bir milyon alacağız. İşi bok ederseniz sizi bir milyon parçaya ayırırım anladınız mı? "

Hem kadın hem adam ellerini geriye çekerek yerlerine yaslandılar.
O andan sonra kimseden ses çıkmadı.

******

O gece Gül koynunda sarı bukleli bebeği ile uyuduğu.
Sabah uyandığında yine yanında bebeği vardı. Kahvaltı yaparken, sokağa çıktığında yine bebeği vardı elinde. Çok sevmişti bebeğini.

Bugün sokağa resim çizmiyor evinin önünde otururken bebeği ile oynuyordu sadece.
O sırada kulağına Akın'ın sesi gelince başını kaldırıp sesin geldiği yöne çevirdi başını. Akın evinden çıkıyor bir yandanda,

" Dede ben bugün Fırat'a gideceğim. Önce maç yapacağız. Akşamda film izleyeceğiz gece gelirim."

Dedesi sadece birşeyler homurdanmıştı o kadar. Çünkü yine sızmıştı. Akın bıkkın kendini dışarıya attı. Yokuş aşağı yöneldiğinde iki ev aşağıdaki evin önünde oturan Gül'ü gördü. Bu kez resim çizmiyor bebeğinin saçlarını örüyordu. Gözleri ışıl ışıl ve çok mutluydu.

Akın kızın haline bakıp gülümsedi. Yanına kadar gelip bir dizi üzerine çöktü. Yine eliyle saçlarını karıştırarak sevdi.

" Nasılsın Mavi gül."

Kız duyduğu cümle ile garip şekilde baktı çocuğa. Kızın garipseyen bakışlarını görünce Akın,

" Gözlerin mavi adında Gül'ya o yüzden dedim. Birden aklıma öyle geldi işte."

Dedi sırıtarak.
Kız buruk şekilde baktı çocuğun gözlerine. Hüzünlendi. Bu hâlini gören Akın hemen konuyu değiştirdi.

" Bebeğin yeni mi? "

Kızın gözleri birden bebeği buldu.
Gülümsedi. Başını aşağı yukarı salladı hızlı hızlı.

" Güzelmiş.
Gözleri sana benziyor."

Diyince kızın yanakları yine al al oldu.

" Neyse ben bugün burda değilim.
Sende usluca oyna, başını derde sokma. Tamam mı? "

Kız elini dudaklarına koyarak sessiz şekilde güldü. Akın tekrar ayağa kalkarak yokuş aşağı Fırat'ın evinin yolunu tuttu. Gül kendi mahallesinde Akın, Fırat'ın yanında geçirdi günü.

&

Sonunda akşam olmuştu. Çocuklar akşam yemeği yedi ve odalarına dönmeden önce anneleri Şeref ve Nigar'ı arka balkona yolladı.

Çünkü Gül ile konuşacakları vardı.
Leman Gül'ü yanına çağırdı. Kocasınıda yanına alarak mutfağa geçtiler.

" Otur."

Dedi kıza sandalyeyi göstererek. Gül sandalyeye otururken bebeği yine kucağında, gözleri ise bir teyzesinde bir eniştesindeydi.

Leman,

" Gül...
Bebeğini çok mu sevdin? "

Kız başını salladı. Gerçekten çok sevmişti. Şuana kadar hiç kendi oyuncağı olmamıştı.

Leman devam etti.

" Peki Şermin hanımıda sevdin mi? "

Kız başını salladı evet anlamında. Çünkü bebeği o vermişti.
Eniştesi Metin girdi söze.

" Bak Gül.
Sana bir şey söyleyeceğiz. Şermin hanım ve Orhan Bey'in üç tane bebeği ölmüş. Yani çocukları yokmuş.
Ve seni çok sevmişler.

Şermin hanım ve Orhan bey seni evlat edinmek istiyor. Yani Gül bizim kızımız olsun diyor. Ne dersin? "

Kız şuana kadar boş boş dinlemişti konuşulanları. Ama bizim kızımız cümlesiyle anladı durumu.

Hızla yerinden kalktı. Dolu gözlerle hızlı hızlı iki yana salladı başını.

