Yeni Üyelik
20.
Bölüm

🔥D.20 Şok

@azamet_29_2

Selaaammm yeni Bölüme
hoş geldiniz.

Lütfen okuduğunuzu belli edin. yorumları okumak isterim.

**********************************

Dün gece iyice düşündüm.
Artık kendime gelmeliyim. Her şeyi yeniden yoluna koymalı, bugünden sonra daha çok çaba göstermeliyim.

Bu arada Alev'i hissedemiyordum neden?
Son krizle sende mi gittin Alev, beni yalnız mı bıraktın.
Yine mi yalnız kaldım?

Yataktan kalkarak sabah işlerimi hallederek üzerime hızlıca spor kıyafetler giydim.
Bugün bu evin her köşesini didik didik aramam lazım.
O kağıdı artık bulmak istiyordum
ama kâğıdı bulamadığım gibi ararken başıma gelmeyende kalmamıştı.

Babamın o kağıdı yazdığı zamanı hatırlıyorum. Belkide bir nevi vasiyetti. Bana bu kağıdın benim geleceğim olduğunu söylemişti.
Bir gece gizlice o kağıdı heykele koyduğunu görmüştüm.
O kağıdı venüs heykeline saklarken görmüştüm ama heykel aynı heykel değildi. Değişmişti.
Orjinaline ne oldu acaba.
Eğer atıldıysa planlarım suya düşecekti.

Hızlı adımlarla aşağı inen merdivenlere geldigimde aşağıdan gelen sesleri duydum.

Ferman:

"Senin orada ne işin vardı."

Diye soruyordu birisine.

Kiminle konuşuyor bu diye bakınca,
Zeliha'nın Ferman'ın karşısında mahcup şekilde durduğunu gördüm.
Ferman'ın sorusuna,

"Kusura bakmayın sıkılınca bir kitap alıp okumak istemiştim." Diye Cevap verdi.

"O odaya girmek yasak.
Okuma odası üst kattaki küçük oda.
Bir daha bu odaya girmeyin."

"Peki.
Tekrar özür dilerim. "

Ferman arkasını dönerek dışarı çıkarken arkasında kalan Zeliha 'ya baktım.
Arkasından nefret doku gözlerle baktığına yemin edebilirim.
Beni görünce hemen yüzü değişti.

"Günaydın Aslı nasılsın?"

"İyiyim.
Az önce bir sorun mu yaşandı?"

"Aa, hayır sorun yok.
Hadi gel bahçede kahvaltı yapacaklar."

" Tamam geliyorum."

Bahçeye çıktığımda Ferman hariç herkes masadaydı,Esma teyze de dahil.
Birlikte kahvaltıya oturduktan sonra.

"Hadi bismillah..."

"Alev? "

"Ne var.
Beni özlemişsindir dedim. "

"Tabi ne demezsin.
Bende senden kurduldum diye düşünmüştüm"

"Hadi ordan sabah üzüldüğünü biliyorum. Hem sana söyledim ben istemedikçe benden kurtulamazsın."

"Hadi tam sırası bunlardan başlayalım sormaya. Esma ve diğerleri o heykeli görmüş olmalılar."

" Tamam.
Kerem."

Diyerek başladım söze.

"Efendim Aslı."

Evin heryerini gözlerimle süzerek.

"Bu ev çok güzel ne zamandır bu evdesiniz."

Dedim. Bir "Oh!" çektim sonrada.
Sormayı başarmıştım.

Kerem:

"Aslında abicim yeni aldı.
Gülce'ye de iyi gelir buralar dedik iyikide almışız.
Hem hastaneye hem doğaya yakın.
Arkasında küçük bir ormanlık bile var. Ormanın arkasındada küçük bir göl var. Çok güzel değilmi."

"E..evet.Çok güzel."

" Birgün oraya pikniğe gidelim mi birlikte.
Aylin ve Zeliha bir kaç gün içinde kendi işlerinin başına dönecekler.
Onlar gitmeden bir piknik yapalım hı.! Ne dersiniz?"

Zeliha hemen,

"Çok mutlu olurum.
Uzun zamandır piknik yapmamıştım. Ne dersiniz Aylin Hanım."

Diye atıldı.

"Hmm! Maalesef ben gelemeyeceğim."

"Neden?"
Arkamızdan gelen sese baktım. Ferman'dı.

"Şeyy ben bugün size bahsetmeye karar vermiştim ama nasıl başlasam diye düşünüyordum.
Hocalarımla birlikte Amerika'da yapılacak olan bir konferansta konuşmacı olarak çağırıldım.
Bu benim ve kariyerim için çok önemli. "

"Öylemi"

Dedi Ferman.

