Yeni Üyelik
11.
Bölüm

🔥D.11 Konuşma

@azamet_29_2

"Uyu ve dinlen.
Daha sonra konuşacağız."

"Uykum yok şimdi konuşalım,sonrada bırak gideyim."

"Şimdi konuşmayacağız.
Dinlenmen lazım, uyu ve dinlen."

" Bana ne yapacağımı söyleme.
Ne konuşacaksan konuşalım. Sonra da bırak gideyim."

Ferman ellerini ceplerine soktu.

"Ne istersem yaparım."

"Beni burda tu.ta.mazz. ssınn.
Hele hele zorla hiç tutamazsın.
Ya konuş ya bırak."

"Tu -ta- rım."

"Hem sana ilaç vermedi mi Kağan. Sen niye ayaktasın hâlâ.
Uyuman gerekirdi."

"Bağışıklık kazandım çünkü."

Dedi, Aslı.
Sinsi bir gülümseme vardı dudaklarında.

"Senin Kağan doktor bunu bilmediği için düşük doz vermiştir."

"Pekala..İyi dinle.
Birincisi.
Seni burda zorla tutabilirim.
Çünküü. Dün bu eve kendin, gizlice girdin.
Evimi karıştırırken gördüm seni.
Kaçacakken vurmak zorunda kaldım.
Polis bu hikayeyi beğenecektir.
İkincisi.
Benim hayatımı kurtardın.
Bu yüzden polis çağırmayıp konuşarak halledeceğiz herşeyi.
Senden sorularıma cevap almadan seni bırakmam.
Yarın bana herşeyi anlatacaksın.
Şimdi itiraz etmeyeceksin,yataktan kalkmayacaksın.
Yarın konuşacağız."

Ferman arkasını dönüp kapıya doğru giderken.
Aslı yatağın kenarına oturdu.

"Sabahı falan bekleyemem ben.
Şimdi konuşalım o halde.
Ne soracaksan sor, sonrada bırak yakamı."

Ferman derin bir nefes verdi.
Tartışmak yerine yeniden kapıya yöneldi.

Aslı:
"Hey bana arkanı dönüp gidemezsin."

Diyerek, yerinden hışımla kalkıp ona doğru giderken birden başı döndü sendeledi, gözü kararınca dünya ayağının altından kaydı sanki.

Ferman Aslı'nın durumunu farkedip, geriye doğru düşen kızı hızlı bir şekilde belinden tuttu.

" Söz dinlesene be kızım.
Birde bağışıklığım var diyor.
Demek ki bağışıklığın buraya kadarmış."

Sonra, kızı koluna dikkat ederek yavaşça kucağına aldı.
Yatağa yatırdı,üzerini örttü.
Yüzüne gelen saçlarını geriye doğru kulağının arkasına aldı.
Elinin tersini yanağına koydu.
Sonra doğruldu ve kapıya yöneldi.
Aklına gelen şeyle bir anda durdu Ferman.
Geldiği gibi görünmeden kaçabilirdi.
Hâlâ anlayamamıştı görünmeden eve nasıl girebildiğini.

Bunu düşününce kapıyı kilitleyip odada kalmaya karar verdi.
Odadaki yedek yastıklardan birini çiftli koltuğa koyup sığabildiği kadar yatarak gözlerini kapatıp düşündü.

"Bu bacaksız kız bu eve nerden girdi. Dışarda her yerde kamera var. Adamlar sağlam, bu işte bir iş var kesin."
Düşünceler arasında uyuya kaldı. Ferman.

*****
ALEV'DEN.
Sabah kolumdaki ağrı ile uyandım. Önce,neredeyim diye etrafa bakındım sonrada kolumdaki askıya.

Olanlar aklıma gelince hızla yatakta doğruldum.
Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım ve ayağa kalktım.
Hızlı kalktığım için birden başım dönünce dengemi kaybedip yere düştüm.
Düşerken de yatağın yanındaki komodine çarptım.
Kolumu askıdan dolayı kullanamadığım için kalkmaktada zorlandım tabii.

Çıkan gürültüyle,yeni fatkettigim Ferman hızla kalkıp yanıma geldi.

"İyimisin, neden kalkıyorsun?"

Yere yanıma çökerek arkamdan elleriyle koltuk altlarımdan tutarak beni kaldırırken,

"Biraz dikkat etsene ne acelen var.
Kalan yerlerini de yaralayacaksın."

