Yeni Üyelik
10.
Bölüm

🔥D.10 Yeniden kaç

@azamet_29_2

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın artık lütfen.

************************************

Alev. Kapıyı açtığı anda Zafer ile göz göze geldi.

Zafer önce kıza sonra elindeki silaha baktı.
O ve adamlar anında silahlarını çekerek Aslı'ya çevirdiler.

Alev. Elindeki silahı sırayla hepsine doğru tutarak.

"Kıpırdamayın.
Hiç acımam vururum."

Zafer:
Silâhı kıza dönük şekilde,

"Abi.!!" Diye bağırdı, içeriye doğru.

Ferman içerden,

"Sakın bırakmayın!"
Diye bağırırken , eli ensesinde kapıdan dışarı adım attı.
Başı hala acıyordu.
Kötü vurmuştu Alev şişeceği belliydi.

Başına aldığı darbe onu etkisiz hale getirememişti ama sarsmıştı.
Adamlarına,ateş etmeyin kimse ona zarar vermeyecek dedi yüksek sesle.

Alev'e döndü tekrar.

"Gitmek istiyorsan engellemeyeceğim. Şerefim üzerine yemin ederim
seni durdurmayacağım.
Ama iyileşince git.
Bu şekilde gitme.
Aslı'ya zarar verirsin.
Zaten yaralısın, çok uzağa gidemeyeceksin bırak inat etmeyi.

Alev göz ucuyla kendisine bir baktı.
Üzerinde sadece askılı badisi, kolunda kanlı bir sargı, dağılmış saçları ile şuan hiç de iyi görünmüyordu. Yinede Ferman'a dönerek,

"Sana söyledim, sen karışma."

Alev, adamlardan birine bahçedeki arabayı göstererek,

"Çalıştır." Dedi.

Tabi adam önce Ferman'a baktı.
Ferman da hiç bir hareket olmadığı için onay alamadı.

Alev'de önce Ferman'a baktı.
Ferman kollarını göğsünde birleştirerek alaycı bir bakış attı.

Alev kaşlarını çatarak tekrar adama döndü
Alev kaşlarını çatarak tekrar adama döndü.
Bacağına nişan alarak tetiğe bastı. Vurduğu adam,

"Ahh!!" Diye bağırarak yere devrildi.

Ferman Alev'e,

"Şuan benim sana olan hoşgörümü sonuna kadar zorluyorsun.
Başka biri olsa şimdiye kadar çoktan kafasına kurşunu yemişti." Dedi.

Alev,
Ferman'a sakin şekilde baktı sadece.

Ve yanındaki diğer adamada,
"Çalıştır," Dedi.
O da önce Ferman'a baktı.
Ferman hiç hareket etmedi.
O da onay alamadı yani.

Alev alaycı bir gülümseme ile Ferman'a doğru bir bakış daha atıp bu adamıda kolundan vurdu.

Bu adamda yere düştü inleyerek.

Alev:
"Bir sonrakinin kafasına sıkacağım." Dedi.

Sonrada diğer bir adama,

"Çalıştır." Dedi.

O adamda çaresiz Ferman'a baktı.
Bu arada Zafer arkadan kaş göz işaretiyle birşeyler anlatmaya çalışıyordu.
Ferman başıyla onaylamak zorunda kaldı adamı.

Adam arabayı çalıştırıp arabadan çıktı.

"Alev!! Bak! Son kez söylüyorum.
Bu şekilde gitme."

"Neden, Aslı'yı bu kadar düşünüyorsun.
O senin için sadece bir yabancı."
Arabaya binerken son kez geri dönerek sordu Alev.

"O gece beni kurtardı. Can borcum var ona."

"Nereden biliyorsun onun olduğunu.
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun."

"Oydu biliyorum.
Nefes alabilmem için bana nefesi verdi."

"Hıh! Öyle olsun bakalım."

"Ya.. Nasıl girdin eve , onu söyleseydin bari."