"Karar senin nasıl istersen öyle yapabilirsin.
Bu arada maaşın hesabına yattı."

"Buna gerek yoktu.
Demiştim."

"Hakkın olanı verdim.
Uzatmaya gerek yok."

" Peki o zaman teşekkürler."
Ferman Zeliha ya dönerek.

"Zeliha sende artık hastaneye dönebilirsin."
Dedi.

"Senin hakkında hesabına yattı."

"Teşekkür ederim Ferman bey."

"Böylece piknik başka zamana kaldı."

Dedi Kerem, omuzlarını düşürerek.

"Aslı devam et, konu yörüngeden çıkıyor.
İzin vermeyelim. "

"A.. Tamam."

"Bu arada dikkatimi çekti.
Eşyalarda eski antikamı.
Aferin bana tam bir u dönüşü."

"Bir çoğu öyle."

"Özellikle Venüs heykeli mesela.
Çok güzel."

"Aferin Aslı devam, sözü iyi bağladın."

"Evet güzel ama laf aramızda."

Dedi Kerem.
Biraz öne doğru eğildi.

"O orjinal değil. Orjinali çalındı."

"Nee!!
Nasıl çalındı?"
Birden bağırınca Kerem yerinde sıçradı.

"Ferman.
Neden bu kadar tepki verdin.
Görende senin zannedecek."

"Pardon.
Birden şaşırdım bu kadar adam varken nasıl çalınmış hayret."

Şuan gercekten ağlamak istiyordum.
Alev ise içerden bildiğim bütün küfürleri ediyordu.

"İlk taşıdığımızda oldu.
Hemen polise haber verdik ama hâlâ bulunamadı."

"Öylemi,"
Dedim.
Şuan öyle üzgündüm ki şuracıkta tepine tepine ağlayabilirdim.

"Neyse ben şirkete geçeceğim. İstersen senide bırakayım Aylin." Dedi Ferman.

"Ama önce bu senin."

Önüme bir telefon bıraktı.
"İçinde benim Aylin'in ve evdekilerin numaraları kayıtlı.
Zafer dahil. Yanından ayırma.
Gidelim Aylin."

Aylin tamam diyerek ayağa kalktı.
Sırayla yanımıza geldi. Sımsıkı sarıldım.
Göz yaşlarımı tutamayıp ağlamış bile olabilirim.
Sonra geri çekilip gözlerime baktı.
Beni her zaman her konuda yada iyi hissetmediğinizde arayabilirsiniz kuzum tamam mı.

"Herşey için teşekkür ederim Aylin."

"Görevim. Size severek yardımcı oldum. "

"Abicim."

Diye seslendi Kerem ayağa kalkarak.

"Yine geçmi geleceksin.
Kaç gündür geç geliyor erken gidiyorsun.
Uyku uyumuyorsun ,hasta olacaksın bak demedi deme.
Bu akşam bari erken gelip dinlen.
Yada bende geleyim, sana yardım ederim şirkette."

"Gerek yok geveze.
Siz evde birbirinize yardım edin yeter. Yeni iş ile ilgili meseleleri halletmem gerekiyor.
Zaten de bitmek üzere."

Giden Ferman ve Aylin'in ardından şanssızlığıma söylenip durdum.

"Ne yapacağız şimdi."

"Bilmiyorum Alev.
Hiç bilmiyorum.
Bütün hevesim enerjim hepsi bitmiş hissediyorum."

Yavaşça sandalyemden kalktım.

"Aslı iyimisin rengin soldu sanki birden."

İyiyim Gülce sadece bir an başıma ağrı girdi.
Ben biraz dinlenmek istiyorum size afiyet olsun dedim.

"Ama birşey yemedin."
"Pek iştahım yok canım siz devam edin."

Dedim ve eve yöneldim.

Zeliha'nın arkamdan

"Aylin'in gidişine üzüldü sanırım üzerine gitmeyelim."

Dediğimi duydum.
Yanlış tahmin de bulunmuştu.
Şuan en çok üzüldüğüm şey o kağıdı bulma umudumun sönüşüydü.

İçeri girerek yukarı çıkarken eski odamı hatırladım.
Koridorun sonuna doğru ilerledim.
Bu oda kabuslarımın sahnesiydi.