"Haa!!
Sen burdamıydın.
Ne işin var burada senin.
Sapıkmısın?"

"Ne demek ne işin var.
Burası benim odam hatırlatırım."

"Ha Ha.
Hatırlattığın iyi oldu."

"Ben sana ondan uzak dur demedim mi.

"Uzak dur? Ondan!!"

"ONDAN!!"

"Ahh yinemi !! "
Dedi Ferman sağ eli saçlarını arasına giderken.

"Yinemi derken."

"Sen.
Alev'sin!"

"O kalın parmağını burnuma uzatma."

"Evet. Alev olduğun belli."

"Aslı yok gelmeyecek.
Seninle uğraşmasın kızcağız."

FERMAN'DAN

Sabah bir gürültüyle fırladım yerimden. Birde baktım Aslı yerde dizlerinin üzerine çökmüş.
Bir anda kalktığı için başı dönmüş olmalı diye düşündüm.
Hemen yanına gelip tutarak kaldırdım.
Bana,

"Uzak dur ondan."

Diye çemkirince anladım Alev olduğunu. Bu kız neden Aslı yatıp Alev kalktı şimdi.

Alev,daha sinirli daha korumacıdıydı.
Daha aksi ve daha tehlikeli.
Gözümün önünde hiç acımadan 2 adamımı vurmuştu. Başkası yapsa yaşatmazdım ama onun yeri ayrıydı bende.
O an aklımda çakan şimşekle Alev ile daha iyi anlaşabiliriz belki diye düşündüm.

Sakince yatağa oturttum.

"İyimisin?"

"Sanane.
Seni ilgilendirmiyor."

"Gördüğüm kadarıyla iyisin.
Tamam o zaman."

Dedim ve kapıya doğru ilerleyip çıktım. Gülce'nin odasına giderek dolabından Aslı'ya uygun mavi bir gömlek alarak döndüm.
Hâlâ odanın ortasında ayağını ovuyordu.

"Üzerini değiş.
On dakikaya aşağı ol.
Yapamazsan yardım edebilirim."

"İstemez. Defol git."

İyi o halde on dakikaya aşağıda bekliyorum.
Kahvaltı hazırdır.
Yemek yemezsen zayıf düşersin.
Hadi bekliyorum."

Diyerek çıktım odadan.
Arkamdan bir şeyler söylediğini duydum. Küfrediyordu büyük ihtimalle.
Önce giyinme odama gidip hızlıca hazırlandım.Küçük koltukta yatmanın verdiği kasılmalarımdan kurtulmak için esneyerek indim merdivenleri.

Sırtım tutulmuştu resmen.
Mutfağa girdiğimde Kerem çoktan masaya oturmuş.
Bir yandan kitabını okuyor bir yandan ağzını dolduruyordu.

" Hayırdır. Ne bu acele."

"Bogon sonovom vor."

"Oğlum yavaş ye boğulacaksın."

"Bogolmom."

Aslı'nın yani Alev'in gelip gelmeyeceğini bilmiyordum.
Gelirse süpriz olacaktı.
Beş dakika sonra burnuma gelen yasemin kokusu ve ayak seslerinden Alev'in geldiğini anladım.

Kerem:
"Sen.." Dedi. Alev'e bakarak.

"Otur.
Demek inmeye karar verdin Alev.
Kahvaltını yap ve ilaçlarını al."

Diyerek ilaçlarını önüne bıraktım.

Kerem:
"Alev derken.!
Sen yoksa.. Oo.. Dünkü...İkinci.. kişilik mi.."

"Sen işine bak ufaklık."

"UFAKLIK.?
Neden, bu kadar sinirlisin?"

"Neden, bu kadar meraklısın?"

"Sen. Neden...?"

Atışmalarını bölerek,

"Kerem sen okula."

"Yaa!
Şu sınav niye yarın değil ki.
Şimdi buradaki herşeyi kaçıracağım.
Olmazki.
Ama akşam her şeyi anlatacaksınız, tamam mı?"

"KEREM!!"

"Tamam ya.. Gittim." Dedi Kerem.

Alev'in yanından dikkatli şekilde yan yan geçerek mutfaktan çıkarken.

Alev karşıma geçerek.

"Aç değilim ne söyleyeceksen söyle artık.
Sıkıldım."

"Önce kahvaltını yap."

"Aç değilim. Ne öğrenmek istiyorsun."

"Neden sen geldin konuşmaya." Dedim kollarımı göğsümde bağlayarak.