Dedi, Kerem arkadan gelerek.

Ferman Kerem'e bakarak şuan en önemli şey bumu bakışı attı.

Alev "Noel baba bıraktı,"
Dedi gülerek ve arabaya bindi.
Gazı öyle köklediki araba kalkmadan önce arka lastikleri yandı resmen.
O hızla, bahçeden çıkarak sağa dönüş yapıp ilerledi.

Ferman Zafer'i çağırdı yanına.
Gözleri hâlâ giden arabaya bakarak. Zafer'in yakasından tuttu çekti.

"Ne anlatıyordun kaşınla gözünle lan."

Hâlâ gözü arabayı uzaktan takipteydi.

"Abi araba da benzin çok az.
Bu kız yaralı halde bu arabayla çok uzağa, istesede gidemez."

Ferman kafasını yavaşça Zafer'e çevirdi.
Yüzünde inceden bir gülümsemeyle.
Omuzuna vurarak "Arabayı getir." Dedi.

Bindikleri arabayla kızın gittiği yola doğru hızla ilerlediler.

Bir süre sonra.
"Nerde lan bu kız. Hani benzin azdı."

"Abi yol boyunca kimseyi görmedik.
Önümüzde olması gerekli."

"Ama yok işte, hani uzağa gidemezdi lan."

Zafer'in.
Aniden işte orada abi ilerde, demesiyle uzakta görünen arabaya baktılar.
Iki dakika sonra arabanın arkasında durdu Zafer.
Arabadan yavaşça inerken, Zafer silahını belinden çıkardı.
Ferman ne yapıyosun der gibi bakınca,

"Tedbiren abi. Senin güvenliğin için."

Ferman derin bir nefes çekip bıraktı.
Yavaşça arabadan inip öndeki arabanın şoför koltuğuna doğru ilerledi.

Camdan baktı önce. Kız kapıya yaslanmış sadece direksiyona bakıyordu.
Ferman cama tıkladı.
Hareket olmadı. Kapıyı açınca kız dışarı doğru kayarak düşecekken Ferman kucakladı kızı.

"Alev."

Dedi.
Kızın yüzüne sinirden çattığı kaşlarıyla bakarak.

"Sana demiştim şimdi gitme diye.
Gördüğün gibi çok uzağa gidememişsin. Katır gibi inatçısın.
Ceza olarak seni burada ölmeye bırakmalıyım belkide."

Dedi zayıf çelimsiz kızı yavaşça kucağına alırken.

"ASLI...

Hıı...!

Adım....

Aslı...."

Dedi Aslı yorgun gözleri ile adamın gözlerine bakarken.

Ferman, şaşkınlık ve rahatlamanın verdiği hisle Aslı'ya bakarken,

Aslı:
"Şuan ikinizdende nefret ediyorum." Dedi.

"Alev'i bilmem ama beni seveceksin bence üzülme."

Kız kucağında hızlı adımlarla arabaya döndü Ferman.

"Zafer hastaneye gidiyoruz."

"Tamam abi."

"Şuan daha farklı görünüyorsun.
Gözlerin o geceki gibi bakıyor."

"Neden bırakmadın öleyim.
Keşke bıraksaydın. Artık gerçekten yorgun hissediyorum.
Yoruldum."

Dedi Aslı, gözünden bir damla yaş firar ederken.
Birincisi sadece şaka yaptım.
O yara birini öldürmez.
İkincisi.
"Çünkü sana can borcum var."

"Ödemek istermisin?"

"İsterim." Dedi Ferman kararlı şekilde.

"Beni burada bırak ve git."

"Olmaz."

"Neden."

"Benim yaşamam için uğraşan birini bu halde bırakmam.
Seni çok aradım. Hastanede gözümü açar açmaz seni bulmalarını istedim ama bulamadılar.
Neden gittin?
Başka biri olsa orada bekler ve hayatımı kurtarmanın karşılığında tomarla para isterdi.
Sen ise hem sesini, hem parmak izlerini gizlemek istedin. Neden?"