Leman,

" Bak kızım..
Şermin hanımın çok parası var. Bizim gibi fakir değiller. Sana bir sürü bebekler, oyuncaklar, elbiseler,ayakkabılar alırlar. Özel okula yollarlar okuma yazma öğrenirsin. Konuşabilmen için doktora götürürler. "

Kız duyduklarından sonra elindeki bebeğe baktı. Sonra da hızla yere fırlattı. O bebeği istemiyordu artık. Ellerini masaya koyarak ağlayan gözlerini teyzesine çevirerek başını yine iki yana salladı hızlı hızlı. İstemiyordu. Bu evden gitmek bu mahalleden ayrılmak istemiyordu. Hem Akın'ı da özlerdi. Dahada arttı göz yaşları. Metin,

" Bak Gül."

Dediğinde Leman elini adamın elinin üzerine koydu.

" Tamam canım.
Gül istemiyormuş. Zorlamayalım. "

Gül gözlerini silerek baktı kadına. Masanın kenarından geçerek minnetle teyzesine sarıldı ilk kez.

" Tamam."

Dedi kadın.

" Hadi gidin yatın uyuyun."

Kız sevinçle çıktı mutfaktan. Ama artık bebeği sevmiyordu. O yüzdende almadı yanına.

" Leman.
Ne oluyor neden öyle söyledin? "

" Zorlasaydık iyice ağlayacaktı. Rahatlasın rahatça uyusun istedim.
Şermin hanım ve kocası geldiğinde Gül uykuda olur. Biliyorsun uykusu ağır. Uyurken götürürler.
Uyandığında kendini daha güzel bir odada bir sürü oyuncağın, güzel kiyafetlerin içinde bulunca ağlamaz, kolayca alışır."

" Doğru söylüyorsun. " Dedi adam.

&

Artık gece olmuş çocuklar yataklarında mışıl mışıl uyuyorlardı. Leman ve Metin mutfakta bir yandan konuşuyor, bir yandan çay içiyor, bir yandan da camdan dışarıya bakarak gelecek arabayı kolluyorlardı.
Adamın gördüğü çek gözlerinin önünden gitmiyordu. Alacağı para ile neler yapılır diye şimdiden hayal kurmaya başlamıştı bile. Hem Gül rahat edecek hem de biz. Dedi içinden.

Az sonra kapının önünde araba motor sesi duyuldu. Adam kalkıp camdan baktığında,

" Geldiler." Dedi.
Leman yavaşça ayağa kalkarak kapıya ilerleyip yine yavaşça kapıyı açarken içine bir sızı düştü.

Yine de Gül için iyi olacak.

Dedi içinden. Oysa kapıda bekleyen iki şeytanı tanısa bunu söyleyemezdi.
Açılan kapıyla karşısında Şermin ve Orhan'ı gördü. Kadın Gül'ü almak için odaya giderken kocası,

" Gül ile konuştuk.
Önce istemedi. Ama güzel bir eve gittiğini görünce alışacaktır. Yalnız alışması uzun sürebilir lütfen sabırlı olun. "

" Siz hiç merak etmeyin."

Dedi kadın.

" O bizim için çok kıymetli. Cennet gibi bir evde hissedecek kendini."

Bu sırada Leman kucağında pikeye sarılı Gül ile geldi.
Gül rüyalar aleminde gezerken bedeni elden ele geçti.

Leman kardeşinin kızını, bir organ mafyasının adamının kucağına bıraktığını bilse vicdan azabından ölürdü oracıkta. Kadın kızı kucağına alıp arabaya dönerken adam cebinden çıkardığı sahte çeki Leman'ın yanında bekleyen kocasına uzattı. Adam çeki alırken kadın,

" Şey...
İstediğimizde zaman ziyarete gelebilirmiyiz? "

Dedi Leman son kez arabaya bindirilen Gül'e bakarken.

Orhan,

" Tabiki kapımız her zaman size açık. Ama hemen olmaz.
Malûm alışması için zaman gerekecek. "

" Doğru." Dedi kadın safça.