 

"Öyle gerekti. "Dedi.
Bir yandanda zaten doğru takamadığı kolundaki askıyı çıkarmaya çalışıyordu.

"Aslı'nın benimle baş edemeyeceğinden korktun değil mi?
Onun için buradasın."

"Evet.
O zayıf ve korkuları var.
Bu yüzden oluştum ben."

"Nasıl oluştun anlatsana bana."

"Sebep."

"Merak ediyorum."

"Etme."

"Tamaam her neyse.
Belkide seninle daha iyi anlaşırız.

Anlat."

"Neyi."

"Her şeyi.
Hayatımı kurtaran kişi hakkında herşeyi bilmek istiyorum.
Ailen kim,kimlerdensin.
O hastanede olduğuna göre oldukça zenginsin."

"Evet.
Ama anlatamam."

"Peki neden 2 yıldır o hastanedesin."

"Birilerinin rahatını kaçırdığım için."

"Kimin."

"Anlatamam. Aslı izin vermiyor."

"Gördüğüm kadarıyla, hastanede yatacak hasta değilsiniz.
Ayakta da tedavi olabilirsiniz.
Ama orada kalabilmek için numara yapıyor Aslı.
Dışarıda gayet normal konuyorken orada sessiz hasta moduna giriyor."

"Baya zeki sanıyorsun kendini."

"Beni sınama Alev."

Dedim tıslayarak.

"Hıh.!"
Diyerek omuz silkti ve devam etti.

"Yanlış.
Aslı oraya geldiğinde gerçekten çok kötüydü konuşamıyordu."

"Neden."

"Bunu söyleyemem yasak, izin vermiyor Aslı."

"Kaza gecesi bana yardım eden..."

"Evet bizdik."

"Anlat."

"Neyi."

"Olanları."

"Neden.

"Duymak emin olmak istiyorum."

"Neden."

"Orasıda beni ilgilendirir."

"Amanda aman.
Anlatalım bakalım.
O gecede hastaneden kaçtık.
Hatta kaçarken güvenliğin birininde gözünü parmakladım hahahahaha."

"Hıı! Neden."

"Gözleri ile taciz etti bizi şerefsiz.
Çıktıktan sonra biraz dolaştık.
Geri dönerken benim yüzümden yanlış yola girince kaybolduk.
Benzin istasyonunun yanına geldiğimizde bir kaç el silah sesi duyduk.
Senin aracına ateş ediyorlardı.
Lastiğin patlayınca araba yoldan çıkıp bizim üzerimize gelirken direksiyonu kırdın ve takla atarak istasyona girdin.
Arabanın yanına geldik hemen.
Bizden başka kimse yaklaşmak istemedi.
Arabanın motor kısmından alevler çıkmaya başlayınca camı kırıp kapıyı açarak seni dışarı çıkardık.
Nabzın yoktu.
Göğsünün altında yaran vardı."

Ferman:
"Evet peşime düşmeden önce çatışma çıkmıştı aramızda."

"Hırkamızı çıkarıp yarana bastırdık.
Oradaki dede yaraya baskı yaparken,
bizde kalp masajı ve suni teneffüs yaptık ve geri döndüm.

Sonra telefonun çaldı. Ama pantolonun cebindeydi telefon.
Aslı almak için uzandı ama tereddüt etti. Elini cebine sokmak istemedi. Nedense kızardı. Dediğim gibi karakteri farklı."

"Sen olsan rahatlıkla elini cebime sokardın yani." Dedim gülümseyerek.

"Ters bir bakış attı ALEV. Gerisini biliyorsun."

"Peki peşimdeki adamları gördünüzmü."

"Hayır sen takla atınca durmadan geçip gittiler."

"Peki bu eve nasıl ve neden girdin."

"Bu evi biliyoruz."

"Ne demek biliyoruz."

"Daha öncede girdik bu eve."

"Ama nasıl girdiniz."

Dedim yerimden doğrularak.
Cevabı gerçekten merak ediyordum.

"Kimse görmemiş. Kameralar yakalamamış.
Adamlarımın arasında adamınız mı var."

"HAHAHHAAHHAHH!
Nerdeee!!
Çok isterdik ama yok maalesef."

"O zaman nasıl oluyorda kameralar yakalamıyor sizi."

"Çünkü biz hayaletiz , görünmeden heryere girebiliyoruz."

Bu cümleyi duyunca tek kaşımı havaya kaldırıp sadece yüzüne baktım.