"Geri dönmem gerekiyordu.
Hem gitmeden önce adamına yerini söyledim işte yeterli."

Zafer hemen söze girdi.

"Hayır söylemedin.
Sadece resim ve konum attın."

"Hıı! Sağ kol sendin demek."Dedi Aslı.

"Neyse yorma kendini önce hastaneye gidelim yarana baksınlar. Sonra da eve gideceğiz.
Bundan sonra benim evimde kalacaksın. Hastanede kalmayacaksın artık.

Aslı.
"Hayır olmaz buna gerek yok."

Diyerek aniden kalkmak isteyince canının on kat fazla acıysıyla,

" Ahh!! "
Diyerek kalkmak istegi kucağa gerisin geri yattı.
Zaten açılmış olan dikişler biraz daha açılmıştı.

"Kıpırdama be kızım bi rahat dur. Daha kötü olacak kolun, kullanamayacaksın sonra."

"Hayır olmaz diyorum."

"Olur."

"Olmaz."

"Ooluur. "

"Olmazz."

"Aslı sus ve kıpırdama artık."

Aslı çaresiz gözlerini kapatıp yavaşça Ferman'ın kucağına bıraktı kendini.

Gözlerini tekrar araladığında gördüğü ve duydugu hisle istemeden mest oldu.
Şuan baktığı açıdan Ferman'ın kendisine merakla ve ilgiyle bakan gözleri.
Yakışıklı yüzü , köşeli çenesi bir iki günlük kirli sakalı, ince gömleğinin açık olan üç düğmesi arasında görünen geniş göğsü , üzerinde yattığı için hissettiği kaslı kolları ve eşsiz bir parfüm kokusunu vardı.

Gözleri dudaklarına kaydı istemeden.
O geceyi hatırladı. Dudaklarının Ferman'ın dudaklarına değdiği ana döndü.
O an sadece bir insanı kurtarma içgüdüsüyle hareket etmişti.
Ama şimdi o anı hatırladığı için yanaklarına kan yürümüş vücudunu sıcak basmıştı resmen.
Ellerini bir titreme tutmuştu.
Hızlıca gözlerini kapatarak bakışlarını başka yöne çevirdi.

Aniden yüzünde hissettiği el ile nefesini tutarak tekrar Ferman'a baktı.

"Senin ateşin var.
Zafer hızlan koçum."

"Tamam abi geldik zaten."

Aslı utancından dahada kızararak hiç birşey demeden gözlerini yeniden kapattı.

Hastanenin acil girişine geldiklerinde Ferman arabadan inerek Aslı'yı kucağına aldı ve içeri girdi.
İlk önce acil müdahale odasına alındı Aslı. Yolda Zafer'in haber verdiği Kağan da arkalarından odaya girdi.

"Yinemi?"

Dedi gayri ihtiyari Ferman'a bakarak.

"İşinle ilgilen Kağan."

Dedi Ferman soğuk sesiyle.

"Hiç kaldıracak halde değilim."

"Tamam ya."
Çık dışarıyada o zaman ilgilenelim.

Kağan Aslı'nın yarasıyla ilgilenirken Fermanda kapının önünde bir ileri bir geri dolaşıp durdu.

Yarım saatin sonunda Kağan dışarı çıktı.

"Nasıl oldu?"

"İyi, yara açıldığı için biraz kan kaybetmiş. Birazda mikrop kapmış.
Temizleyerek yeniden dikiş arttım.
Askıya aldım. Kullanmasa iyi olur.
Ağrı kesici ve sakinleştirici ilaç verdim.
Kendini yormasın dinlensin."

"Gidebilir miyiz."

"Evet."

"Güzel. Zafer arabayı kapıya getir."

"Hemen abi."