Orhan'da ayrılıp arabaya bindikten sonra araç hızla haraket etti. Gül'ün hayatı o gece değişti.

Yokuş aşağı inen aracı kullanan Sadi,

" Şüphelenmediler değil mi? "

" Bu ikisi tam bir salak." Dedi Orhan.

Bu sırada aniden uyanan kız gözlerini açıp kendini bir arabada bulunca korkuyla doğruldu yerinde. Orhan ön koltuktan, Şermin hemen yanındaki kıza baktılar.

Şermin,

" Merhaba güzel kız."

Dediğinde kız dahada korkarak ağlamaya başladı. Ne olduğunu anlamıştı. Teyzesi onu almalarına izin vermişti. Korkuyla kapının koluna yapışarak açmak isteyince yanında oturan Şermin kızı kolundan tutarak geriye çekti.

" Gel buraya yaramaz nereye gidiyorsun? "

Derken Gül, birden kadının onu tutan kolunu bütün gücüyle ısırınca kendini geriye çekti kadın. Kızda hızla açtığı kapıyla dışarıya attı kendini.

Araba ara sokakta hızlı gidemediği için bir kaç sıyrıkla kurtarmıştı Gül. Yerinden ağlayarak kalktı kız.
Sadi arabayı durdurarak,

" Yakalayın şu veledi! "

Dedi bağırarak.
Firen yapan bir araba sesi, koşarak kaçmaya çalışan bir kız, ve karanlık sokakta olayı gören bir çift kara gözün sahibiydi, gecenin oyuncuları.

Akın gördüğü şeyle hızlanarak yaklaştı araca. Bir kadın bir kızı zorla yakalayarak siyah bir arabaya sokmaya çalışıyor, kız ise debelenerek kadının elinden kurtulmak için uğraşıyordu. O an fark etti.
Araba dün gördüğü siyah şüpheli araba, küçük kız ise Gül'dü.

" Gül! diye bağırarak, koşmaya başladı Akın arabaya doğru. Ama yetişemedi. Kadın Gül'ü zorla arabaya sokmuş Orhan'da hemen yanlarına binmiş Sadi çoktan gaza basmıştı.

Akın arkalarından koşarak bağırdı.

" Güüll! "
Bırakın lan!
Bırakın Gül'ü bırakıın! "

Akın hem arkalarından koşuyor hem bağırıyordu. Gül ise arka cama dayanmış vurarak Akın'ın yetişme ve kurtarma çabasının izliyordu sadece. Ama olmuyordu. Ne Gül kaçabiliyor ne Akın arabaya yetişebiliyordu.

" Yardım ediiinn!
Gül'ü kaçırıyorlar!
Kimse yok mu laaann!? "

Akın avaz avaz bağırsada gecenin karanlığı sesini yutuyordu sanki. Kimse görmüyor kimse duymuyordu yardım çığlıklarını.
Yokuş yol bitmiş araba caddeye inmişti artık. Akın ise hâlâ nefes nefese arabanın peşindeydi. Pes etmiyor koşmaya devam ediyordu.
Sonunda araç trafiğe girerek hızlanırken Akın hiç bakmadan fırladı yola. Tek düşündüğü Gül'ü onlardan kurtarmaktı. İşte o an kader dâhil oldu bu oyuna.

Bir anda yola fırlayan Akın'a çarpan araç ile Akın arabanın kaputunun üzerinde kalırken hızla firene basan araçla çocuk kaputun üzerinden yere düştü tekrar. Yere çarptığı alnından yüzüne akan kanla öylece yerde kaldı. Gül annesininin ve babasının ölümünden sonra hayatının en kötü sahnesini izlemek zorunda kalmıştı.

Gördüğü görüntü gözlerinden beynine, beyninden, diline, dilinden dudaklarına aksetti.

Son ses bir çığlık koptu aracın içinde.
Şok geçiren kızın gözleri kaydı, sesi kesildi geriye doğru düştü.
Çekildiği karanlığa doğru kaydı gitti ruhu.

******************************

Evet bölüm sonu canlarım.
Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

 

Loading...
0%