"Tabiki de hayalet değiliz.
Evin kuzey batı köşesinde kör nokta var.
Bahçeye duvar dibinde olan ağacın arka kısmından girerek uygun bir acıyla kameradan korunarak evin duvar dibine oradanda mutfağa girebiliriz."

Ferman'ın gözleri sonuna kadar açılırken kaşları çatıldı.

"Siz nasıl biliyorsun bunu."

"Sizden önce oturan birinden.İstersen dene ve gör."

Aslında, Aslı bu yolu küçükken tesadüfen keşfetmişti.
Evden izinsiz kaçar ve dönerdi aynı yolla. Aslı her ne kadar tuneli kullandıysada dedikleri gerçekti yani.

"Neden girdiniz evime peki."

"Hırsızlık için."

"Ne yani hastanede yatan bir hasta, geceleri hırsızlık için hastaneden mi kaçıyor."

Dedim, tekrar sandalyeme yaslanıp kollarımı bağlarken.

"Evet öyle."

"İnandırıcı gelmedi."

"İster inan ister inanma çokta tın!"

"Hastanedeki dokturu neden dövdün."

"Aslı parmaklarını kırmamı istedi."

"Neden."

"Kadın hastaları taciz ediyordu şerefsiz.
Gülce'ye de iğrenç şekilde bakınca dayanamayıp üstüne atladık."

"Nee! Nasıl yani o şerefsiz köpek benim kardeşimede mi?"

Diye bağırarak yumruklarını masaya vurarak ayağa kalktı Ferman.

O şerefsizin kafasını koparacağım.
Ferman gün yüzü görmemiş küfürler savururken Alev devam etti.

"Ama yediği dayaktan sonra kolay toparlanamaz.
Hem sen, neden bu kadar paran varken Gülce'nin hastanede olmasını istiyorsun ki.
Hastaneyi yada doktoru eve getirsenya. "

"Bak bunu doğru dedin."

"Kahvaltını yap hastaneye gidiyoruz."
Dedi Ferman masadan kalkarken.

"Hayır."

Ferman omuzunun üzerinden arkaya bakarak "Nedenmiş o ? "

"Bizim başka işlerimiz var."

Ferman bir adımda Alev'in yanında bitti.

"Ne işleri?
Söylersen yardım edebilirim."

"Senin yardım edebileceğim birşey değil. Bu işin sonunda bir kaç kişinin caa... Her neyse.
Sen git kendi kardeşinle ilgilen bizde kendi işlerimizle ilgilenelim. "

"Sende benimle geleceksin."

"Hayır."

"Evet."

"Hayır, sorduğun herşeye cevap verdim. Artık rahat bırak bizi."

Ferman Alev'in kolunu tutarak sinirle,

"Sana söyledim benim sözümü ikiletme.
Ben ne dersem yapacaksın."

Aslı'nın gelmesi çok önemli değildi ama yine elinden kaçıracağını düşünerek Ferman işi inada bindirmişti aslında.

Aslı:
"Tamam Alev uzatma istediğimiz oldu."
Alev hala sinirle kolundan tutan Ferman'a bakarak.

"Sen bana emir veremezsin."

"Veririm."

"Veremezsin.
Gıcık kara kule."

Dedi dişlerini sıkarak.

"Veremezsin dedim veremezsiiinn."

Bir anda Alev başını öne eğerek "Ahhh!!
Ahhh! "
Diye inleyerek elleriyle başını tuttu.
Ferman bir anda bağıran Alev'e bakarak.

"İyimisin. Neyin var. Ne Oldu birden." Diye sorarken.

Alev kendini boşluğa bıraktı.
Yere düşmeyi bekliyordu ama Ferman yine kollarıyla sararak tuttu kızı.

Kızın boyu çok uzun değildi. Zayıftıda. Bir kaç gündür de birşey yememişti.
Bu yüzden tansiyonu ve Alev, Aslı'ya ağır gelmiş olmalıydı.

Ferman:
" Yaa sabır." Diyerek kızı yavaşça kucağına alıp salondaki büyük koltuğa yavaşça bıraktı.

Başının altına koltuktaki yastığıda yerleştirdi.

" İnatçı katır."

************************************

Veee bölüm sonu.

BEĞENMEYİ ve yorum yapmayı unutmayın lütfen bekliyorum.

Yeni bölümde görüşmek üzere.

 

Loading...
0%