Ferman odaya girdi. Aslı sedyede başı önüne eğik yeri izleyerek oturuyordu.
Ferman, yanında durarak ellerini cebine soktu.

"Nasılsın."

Aslı başını kaldırarak Ferman'a baktı.

" İyi. Artık gidebilirsin beni buradan alırlar."

"O halde gidelim."

Dedi, Ferman kızı kucaklarken.

"Dur! Ne yapıyorsun bırak indir beni."

Bugünden sonra seni bırakmam. Hep benim yanımda kalacaksın.
Tâkii ben gitmene izin verene kadar.

"A.. ama bu..ol.m z..."

Ferman kucağında ki konuşan kızı hiç duymadı.
Sanki insan değilde saman taşıyor gibi
hiç zorlanmadan dışarı çıkıp.
Arabaya doğru ilerledi.

"Aslı."

" Yine ne var bi bitmediniz gitti."

" Ne kızıyorsun yaa."

" Ne mi kızıyorum. Şu halimize baksana bir. Hepsi senin yüzünden."

" Elimden gelse benzin dökecem üzerine sonrada yakacam. "

" Bi susta dinle."

" Allahım sabır yarabbim."

" Biz zaten o eve girerek kağıdı alacaktık ters tepti. Şimdi Adam seni gönüllü o evde tutmak istiyor.
Hem orada kalıp hemde kağıdı daha rahat arayabiliriz. Bu gıcık herifin sana olan ilgisini kullanabiliriz.

"Ne diyorsun sen yaa."

"Duydun işte bu adam sana vurulmuş bence. Bakışlarını gördüm."

"Çüşş... Gözün çıksın Alevv.
Kapa çeneni artık."

Ferman.
Kızın bağırma sesiyle.

"Alev'lemi kavga ediyorsun yine.
Kesin benimle ilgili değilmi."

"Haah! Şeyy... Evet."

"Yine ne dedi bana,söyle. Alışıyorum artık galiba."

"Gıcık herif dedi."

"Alev gıcıklıktan yana beni katlar."

"Bak! Teşekkür ederim ama gelmek istemiyorum. Beni yere indir başımın çaresine bakarım."

Ferman sinirli şekilde, kızın gözlerine baktı.
"Birincisi, ben birşey söylediysem kimse itiraz edemez, hiç sevmem.
İkincisi bana anlatacağın şeylerin olduğunu düşünüyorum."

Kızın şaşkın birazda korkulu bakışları eşliğinde arabaya geldiler.
Zafer kapıyı açmış bekliyordu.
Ferman kızı arka koltuğa yavaşça bıraktı yanınada kendisi bindi.

"Eve gidiyoruz koçum."

"Tamam abi."

Yol boyunca kimse konuşmadı.
Eve gelindiğinde.
Ferman , önden indi sonra da kızı kucağına alarak çıkarıp evin kapısına kadar geldiğinde adamlardan biri kapıyı açtı.
Içeri girdiklerinde salonda ileri geri yürümekte olan Kerem hemen yanlarında aldı soluğu.

"Nerde kaldınız yaa. Öldüm, burda meraktan.
Telefona neden bakmıyorsunuz.
Keşke benide yanınıza alsaydınız.
Nerede buldunuz.
Çok uzağa gitmişmi.
İyimi. Yoksa, kötümü.
Neden kucağında.
Kolu niye askıda. Yinemi vurdun kızı.
Niye ku.. caa..ğğ"

"KEREEEEEEMMMMM!

Bi sus lan! Motorun soğusun lan!
Sende nasıl çene var oğlum.
Çekilde geçelim bi.
Yarın konuşuruz."

Kerem sanki birşey olmamış gibi nefes alıp verdi.

Ferman odasına çıkarak kızı yine aynı yatağa bıraktı.
Sonrada omuzlarından itekleyerek yatırdı.

"Şimdi uyu dinlen...

Daha sonra konuşacağız."

***********************************

Evet bu bölümde bitti.

Loading...
0%