Hayatımın alt üst oluşu burada başlamıştı.
Kapının koluna uzandım tutmak istedim ama ellerimin titremesine engel olamadım.
Korktum belkide. Vazgeçip şuanki odama geri döndüm.
Yatağıma oturup sırtımı bazamın başlığına dayayıp yastığımı kucakladım.
Şimdi ne yapmalıyım.
Kâğıdıda bulamadım.. Herşey ters gidiyor.
Ben böyle beklemiyordum.
O kağıdı bulacağıma o kadar emindimki başka bir plân yapmadım.
Deyim yerindeyse ortada kaldım.
Ağladığımı farkedince daha fazla dayanamayıp gözyaşlarını özgür bıraktım.
Umudum tükenmiş kendimi aciz hissediyordum.
Burada kalmam için haklı hiç bir sebebim yok.

Artık benim olmayan bu evde daha fazla duramam.
Ama burdan gidince ne yapacağım dahası Demir pisliği de peşimde.
Allah'ım ne yapmalıyım.

********

Kapının çalınmasıyla açtım gözlerimi ne zamandır uyuyordum.
Burada böyle uyuya kalmış olmalıyım.Hatırlamıyorum.

"Girin."

Gelen Esma teyzeydi.

"Aslı kızım akşam yemeği hazır.
Seni bekliyorlar hadi in sende."

"Tamam Esma teyze geliyorum."

Elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim.
Kerem ve Gülce masada beni bekliyordu.
Zeliha gitmiş, Ferman ise hala gelmemişti.

Masanın yanından geçerek tezgaha gittim. Kendime bir kahve hazırladım.
Beni izleyen Kerem,

"Ne yapıyorsun aç karnına kahvemi içeceksin." Dedi.

"Ben aç değilim sadece masada eşlik etsem size."

"Bugünlük görmezden geleceğim ama böyle devam edersen abime söylerim haberin olsun Aslı ."

Hafiften bir gülümseme yolladım, Gülce ye.
Yemekten sonra da onlar bana kahve içerek eşlik ettiler.

Artık gece yaklaşmıştı.

Kerem:

"Abim yine gelmeyecek sanırım.
Ben artık yatmaya gidiyorum."

Dedi.
Gülce:

" Bende yorgunum.
Bende yatsam iyi olacak.
Sen Aslı?
Sen yatmayacakmısın."

"Ben biraz daha oturmak istiyorum.
Malûm dört gün uyumuşum. Dört günlük uyanık kalma hakkım var."

Dedim gülümseyerek.

"Ooo." Dedi Kerem.

"Esprilerde geldiğine göre gerçekten iyiye gidiyorsun."

Gülce:
"Hadi Kerem hadi, kızı rahat bırakalım."

Dedi gülerek kolundan tuttu çekiştirerek yukarı çıktılar.

Bende salonda oturarak kara kara düşünmeye devam ettim ne yapacağımı.

Önce iş. Bir işe girmeliyim.
Sonra kendime bir ev ayarlamalıyım.
Hayatıma bir düzen vermeliyim.
Diğer yandan Demir ve Neriman'dan
hakkım olanı almalıyım.

"Söylemek yapmaktan , her zaman daha kolay.
Nasıl yapacağız Aslı."

"Bir yerden başlamamız lazım Alev."

Geniş cam kenarına oturduğum karanlık salonun penceresinden gökyüzüne baktım.
Şuan muazzam görünüyordu berrak gökyüzü ve Ay.

Annem geldi aklıma.
Gözlerimin dolmasına izin verdim.

Adı Ayla idi annemin.

Anlamı Ay' ın etrafındaki ışık halkası demekti


Anlamı Ay' ın etrafındaki ışık halkası demekti. Çok güzel uyuyordu anneme.
Babamın ve benim etrafımızı saran ışıktan bir halkaydı o.
Huzur veriyordu.
Ama çok duramadı dünyada.
O gidince ışığımızda onunla beraber gitti. Karanlıkta kaldık.
Ayın karanlık yüzüne mahkum olduk babamla birlikte.
Sonra oda, babamda gitti.
Artık sadece ben kaldım.
Birde, benim içimdeki ben.

Peki ben birgün huzur dolu bir hayata başlayabilecekmiyim.
Gerçekten merak ediyordum.

"Bu gidişle zor be Aslı.
Bütün planlarımız suya düştü."

"Acaba iş bulma konusunda Ferman'dan yardım istesemmi."

"Bana kalırsa yardımcı olacağını bile sanmam.
Tanıdığımız kadarıyla burdan ayrılma fikrine bile karşı çıkacaktır."

"Aahhhggjh ne yapacam ben yaaa!!"

O sırada evin kapısı açıldı.
Ve içeri...

***********************************

Bittiii bölüm sonu cannişler.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.

 

Loading...
0%